Yazar: Moe
Dünyanın önde gelen madeni yağ şirketi Motul, Moto GP’nin Almanya’da düzenlenen bu sezonki 9. yarışına Türkiye’den bölge distribütörleri ve misafirleri ile katıldı. Her sene geleneksel olarak düzenlediği organizasyon ile kalabalık bir ekibi Sachsenring Pisti’nde ağırlayan firma, bu sene kullanıcılarından bir şanslı kişiyi de Moto GP’ye götürdü. Tüm bu motosiklet karnavalına ilk elden şahit olmak üzere, bizde Motul’un misafiri olarak oradaydık.
Motul, 15-17 Temmuz 2016 tarihlerinde Almanya Sachsenring’de gerçekleşen MotoGP’ deydi. Dünyanın en büyük motosiklet yarış organizasyonu olan MotoGP’ye dünyanın her yanından binlerce izleyici katıldı. Türkiye’den ise 25 kişilik bir ekip yarış heyecanını yerinde yaşadı.
Talihli Motul kullanıcısı yarışı yerinde izledi.
Motosikletin en büyük şampiyonası olan MotoGP’yi yerinde izleme şansını elde eden talihli Motul kullanıcısı Ömer ŞEN, bu önemli organizasyonda Motul misafiri olarak ağırlanmaktan mutluluk duyduğunu dile getirdi. Motoron okuyucularının da katılma şansı bulduğu çekilişin talihli ismi ile röportaj yaptık.
Motoron: Merhaba bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Ömer Şen: Ankara’da özel sektörde çalışıyorum. Ziraat üzerine uzmanlık yapıyorum.
M.: Motul-MotoGP çekilişinin talihlisi bu sene siz oldunuz, bize bunun hikayesinden bahsedebilir misiniz?
Ö.Ş.:Kampanyaya aslında telefonuma gelen bir uygulama mesajı sonrasında son dakikalarda katıldım diyebilirim. Son akşam son saatlerde Motor-In’den uyarı geldi, sonrasında katılım formu doldurdum. 2-3 gün sonra da zaten kazandığım ilan edildi. Telefonla aradıklarında önce inanmadım, tam Ramazan’ın başıydı hatta, arkadaşlar şaka yapıyor, dalga geçiyorlar herhalde diye düşündüm. Sonra baktım bilgilerim okunuyor. Hatta arkadaşlarım hala bana bir şaka yapıldığını düşünüyordu, buradan kendilerine selamlarımı yolluyorum.
M.: Daha önce bu taraflara yolun düşmüş müydü?
Ö.Ş.: Hayır, hatta pasaportumu yeni çıkardım. Sadece bu organizasyona katılabilmek için! Daha 1 aylık, oldukça taze diyebilirim.
M.: Pasaportu MotoGP ile ıslattım diyorsunuz, daha ne olsun!
Ö.Ş.: Aynen öyle. Olabilecek en iyi şey oldu benim için de, vesile oldu yani…
M.: Motosiklet kullanıyor musunuz?
Ö.Ş.: Evet, kullanıyorum. Şu anda 2015 Yamaha Xj6 kullanıcısıyım, Diversion F modeli. Onun öncesinde CBR 250, CRF 250 vardı. Hem arazi, hem de biraz daha spor modelleri denedim. Bunlardan da önce Çin menşeili motosikletler ile anılarım da oldu.
M.: İlk yurtdışı tecrübeniz nasıl geçti? Beklentileriniz ne idi, neler buldunuz?
Ö.Ş.: Kesinlikle çok güzeldi, ben açıkçası MotoGP’de bu kadar eğlenebileceğimi tahmin bile etmiyordum. Sadece oturup yarışı izleyip kalkacağız diye düşünüyordum ama çok daha fazlası vardı. Adeta panayır alanı gibiydi ortalık! Yani beklentilerimin oldukça üzerindeydi herşey… Profesyonellik, organizasyon çok farklıydı, o atmosfer gerçekten anlatılmaz yaşanır. Bu esnada şehir gezisi de yapma imkanı bulduk, dolu dolu geçti. Sanki 1 haftadır buralardaymışım gibi hissediyorum.
M.: Daha önce televizyondan veya online olarak MotoGP’yi takip ediyor muydunuz ?
Ö.Ş.: Ediyordum, ama açıkçası çok fazla kim kimi geçmiş, kim hangi dereceyi yapmış şeklinde değil; denk geldikçe izliyordum.
M.: Şu anda artık dönüş yolundayız, bir burukluk var mı, bu 3 günün ardından neler hissediyorsunuz?
Ö.Ş.: Burukluğun yanı sıra, yorgunluk da ağır basıyor aslında ama bu keyifli bir yorgunluk tabii ki!
M.: Buralardaki motosiklet kültürünü gördükten sonra, özellikle MotoGP’ye olan ilgi, etraftaki motosiklet kullanıcılarının tutumları vs. ülkemizle kıyaslandığında ne gibi farklılıklar olduğunu düşünüyorsunuz?
