Yazar: Özdem Erdem
Superbike sınıfında yeni referans noktası.
Ducati 1199 Panigale’nin dünya basın lansmanı için Abu Dhabi’deyiz. Motoron Dergisi olarak ultra lüks Yas Marina Pisti’nde düzenlenen test sürüşüne Türkiye’den katılan ilk ve tek dergi olmanın verdiği heyecan bir yana; otel, yat limanı ve birkaç tesisin, kısacası her şeyin iç içe olduğu bir piste adım atmak oldukça şaşırtıcıydı.
Otel odasına çıkıp camdan baktığınızda gördünüz şey pist olunca haliyle şaşırıyorsunuz. Padok alanına yürüyerek ulaştıktan ve garajların önündeki kulüp villalarının sağladığı tüm imkanlardan yararlandıktan sonra; padoklarında soyunma kabini ve duşu bile olmayan İstanbul Park’ın ne kadar acemi bir şekilde planlanıp yapıldığını bir kez daha anlayıp üzülüyoruz.
İKİ FARKLI PİST BİR ARADA
iki farklı start-finiş noktasına sahip iki ayrı pist olarak da kullanılabilen akıl dolu tasarımıyla yarış meraklılarını kolayca büyülemeyi başarabilecek nitelikte. Panigale, 5.4 km uzunluğundaki Yas Marina Pisti’ne çıkan ilk motosiklet olarak tarihe geçti, tabii biz de ilk test sürücüleri… Test sürüşünü ilk kez çıkılan bir pistte yapmak basın lansmanı için çok karşılaşılan bir durum değil. Pist yeni, motosiklet de yeni ve iddialı olunca haliyle pisti tanımak ve Panigale’yi rakipleri ile karşılaştırmak tüm gazeteciler için zorlaştı.
LİDER TEKNOLOJİ
Ducati bilinen tüm motosiklet tasarım ve teknoloji sınırlarını aşıyor; Panigale ise geleceğin motosikleti olma yolunda yeni bir kapı aralıyor. Ducati, Panigale 1199’un tasarımında “Ducati Corse” yarış çalışmalarından esinlenmiş. Ducati’nin Dünya Şampiyonası’nda kullanılan teknolojileri bireysel motosiklet severlerin kullanımına başarılı bir şekilde sunduğunu motosikleti kullanınca hissediyorsunuz. Ducati 1199 Panigale, dünya üzerindeki en gelişmiş, en güçlü iki silindirli seri üretim motora ve monokok şasi tasarımına sahip. İki silindirli motorun ürettiği 195 bg, 164 kg’lık kuru ağırlığı taşıyor. Bu da Panigale’yi en yüksek güç/ağırlık ve tork/ağırlık oranlarına sahip seri üretim motosiklet tasarımında zirveye taşıyor.
Bunların tümü, tıpkı bilgisayar monitörleri gibi, tam renkli TFT ekranda sürücünün isteğine göre birleşebiliyor. Monitörleri rakipleri ile kıyasladığımızda; Aprilia’nın oldukça yavaş kalan monitörü, BMW’nin ise tam da olması gereken ideal monitörü karşısında Ducati’nin teknolojisi ile öne çıktığını görüyoruz. Ducati, 300’den fazla Dünya Superbike yarış birinciliğine ve tüm diğer üreticilerin toplamından daha fazla dünya şampiyonluğuna sahip; bu çok önemli bir istatistik. Yeni monokok şasi, yarış pistlerinde geliştirilip, yol için şekillendirilmiş. Bunu yaparken, çelik boru şasi geleneğinden vazgeçen Ducati, hayatta her şeyin doğal seleksiyonla zamanı gelince yerini daha iyisine bırakması gerektiğini ve unutulmaz teknolojik icatlarının tarihin unutulmaz yapı taşlarını oluşturduğunu hatırlatıyor. Ducati kısaca şunu söylüyor: “daha iyisi olana kadar geleneklerimize bağlıyız”.
