2016 Yamaha MT-09 ABS TCS

Yazar: Moe

İlk kez 2015 EICMA fuarında görüp, Night Fluo rengine hasta olduğumuz
2016, Traction Control’lü MT-09’un, fotoğraflarda gördüğünüz lansman
modelini Türkiye’de ilk kez Dadaş Motor bizim için hazırladı.

Tüm markalar yeni modellerinde Euro 4 emisyonlarına uygun güncellemelerde bulunurken (regülasyonlar gereği 1 Ocak 2017’den itibaren Avrupa’da satışa çıkacak tüm modellerin Euro 4 emisyonlarına uygun olması gerekiyor.) Yamaha, ilginç bir şekilde 2016 model MT-09’da Euro 3 uyumlu egzoz ve motor sistemlerini kullanmaya devam ediyor. Bu, “2017’de MT-09’un regülatif değişikliklerin yanı sıra bir takım kozmetik değişiklikler de alarak paket halinde büyük bir güncellemeye mi tabi tutulacak?” sorularını akıllara getiriyor.

Lansmanından yaklaşık 4 sene sonra böylesi kapsamlı bir değişiklik bize oldukça olası görünüyor. Dolayısıyla regülasyonlardan hormonları daha da kesilmeden, son mahsüllerden ve en Fluo’sundan bir numuneyi Motoron Garajı’na alalım dedik ve öyle de yaptık. Hikayenin başlangıcı özetle şöyle: İtalya’dan döner dönmez “Benim olacak fıstık, vurucam kırbacı vurucam kırbacı!” nidalarıyla Yamaha bayilerini aranmaya başlıyorum. Aylardan Aralık, daha fiyatı belli değil, geliş tarihi meçhul, lansman rengi ve çekiş kontrol güncellemesinden Yamaha Türkiye bayileri bihaber.

Daha önce Sanço Panço’nun da Tracer’ında oldukça memnun kaldığı Dadaş Motor’dan Muhammed Işık’ı arıyorum, Night Fluo MT9 deyince telefonun karşısından benzer heyecanı duyuyorum, -TCS’li Rossi sarısı değil mi?! – Aynen, gelir gelmez bir tane ayırtmamız lazım! ile başlayan diyalog sonrası, Aralık 2015’den Nisan 2016’ya kadar Işık kardeşleri darlama politikasına başlıyorum. “Ne zaman gelecek, fiyatı ne olacak, elimizde hangi aksesuarlar var?” gibi gün geçtikçe adedi artan, her türlü kılçık ve sıkboğaz sorularıma sabırla yaklaşıyorlar ve nihayetinde Mart 2016 ayında kendilerinden mutlu haberi alıyorum. Rivayetlere göre ay sonunda motosiklet gümrükten çekilecek ve bayilere dağıtılacakmış. Hem kalın sigorta masraflarından bir nebze de olsa az tokat yemek, hem de memleketimin plakasına sahip olmasını istememden mütevellit, MT’yi Antalya’dan almaya karar veriyorum. Bu vesileyle de ana bayisi Düzce’de bulunan Dadaş Motor’un Antalya bayisine de uğrama şansı buluyorum.

İlk sürüş

İlk 200 km sürüş izlenimi oldukça akıcı ve şehir içindeki kıvrak yapısı da bir o kadar eğlenceli. Bir süre sonra motora ısınıp, 0-1.000 km rodaj limiti 5.600 devirlere yaklaşmaya başladığımda ise motosiklette meydana gelebilecek en ufak kıllığa karşı örümcek hislerini açmış olan kuruntulu bünye, altında değişik bir titreme olduğunu fark ediyor. Rodajdandır, şimdilik zorlamayalım diye geçiştiriyorum. İçime kurt düşmüyor değil, ancak 1.000 km bakımına kadar sabretmem gerektiğini biliyorum.

