in

Spor Yanında Sosyal Şeyler…

Birkaç sene önce gerçekleşen seçim sonrasında dergimizin sahibive genel yayın yönetmeninin o zamanki başkan ile yaptıkları görüşme notlarından çıkardığım dersler olmuştu.

Merak edenlerimiz eski sayıların birinde yapılan görüşme notlarını bulabilirler. Aklımda kalan tek nokta, ‘federasyon olarak işin sportif yanında olduklarını, sosyal ya da kültürel faaliyetlerin kendi işleri olmadığı yönünde idi.

 

Bugüne kadar düzenlenen etkinliklere bakılınca aslında sonraki iki federasyonun da benzer uygulamaları sürdürdüğü görülebilir. Ancak ne oldu ise Ağustos ayından bu yana bazı şeyler değişti. İzmir EXPO 2020 için adaylığını açıklarken işin artık güzel tanıtım videoları, iyi kurulmuş standlar ile olmayacağını anladı. TMF ışık hızı ile aldığı bir karar sonrası “Organ Bağışı” kampanyasına destek verdi. Türkiye’nin en önemli meselelerinden birisi olmayı daha uzun süre sürdürecek olan bu tabloya dikkatlerin çekilmesi gerekiyordu.

 

Konu, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü tarafından kamuya yansıtıldı. Motorun İzmir kanadı hareketlendi. Kıymetli kardeşlerim Mahmut Nedim Akülke ve Mehmet Özgül rotayı Ankara’ya çevirdi. Oradan başlayacak olan bir dalganın periferde daha büyük etki yaratacağını söylüyordu telefonda yaptığım görüşmede. Ankara’da birleşen gruplar usulca yola çıktılar. Geçerken Kocaeli’ne uğradılar. Burada Üniversitenin en üst yöneticisi olan Rektör Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu kafileyi Gençlik Meydanında karşıladı.Rektör Yardımcısı ve aynı zamanda Radyolog olan Prof. Dr. Ali Demirci bu karşılamada hazır bulundu. Tabi bu anda Ali hocamızın kazalar sonrası motorcu kardeşlerimin röntgen görüntüleri üzerine yaptığı küçük sohbet dikkatlerden kaçamadı. Olay organ bağışı olunca “biz bu işi yapıyor, değiştiriyoruz” cümlesi ile sohbete katılan Prof. Dr. Nazım Mutlu’nun açıklamaları dikkat çekici idi. İl Sağlık Müdürü işe biraz daha profesyonel bir bakışla katıldı. Kocaeli buluşması öncesinde ekibini önce spor bilimleri yerleşkesine gönderdi. Sonra da toplanma yerinde standlarını açtılar. Birçok fotoğraf burada çekildi. Tişörtler giyildi ve poz verildi. Öğrenciler, motor kullanıcıları, gazeteciler olaya tanıklık ettiler. Sonra yemek. Üniversiteyi hatırlamaları için birer kitapçık ve bu turun notlarını tutmaları için birer not defteri ve kalem verildi.

 

Bu yazdıklarımdan çıkarılacak ders notlarını sıralıyorum: Eylül ortasının önemli yarışı İstanbul’da yapıldı. Kim ne derse desin İstanbul dışındaki herhangi bir yerde bu seyirciyi bulamayız. Motorlusu, otomobillisi, yayası ve arkadaşı ile birlikte gelenleriyle öyle ya da böyle motosikletin önemli organizasyonu olaya heyecan katmayı becerdi. Ufak tefek sayılmayacak çeşitli tatsızlıklar yaşansa bile bunların bir değerlendirme toplantısı ile ele alınması gereklidir. Medya ile daha çok temas kurulmalıdır. İşin reklâmı için birlikte anlaşma yapanlar dışında bulunanlar da taşın altına elini sokmalıdırlar.

 

İşin teknik tarafına bakınca bu defa malzeme, mekanik ve teknik konular ön plana çıkıyor. Motosiklet işi, yüksek bir disiplin ve kurumsallaşma gerektiriyor. Buna önem vermek gereklidir. Yarış sporcuları nasıl antrenman yapıyor ve nasıl yaşıyorlar? Günde kaç saat uyuyorlar? Rekreatif etkinlik olarak neler yapıyorlar. Aşırı stresle nasıl mücadele ediyorlar?

 

Sonuçta bir spor olmakla beraber motosiklet aynı zamanda sosyal bir konudur. Federasyon sosyal sorumluluk projelerine yavaş bir şekilde giriş yaptı. Demek ki, motosiklet yalnızca spor değil, bir kültür ve bir sosyal olgudur. Değişim başlamıştır. Türkiye artık buna bakmalıdır. Trafikte yalnızca hız limitlerinin konuşulduğu motosiklet, yaşamın ta kendisidir. Ama bunu mutlu, sevimli ve coşkulu yaşamak gereklidir. TMF Tur etkinliği bana bunları yazdırma fırsatı verdi.

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0

Sivrisinek File Karşı!

Superbike’in Ardından

REKLAM