Menu
in

Yamaha XMAX 125 1000 km Boyunca Test Ettik!

XMAX 125 Yamaha’nın A1 ehliyete sahip fakat bir premium scooter isteyenler için ürettiği bu125’lik scooterı ayağının tozuyla teste aldık. Küçük kalbine koyulan büyük vücudun nasıl etkilediğini hep beraber inceleyelim…

Öncelikle 125CC hacme sahip, 14 beygir ve 12NM tork üreten motorundan bahsedelim. Yamaha bu motoru tamamen baştan tasarlamış. Yaptığı özel varyatörü de işini çok iyi yerine getiriyor. Çok iyi yerine getiriyordan kastımız şu; Şehir içindeki dur kalklarda alt devirden itibaren hızlı bir şekilde tepki vermiyor fakat yeterince tepkili.

En güzel yanı ise yüksek hızlar.

Bu hacme sahip bir scooterdan 100-110 aralığında çeyrek gaz ile bu kadar sessiz gitmesini ben hiç beklemiyordum. Hayatını genellikle Beylikdüzü-Ataşehir arasında TEM’den giderek (bilmeyenler için: Yüksek hızlı 70-80KM’lik rota) geçiren bendeniz için bu çok önemli bir şeydi.

XMAX 125 yakıt tüketimini 100KM’de 3 litreyi geçmedi

Bundan daha acayip olan şey ise bu hızlarda bile yakıt tüketiminin 100KM’de 3 litreyi geçmemesiydi. Çok tamgaz gittiğimde ortalamam 3.2’yi buldu ki bu tüketimin onun maksimum rakamı olduğunu düşünmekteyim. 80 sabit giderken 2 litre normal kullanımda 2.5-3 litre arasında bir yakıt tüketimi var. Yani sonuç olarak scooterın 175KG’luk ıslak ağırlığına rağmen 125cc hacme sahip motoru beklenin üzerinde performans gösteriyor.

Yamaha mühendisleri nasıl bir kara büyü yapmış bilmiyorum fakat kesinlikle olduğundan daha güçlüymüş gibi hissettiriyor. Kullandığım 1000KM boyunca neredeyse hiç keşke biraz daha güçlü olsa dedirtmedi.

Tasarım ve donanımlar konusuna geldiğimizde ise Yamaha’nın burada hiçbir masraftan kaçınmadığını görebiliyoruz.

Koyulan üst düzey LED farlar çok güzel aydınlatmanın yanı sıra görünüş olarak da müthişler. Karşıdan bakıldığında veya giderken dikiz aynasından görüldüğünde çok daha üst düzey bir şey hissi veriyor. Stopların görüşünü de çok iyi. Herşey çok kaliteli ve proporsiyonlar tam ayarlanmış. Agresif duruşu çok ilgi görüyor diyebilirim. Kadranın tasarımı da bu premium havadan nasibini almış. Hem hız hem de devir göstergesi var ve bu iki göstergenin ortasına bir de dijital yol bilgisayarı ekranı konmuş.

Bu ekranda anlık ve averaj yakıt tüketimini hem 1 litre ile yapılabilen KM olarak hem de bizim alışkın olduğumuz 100KM/LT şeklinde görebiliyoruz. Ortalama hızımızı, çekiş kontrol sisteminin açık olup olmadığını, yakıt durumunu, motor sıcaklığnı ve hava çok soğuksa çıkan buzlanma uyarısını da yine bu ekrandan görebiliyoruz.

Tripmetrelerde ise A, B ve toplam KM’nin yanı sıra kayışın ve yağın KM’sini de görebiliyoruz. Kadranın görüntüsünün yanında kumanda ediliş şeklini de çok beğendim. Sağ elciğin oradan tek bir tuş ile her şeyi müthiş bir kolaylıkla kontrol edebiliyorsunuz.

