Bajaj Pulsar 200 NS

Yazar: Sanço Panço

Ekonomik Motorda Yeni Standartlar
“Geldi, geliyor”, “fiyat belli mi?”, “daha motor gelmeden zam geldi”, “şöyle güzel, böyle
güzel”, “titreşim sıfır”, “2 litre yakıyormuş, 3 litre yakıyormuş”, “150 yapabiliyormuş” gibisinden
söylentilerin ayyuka çıktığı, daha motor gelmeden sayfalar dolusu forum yazılarının yazıldığı
Bajaj Pulsar’ı Kuralkan’dan aldık, test ettik. Üstelik de ne test! İstanbul Park’a, piste çıktık!

Bajaj Pulsar 200 NS

Bajaj Pulsar hakkındaki kararımızı, yazıyı uzun uzun okumak istemeyen varsa, hemen yazalım; firma harika bir motor yapmış. Bunu söylerken hiç bir reklam amacı taşımıyorum. Üstelik de Pulsar’a, aynı gün, aynı pistte, Ducati Panigale 899 ve MV Agusta F3 800 ile aynı anda bindiğim halde, bu motoru beğendiğimi söyleyebilirim.

Nesini beğendim? Bu sınıf motorlardaki en büyük problem, ucuz olsun diye genelde hava soğutmalı tasarlanmış motorun yüksek devir çevirememesidir. Yüksek devir çeviremediği için de pek canlı olmaz, olamaz, çünkü bu, motorun doğasında yoktur. Pulsar’ın KTM Duke 200 ile paylaştığı krank haznesinin üzerine oturtulan 4 sübaplı, tek silindirinin piston kolu rakiplerine göre çok kısa, fakat pistonu oldukça büyük. Bir de su soğutmalı! Bu sayede motor çok canlı biçimde devir çeviriyor, ve bu devir (gözümle görmesem inanmam), 10.500dev./dakikaya kadar canlı canlı yükselmeye devam ediyor.

Bize gelen sorulardan bir tanesi de vibrasyon olup olmadığı. Bilmiyorum. Yani neyle karşılaştırıyorsunuz bilmiyorum. Marşa basıyorsunuz, çalıştığı bile belli değil. Gaza basıyorsunuz, delice devirleniyor. Yolda oldukça stabil. Vibrasyon? Daha önce CBF150 ve YBR125’e binmiştim, vibrasyon varsa bunlar kadar vardır. Ama bence onlar da vibrasyonlu motorlar değillerdi.

Fuarda gördüğümüz modellerde önde plaka takmaya yarayan beyaz çubuklar vardı. İngiliz sömürgelerinin hepsinde motora öne de plaka takıldığı için, her ne kadar Hindistan artık sömürge olmasa da, üretilen motorların hepsine bu nesneden de takmışlardı. Neyse ki Kuralkan motorda bu parçayı sökmüş, teşekkürler.

Bize verilen siyah renkli, mavi çıkartmalı test motorunun kilometresi yaklaşık 1.400’ü gösteriyor. Motor, hem test motoru olarak, hem de bir Kuralkan çalışanı tarafından test amaçlı günlük kullanılıyor. Sürekli kullanılan bir motorun neresinde ne var daha iyi anlaşılacağı için genel bir göz gezdirdim. Egzozda paslanma var, arka lastiğin ortası dümdüz olmuş (ya düşük basınçla biniliyor, ya da binenler fazla gazlıyor), bunun haricinde akan kokan bir yer görmedim. Bu açıdan bizden olumlu puan aldı.

Göstergenin üzerinde yazan “Kawasaki/ Bajaj” yazısından anladığımız kadarı ile, Bajaj hem KTM’ye, hem de Kawasaki’ye küçük hacimli motosiklet üretiyor. Geçen sene Yunanistan’da, bizde pek olmayan Kawasaki marka Cub’lar görmüş, çok beğenmiştik. Ön farları Pulsar’ı andırıyordu. Böylece onları kimin ürettiğini anlamış olduk. Bu da ikinci olumlu puan oldu.

Motorun üzerine oturdum, kontağı açtım. Kontrol düğmelerinin üzerindeki işaretler de aydınlatmalı. Bunu Piaggio X10’da görmüştüm, dolayısıyla istenirse her türlü fiyat etiketine sahip motorda yapılabilecek bir özellik olduğunu gördüm, beğendim. Kontak açık olsa bile acil durum stop düğmesini açık konuma getirmeden göstergeler hiç bir şey göstermiyor. Motoru acil durum düğmesinden kapatıp kontağı kapatmayı unutan ve akünün bitmesine sebep olan kullanıcıların çok olduğu düşünülerek böyle bir şey tasarlamışlar herhalde. Bence oldukça ince bir fikir. Aynalar büyük, onları ayarladım, İstanbul Park’a doğru çıktım yola. Fabrika ile pistin arası, bol köpekli, bol virajlı, ama güzel asfaltlı, 5-6 kilometrelik bir mesafe.