TASARIM…
Tasarımcılar yeni modelin çizimlerine boş bir tuvalle başlayarak, eskisine göre 25 bg daha fazla güç ve 10 kg daha hafif bir motosiklet üretmeyi hedeflemişler. Bu motosiklete İtalya’nın “Motor Vadisi” olarak bilinen, Bolonya’nın Borgo Panigale Bölgesi’nin adını vermişler. Motosikletin üzerine oturduğunuz anda, hafif, minimalist, sportif İtalyan tasarımının her yanından aktığını hissedebiliyorsunuz. Eğer daha önceki modelleri kullandıysanız ve eski modeller gibi bir Ducati bekliyorsanız hayal kırıklığı yaşarsınız. Artık karşılaşacağınız şey, Avrupalı ama sanki Japon motosikletiymiş hissi veren bir motosiklet. Radyal fren ve debriyaj pompaları, yüksek kaliteli düğme takımı, elektronik gaz yönetimine bağlı gaz kolu Panigale’ye yarış motosikleti hissini verirken; monokok gidon bağlantı noktasının magnezyum ön şasiyle birleşimi ve Ducati Corse gösterge paneli minimalist tasarım hissini tamamlıyor. 30 mm kısalan sele-gidon mesafesi, 10 mm yükselen ve 32 mm genişleyen elcikler de, geliştirilmiş sürücü ergonomisi ve rahat oturma pozisyonunun hemen hissedilmesini sağlıyor. 17 litrelik alüminyum benzin deposu da sürücüye tam uyum sağlayacak şekilde tasarlanmış.
Yeni kafa karenajı tasarımı, yarış motosikleti imajını güçlendirirken, LED park lambaları, “S” ve Tricolore’de kullanılan LED far ve stoplar, önde aynalara entegre olan LED sinyaller hem motosikletin akıcı hatlarına uyum sağlıyor hem de motosiklet dünyasında yeni nesil LED teknolojisinin kullanıldığı ilk motosikleti temsil ediyor. Farlarla uyum içindeki ön hava deliklerinin büyük bölümü hava kutusunu beslerken, küçük bir bölümü de elektronik sistemlerin soğutulması için hava sağlıyor. Arka tarafta; radyatörden geçen havanın kolayca atılması ve aerodinamik tasarımın daha iyi çalışması için hava çıkışı kolaylaştırılmış. Hava filtresi, monokok şasinin içine yerleştirilerek ayrıca yeni bir kutu ihtiyacı ortadan kaldırılmış. Kuyruk bölümünde ise egzoz susturucuları sele altından ayrılarak, akıcı karenaj tasarımının daha net bir şekilde öne çıkması sağlanmış.
MONOKOK TEKNOLOJİSİ
Yeni, kompakt ve sürücü ergonomisine uygun olarak tasarlanan monokok şasinin en büyük özelliklerinden biri, hava kutusunu da oluşturması. Panigale bu haliyle boru şasiye göre 10 kg’lık ağırlık tasarrufu sağlıyor ayrıca 164 kg’lık kuru ağırlığıyla kendi sınıfında da öncülüğü yakalıyor. Yük taşıyıcı şasi tasarımının parçası olarak tasarlanan yeni motorun ön silindir kapağı, tek başına 5 kg ağırlık tasarrufu sağlayan alüminyum döküm monokok şasiye bağlanıyor. 2,9 kg hafiflemiş olan alüminyum yakıt deposu, içerisinde hava kutusunu da barındıran şasinin üzerine kapak görevi görecek şekilde sabitleniyor. Kısacası Panigale’de her parça bir başka parçanın tamamlayıcısı rolünde. Motorun 90 derecelik silindir açısı korunurken, krank mili etrafında geriye doğru 6 derece yatırılmış. Bu sayede 24,5 derecelik çatal açısı korunurken, 100 mm’lik ön tekerlek şaşma mesafesi sağlanmış. Yeni ve motorun arkasına doğrudan bağlanan döküm alüminyum tek kollu salıncak da 1198’e göre 38 mm uzatılmış. Tekerlekler arası mesafe 1437 mm’ye çıkarılarak düz gidişte daha fazla stabilite sağlanırken, motosikletin ağırlık dağılımı da 50/50’den; önde %52, arkada %48 olacak şekilde ayarlanmış -superbike yarışlarında kullanılan, ortalama sürücü ağırlığı dahil oran-. Egzoz susturucuları sele altından alınıp motorun altına yerleştirilirmiş. Arka şasi de dökme alüminyumdan üretilip, direkt olarak motora bağlanmış. Farlar, kafa karenajı ve göstergelerse, oldukça hafif (0,5 kg) magnezyum ön şasiye sabitlenmiş. Bu şekilde hafif fakat ağırlık merkezi yukarıda konumlanan ikincil şasiler, motosikletin çevikliğine katkıda bulunuyor.
