Türkiye’de yoldan geçen herhangi bir motosiklet kullanıcısını çevirip sorsanız; motosikletin avantajları ve dezavantajları nelerdir diye. Abi özgürlük bu acaip rahat bir kere, trafik derdi yok, park derdi yok, üstelik ekonomik de der ve sonra başlar yakınmaya!
Uzun uzun kimsenin motosikletlileri görmediğini, diğer motorlu araç kullanıcılarının motosikletlileri yok saydığını, bile bile araçlarını motosikletlerin üzerine sürdüğünü, devletin ise motosikletlileri sadece vergi konusunda hatırladıklarını, abartılı sigorta bedellerini ve benzerlerini anlatır da anlatır. Kısaca bir dokunur bin işitirsiniz. Bu sohbete yerel yönetimlerin motosikletli diye bir gündemlerinin hiç olmadığını, motopark ihtiyacını ve motosikletlerin tahsisli yollara girebilmesi gerektiğini dahil edip soru soranı sorduğuna bin pişman bile edebilirsiniz.
Bu soruyu İtalya, Fransa, İngiltere, İspanya ya da komşumuz Yunanistan’da sormuş olsanız, sohbet oldukça kısa sürer. Motosiklet kültürü oturmuştur; motosikletin avantajları herkes tarafından bilinmektedir ve sorunlar ise zamana bağlı olarak neredeyse çözülmüştür.
Avrupa ülkelerinde motosiklet kullanımı köklü bir geçmişe sahiptir ve bu geçmişin yarattığı bir kültürel birikim söz konusudur. Motosikleti bir hobi aracı gibi görüp ulaşım aracı olarak algılayamayan Türkiye’de motosikletin yaygınlık kazanması yıllara yayılacaktır. Diyebilirsiniz ki her geçen yıl bir öncekine oranla motosiklet kullanıcılarının sayısı artmaktadır. Doğru ancak bu artışın motosiklet kültürünün yerleşmesine katkısı yok denecek kadar azdır. Bundan daha fazlasını beklemek ise köfte ekmekle beslenen toplumda vejateryanların lokantalardan kendileri için sebze ağırlıklı menü hazırlamalarını beklemeye benzer.
Avrupa Standartlarının her alanda yaygınlaşmasını sağlayan motivasyonu da kaybedince motosikleti şeytan işi gören üst akıl, bekle ki motosiklet kullanıcılarının beklentilerini görsün ve duysun. Karamsar bir tablo di mi? Ancak motosiklet kullanıcıları arasında etkileri hiç de azımsanmayacak bir bilinçli kullanıcı grubu var. İşte bu küçük grubun sosyal medyayı etkili kullanmasıyla “Türk motosiklet dünyası”nda değişim rüzgarları esmeye başladı. Bilinçli kullanıcılar, sosyal medya üzerinden sosyal sorumluluk mesajları vererek yetkililerin yapmadıklarını kendileri yapar oldu. Karşılaştıkları olumsuz tutum ve davranışları çekinmeden videoya alıp internet ortamında yayan, bilgi ve deneyimlerini anında paylaşan bu yeni jenerasyon motosiklet kullanıcılarının pazardaki bir diğer etkisi de eğitim alanında oldu. Paylaşımları arttıkça motosiklet eğitiminin ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı ve özel eğitime talep birden patladı. Markalar kendi motosiklet okullarına önem vermeye başladı. Onca derdin olduğu motosiklet dünyasında bu da bardağın dolu tarafı.
Motorunuzun ve yaşam sevincinizin hep “on” olması dileğiyle…
Yorumlar
Loading…