İlk anlarda dahi Pulsar devirlenme isteğiyle, beni çok şarşırttı. Rüzgar alıyor mu? Çıplak olduğu için evet alıyor, belki küçük bir cam iyi olabilir. Vitesin kaçta olduğunu göstermiyor, ama 6 vites olması çok çok iyi, böylece çok daha az gürültü ile yol alabiliyor. 1.363mm’lik tekerlekler arası mesafe, bugüne kadar 125- 150 sınıfında üretilen Bajaj’lardaki en uzun tekerlek arası mesafe. Bu sayede normal boyutlarda bir motor sürüldüğü hissi veren motosikletin viraj alışı da hiç fena değil. Viraj alış deyince, üzerinde gelen ekonomik lastiklerin performansı, kaliteli asfaltta veya pistte, doğal olarak hiç fena değildi. Dediğimiz gibi arka lastiğin ortası dümdüz olmuştu. Görünüş olarak da çok sert görünüyorlar. Üretim tarihleri 2013’ün sonu, dolayısıyla oldukça taze lastikler takılmış. Ancak siz okuyucuların da kestirebileceği gibi, motor daha yumuşak ve iyi markalı lastiklerle, yazkış kullanımı açısından daha iyi performans gösterecektir, bu da açık.

Piste vardık, bir kaç detay çekimi yaptık. Bu arada Ducati ve MV Agusta ile gazladık. Pulsar’ı merak ettiğim için pite dönüp motoru aldım. O aletlerin yatık pozisyonundan sonra bunun dik oturumlu hali bana çok konforlu geldi. Konfor deyince, Kuralkan’da konuşurken, genel olarak gelen eleştirilerden bir tanesinin selenin sertliği olduğu söylenmişti bize. Elle yoklayınca fena değil, yarış tulumu ile oturulduğunda, tulumun kalınlığı yüzünden pek bir şey anlaşılmıyor, ama normal pantalon ile evet, biraz sert. Uzun mesafede ne olur bilemiyorum, ama sert sele, aşırıya kaçmadığı sürece, motorda iyi bir şeydir. Yine de tam olarak sizelere net bir şey söyleyemem. Arkada bir kişi ile kullanımı çok rahat, dolayısı ile iki kişiye yetecek yer var, bunu da test ettik, beğendik.

 Bajaj Pulsar 200 NS Yakıt Tüketimi

Pistte sürüşe gelince… Motor çok iyi yol tutuyor. Özellikle biraz uzun ayarlanmış süspansiyon yolları sayesinde, hem konforlu, hem de manevralara çok çabuk cevap veriyor. Süspansiyon sertliğini çok beğendim. Orta ayağın virajlarda sürttüğü konusunda tartışmalara denk geldim, test motorunda orta sehpa olmadığı için buna bir cevap veremeyeceğim. Ama bunun dışında pistte herhangi bir virajda yere değen bir yer olmadı. Elbette 200 yapsa, değen bir yerler bulunabilirdi. Test şartlarında yakıt tüketimini ölçmedik, buna imkanımız da olmadı açıkçası. Sürekli gazladığımız seanslar olduğu için de çok doğru bir sonuç çıkacağını sanmıyorum. Vites oranlarının oldukça iyi ayarlandığını düşünüyorum, su gömleği ile çevrili silindirin devir çevirmeye istekli yapısı sayesinde spor bir sürüşe olanak tanınmış. 10.500 devire kadar kesintisiz gazlıyor, önce uyarı ışığı yanıyor, ardından gazlamaya devam ederseniz devir kesici daha fazla gazlamaya müsaade etmiyor. Hangi viteste olursanız olun, çekişini de sevdim. Elbette hacmi çok büyük olmadığı için, düşük devir ve yüksek viteste olduğunda “hörrr” biçiminde akıp gitmiyor. Ama vites düşürüp gazladığınızda, tekrardan akıcı biçimde hızlanıyor. Son hız olarak test eden kullancılar bazı gazlamalarda bulunulmuş, “150-160 yapıyor” denmiş. Kim ne yapmış şahsen görmediğim için, ben kendi yaptığımı söyleyeyim, son olarak hafif yokuş aşağı 135’li bir rakam gördüm. Yokuş daha uzun ve dik olsa, 140’ın üzerine çıkardı muhtemelen, ama düz yolda 130’u geçeceğini pek sanmıyorum. Normal yolda rahatlıkla 110-120 arası hızları koruyabiliyor, bunu beğendim. Bir de sollamaya çıkıldığında, delice devir çeviren motoru sayesinde sürücüyü üzmeden kamyon falan sollayabilirmiş gibi geldi bana. Porsche sollayamazsınız, evet, bunun için daha hızlı bir motor almanız gerekir.