YENİLİKÇİ SÜSPANSİYON
Panigale S ve Tricolore’de, ayarları programlara veya isteğe bağlı olarak elektronik sistemlerce yapılan 43 mm Öhlins NIX30 çatal ve TTX36 arka amortisör kullanılmış. Panigale’de ise 1 kg hafifletilmiş, 50 mm kalınlığında ve basınçlandırılmış Marzocchi alüminyum ters çatal kullanılmış. Sachs arka amortisör de yüksek kaliteli süspansiyon sistemini tamamlamış. Tüm versiyonlarda çatal kolları Dünya Superbike yarışlarında olduğu gibi geniş bir şekilde yerleştirilerek fren disklerinin daha iyi soğutulması sağlanmış. Arka amortisör yana alınarak, hem daha şık, hem de daha kolay ulaşılan ve ayarlanabilen bir tasarım elde edilmiş. Ayrıca “progresif” (yolda yolculu kullanım) ve “düz” (pist kullanımı) olmak üzere iki farklı amortisör bağlantı ayarı da eklenmiş.
FRENLER VE TEKERLEKLER
Brembo, Panigale’nin fren performansını arttırmak ve sönümlenmemiş ağırlığı düşürüp, sürüş kalitesini arttırmak için sadece bu motosiklette kullanılan yeni fren kaliperleri geliştirmiş. Brembo Monobloc M50 kaliperler, tek parça alüminyumdan üretilmiş ve %7 hafifletilmiş. Bunlar 30 mm çapında dörder adet pistonla ve 330 mm çapındaki disklerle motosikleti durduruyorlar. Bu yeni fren sistemi, en son teknolojiye sahip Bosch 9ME yönetim ünitesine bağlı, elektronik sürüş sistemleriyle uyum içinde çalışan ve yarış modunda arka lastiğin kaymasına izin veren, diğer modlarda ise iki freni entegre şekilde çalıştıran ve arka lastiğin ne kadar havalandığını kontrol eden ABS sistemiyle yönetiliyor. ABS sistemi Panigale ve Panigale S’de seçime bağlı, Tricolore’de ise standart ve istendiğinde devre dışı bırakılabiliyor. Sönümlenmemiş ağırlığın düşürülmesi konusunda ise başrolü yeni jantlar oynuyor ve dönüşlerin de daha çabuk yapılabilmesine yardımcı oluyorlar. Panigale’nin siyah 10 kollu jantları 0,5 kg ağırlık tasarrufu sağlarken, Panigale S ve Tricolore’de kullanılan dövme Marchesini 3 kollu jantlar 0,4 kg hafifletilmiş. Panigaleler fabrikadan Pirelli Diablo Supercorsa SP 120/70 ZR17 ve arkada yüksek profilli 200/55 ZR17 lastiklerle çıkıyor.