Ö.Ş.: Dikkatimi çeken ilk şey, bizim ülkemizde kilometrenin çok önemli oluşu. İşte 30.000’den 40.000’den sonra piyasada motosiklet bulamıyorsunuz. Yani motor çok yaşlı da olsa, bakıyorsunuz bu kilometreleri geçmemiş oluyor ne hikmetse… Ama burada resmen 100.000 – 200.000 km’lerde motosikletler gördük. Eski motosikletler var ve çok daha güzel, bakımlı kullanıyorlar. Motorlar düzgün, temiz. Bir motoru alıp doya doya kullanmak, o motorla bir maziye sahip olmak, gençliğini onunla geçirmek gibi durumlar bizde çok fazla olmuyor. Kilometresi artmasın diye gezmeyenler, 20.000’leri görünce hemen satılığa çıkaranlar çok. Keyif anlayışları farklı. Umarım gelecekte bizde de böyle bir kültür yerleştirebiliriz .
M.: Son olarak sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Ö.Ş.: Her motosiklet sürücüsünün bu atmosferi bir yaşamasını öneririm. Bu organizasyon kesinlikle hayatta en az bir kez görülmeli… Buradaki olay gerçekten bambaşka, Moto3’den GP’ye o motosikletleri duyup izlemek, gözlerinizin önünde yarışılması gerçekten farklı bir duygu. İnsanların idolleriyle karşı karşıya olabilmesi bile bambaşka bir his. Rossi’yle mesela aramda 2-3 metre mesafe vardı inanılmaz heyecanlı, düşünsenize bir daha nerede görebileceğim? Bu fırsat için Motul Türkiye’ye bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
Yarışa yağmur damgasını vurdu
Motosiklet yarışlarının en üst noktası olarak bilinen MotoGP’nin 9. ayağı, 3,7 kilometrelik Sachsenring Pisti’nde, 30 tur üzerinden yapıldı. Moto3 yarışında bardaktan boşalırcasına yağan yağmurun ardından MotoGP yarışının da ıslak yarış ilan edilmesi neredeyse kesinleşmişti.
(Moto3’de kaygan zemindeki ustalığını gösteren sürpriz isim Malezyalı sürücü Khairul Idham Pawi Honda ile birinci olurken, İtalyan sürücüler Andrea Locatelli ve “Uzaylı” Enea Bastianini sırasıyla podyumu tamamlayan isimler oldu. Moto2’de ise ev sahibi sürücü Jonas Folger son virajda yaptığı heyecan verici atağa rağmen son şampiyon Johann Zarco’ya engel olamadı ve ikincilik ile yetinmek zorunda kaldı. Podyumun son basamağındaki isim ise Julian Simon oldu.)
Nitekim Moto2’de de bir çiseleyen bir duran yağmurun ardından, gride dizilen MotoGP sürücülerini sakin ve yağışsız bir hava karşıladı.Yarışın ikinci yarısında kurumaya başlayan pist ise takımları flag-to-flag (pitte motosiklet değişikliği) stratejisine itti. Sürücüler için tartışılır ama izleyenler için yarışı daha bilinmez ve keyifli hale getirdi.
11. turda pist dışına çıkarak dokuzunculuğa kadar gerileyen İspanyol pilot Marc Marquez, yarışın devamında yağmur lastikli motosikletini slick lastikli diğer motoru ile değiştirince, atağa kalkarak rakiplerini geride bıraktı. Doğru strateji ile büyük bir risk alarak slick lastiklere ilk geçen pilot olan Marquez, tur derecelerini ıslak lastiklere göre ortalama 10 saniye iyileştirince diğer pilotlara da referans olmuş oldu.
25. turda liderliğe çıkan Marquez, Rossi’nin hatalı ve geç gelen lastik seçimi ile geriye düşmesinden de faydalanarak MotoGP kariyerinin 27. zaferini elde etti. Marquez’in ardından damalı bayrağı gören Honda sürücüsü Cal Crutchlow ikinci, Crutchlow’un arkasındaki Ducati Team’den Dovizioso ise üçüncü oldu.?
MOTUL HAKKINDA
Motul, yüksek teknoloji motor yağlarının (iki tekerli araçlar, otomobiller ve diğer taşıtlar) ve MotulTech faaliyetleri ile endüstri yağlarının formülasyonu, üretimi ve dağıtımı konularında uzmanlaşmış birinci sınıf bir Fransız şirketidir. Motul ayrıca sentetik yağ uzmanı olarak bilinmektedir. Daha 1971 yılında, Motul otomotiv motorları için %100 sentetik yağ olan 300V yağının formülasyonuna öncülük eden ilk yağ üreticisiydi. Bu yağ Esterler teknolojisini kullanıyordu ve havacılık endüstrisinden geliştirilmişti.
Yıllar boyunca Motul pek çok yarış ekibi ve imalatçının resmi tedarikçisi olarak deneyim kazandı ve hala da motor sporlarındaki teknolojik gelişmenin daha da ileriye taşınması için onlara katkıda bulunmaktadır.
Motul bu ekipleri, 24 saatlik Le Mans (otomobiller ve motosikletler), FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası, SüperGT, Drift, Pikes Peak, Japon Süper Formula Şampiyonası, Blancpain Dayanıklılık Serisi, Dakar, Tour Auto, Le Mans Klasik, MotoGP, Dünya Süper Motosiklet Şampiyonası, Dünya MX, FIM Dayanıklılık Dünya Şampiyonası, IOM TT, MOTUL FIM Ice Speedway Gladiators Dünya Şampiyonası, Roof of Afrika ve daha pek çok uluslararası yarışmada desteklemektedir.