Yeniden Doğuş Hikayesi
2015 EICMA Milano Fuarı dönüşüydü. Fuarın tatlı yorgunluğu
ile elimde bir ton broşür dolu torbayla Atina Havaalanı’nda aktarmalı uçuşu
beklerken sevimli mi sevimli bir çiftle tanışma şansım oldu. “Başlıkla bu
açıklamanın ne alakası var” diyebilirsiniz. Ama bildiğiniz gibi ortak konu
motosiklet olunca her an her yerde sohbet sohbeti açmaya bahane oluyor.
Bahsettiğim sevimli çift ile sohbetimizin konusu, motosiklet
tutkunu Denizlili Cahit Bey’in üzerinde çalıştığı 1997 model Honda Titan 125cc
motosikletine de gelmeyi başardı. Kendisine naçizane tek tavsiyem her aşamayı
fotoğraflamasını önermek olmuştu. Geçenlerde kendisinden telefon alınca da ne
kadar isabetli bir öneri olduğuna şahit olduk. 1997 model 19 yaşında bir
Honda’nın, motosiklet aşığı Cahit Bey ve ustalar elinde yeniden doğuşunu adım
adım izlemeye hazırsanız başlayabiliriz.
1. Aşama
Cahit Bey, tabii ki ilk olarak şasiyi tamamen ortaya
çıkaracak şekilde her parçayı sökerek işe başlamış. Şasiyi arka amortisörlerin
bağlantı noktasından yaklaşık 15 cm gerisinden kesmeyi başarmış. Daha sonra eşi
Ece Hanım’ı da düşünerek iki kişinin rahat binebilmesi için, selenin ilk
yaptığı motosiklet selesinden daha uzun olmasını sağlamış. Selenin son haline
bakınca da ne kadar isabetli bir iş yaptığı ortada…
2. Aşama
Cahit Bey, beğenerek seçmiş olduğu ve Motorcu Yüksel’den
temin ettiği 1977 model TS 185 Suzuki deposunu, biraz zorlayarak da olsa şasiye
oturtmayı başarmış. Ana şasideki kapakların bağlantı deliklerini, kalıpçı
taşlama aletiyle yok etmeye çalışarak bağlantıların zayıflamaması için de ek
yerlerine estetik müdahale uygulanmış. Ön çamurluğu ise arka çamurluk yuvasına
oturtarak şasinin arkasına monte edilecek olan kıvrılmış boru parçasının
konumunu belirlemeye çalışmış.
3. Aşama
Denizli’de çeşitli atölyeleri bulunan arkadaşlarından da
hemen hemen her aşamada yardım almayı ihmal etmemiş Cahit Bey. İkinci aşamada
bahsettiğimiz şasinin arkasına monte etmeyi planladığı 21cm çapındaki boruyu,
atölyede 17 cm çapındaki bükme aparatıyla kıvırarak diğer bir atölyede şasinin
kesilen arka parçasına kaynatmayı başarmışlar. Daha sonrasında büyük oğlunun
yardımıyla bir fabrikada bulunan kumlama makinasında ana şasi, arka maşa, arka
fren pedalı, vites pedalı, şasiyi motora bağlayan parçayı, pegleri motora
bağlayan parçaları, üzerlerindeki pas ve boyalarından arındırıp elektrostatik
toz boya için hazırlamışlar. Bu hazırlık aşamasında da Cahit Bey, matkaba
zımpara takarak daha temiz bir işçilik için boya kalıntılarını tamamen
çıkarmayı ihmal etmemiş.
4. Aşama
Şasiyi, mat siyah elektrostatik toz boya yaptırırken yeni
jant çemberi, yeni gidon ve yeni alt üst platinleri de boyatmadan geçmemiş.
Platini, eski motorlarda ateşlemeyi düzenleyen parça olarak bildiğinden
bahseden Cahit Bey, tamirci ve parçacıların ise ön amortisörleri şasiye
bağlayan parçaları alt ve üst platin olarak adlandırdıklarından söz ediyor.
İşlemlere geri
dönecek olursak, ön lastiğin, ön maşalara sığmaması nedeniyle üzerindeki
platinler çıkarılmış ve ön maşanın 2 cm’den fazla genişlemesini sağlayacak olan
Mondial KT 125cc motosiklet modeline ait mecburen yeni alt ve üst platin satın
alınmış. Motosikletin yeniden doğuşu esnasında uygulamada yer almayan parçaları
da iade ettiği Aktaş Bisiklet’in ısrarları doğrultusunda, burgulu jant teli
seçmek durumunda kalmış ki tellerin oldukça nostaljik durduğunu belirtmeliyim.
Boyanmış jant göbeklerini, boyanmış jant çemberine burgulu tellerle ören ise,
eski motosiklet ustalarından olan yaşlı mı yaşlı bir amca. Belirtmeliyiz, çok
güzel olmuş.