ELEKTRONİK SİSTEMLER
Sürüş modları, var olan tüm elektronik sistemleri istenen ortama ve birbirlerine uygun şekilde ayarlıyor. Yani önceden programlanmış modlar ABS, çekiş kontrol ve krank mili hızıyla tekerlek hızlarını karşılaştırarak motor freni kontrol sistemlerini yönetiyor. Bu sayede elektronik gaz kontrol sistemi, içinde bulunulan duruma göre güç yönetimini sağlamak için farklı haritalardan faydalanıyor. “S” versiyonunda yönetilen sistemler arasına elektronik amortisör sistemi de dahil oluyor. Yarış Modu çekiş kontrolünü minimuma düşürüyor; ABS’yi sadece önde uyguluyor, motor freni kontrolünü yarış ortamına uyarlıyor ve arka tekerleğin bir miktar havalanmasına izin veriyor. Gösterge paneli yarış verilerini aktaracak şekilde ayarlanıyor. Spor Modunda sürücüye 195 bg sunuluyor; ancak elektronik gaz yönetimi, yumuşak ve akıcı bir gaz tepkisi sağlıyor. “S” versiyonunda amortisörler sportif kullanım için ayarlanıyor. Çekiş kontrol sistemi biraz daha erken devreye giriyor; sportif bir motor freni seviyesi, arka frende ABS ve arka tekerlek havalanma kontrolü daha güçlü şekilde uygulanmaya başlıyor. Islak Sürüş Modu 120 bg kullanılmasına izin veriyor. Gaz tepkileri akıcı ve yumuşak, güç kontrol sistemlerinin tümü daha hassas ve vites değiştirme asistanı çalışmıyor. ABS ise tam aktif konuma geçiyor. “S” versiyonunda, düşük yol tutuş seviyelerine göre süspansiyon ayarı yapılıyor. Piste ilk çıktığımızda spor modunu, diğer çıkışlarımızda ise yarış modunu kullandık; hissettiğimiz güç değerleri, rakipleriyle kıyasladığımızda çok da fazla olduğunu hissettiremedi. Ancak motosikletin ilk kez kullanıldığı bir piste çıkıyor olmamız böyle bir karşılaştırma yapmamızı gerçekten zorlaştırdı –ara sıra ortaya çıkarak görüşü düşüren ve pisti kayganlaştıran kum rüzgarlarını saymıyoruz bile-. Güç konusunda kimin önde olduğunu söylemek için tüm motosikletlerin aynı anda pistte olduğu bir karşılaştırmaya ihtiyaç var. Ancak viraj yeteneği, frenleri ve inanılmaz derecede etkili elektronik motor freni Panigale’yi diğer motosikletlerden açıkça ayırıyor. Diğerleriyle karşılaştırma yapmaya gerek duymadan rahatlıkla Panigale’nin bu konularda en önde olduğunu söyleyebiliriz.
GÖSTERGE PANELİ
TFT tam renkli gösterge paneli; yakıt tüketiminden, 30 tur zamanına, tüm elektronik yönetim sistemlerinden, bakımlar, toplam mesafe ve motor ısısına göre değişen devir göstergesine kadar isteyebileceğiniz ve belki istemeyeceğiniz pek çok özellikle dolu. Öyleki, ışık miktarına göre kendiliğinden renk bile değiştiriyor. Tüm bunlara ek olarak Tricolore versiyonunda standart, diğerlerinde ise isteğe başlı olarak, GPS’li veri analiz sistemi DDA+ sunuluyor. Bu sistem 6 kanallı veri kaydı (hız, devir, vites, gaz açıklığı, DTC, motor sıcaklığı) yaparak, bilgileri GPS üzerinde kendi ürettiği haritayla eşleştirip, bunları bilgisayar üzerinden izleyebilmenizi sağlıyor. 2013 senesinden itibaren bu sistemin tüm superbike motosikletlerde standart olacağını tahmin ediyoruz.
MOTOR FRENİ KONTROLÜ (EBC – ENGINE BRAKE CONTROL)
En etkilendiğimiz sistemin bu sistem olduğunu tekrar söyleyelim; gazı bırakma mesafenizi normal kullanımda en az 100 metre ileri taşıyor. Aslında bu, MotoGP ve Dünya Superbike yarış motosikletlerinden alınıp yol motosikletlerine uygulanan en etkileyici sistemlerden biri. Sert motor freni uygulanan durumlarda sistem, gaz açıklığı, vites ve krank mili yavaşlama hızına bakarak, arka tekerlek üzerindeki gücü nötralize etmek için elektronik gaz kontrol sistemine müdahale ediyor. Bu sistem de 3 farklı seviyede ve üç sürüş moduna bağlı olarak çalışıyor.
