Yazar: Sanço Panço
Ferco Motor’da piste girmek üzerine konuşurken bizdeki “akılsız”
süspansiyonlu Caponord ile onlardaki “akıllı” süspansiyonların
pistte nasıl davranacağı üzerine fikir yürütüyorduk. Ben piste
uygun şekilde manuel biçimde tatlı-sert ayarlanmış süspansiyonlar
ile pistte sürmenin daha güvenli hissettireceğini iddia ettim. Bunun
üzerine kendi motorlarını denemem için bana verdiler.
Beyaz Caponord karşımda kuğu gibi duruyordu. Piste çıkmadan önce motorun lastiklerini kontrol ettim. Motor 9 bin kilometreye yaklaşmıştı ve üzerinde hala ilk lastikleri olan Dunlop Qualifier II’ler takılıydı. Bu durum Türk asfaltının tutuculuk konusunda ne kadar beceriksiz olduğunu gösteriyor, keza asfalt lastiği değil, lastikler asfaltı aşındırıyor. Lastiklerin hava kontrolü sonrasında sıra yağ kontrolüne gelmişti. 9 bin kilometre boyunca bir miktar yağ eksiltmiş, onu da tamamladım.
Aprilia Caponord 1200
İlgili Foto / 24 Nisan 2015 | 14:05
Pistte bu motorun gidişi spor bir motora göre elbette oldukça farklı. Pek çok süper sporu ilk anlarda yüksek hacminden kaynaklanan torku ile geçiyor. Onlar ancak devirlendikten sonra buna yetişebiliyorlar. Elektronik süspansiyonu otomatik konumda, yani yolu okudukça yol durumuna göre sistemdeki yağ basıncını azaltan veya arttıran seçenekte bırakarak kullandım. Aprilia’nın bu otomatik okuyucusunu yurtdışında herkes çok beğeniyor. Gerçekten de kısa zaman aralıkları ile okuma yaparak çalışan sistem oldukça rahat hissettiriyor. Buna karşın, daha sert ayarlamış olduğum derginin test Caponord’unda motor pistte daha stabil hissediliyordu, bunun otomatik hali biraz yumuşak kaldı. Pite girerek motoru durdurmadan süspansiyon modunu iki kişiye göre ayarladım, böylece biraz daha sertlik yakalayabilecektim. Bu ayarlama kendimi daha iyi hissetmemi sağladı.
Ön düzen otomatik ayarlamada iken viraj içindeki en ufak frenlemede motor dikilmek istiyor. Bunun süspansiyon içine yağ basan sistemden kaynaklandığını düşünüyorum. Akılsız Caponord’un normal süspansiyonu, pistte frenajı viraj içine taşımaya izin veriyordu. Bunda onu yapmak pek kolay değil. Freni motor dikken yapıp sonra frenajı keserek virajı almalısınız. Hoş, konforlu ve hızlı seyahat için tasarlanmış bir motoru pistte zorlamak da akıllı insanın yapacağı bir şey değil, maksat ne yapıp yapamadığını görmek.
Bu ayrıntıları geçecek olursak, Aprilia’nın yeni Caponord 1200’ü, yolda olduğu kadar, konforunu pistte de hissettiriyor. Acemi 600’lükleri bir çırpıda geçiveriyor, pegleri eritecek kadar sağa sola yata yata, gazlaya gazlaya gitmeye izin veriyor, sürücüye sele üzerinde eşsiz bir keyif sunuyor. Test ettiğimiz KTM 1190 Adventure, Honda Crosstourer gibi motorlardakinin aksine deponun bacak bölgesinde çok ince tasarlanmış olması, motoru dizlerle rahatça sıkmaya izin veriyor. Bu sayede pistte olduğu kadar yolda da kontrol çok kolaylaşıyor. Motorla bir bütün olup gazladık, arka düzlükte gördüğümüz son hız 227km/s’yi buldu.
Deponun ince oluşunun olumlu tarafını pistten dönerken çiselemeye başlayan yağmurda da görüyoruz. Çok küçükmüş gibi duran ön cam koruma işini mükemmel yaprken, sürücünün alt bedeni de depo ve ona entegre edilmiş karenaj tarafından oldukça iyi biçimde korunmuş. Motorun bu tarafını beğenmemek elde değil. Sonuç olarak, düz Caponord mu, yoksa elektronik süspansiyonlusu mu diyorsanız, bu motor genel olarak karayolunda kullanılacağı için, elektronik süspansiyonlusu alınıp otomatiğin konforu ve keyfi çıkartılabilir. Piste çıkılacaksa, süspansiyon modunu otomatikten çıkartarak sabit bir ön yüklemeye almak daha iyi sonuç veriyor. Normal tip süspansiyonlusunun avantajı ise motorun fiyatının rakiplerine göre çok uygun olması. Bu fiyata, rakip firmalar olan Avrupalı üreticilerden alsanız alsanız, kısa bacaklı bir çıplak alabilirsiniz. Pistte motoru kısa süre kullanma fırsatı bulan pek çok sürücü, motorun fiyat/performansına ve konforuna hayran kaldı.