 Bajaj Pulsar 200 NS Son Hız

Frenlere gelince, ön çok güzel, iyi süspansiyonla birleşince kaliteli ve güvenli bir duruş sağlıyor. Arka ise ısrar ederseniz kilitliyor, ama düzgün kullanılırsa dozajlamasını beğendim. İlk lastik takımını bitirir de kaliteli bir çift lastik alırsanız, frenler daha da iyi olacaktır muhtemelen.

KTM Duke 200 ile teorik olarak karşılaştıracak olursak, ona göre bazı alanlarda geride kalıyor, örneğin marka kimliği bakımında Türkiye’ye yeni giriyor olması (burada Kuralkan’ın köklü bir firma oluşu bu durumu tersine çevirebilir), KTM’nin marka kimliğinin daha “kaliteli” izlenimi bırakması, Duke 200’de ABS ve oyuncaklı bir gösterge bulunması, renk uyumlarının ve “KTM turuncuları”nın kaliteli duruşu Pulsar’ı hafif sendeletebilir. Gelgelelim, fiyat bakımından Pulsar’ın müthiş avantajı (KTM’de kampanya var, ona rağmen fark 5 bin TL, yani araya ikinci el bir PCX sıkışabilir) var. KTM’ye oranla iki kişiyi çok daha rahat ve depo hacmine bakılırsa en az %30 kadar daha uzun mesafe taşıyabilir. Yol tutuşu ve sürüş kalitesi olarak da arada bir fark olduğunu düşünmüyorum.

Pulsar’ı İstanbul Park’ın hemen yanındaki yeşil çayırlara da soktuk. Elbette bir kros motoru değil ama toprakta da problemsizce yol alabiliyor. Arka lastiği istediğiniz zaman kaydırabilen arka fren sayesinde pinokyo bisikletli çocukluk günlerimize döndük.

Bajaj Pulsar 200 NS Nasıl?

Sen alır mısın derseniz, evet, bu sınıfta bir motor alacaksak olsam bu motoru alırım. Üretim kalitesini, çizgilerini, motorun boyutlarını ve ergonomisini beğendim. Özellikle motoru, çok şaşırtıcı. Bu sınıfta motor almak isteyen herkesin, bir şekilde imkan bulup denemesini şiddetle tavsiye ederim.

Bajaj Pulsar 200NS Teknik Özellikleri

Silindir Hacmi: 199.5cc

Motor: Enjeksiyonlu Tek Silindir – 4 Valf – 3 Buji

Maksimum Net Güç: 23,52 ps 9500 dev/dk

Maksimum Net Tork: 18,3 Nm 8000 dev/dk

Soğutma Sistemi: Su Soğutmalı

Aktarma: Zincir

Şanzıman: 6 Vites

Ateşleme: 3 buji ile Digital CDI

Çalıştırma: Elektrik

Aks Arası: 1363 mm

Yüksüz Ağırlık: 145 kg

Yakıt Tankı: 14,3 litre

Ön Süspansiyon: Sürtünmeyi önleyici burç ilaveli teleskopik amortisörler

Arka Süspansiyon: Nitrox gazlı tekli amortisör

Ön Fren tip/boyut: Disk / 280 mm

Arka Fren tip/boyut: Disk / 230 mm

Ön Lastik: 100/80 – 17 52P Tubeless

Arka Lastik: 130/70 – 17 61P Tubeless

Bajaj Pulsar 200 NS Fiyatı

Fiyat: 7.371 TL

Bajaj Pulsar 200 NS Lastik

Motorun lastikleri Eurogrip marka. Üretim tarihleri çok yeni olsa da sanırız naylon miktarı biraz fazla kaçtığ için süper yol tuttuğunu söyleyemeyiz. Test motoruyla biraz fazla gazlamış olmalılar ki, 1400 km’de arka lastiğin ortası dümdüz olmuş.

Aşağıdaki fotoğrafta motorun en arkasında yer alan çamurluk görünüyor. Çamurluğun ortasında yer alan çizikleri gördüğümüz kadarıyla arka plakalık yapmış. Kontrol edilmeli!