“SUPERQUADRO” MOTOR
Adını aşırı derecede geniş çap/strok oranından alan motor, sadece Fabio Taglioni’nin 90 derece L2 motor konfigürasyonu ve Desmodromik supap kontrol sistemi korunarak, tamamen baştan inşa edilmiş. 195 bg ve 135 Nm tork üreten motorun büyük servis aralıkları 24.000 km’ye yükseltilmiş. Ön silindirin yere 21 derece açıyla duracağı şekilde geriye doğru çevrilmesiyle birlikte, 32 mm öne taşınması mümkün olmuş ve böylece 52/48’lik ön/arka ağırlık dağılımı sağlanmış. Vakumlu döküm sistemiyle üretilen motor bloğu, nikasil kaplı alüminyum gömleklere de ev sahipliği yapıyor ve silindir kapağının doğrudan motor bloğuna bağlanmasını sağlıyor. İlk dişli, debriyaj ve dış kapaklar magnezyum alaşımından dökülmüş ve şasinin parçası olarak çalışmasına rağmen motorun hafiflemesine yardımcı oluyorlar. Krank milinin Superquadro’nun yüksek güç çıkışıyla daha iyi başa çıkabilmesi için, Ducati Desmosedici RR motorunda olduğu gibi, bilyeli rulmanlar iptal edilip, sadece iki başından yatak kovanlarıyla tutturulmasıyla, kalınlığı artırılmış. Bu kovanlar, MotoGP tarzı yüksek verimli vakum pompalarıyla yağlanıyor. Ultra geniş 112 mm x 60,8 mm’lik çap x strok ölçüleri sayesinde emme supapları 43,5’ten 46,8 mm’ye, egzoz supapları da 34,5 mm’den 38,2 mm’ye genişletilerek motorun çok daha iyi nefes alması sağlanmış. Krank milinin ultra kısa hareketiyle
TEKNİK ÖZELLİKLER
Motor hızı artırılarak, 10.750 devir/dk’da 195 bg ile 9.000 devir/dk’da 135 Nm tork elde edilmiş. Bu kadar yüksek hızlarda hareket eden supaplar, çelik yerine titanyumdan üretilmişler ve havacılık teknolojisinden alınan PLC (polimerik benzeri karbon) ile kaplı eksantrik kolları tarafından yönetiliyorlar. Emme supapları, 63,9 mm’den, 67,5 mm’ye genişletilen emme manifoldları ve içlerine yerleştirilen, elektronik gaz kontrol ünitesi tarafından yönetilen ikişer enjeksiyonla besleniyorlar.
TEMİZ GÜÇ
Bu kadar yüksek miktarda nefes alan bir motorda, mühendisler yüksek performansı yakalamaya çalışırken, emisyon değerlerini yükseltmeden korumalıydılar. Bunun için ikincil bir hava sistemi oluşturularak, yanmamış hidrokarbonların oksidasyonu ve HC ve CO seviyelerinin düşmesi sağlanmış. ECU, lambda ve gaz açıklık seviyelerine bakarak, gerekli durumlarda hava kutusuna direkt bağlı, her silindir kapağında birer tane bulunan kanalı açıp, taze havanın egzoz supaplarının hemen çıkışına, gazın en sıcak olduğu yere akmasını sağlayarak, varsa yanmamış yakıt atıklarının da yanmasına izin veriyor.
YENİ VİTES KUTUSU
Tamamen baştan tasarlanan vites kutusunda, millerin araları açılarak, artan gücün, daha büyük dişlilerle iletilmesi sağlanmış. Panigale’yle, artık yeni teknolojilere daha açık olduğu görülen Ducati, bu motosiklette ıslak debriyaj sistemine geçmiş. Multistrada ve Diavel’dekine benzer şekilde, yük altında progresif otomatik servo mekanizmasıyla balataları sıkıştıran, kaydırmalı bir debriyaj sistemi kullanılmış. Bu da debriyaj manetinin hafiflemesine yardımcı olmuş. Ters yönde de çalışabilen servo sistem, gerçek yarış motosikletlerindeki gibi bir kaydırmalı debriyaj sistemi ve vites düşürüldüğünde kaymayan bir arka tekerlek oluşturmuş. Tüm bu yenilik ve teknolojiler ile Panigale, 2012 yılının en çok konuşulan ve alınmak istenen motosikleti olmaya aday. Üretiminden Türkiye’ye sadece 16 adet kontenjan ayrılan motosikletin 14’ü -daha tekerleği yere değmeden- satılmış durumda. Onlarca sene Japon motosikletlerinin hegemonyasında geçen superbike sınıfı artık Avrupalı motosiklet üreticilerinin elinde; bir superbike motosikletin nasıl olması gerektiğine onlar karar veriyor. Artık BMW S1000RR ve Aprilia RSV4’ün teknolojik dünyalarına giren ve onlara iddalı bir şeklide “Şah-Mat” diyen yeni ve çok güçlü bir rakipleri var: Ducati 1199 Panigale.
