Yazar: Ümit Salkım
Sonunda Şubat 2016’da ilk defa Africa Twin’i kullanma imkanım oldu, asfalt üzerinde kısa bir rotada. Kendimden emin yorumlar yapmak için çok kısa bir sürüştü, genel olarak olumlu bir havası vardı Africa Twin’in.
CRF 1000 L Africa Twin ile tanışmamız Eicma 2015 fuarına kadar uzanmakta. O sene ortağı olduğum GlobeScout’un fuar standı Honda’nın standına bir hayli yakındı. Standın kurulumu da dahil, 8 gün boyunca her sabah ve akşam otoparka giderken çamura bulanmış Africa Twin prototipinin önünden geçtim. Biraz motosiklete alıcı gözüyle baktıktan sonra, şu model satışa sunulsa da bir off road testi yapma imkanı yakalasam diye hayalini kurdum açıkçası.
Üzerine Haziran 2017’de Honda Avrupa’nın organize ettiği Nordkapp Macera Sürüşü etkinliğine katıldım. Rotamız şöyleydi; Oslo’dan Nordkapp’a 2800 kilometre 8 günde. Artık Africa Twin hakkında kesin bir fikre sahip olmak için mükemmel bir fırsattı. Fakat bu seyahatte kullanacağım motosiklet DCT vites kutusuna sahip bir Africa’ydı. DCT çağımızın önemli yeniliklerinden, özellikle şehir içi kullanımlarda ve artçı ile yapılan uzun seyahatlerde sağladığı konfor tartışılmaz fakat benim gibi 26 senedir motosiklet kullanan 22 senedir sırasıyla motokros, enduro ve ralli yarışlarına katılan ve %100 manuel bir adam için farklı bir deneyim oldu.
Sonunda off road testi için Honda Türkiye’den off-road testi için bir adet manuel vites kutusuna sahip bir CRF 1000 L Africa Twin aldım. Africa’yı gerçek bir seyahat motosikleti gibi giydirip öyle toprakta kullanmak istiyorum. Bunun için GlobeScout’un özel olarak bu motosiklet için tasarladığı alüminyum bagaj sisteminin montajını yaptık. Bununla da kalmadık. Özellikle ön lastiğin kusursuz yere tutunabilmesi için gerçek bir ralli lastiği monte ettik ve GlobeScout’un Topkapı’daki merkezinden çıkıp Kilyos’a doğru yola çıktık.
“Çekim için Motocross Park Kilyos’u şeçtik. Africa için çok hain planlarımız var!”
Asfalt üzerindeki halinden tavrından bahsetmeye gerek yok şimdiye kadar bir çok yerli ve yabancı basın mensubu test etti onları okuyabilirsiniz. Kısaca değinmek gerekirse manuel Africa Twin Norveç’te kullandığım DCT vites kutusuna sahip modele kıyasla daha iyi gidiyor. Doğal olarak standart vites kutusunda sürtünme az ve CRF 1000’nin kuvveti benim gibi trafik kurallarına uymaya çalışan bir insan için gayet yeterli geliyor.
Çekim için Motocross Park Kilyos’u şeçtik. Africa için çok hain planlarımız var!
Birinci olarak bu motosikletin biraz geometrisinden bahsetmek istiyorum. Bir dual sport enduro motosiklette kusursuza yakın olması gerken en önemli özelliklerden biri oturuş pozisyonu ve ayakta sürüş pozisyonudur ki uzun seyahatlerde sürücü fiziksel eziyetten muaf seyahat edebilsin. Yani üzerine bir kere oturduğunuzda en az 40- 50 dakika kadar yorulmadan sırt, boyun bel ağrısı çekmeden sürebiliyor olmanız lazım.
Africa Twin oturuş pozisyonu olarak bence rahat o konuda anlaşıyoruz. Hatta selesini yüksek konumda kullanıyorum. Fakat yolun dışına çıktığımızda toprak veya benzer başka kaygan zeminler üzerinde viraj alırken motosikletin üzerinde hareket ediyor ve kaydığında hakim olabilecek ideal sürüş pozisyonuna sahip olmamız gerekiyor ki lastikler kaydığında yola devam edebilelim. Afirca’yı ayakta kullanmak istediğinizde ayaklıklar ile gidon arasındaki mesafenin uygunluğu ve gidonun gayet geniş olması, özellikle bozuk zeminde düşük süratlerde motosiklete tamamen hakim olmanızı sağlıyor. Arka frenin ve vites kolunun pozisyonu gayet olumlu. Africa’yı kendime göre ayarlarken tek yaptığım değişiklik gidonu yaklaşık 5 derece kadar yukarıya doğru çevirmek oldu.
Bu konuda sınıfı takdirle geçiyor Africa Twin ! Selenin formu, sürücünün gidona uzaklığı, ayaklıkların konumu bu motosikletin kaydığında, sahip olduğu cüsseyi kontrol edebilmek için tasarlanmış adeta.
