Yazar: Nicolò Codognola
Sportif özelliklerini öne çıkarmak ve daha kalabalık bir
motosikletçi kitlesinin dikkatini çekmek için farklı bir dizayn
geliştirilmiş: İşte her zamankinden daha çevreci Hornet’i
gençleştirmek için Honda tarafından yapılan basit hamle.
Mükemmel motor ve gövde özellikleri onu her zeminde
keyif veren bir motor haline getiriyor. Tek küçük kusuru
aerodinamik korunaklılık ve yolcu konforu
Honda Hornet “steril derecede mükemmel”. Peki ya motora, şasiye, süspansiyonlara ve frenlere hep birden müdahale edildiğinde yılların deneyimiyle ulaşılan bir dengeyi bozma riski yok mudur? Öyleyse ne yapmalı? “Elbise değiştirmeli!”. İşte bu fikirden yola çıkılıyor ve büyük beğeni toplayan bu 600’lük alçak topuklu ayakkabıları ve gömleğini çıkarıp, yüksek ve sivri topuklu ayakkabılarıyla yırtmaçlı dekolte elbisesini giyen bir afet haline dönüşüyor. Eğer içinde bir şeyler varsa seksi elbiseler her zaman dikkatleri üzerinde toplamış ve taşıyıcısında kusur bulmayı güçleştirmiştir.
Gösterge tablosunun önünden fırlayan o iri ve eski far kaybolmuş ve yerine ablası CB1000R modelindeki çizgileri taşıyan daha zarif bir far grubu monte edilmiş. Kuyruk dizaynı da inceltilmiş ve burada da ilham alınan model CB1000R. Sivriltilmiş kuyruğa yeni bir stop lambası ve uzun bir kol üzerinde geriye uzanan plakalık eklenmiş (öyle ki, pist kullanımı için derhal sökülebilmek üzere tasarlanmış gibi). Kuyruğa alt tarafında entegre edilmiş iki oyuk yolcu tutunma kulplarının yerini almış. Yeniden tasarlanan sele de gövdenin genel dizaynını izliyor ve hem pilota hem de yolcuya ayrılmış alanlardan çalmamaya özen gösteriyor. Ancak, bir önceki modelde bulunan ve biraz fazla “touring” görünümde olsalar dahi gayet sağlam ve rahat olan tutunma kulpları yok edilince, yolcuya -bilhassa hızlanma evresinde- tutunmak için şimdi fazla pratik ve yararlı bir destek kalmamış. Bunların dışında değişen pek bir şey yok: Pilotun bacakları çok iyi dizayn edilmiş, yanları dışa çok taşmayan ve seleyle bir bütün oluşturan depoyu iyi kavrıyor (depo madeni ve üst kısmının düz oluşu manyetik çantalar için ideal).
SİVRİ KUYRUK
Arka tarafa daha sivriltilmiş ve inceltilmiş bir yapı kazandırılmış olsa da, pilot ve yolcuya ayrılan alan daraltılmamış. Sele altı bölmesinin hacmi belgeleri ve zengin alet çantasını almak için yeterli. Bizim test ettiğimiz ABS’li motorun 296 mm çapındaki fren disklerinde üç pistonlu fren kaliperleri mevcuttu. Yalnız çok sayıda boru ve sensör kabloları biraz düzensiz yerleştirilmiş. Bir ön üretim modeli olan kullandığımız motorda bazı aksamın boyası henüz taslak halindeydi. Seri üretimde bu aksam siyah plastikle kaplanacak.
Gidon ve ayak dayama pedallarının yerleri de iyi ayarlanmış olduğundan sürücü motorun üzerinde kendini rahat hissediyor. 2011 modeli için bir önceki modele oranla bazı küçük değişiklikler deklare edildi (örneğin süspansiyon yağının miktarı ve derecesi gibi), ama bunlar genelde bütün Honda modellerinde yapılan iyileştirmelerin bir sonucu ve sele üzerindeyken sürücüye farklı duygular veren ayrıntılar değil. Nitekim bu ilk test sürüşümüze Hornet’in daha önceden iyi bildiğimiz bütün olumlu özelliklerini yeniden keşfediyoruz. Motor son derece lineer, düşük devirlerde fazla performanslı olmasa da, her halükârda esnek ve yüksek devirlerde atak. Şanzıman mükemmel olduğundan vites geçişleri çok yumuşak ve hassas. Frenler de hem güç hem de modülerlik açısından gayet iyi düzeyde. Bizim test sürüşünde kullandığımız motor ABS donanımlı olduğundan, bu sistemin de çok iyi çalıştığını (ve özellikle bu mevsimde) yarı-buzlu zeminlerde son derece etkin ve yararlı olduğunu görmüş olduk. Gövde ve süspansiyonlar eskiden olduğu gibi gayet iyi ayar edilmişler, ama bildiğimiz gibi sportif sürüşten çok konfora yönelik şekilde tasarlanmışlar. Yine de ayarlarında istenen bazı değişiklikleri yapmak mümkün.
Bütünü halinde Hornet virajlarda çok çevik ve hızlı seyirlerde dengesini bir milimetre kaybetmeyen bir motor. Öyleyse daha fazla ne istemeli? Küçük bir pleksi rüzgarlık olabilir mesela. Yüksek hızda yol alırken konfor neredeyse hiç titreşim olmayışı ile garanti altına alınmış olsa bile, sürücünün gövdesi rüzgara maruz kalıyor. Eski modelde önde bulunan küçük siperlik mucize yaratmıyordu belki ama, farın üzerinde yükselen gösterge tablosu biraz olsun hava akımını yanlara sevk ediyordu.
TAMAMEN DİJİTAL
Gösterge tablosu tamamen CB1000R modelinden esinlenerek üretilmiş. Şimdi tamamen dijital, kompakt ve çok zengin bilgi içerikli. Ortada iri ve okunaklı takometre rakamları var. Toplam Km sayacı, iki adet kısmi Km sayacı, saat, hararet göstergesi ve yakıt seviye göstergesi mevcut. Anlık ve ortalama yakıt tüketimi bilgileri de veriliyor. Devir saati üst kısmında LED ışıklarla çalışan bir skala sayesinde görüntüleniyor, ama motor devirini gösteren rakamlar oldukça küçük. Üstelik LCD ekranın şeffaf camı rahatsız edici yansımalar yapıyor. Kehribar rengi zemin aydınlatması hoş, servis uyarı lambaları da yeterince belirgin.