Avusturya’da, Canam Spyder’ın motorlarının üretildiği yerdeyiz. Tam olarak yer belirtmek gerekirse,
diğer Spyder’cılar ile birlikte Avusturya’nın en yüksek dağı Grossglockner(3.798m.)’in tam
dibinde duruyoruz. Bu dağın eteğini dolaşarak yukarıda 2.500 metreden geçen bir geçidi var;
Grossglockner Yüksek Alp Yolu, bugün oradan geçeceğiz. Altımızda ise yeni Spyder F3 var. Hem
herkesin gelmek istediği bir rota, hem de rüya gibi bir alet. Gazlayalım bakalım bizi neler bekliyor.
Motosikletlere alışık olduğum için ağzımdan hep “motosiklete binelim”, “motorlarla geldik” gibi laflar çıkıyor. Gruptaki arkadaşlarım hep düzeltiyorlar; “motosiklet değil, Spyder”. Evet gerçekten de Spyder, ne tam bir motosiklet, ne de tam bir araba. İkisinin ortası. Motosiklet desek, değil. Çünkü onun gibi sağa sola yatmıyor, virajı motosiklet kadar kolay dönmüyor. Araba desek değil, normal bir arabadan çok daha performanslı, oturuş biçimi de motosiklet gibi. Diyebilirim ki, bu Spyder tam bir melez. Grossglocker Alp Yolu tam 48 kilometre uzunlukta.
Bu geçit her iki yönden yaklaşmada da paralı. Üzerinde benzinci yok, günlük bilet alırsanız, benzininiz yettiği müddetçe yukarıda vakit geçirebilirsiniz. Canam’ın bizim için önceden almış olduğu geçiş biletlerini gişeye verip başlıyoruz yukarı tırmanmaya. Uzun Spyder konvoyunda her modelden en az bir adet var, en çok da lüks versiyon RT. Bizim kullandığımız F3, en yeni modeli. Önceki V2 motorlu modellere göre yeni 1.330cc’lik 115 beygirlik motor çok daha akıcı ve farklı hissettiriyor. Yarı otomatik vites kutusu da 5’ten 6 vitese çıkartılmış. Bir gün önce benzer yollarda kullandığımız ST modeline göre bambaşka bir oturma pozisyonuna sahip. Bir Ducati Diavel’i andıran bu pozisyon için önce ayağı atıp koltuğa oturuyor, sonrasında da ayakları öndeki peglere koyuyorsunuz.
Bu pegler, üzerinde takılı olduğu borularda öne arkaya keyfinizce ayarlanabiliyor. ST modelindeki büyük ayaklıkları ve bunlara basarak motor üzerinde yükselmeyi aramadık değil ama, F3 çok kısa bir sürede motorunun homurtusuna ve oturuş pozisyonuna alıştırıyor. İlk Spyder’lar çıktığında, galiba çekiş kontrolleri falan yokmuş. Kullandığım kadarı ile söyleyebilirim ki, çekiş kontrolü olmadan Spyder çok vahşi bir alet haline gelebilir. Bu sebeple, Canam’cılar çok uğraşmış ve çeşitli çekiş kontrol sistemleri geliştirmişler. F3’ün üzerindeki kontrol, pek çok şeye olanak tanıyor ama tehlike sezdiği anda daha fazla gazlamanızın da önüne geçiyor.
Bu sayede virajda tepetaklak olmayıp gayet spor bir şekilde dönüyorsunuz. Drift yapmak pek mümkün değil, ama ufak tefek oyunlarla sistemi aldatırsanız küçük driftleriniz de olabiliyor.Grossglockner’de en yüksek nokta olan Edelweiss Spitze noktasına tırmanırken keyfimiz yerinde. F3’ün konforlu süspansiyonları ve iyi ayarlanmış vites oranları sürüşü keyifli hale getiriyor. Yukarıda durduğumuzda ön bagajı kontrol ediyoruz. ST modeline oranla ön bagaj daha küçük, ama tam bir kapalı kask alabilecek kadar büyüklük yine mevcut. Aracın ön yüzü daha sportif hale gelmiş ve beğenileri toplamak adına daha bir spor arabaya benzemiş. ST’nin enteresan yüzüne oranla son derece çekici bir ön görünümü var. Motorun güç aktarımı diğer modellerde olduğu gibi yine kayışla.
Tepe noktasından sonra tekrar aşağı doğru, bu defa diğer yönde inişe geçiyoruz. Önümüzde tek başına süren alman plakalı bir abi var. RT’si ile çok pis gazlıyor. Biz de takılıyoruz peşine. F3 bu hızlı sürüşte mükemmel performans gösteriyor. Elbette bir süper spor motorsiklet performansına sahip değil, ama orta karar bir motosikletçiyi anında geride bırakabilirsiniz. Grossglockner’in öteki tarafında tamamen aşağı inmeyip, Franz Joseph Buzulu’na kadar iniyoruz. Burada kocaman bir otopark var, tepesinde Spyder’cılarla birlikte kocaman bir hatıra fotoğrafı çektirirken yağmur bastırıyor.
“Gri F3 bir gün önce benzer yollarda kullandığımız sarı ST modeline göre bambaşka bir oturma pozisyonuna sahip.”
Hemen oradaki lokantaya sığınıyoruz. Benzinimiz hala bize yetecek kadar var, yemek sonrasında geri dönerek geldiğimiz kapıdan çıkmak üzere Zell Am See yönüne dönüyoruz. Motora inip binerken, motosikletten gelen alışkanlıkla soldan biniyorum, ancak ön tekerlekleri unutarak ön bagaja gelip giderken takılıp duruyorum. Göstergeler Spyder geleneğini yansıtır biçimde; ortada dijital, iki yanda analog (onlar da ters yönde çalışıyor) olarak tasarlanmış. Fabrikaya geri döndüğümüzde F3’e neredeyse aşık olmuş durumdayız. Hem Grossglockner’in yüksekliğinin verdiği sarhoşluk, hem de yeni motorun homurtulu güçlü çekişi bizi bizden almış durumda. Son hız 200 km/s civarında, Avusturya otobanında gördüğümüz kadarıyla. F3’ün Türkiye fiyatı 31.525 euro civarında; alacak olursanız kask takmayı ve virajda dönebilmek için gidonu direksiyon gibi kullanmayı ihmal etmeyin.?
TEKNİK ÖZELLİKLER
F3 Spyder ROTAX 1330 ACE
Motor hacmi: 1,330 cc
Silindir sayısı: Sıralı 3 silindir
Tork: 130.1 Nm @ 5,000 devir/dk
Güç: 115 bg @ 7,250 devir/dk
Rolantı Devri: 900 devir
Seyir Devri: 3,300 devir
Menzil: Yaklaşık 400 km
Bakım aralıkları:
• İlk bakım 5000km,
• Bakım aralığı 15.000 km’de bir,
• Sübap kontrolü gerekli değil,
• Transmisyon filtresi ve diğer sıvılar, bujiler 45.000 km’de bir.
Fiyat: 31.525 euro
Distribütör: Depar Motor
www.deparmotor.com
Yorumlar
Loading…