Endüstriyel Tasarımcı ve 3D Artist olarak profesyonel iş hayatına devam eden Mehmet Doruk Erdem ile Eylül ayında gerçekleştirdiğimiz röportajımızdan da hatırlayacağınız gibi kendisi “konsept tasarım” dâhisi ve özellikle motosikletlere olan ilgisi oldukça fazla.
Yaratıcı ve kendine özgü tasarımlarıyla kendinden söz ettiren Mehmet Doruk Erdem ile 2017 Motobike İstanbul Motosiklet Fuarı’ndaydık.Stantlar arasında birbirinden güzel motosikletler arasında turlarken, Doruk Erdem’in modeller hakkında ve fuar hakkında düşüncelerine birebir şahit olma fırsatını yakaladık. Gelin başarılı ve yaratıcı bir tasarımcı gözüyle Moto Bike Expo Motosiklet Fuarı’nı dinleyelim…
Tasarım: Mehmet Doruk Erdem
Yapım: Mark Atkinson
Fotoğraflar: Jun Song
Motoron: Mehmet Bey, öncelikle genel anlamda Türkiye’nin ilk ve tek Motosiklet, Bisiklet ve Aksesuarları fuarı olan Moto Bike hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Mehmet Doruk Erdem: Moto Bike Expo Motosiklet Fuarı’na ziyaretçilerin göstermiş olduğu yoğun ilgi beni oldukça memnun etti. Motosiklet tutkunları, çok çeşitli olan ürün yelpazesi sayesinde, istedikleri ürünleri yakından görebilme şansına sahip olup farklı motosiklet tarzlarına erişebilme imkanı buldular. Bu anlamda baktığımızda Moto Bike Expo Motosiklet Fuarı’nın Türkiye’de ki yerinin çok ayrı ve önemli bir organizasyon olduğunu düşünüyorum.
M: Moto Bike Expo İstanbul’da bir tasarımcı gözüyle baktığınızda, dikkatinizi fazlaca çeken ya da beğendiğiniz bir model oldu mu? Olduysa, nedenini bizlerle paylaşabilir misiniz?
M.D.E.: Genelde klasik ve modern tarzı, motosikletlerime yansıtmaya çalışırım. Saldırgan görünümlü fakat geçmişin çizgilerini koruyabilen motosikletler ilgimi her zaman daha fazla çekmiştir. Bunun bir örneğini, BMW standın da gördüm. BMW’nin R nineT Racer modeli benim için bu özellikleri karşılar nitelikte. Gelecekten bazı detaylar var fakat aynı zamanda geçmişten de kopmamış bir tasarım. Motorda kullanılan renkler ve malzeme ise bu dediklerimi tamamlıyor adeta. Bana kalırsa fuarın en çok dikkat çeken modellerinden biri idi.
M: Tasarımcı olarak başka bir dizayna baktığınızda, o tasarımda ilk olarak sizi cezbeden ne oluyor?
M.D.E.: Bir tasarımcı olarak en çok dikkat ettiğim özellik, tasarımlardaki boşluk ve doluluk dengeleridir. Bunun yanında o tasarım, hem geleceği hem de geçmişin izlerini taşıyabilmeli. Bugüne kadar kullanıcının ne istediğini ön planda tutup ona göre tasarımlarıma yön verdim ve abartı olmadan küçük dokunuşlar ile finalize etmeyi hedefledim. Bu yüzden diğer motorlarda bunun gibi faktörlere dikkat ediyorum.
M: Bildiğiniz gibi genel olarak bir takım trendler öne çıkıp dönemini etkilemektedir. Sizce motosiklet tasarımlarında bu tip trendler oluşuyor mu? Buna örnekler verebilir misiniz?
M.D.E.: Her sektörde olduğu gibi motosiklet sektöründe de zaman zaman trendler ortaya çıkıyor ve daha sonra düşüşe geçiyor. Bir tasarım, dünya tarafından kabul gördüğü zaman insanlar ister istemez o tasarımı tekrarlamaya ve benzerini üretmeye başlıyor. Cafe Racer’ları ele alırsak çoğu kişi aynı modeli aynı şekilde çok az yorum katarak üretiyor ve karşınıza yenilikçi bir ürün çıkmıyor. Bana göre burada önemli olan, var olan bir akımın üstüne kendi yorumunuzu katabilmektir. Ufak farklar ve detaylar bile sizin tasarımınızı diğerlerinden farklı kılabilir. Bu sayede o ürünlerin modası geçip gitse bile sizin yapmış olduğunuz ürünün başarısı her zaman ayrı tutulacaktır.
M: Motosiklet özelinde geçmişe özlem duyanlar için Retro bir çizgiden söz ederken, gelecek kuşakları kucaklayacak futüristik bir çizgiden bahsedebilir miyiz? Bunların örneklerini fuarda birebir görebildiniz mi?
M.D.E.: Tabi, bu tarz motosikletleri Indian, Triumph, Harley-Davidson, Bmw ve Ducati gibi markalar da görebilmek mümkün. Bu markaların bazı modelleri geçmişten alıntı yapıyor fakat futüristik çizgilere de yer veriyor, bunun örneklerini Motobike Expo Motosiklet Fuarı’nda görebiliyoruz. Bu sayede, bu tasarımlar fuarın en çok dikkat çeken modelleri arasına girmeyi başarmış durumda.
Yorumlar
Loading…