in

2011-2012 Honda CBR 1000 RR Fireblade

Yazar: Sanço Panço

2011 model 2012’ye karşı

Geleceğin klasiğine şimdiden sahip olun, bir kaç yıl sonra elektronik desteksiz motor kalmadığında “ahh o zaman neden almadım” demeyin.

 

Türkiye’nin en çok satan süper spor motoru Honda CBR 1000 RR bu sene yenilendi. Biz de test motorlarını alıp birbirleriyle olan farkını anlamaya çalıştık.

 

2 silindirli Ducati’ler pahalı olduğu ve kimilerine göre “traktör sesi” çıkarttığından, Yamaha R1 Ducati’lere benzer sesi olduğundan, Suzuki fiyat politikası ve distribütörün akıl almaz tutumundan, BMW S1000RR pahalılığından, Aprilia RSV4 sıralı dört motorlu olmadığından ötürü yurdum hızlı gençleri arasında pek kabul göremiyor. Bu modeller bir elin parmakları kadar satılırken (bazen o kadar bile satılamazken-Suzuki gibi), Honda CBR’si ile Türkiye’de harikalar yaratıyor.

 

Firmanın akıllı fiyat politikası sayesinde, Avrupa’da, diğer Japon rakiplerinden daha pahalı olan CBR, burada en ucuz 1000’lik süper spor. Üstelik iyi bir yedek parça ve servis ağı da var. Gençlerimizin en sevdiği özelliği ise boşta iken “vuuuu, vuuuuuuvv” diye ses çıkartabiliyor oluşu. Dalga geçmiyorum. Süper sporlarla ilgili bir forumda bir arkadaşımız neden R1 sevmediğini, R1’in bu sesi çıkartamadığı söylemiyle açıklıyordu. CBR çok sevilmesi ve çok satılması sebebiyle, hırsızların da gözdesi. Motorlarını test için bize veren firma “aman plakalar gözükmesin”, “aman bu motorların kime ait olduğunu söylemeyin” diyerek, hırsız arkadaşların dergi-internet-forum takip edip bu motorların peşine düştüğünü de belirtti. Çok acayip.

 

2011-2012 a href= 

2011-2012 Honda CBR 1000 RR Fireblade 2. İçerik Fotoğrafı

 

Hırsız arkadaşlarımızdan korkumuzdan, yeni CBR’yi alıp Yunanistan’a, Seres pistine gittik. Yeni CBR’nin göstergesi bir harika. Biraz Ducati’leri hatırlatsa da, arka ışığı oldukça güçlü ve her türlü koşulda çok iyi okunuyor. Vites göstergesi de eklemişler, beğendik. Bu motoru kullanan arkadaşımız devasa bir SW-Motech tekstil çanta seti de eklemişti, motor süper spor olmasına rağmen adeta bir tur motoru gibi rahat ettik. Göstergeye bir yol bilgisayarı da eklemişler, bu sayede tur boyunca ne kadar yaktı, daha ne kadar gider gibi verileri de dinleyip durduk. Güzel otobanların dışındaki bozuk yollarda da aynı şekilde konforluydu.

 

Yeni çok kollu jantlar, eski 3 kollulara göre harika duruyorlar. Bayıldık. Üzerinde gelen standart Dunlop lastikler Yunanistan’ın cillop otoban asfaltında 1500 kilometrede bitmeye yüz tuttu, değiştirdik. Honda’nın en çok övündüğü nokta bu motorun günümüz süper elektronikli motorlar arasında kalan elektronik kontrollü sürüş yardımına sahip olmayan tek motosiklet oluşu. Gerçekten de gaz ayarı o kadar iyi yapılmış ki, elektrikli bir lokomotif gibi gazı ne kadar çevirirseniz o kadar gidiyor, bu esnada bütün devirlerde de çekişi çok düzgün. Yurtdışında opsiyonel ABS’li olarak satılan motoru Türkiye’de ABS’li almak mümkün değil.

 

2011’le arasında dünyalar kadar fark olmasa da, yeni ve müthiş çalışan amortisörler, muhteşem gösterge, güzel görünen jantlar, biraz daha çekik gözler ve daha sakin, daha az yakabilen motor yönetimi ile yeni CBR eskisine göre sadece 3 bin lira daha pahalı. Fiyatı da çıplak Triumph Speed Triple kadar. Geleceğin klasiğine şimdiden sahip olun, bir kaç yıl sonra elektronik desteksiz motor kalmadığında “ahh 2012 2011 o zaman neden almadım” demeyin.

 

2011-2012 Honda CBR 1000 RR Fireblade 3. İçerik Fotoğrafı

 

2011-2012 Honda CBR 1000 RR Fireblade 4. İçerik Fotoğrafı

 

Barko; her iki modele de bindi, 2012 ile uzun yola gitti.

 

2011 1000RR’dan 2012’ye geçince ilk farkedilen amortisörlerdeki iyileşme. Eski makineyi sürerken yerdeki en ufak çıkıntıyı hissettiren o çiğ, ham yol hissi, yeni motorda konfora zeval vermeden yaşanıyor. Bu bağlamda yeni amortisör/jant kombinasyonu, kolestrol yapmayan kebap gibi, kilo yapmayan hamburger gibi bir formül.

 

2011-2012 Honda CBR 1000 RR Fireblade 5. İçerik Fotoğrafı 

 

Gösterge tablosu ise bol fonsiyonlu ve kolay okunuyor. Tur sayacından, vites göstergesine her bilgi var. Ancak tüm bu toz pembe tabloda bir zafiyet orta devirlerde. Gazı bol bol açıp şöyle bir uzayınca kolay dozajlanan gaz kolu ve daha munis orta devirler dikkat çekiyor. 1000ararın 2012 versiyonunda çekiş kontrolü olmadığı için, gaz kontrolünü daha da kolaylaştırmak endişesi, Honda mühendislerinin orta devirlerdeki güçten biraz araklamalarına neden olmuş gibi. Yarışçılar eski versiyonun orta devirlerdeki agresifliğini arayabilir (mumla aramak).

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0

Piaggio X10 350 Executive

Hipersportif Motorlar

REKLAM