Koltuk için mühendislerin bir hayli uğraştığı çok belli oluyor. Kullanılan malzemenin kalitesi ve işçilik detayları muazzam. Sürücü sırt desteğinin birleşim yerinde üstünde YAMAHA yazılı metal bir parça var. Bu parça ile birleşim yerlerinde olan derinin esnemesi veya sarkması gibi problemlerin önüne geçmişler.

Günde 100KM üstü mesafeleri şehir içinde çok rahat deviren ve bel fıtığı ameliyatı geçirmiş biri olarak konforunu gayet beğendim.

Extra sele kaplatması veya konfor sele ekipmanlarına hiç gerek yok.

Fakat yerden yüksekliği biraz fazla bu sebeple boyu 1.70’den kısa olanlar için pek uygun bir scooter değil gibi duruyor.

Sele altı bagajı ise scooterına top case takmak istemeyenleri sevindirecek kadar büyük. İki Full Face kaskı alıyor ve bunların yanına yağmurluk, eldiven, vs gibi ıvır zıvırlarınızı koyacağınız nispeten genişçe bir alan mevcut. Bebek yatağı gibi bagaj yapmışlar diyebiliriz.

Sele içindeki ışığı ise geceleri veya kapalı otoparkta iken bagajın içini görmeyi sağlıyor. Sele altı bagajın her bir litresi çok kullanışlı şekilde tasarlanmış ve boşa gitmiyor. Spor görünüşlü bir Maxiscooter’a topcase takma fikrine çok sıcak bakmayan biri olarak çok kullanışlı buldum. Ayrıca seleyi kapatırken herhangi bir “Tak-Tuk” sesi gelmemesi de işçiliğin kalitesini gösteren detaylardan biri olmuş.

Tüm bu parça ve işçilik kalitesini üzerine oturduğunuz ilk andan itiabren hissediyorsunuz. Üstünde gelen Michelin City Grip lastikleri virajlarda oldukça güven veriyor. Süspansiyonların da sönümlemeleri çok iyi. Hem virajlarda oldukça kararlı tepkiler veriyor hem de çukurlarda çizgisini ve konforunu hiç bozmadan ilerliyor.

Tabii bunda önde 15 arkada 14 inçlik büyük denebilecek jantların kullanılmasının da büyük payı var. Kontrayı verdiğiniz anda yatıyor ve siz nereye isterseniz oraya gidiyor.

Viraj performansı o kadar iyiydi ki 250CC scooterı olan arkadaşlarımla virajların bol olduğu yerde aşık atabiliyordum.

Orijinalden gelen geniş ve uzun ön camı ile beni rüzgardan korurken diğer etmenler için ise çekiş kontrol sistemi, önde çift pistonlu 267MM’lik disk, arkada ise tek pistonlu 245mm’lik kullanıp bunu bir de ABS sistem ile taçlandırmış.

Yani güvenlik ve konfor için yok yok. ABS artık gerçekten devreye girmesi gerek dediğiniz yerde çalışıyor ve frenlere asıldığınızda tabir-i caizse yere zamk gibi yapışıyor. Sürüşündeki kalite hissi muazzam.

XMAX 125 ile geçen 1000KM’lik test sürecinde ben hiç keşke biraz daha gitse hissi yaşamadım. Ağırlığını oldukça rahat taşıyan ve beklentiler gerçekçi düzeyde tutulursa her şeye cevap verebilen bir scooter.

XMAX 125 Yakıt ve işletim maliyetlerinden bunalanlar için güzel bir seçim

A1 sınıfı ehliyeti olup Maxiscooter konforu yaşamak isteyenler veya Maxiscooter konforunu sevip, yüksek hacmli motorun getirmiş olduğu yakıt tüketimi ve işletim maliyetlerinden bunalanlar için güzel bir seçim olabilir.

Şu anki satış fiyatı harici hiçbir eksisini göremedim diyebilirim. Keşke vergi ve kur oranları daha uygun olsa da ülkemizin insanları böyle kaliteli scooterlara rahatça binebilse…

Güncel fiyatları Yamaha Türkiye web sitesinden öğrenebilirsiniz.

Cevap bırakın