Teknik Özellikler;
Fiyat: 1199 Panigale – 25.900 Euro 1199 Panigale S – 32.900 Euro 1199 Panigale Tricolore – 39.900 Euro Motor: Çift silindirli L, Desmodromik, silindir başına 4 valf, sıvı soğutmalı Hacim: 1.198 cc Çap x Strok: 112×60,8 mm Sıkıştırma Oranı: 12,5:1 Güç: 195 bg (143kw) -10.750 d/d Tork: 132 Nm – 9.000 d/d Yakıt Sistemi: Mitsubishi elektronik yakıt enjeksiyon sistemi (Silindir başına çift enjeksiyon), Ride-by-Wire (RbW) (Elektronik gaz yönetimi) Egzoz: 2-1-2 sistemli, katalitik konvertör, 2 lambda, alüminyum dış kaplamalı çift çıkışlı paslanmaz çelik Emisyon: Euro 3 Aktarım: 6 vites, zincir, 1=37/15, 2=30/16, 3=27/18, 4=25/20, 5=24/22, 6=23/24 Birincil Aktarım: dişli 1.77:1 Son Aktarım: Zincir 525, Ön dişli: 15, Arka dişli 39 Debriyaj: Hidrolik kontrollü çoklu disk, kaydırmalı, ıslak Yapı: Monokok alüminyum Tekerler arası mesafe: 1.437 mm Rake: 24,5 derece Aks-gidon mesafesi: 100 mm Direksiyon Açısı: 54 derece Ön Süspansiyon: Marzocchi 50 mm basınçlandırılmış alüminyum ters çatal, tam ayarlı / ön yükleme-geri sekme-sıkıştırma, (Panigale S: Öhlins NIX30 43 mm, elektronik) Ön Jant: 10 kollu hafif alaşım, 3.50’’ x 17’ Ön Lastik: 120/70 ZR17 Pirelli Diablo Supercorsa Sp Arka Süspansiyon: Sachs tek amortisör (ön yükleme-geri sekme-sıkıştırma), progresiv, Alüminyum tek kollu arka maşa (Panigale S Öhlins TTX36, elektronik) Arka Jant: 10 kollu hafif alaşım, 6.00’’ x 17’ Arka Lastik: 200/55 ZR 17 Pirelli Diablo Supercorsa Sp Ön Fren: 2 x 330 mm yarı hareketli disk, radyal Brembo Monoblok M50 4 piston kaliperli, opsiyonel ABS (+2.5 kg) Arka Fren: 245 mm disk, 2 piston kaliper Yakıt Deposu: 17 litre Kuru Ağırlık: 164 kg (ıslak 188 kg) Sele Yüksekliği: (825 mm Yükseklik x Uzunluk: 1.100 mm x 2.075 mm Ducati Elektronikleri: DTC-Ducati Çekiş Kontrol Sistemi, DQS-Ducati Vites Değiştirme Asistanı, EBCAyarlanabilen Motor Freni Kontrolü, Sürüş Modları (Panigale S: DES-Ducati Elektronik Süspansiyon / Panigale S Tricolor: DDA-GPS’li veri analiz sistemi = hız, devir, vites, gaz açıklığı, DTC, motor sıcaklığı) Garanti süresi: 2 yıl Versiyon: Çift seleli, ABS opsiyonel Distribütör: Korlas – www.korlas.com.tr
Test ettiğimiz Ducati Panigale S’e bağladığımız kameradan Abu Dhabi pisti;
Yorumlar
Loading…