5. Aşama
Bu aşamada oto elektrikçisinden 30 liraya aldığı traktör
farını, ikiye bölmüş olduğu Peugeot ön çamurluğunu ve eski Suzuki deposunu
işyeri komşusu boyacı arkadaşına teslim etmiş. Sıradaki renk işine gelecek
olursak, Honda Titan 125cc’nin ruhsatında mavi yazdığı ve motorun kalanının mat
siyaha kontrast olduğu için en açık mavi boya seçilmiş. Önce tamamı açık maviye
boyatılan farın ızgaralı çerçevesi, daha da belirgin olması amacıyla mat siyaha
boyatılmış.
Boyacısının uyarısı ile kromaj işlemli olan boya tutmadığından
dolayı, ikiye bölerek ön ve arka çamurluk olarak kullanılan Peugeot 103’ün ön
çamurluğundan boyalı olanı kullanılmış. Ayrıca Cahit Bey’in bu aşamada bir de
itirafı var: Honda CG 125 Titan modelini donör olarak seçmesinin en önemli
sebebinin “CG” diye adlandırılan Çin malı motosikletlerin atası olması imiş.
Dolayısıyla da bu vesile ile çoğu parçasını da mantıklı bir şekilde en uygun
fiyata yenileme şansına erişmiş.
6. Aşama
Gelelim en zevkli kısımlardan biri olan seleye. Cahit Bey,
sele altında kullandığı çok katlı ahşabı (plywood), lazer yardımı ile şasi
ölçüsünde kestirmiş ve şasiden yüksek olan arka çamurluk için ortasının
boşaltılmasını sağlamış. Ayrıca genelde Cafe Racer motosikletlerde, arka
tekerlekler ve motorun arasındaki havalandırma ve akünün bulunduğu kısım boş
olduğu için, kendisi burada da aynı durumu sağlamak istemiş ve bunu akü yerine
kuru pil yardımı ile sağlanmış.
Cahit Bey, sele arkasındaki yüksekliği verebilmek için arka
yuvarlağı dört katlı yaparak ahşap tutkalı ile üst üste yapıştırmış, sonrasında
testere ve zımpara yardımı ile de şekillendirmiş. Ahşap zemin üzerine yüksek
yoğunluklu sünger, süngercideki motorlu konfeksiyon makası ile estetik bir
halde biçimlendirilmiş. Dana derisinin şablonu için ise boyacıların kullandığı
maskeleme bandı, potluk yapmayacak şekilde üst üste yapıştırılmış. Açılı
yerlerinden kestikten sonra da seleyi deri ceket imalatçısı arkadaşına
diktirmiş. Daha sonra, Viyana’dan almış olduğu stop sinyallerinin elektrik
bağlantılarını yaptırmış ve sonrasında monte etmiş.
7. Aşama
Sırada egzoz var. Cahit Bey, Honda Titan’ın arka lastik
kısmında sonuna kadar uzanan egzoz susturucusunu, fren pedalı hizasından kesmiş
ve egzozcudan tesadüfen bulduğu daha kısa susturucuyu kaynak yaptırmış. Boru ve
susturucuyu, komple mat siyah yapmayı düşünmüş. Ama sonrasında boya ve egzoz
çizilip altından çıkan krom kötü görünür korkusuyla susturucu kısmını orijinal
kromlu halinde bırakıp boyatmaktan vazgeçmiş ve egzozun ön boru kısmını yanmaz
şeritle sarmış. Bu arada orijinal hız ölçeri, 5 cm çapındaki alüminyum
silindirin içini tornada boşaltarak yerleştirebilmiş.
Sona yaklaşırken, kendisine bu motosikleti bir araya getirme
cesaretini veren Yeniay Motor’dan arkadaşları Mustafa ve Ramazan Bey ise,
motorun biyel kolu, debriyaj balatası ve rulmanlarını değiştirip boyamışlar. Çoğu
parçası hazır olunca ve bu kadar çok uğraştıktan sonra motosikletin
görüntüsünün nasıl olacağını çok merak ettiklerinden dolayı motosikleti, hızla
toparlamışlar. Cahit Bey’in motosiklet yenileme merakı olan ve bu konuda
düşünüp henüz başlamamış motosiklet tutkunlarına da bir mesajı var: Bir an önce
cesaretlerini toplamaları ve bu zevkli uğraşa başlamak için daha fazla
beklememelerini öneriyor.
Kendi emeği ve bu
uzun uğraş gerektiren aşamalarda yanında / yardımcı olan dostları sayesinde,
1997 model Honda Titan 125cc ortaya gıcır gıcır yenilenmiş yüzüyle ortaya
çıkmış. Tertemiz mavi boyasıyla, uzun deri selesiyle, geçmişi andıran farı,
aynaları ve lastikleriyle birlikte nostaljik bir Cafe Racer görüntüsüne kavuşan
Honda Titan, gerçekten de bu işe emek veren iki teker tutkunu dostlar sayesinde
tekrar doğmuş. Fotoğraflara şöyle bir göz atın, Honda Titan’ı eski zamanlarda
hayal etmek hiç de zor değil…