Tanımlaması zor bir sürece girmiş ülkede cinayet nasıl işlenir? Ortalık ne yazık ki kaos ortamına girmiş durumda. Terör, önü alınamayacak boyutlara tırmanmak üzere. Herkes kaygılı. Olan biteni anlamayı bırakın, her yeni saatte yeni acılar yaşıyoruz.
Bir an önce normale dönmemiz tek dileğim. Gazetelerde okudunuz, televizyonda izlediniz belki. Ne yazık ki anlaşılmaz bir olay cinayetle sonuçlandı. Ben okuduklarımdan bunu yazıyorum. Bir emniyet müdürünün bir motosiklet sürücüsünü tabancası ile öldürmesini nasıl açıklayabiliriz? Görüntüler farklı görüşlere neden olabilir. Sorun nedir? Kimse bunu araştırmıyor. Görüşme veya kavganın öncesi var. Sonra motosikleti ile gelen adam. Elinde kuru sıkı olduğu söyleniyor. Güya çıkarıyor, ateşlemek istiyor, olmuyor, müdür ise gerçek tabancasını çıkarıp hiç tereddüt etmeden motosiklet sürücüsünün başına ateş ediyor. Olay esnasında çeşitli güvenlik kameraları kayda devam ediyor. Gelin bunu değerlendirin. Her tarafı çıkmaz sokak. Bu olay nasıl açıklanabilir? Cenazede annesi, ölen oğlu için “Aşık olacaktı benim yavrum” diyor.
Öldüren müdür ise telefonla sağlık ve emniyeti arıyor. Gencecik çocuklarımız yaşamlarının baharında anlamsız bir savaşın kurbanları oluyor. Nedir kavganın sebebi? Toprak mı? Hayır değil, kimse bu topraklardan kopmak istemiyor. Özgürlük istiyorlar desek onlar özgür, biz değiliz. Azınlıkmış onlar? Geçin bunları! Aslında bu ülkenin insanları azınlık… Tura çıkmış iki motosikletçi kardeşimizin katlini unutmadım. Bunu, biz motor kullanıcılarına açıklayamıyorum. Bu nasıl bir nefrettir? Bir kızımız motosikleti ile 10 ülkeyi kapsayan bir tur yaptı. “Aman yapma, tehlikeli bir iş bu, deli misin?” diyenlerin sayısı destekleyenlerden daha çoktu. Motosiklet kullanıcılarının sayısı artmaya devam edecektir sevgili okuyucularım. Çeşitli riskleri yanında şimdiki yaşadıklarımız inanılmaz boyutlarda. Trafikte sakin, sessiz, yeri geldiğinde hızlı olalım. Kimse ile ne sözlü ne de bedenimizle tartış mayalım. Tanımlamakta güçlük çektiğimiz davranışlarımız başkalarını rahatsız edebilir. Ama motosiklet için derin çalışmaların yapılmasını gözden uzak tutmayalım. Karayollarında hız limitimiz çok komik.
Saatteki hızımız 80 km’yi geçmesin isteniyor. Otoyollarda aynı limitler söz konusu. Ey motosiklet dünyası, hangi motosiklet otoyolda 80 km/saat hız yapıyor? Köprülerden geçen motorlarımızın ödedikleri para vicdanları rahatsız etmiyor mu? Emniyet şeritlerinde motosikletlerin ilerlemesi izni çıktı ama oraya dalan otomobillerin altına giren motor sayısı artmaya başladı. Ey dört tekerliler! Motosikletlileri görün. Onlardan birisi sizin en sevdiğiniz bir arkadaşınız, dostunuz hatta eşiniz bile olabilir. Şeridinizi koruyun, aynalarınıza bakın. Özellikle sağdaki aynanıza bakın! Bir trajik olay sonrasında neler yazılabilir bilmiyorum. Her açıdan tuhaf. Bu psikolojiden kurtulun lütfen! Motosikleti sevseniz de sevmeseniz de artık bu araçlar modern trafiğin en güzel yardımcılarıdır. Bu son yaşanan hepimiz için uyarıcı ve yol gösterici olsun. Sakin, yavaş, sessiz ama motorla yaşamaya devam! Bir taraftan başsağlığı dilerken, diğer taraftan sabırlar ve geçmiş olsun demekten kendimi alamıyorum. Eylül ayına böyle bir konu ile girmek istemezdim. Akla ve mantığa inanalım. Sağduyumuza güvenelim. Ona çok ihtiyacımız var. Motorla ama ayakta, bunun yanında hayatta olma dilekleri ile…?
Yorumlar
Loading…