Ecnebi forumlarda da yaşandığını ancak yağ ve filtre değişiminden sonra 09’un yüzlerde çiçekler açtırdığını görüyorum. İstanbul’a dönüp Kardeşler Motosiklet’te ilk bakımını yaptırıp, yola çıktıktan sonra psikolojik olarak kendimi ikna çabalarına giriyor “Galiba geçmiş!” diyorum. Ancak 5. ve 6. viteste o tanıdık vibrasyon ayak peg’lerinden bir daha vurunca, dünyanın en acıklı keman sesi Moe için çalmaya başlıyor. Şaka bir yana, kuruntu yaptıkça sinirler rezonansa girse de, muhtemelen ben abartıyorum. Bu küçük detayı bir kenara bırakırsak, motosiklet gerçekten adeta ikincil bir adrenal bez! A ve standart modunda, gazı açtığınız her derecede kanınızdaki adrenalin doğru orantılı olarak patlama yapıyor ve nihayetinde fezaya ulaşıyor.

Akdeniz güneşini görünce açılan saçılan Japon

Müthiş heyecanlı bir sürüş, şehir içinde konforlu süspansiyonlar, başarılı frenler, ABS-TCS(çekiş kontrolü) elektronik güvenlik önlemleri, üretim hattından eksik çıkmış gibi görünen motorun egzotikliğine birer artı olarak dönüş yapıyor. Şehir içi ve şehir dışı simülasyonlarının yanı sıra, Intercity İstanbulpark›taki Motoron Pist Günleri›nde de sınama şansı bulduğum MT- 09, ergonomik olarak bir super naked ile kıyaslandığında piste müthiş uyumlu değil. Ancak gerekli ve yeterli heyecanı sürücüsünün damarlarına zerk edebiliyor, hele ki A modunda! Pist için stok süspansiyon ayarlarında bir miktar sertleştirme istese de teknik dar virajlarda ve 8. viraj gibi hızlı manevralarda MT, alnının akıyla çıkmayı başarıyor.

Rodaj bakımı…

Frenlere geldiğimizde MT-09’un ABS sistemi ön takımda neredeyse hiç müdahaleci değil, limitlere ulaştığınızda devreye giriyor; ancak arka frenlerde pist de dahil sistemin çok çabuk devreye girdiğini gözlemliyorum. Bir MT serisinde ilk defa kullanılan 3 kademeli çekiş kontrol sistemi de bir Bosch sistemininki gibi çok kompleks algoritmalar ile süslenmemiş olsa da iş görüyor. En müdahaleci 2. seviyede düz yolda kesinlikle patinaja düşmüyorsunuz, 1. seviyede ise bir miktar kaymaya izin verilmiş.

…ve ilk kontroller…

Off modunda ise arka lastik herhangi bir elektronik destek olmadan bileğinize emanet. Ancak tecrübe ettiğim kadarıyla, A modu ve TCS 2 seviyesini kombine edip “Nasıl olsa güvenli moddayım” fikriyatı çok sağlıklı değil, çünkü o kadar da akıllı olmayan TCS, A modunun fazla ani ve atik yapısına ayak uyduramıyor ve motosiklet ara ara saçmalayabiliyor. Dolayısıyla 2. seviyenin standart ve B modu ile kullanmam gerektiğini not ediyorum. Sürüş modlarında ise 2016 model için yine bir yazılım güncellemesine gidilmiş, sanıyorum bu yazılım 2015 ve öncesi MT-09 ve Tracer’lara daha akmamış. Ancak öğrendiğimize göre standart mod ve B modunda bir takım yumuşatılma işlemlerine gidilmiş. A modu ise hala Allah ne verdiyse… Rodajı tamamladıktan ve 2.000 km’leri devirdikten sonra, bu sarımtırak arkadaş ile bir kaç uzun soluklu gezi ve pist günü planlarımız mevcut… Bakalım Japon’un Karanlık Yüzü dedikleri neymiş önümüzdeki sayılarda ayrıntılı inceleyeceğiz. Ak Japon k ara Japon ortaya çıksın!?