AL BİRİNİ GİT

Hiç ne kadar şanslı olduğunu düşündün muü?
Yaz bakalım dertlerini alt alta, ngerçekten kaç tanesi moralini bozacak kadar önemli. Bir gidersin doktora, sana öyle bir laf eder ki önceki dertlerin hiç biri ilk 50 sıraya giremez inan bana.

Hayat o kadar değerli ki bunu bok etme dostum.

Eline bir cımbız alıp ayıklarsan mutsuzlukları, en bedbahtı sen olursun elbette. İşinde mutsuz musun? Manyak mısın bir işin var daha ne istiyorsun.

İşin mi yok? Hep böyle sürecek değil ya, aramaya devam. Kim ölene kadar işsiz kalmış. Para yetmiyor değil mi? Kime yetiyor ki bir bak bakalım etrafındaki en zengine.

Kocan mı dövüyor, sevgilin mi arıza? Seçenek düğmeleri önünde, bas istediğine. Elini tutan mı var, şaplat bir tane çeksin…

Ölümcül akraba mı var evde? Çok üzgünüm, ama hayatın kendisi bu kabullenmek zorundayız hep birlikte.

Uzatmak istemedim, felaket listesi gibi olmaya başladı.

Pollyanna kafalı mı dedi oradan biri bana? Ne olmuş?

Karamazov kardeşlerin ortancası olsam daha mı mutlu olacaktın, saçmalama. Tam olarak dediğim de bu zaten.

Hayır, kişisel gelişim kitaplarından kopya çekmedim.

Sadece;

Bir zamanlar hayal etmiştim.

Bir ara motoru almıştım.

Bir ay önce karar vermiştim.

Bir hafta önce rotayı çizmiştim.

Bir gün önce eşyaları hazırlamıştım, itinayla.

Bir sabah serçeler cıvıldar ve daha kimse

yollara düşmemişken hazırlandım iki tekerin

başında.

Bir sevdiğimi attım arkama.

Bir güzel kuruldum seleye.

Bir bastım kontağa.

Bir gazladım…

Ruhum arkada kalmayacak kadar yavaş,

Dertlerim bana yetişemeyecek kadar hızlı.

Önümde bir dost.

Rotamda, bekleyen arkadaşlarım.

Sınırda heyecan.

Öte yanda Bulgaristan.

İmkanlar zorluyor olmadı mı bu yıl. Bir düşün…

Bir hayal et bakalım önce.

Oluyor mu olmuyor mu görelim.