İkinci olarak Honda’nın bu motosiklet için özel tasarladığı motor bloğundan bahsetmek istiyorum. Motor bloğu sadece 1000cc hacminde iki silindirden ibaret değil. İçerisinde vites kutusu ve bu gücü arka tekerleğe verimli bir şekilde ileten debriyaj sistemi bulunmakta. Honda mühendisleri bence bu motor bloğu üzerinde gayet titiz çalışmışlar. Vites aralıkları, üretilen güç eğrisine göre tasarlanmış. Hiçbir viteste manasız bir güç kaybı veya devrin yüksek kalma durumu söz konusu olmuyor. Benim için en şaşırtıcı kısmı özellikle arazi kullanımında birinci, ikinci ve üçüncü viteslerin oranları sürücüye bir hayli yardımcı oluyor.
Africa Twin ilk çıktığında genel yaklaşım, sınıfındaki diğer modellere kıyasla kağıt üzerindeki beygir gücü ve tork değerlenin düşük olduğu üzerineydi. Bana sorulacak olursa bu motor bloğu uzun yıllar tek bir sorun bile çıkartmadan sahibine hizmet edecektir. Çalışmasından bunu hemen anlamak mümkün. O kadar stabil ve düzenli bir çalışma biçimi var ki sürücüye güven veriyor. Eminim ki kulladığım Africa 5.000 kilometrede nasıl çalışıyorsa düzenli bakımları yapıldığı takdirde 150.000 kilometreye geldiğinde de aynı performansı sergileyecektir.
Üçüncü olarak, geriye kalan ön çatallar, arka maşa ve amortisör, frenler, jantlar ve lastiklerden bahsetmek istiyorum. Africa’nın arazideki yol tutuşu ve sürüş kolaylığı tüm bu saydığım parçalar sayesinde. Showa’nın Africa için ürettiği ön ve arka amortisörlerde preload, compression ve rebound ayarlarına ulaşmak mümkün. Motosikleti teslim aldığımda yaptığım ilk iş kendime uygun olduğunu düşündüğüm değerlerde amortisörleri ayarladım. Özellikle gaz ve yağ ile çalışan arka amotisör, link bağlantısı sayesinde daha dik konumlanabildiği için yüksek ve düşük süratlerde iyi çalışırken, ani kapanmalarda da mantıklı bir şekilde çalışmaya devam edip üzerindeki sürücüye güven veriyor. Beni en etkileyen kısım, biçimsiz kayalık bir alanda bu 230 kiloluk cihazın, hiç ayağımı yere koymaya ihtiyaç duymadan rahatça kullanılabiliyor olmasıydı.
Bütün bu kullanım kolaylıklarının başında Africa’nın sahip olduğu jant ebatlarının da önemli rolü var. Ön 21 inç arka 18 inç, bu ölçüler enduro ve ralli yarışlarında kullanılan motosikletlerin sahip olduğu jant ölçüleri. Olabilecek en büyük ölçüler sayesinde lastiklerin daha fazla yüzeyi yere temas ediyor ve frenleme, hızlanma, dönüş gibi hamlelerde motosiklet en iyi şekilde yere tutunuyor.
Çekim esnasında işimi en kolaylaştıran özelliklerde birisi de arka lastiği ABS sistemi dışında bırakma tuşu. Bu tuş sayedinde off road sürüşünde arka freni kilitleyerek Africa’yı gerçek bir enduro motosiklet gibi kullanabilmek mümkün. Ön frende ABS nin aktif olması arazi sürüşünü daha güvenli bir hale getiriyor. 310mm çapındaki iki ön disk, kalipeleri ve fren merkeziyle yumuşak huylu bir tavır sergiliyor. Kaygan ve bozuk zemin üzerinde frenleme yaparken bu tavır en verimli şekilde lastiğin kilitlenmeden dönmeye devam etmesini sağlıyor.
Africa Twin için lastik seçimine değinmemiz gerekecek olursa benim okuyucularımıza tavsiyem Anlaş’ın ürettiği Capra X modelini tavsiye ederim. Benim sürdüğüm Africa’nın önünde Michelin’in Desert modeli, arkada ise Anlaş’ın asfalt için ürettiği Capra R modeli vardı. Ön lastiğim ne kadar iyi tutunursa o kadar iyi Africa’nın off road limitlerini görebileceğim için yarış lastiği seçtim. Fakat asfalt üzerinde kulllanmaya uygun değil. Capra X modeli asfalt üzerinde de kullanmaya uygun tasarlandığı için gönül rahatlığıyla motosikletinize takabilirsiniz.
Africa Twin’i özetlemek gerekirse, olabilecek en acımasız şekilde kendisini motokross parkurunda, stabilize yollarda ve yoldışı kayalık arazide sürdüm. Son 12 senedir üretilmiş tüm dual sport modelleri yani, hem seyahat hem de arazide kullanmak üzere tasarlanmış motosikletleri kulllanmış bir sürücü olarak, benim için Africa Twin arazi sürüşünde en iyi modellerden bir tanesi. Bu motosikletin en önemli özelliği, kolay kullanılabiliyor olması. Bu sayede çok geniş bir sürücü kitlesine hitap ediyor. Bir enduro sürücüsünün ihtiyacı olan herşey mevcut, en güzel tarafı da fazlasının olmaması. Seyahatlerini planlarken toprak rotaları dahil etmek isteyenler sürücülerden, her yaz Toros Dağlarını baştan başa geçen gerçek enduro sürücülerine, her kesime hitap eden Africa Twin hakkında daha sayfalarca yazı çıkar. Bakalım Eicma’da yeni tanıtılan CRF 1000 L Africa Twin Adventure Sports nasıl oldu? Merakla bekliyoruz.