Motor İşletim Sistemi Güncellemesi
Motoru kırmadan (pist asfaltında pegler sağa sola yatmaktan yere sürttüğü için biraz zımparalanmış olmaları dışında) sahibine geri götürdüğümüzde motor için yeni bir işletim sisteminin PADS denilen Aprilia-Piaggio test cihazına yüklendiğini, ve de motordaki sürümün bununla güncellenebileceğini öğrendik. Bunun yapılabilmesi için öncelikle selenin kaldırılması ve aküye ulaşılması gerekiyor. PADS sistemi bilgisayara USB ile bağlanan, bu sayede motorun Magneti Marelli marka beynine yüklü verilerin görülmesini sağlayan bir cihaz ve bunun kablosundan oluşuyor. Bu cihazı aküye ve motor beynine giriş yapılmasını sağlayan sokete bağlıyoruz, iki tarafı birbirine gösteriyoruz, hoop, işte motor ile ilgili elektronik bilgiler orada.
Üzerinde yüklü olan işletim sistemi 1050FA27 imiş, şimdi gelen elektronik haritanın kodu 1050FA35. Yükleme işlemi esnasında önce göstergede yükeleme işleminin yapıldığı görülüyor, sonrasında da bilgisayar ekranından geriye sayan bir zaman saati çıkıyor.
Herşey otomatik olarak yapıldıktan sonra Aprilia’nın yeni nesil motorlarında olan “gaz kolu kendi kendine öğrenme” prosedürü de yapıldıktan sonra motor tekrar kullanıma hazır hale geliyor. Aslında bu anlattıklarımın son kullanıcı ile pek bir alakası yok, yani siz bu yaptıklarımı yapmaya çalışmayın. Bunlar servis tarafından aşama aşama toplam yarın saatlik bir süreç içinde yapılan kısa bir işlem.
Bu haritanın aynısı ve aynı işlem derginin Caponord’una da yükleniyor. Servisten dönüş yolunda sistemin nesinin değiştiğini anlamaya çalışıyorum. Sanırım öncelikle ateşleme noktaları daha homojen hale gelmiş ve güç bütün viteslere benzer oranda yayılmış. 70km/s ile seyrettiğimiz hızlarda bazen 3. vites kısa geliyor, 4 istiyor, 4’e atınca da hafif sallama yapıyordu, bunda o sallamalar geçmiş. Artık 4’le 70km/s’de rahatça gidiliyor. Yakıt tüketimini ölçmeye pek vaktimiz olmadı, bu haritanın bir şeyler değiştirip değiştirmediğini görmek için havanın biraz ısınmasını, ve yol yapmayı bekliyoruz. Bakalım Caponord’lu hayatımızda neler değişecek…
İkinci Görüş: Görkem Canverdi
Aprilia Caponord 1200 ilk bakışta iri cüssesi ve etkileyici tasarımıyla olduka göz alıcı. Selede kullanılan kırmızı dikişler, arka süspansiyonun kırmızı yayı, jantlardaki kırmızı ince şerit Caponord’u göze hitap eden bir motor yapmış. Selenin yumuşaklığı ve geniş oturma alanı sürüş esnasında konforu maksimum düzeye getiriyor. İri cüssesine rağmen motoru dik konuma getirmek çok rahat, Aprilia motorun ağırlığının hissedilmemesini iyi başarmış.
Uyarı/ikaz ışıkları dışında tamamen dijital olan gösterge paneli tüm gerekli bilgileri sunuyor, ne eksik ne fazla. Yola çıkar çıkmaz 1200cc motora hapsedilmiş gücü hissediyorsunuz. Gaz tepkisi müthiş, özellikle de sport modunda. Gazı açtıkça Caponord’un uysal vahşi karakteristiği daha iyi anlaşılıyor. Vites geçişleri, ivmelenme çok akıcı ve rahat. Sabit gaz konumunda hızı sabitlemede hiç sorun yaşatmıyor Caponord. Frenler de bu güce uygun şekilde Brembo kaliperlerle desteklenmiş.
Yüksek hızlarda biraz fazlaca hissedilen rüzgar gürültüsü “ön cam ayarlansa acaba bu gürültü gider mi?” sorusunu sürekli düşündürtüyor. Rüzgar gürültüsü dışında çok keyifli bir sürüş sunan tork canavarı Aprilia Caponord kesinlikle sınıfında ön sıraları hak ediyor.
Yorumlar
Loading…