Aprilia Caponord Rally

Yazar: Sanço Panço

2013 sonunda piyasaya çıkan Caponord 1200’ün
17 inç lastikli versiyonundan sonra, 2015’in
ortasında Aprilia ürün gamına bir de Rally
versiyonunu ekledi. Genel olarak bakıldığında,
hardal renkli gövdesi, önü 19 inç olan telli jantları,
alüminyum görünümlü standart yan çantaları ile
yeni Rally’yi sonunda test ettik. Caponord’un zaten
hastasıydık, buna daha da hayran kaldık…

Enduro Kılıklı Yeni Capo, Gerçekten Sivil Versiyondan Farklı Mı?

Farklar

•Daha büyük ön cam

•Koruma demirleri

•Ön sis farları

•Karter koruma

•Telli jantlar

•Elektronik ADD süspansiyonlar

•Alüminyum görümlü yan çantalar

•Rally versiyonuna özel 3 farklı renk

Kasım’ın ilk haftası, pastırma yazı denilen şey gerçekten var. Caponord Rally Türkiye’ye giriş yapmış ve teste açılmış. Hemen alıp karma motorların olduğu bir grup ile sürüşe çıktık. Henüz saatlerin geri alınmadığı son hafta sonu, yani güneş erkenden kaybolmaz iken, rotayı Bursa üzerinden Domaniç’e çevirdik. “Törkiş Dolomiti” denilen bölge gerçekten de virajları, iniş çıkışları, kabul edilebilir asfalt kalitesi ile İtalyan Alplerinin Dolomiti bölgesini aratmıyor. Elimizden çıkarttığımız eski test motorumuz Caponord’un benzerine tekrar kavuşmak, insanın eski dostuyla tekrar bir araya gelmesi gibi. “Caponord’un hastasıyız” diyorum, insanlar reklam amaçlı sanıyor. Reklam veya değil, bu alete binmeyen gerçekten çok şey kaçırır. Har hor bir ses, hassasiyeti mükemmel bir gaz kolu, süper rahat sele, sağa sola dümen gibi rahatça dönen kocaman gidon, dev gibi bir bilgi ekranı, evet, işte yine o eski dostun üzerindeyim. Motorda kendi kendine ayar çeken ve herkesçe çok beğenilen elektronik ADD süspansiyon sistemi standart olarak bulunuyor.

Depoyu doldurmuş, Bursa otobanından İnegöl’e doğru sürüyorum. Rally’de eskisine göre daha büyük bir cam bulunuyor ve sürücüyü oldukça iyi koruyor. Fransa’dan satış verileri var aklımda. 102 Caponord’a karşı 373 Ducati Multistrada satılmış Fransa’da. BMW’nin GS’i ise 2098 adet. GS’in marka kimliğinin başarısı tartışılmaz ama Caponord Türkiye’de Multi ve GS’ten yaklaşık 30 bin lira ucuza satıldığından ötürü kesinlikle bakılması gereken bir alet. Açıyorum gazı, höörrr sesiyle birlikte saldırıyorum Oylat Kaplıcaları sapağındaki ilk viraja… Caponord’un yakıt deposu 24 litre benzin alıyor, menzilim yaklaşık 300 kilometre. Tavşanlı’da benzin için durduğumda motorun yüksekliğine şöyle bir bakıyorum. 1.78’lik boyumla 840mm yüksekliğindeki selede çok rahat ediyorum.

Selenin yüksekliği ayarlanamıyor ancak o kadar rahat ve konforlu ki, insan tepesine çıkıp da motoru yürütünce insan kendini unutuyor zaten. Deponun hacmi bütün şasi üzerine oldukça iyi bir biçimde yayıldığı için, dolu depoyla bile yolda kontrol çok zor olmuyor. Ancak arazide menziliniz problemli değilse, yani benzine çok ihtiyacınızın olmadığı bir yerdeyseniz, depoyu tam doldurmamak daha rahat hareket edebilmenizi sağlıyor. Kuru ağırlığı 238 kilogram olarak açıklanan Capo’nun ıslak ağırlığı bence 260’lar civarında. Domaniç Tavşanlı arasında yol sarının ve kızılın binbir tonunun barındığı bir ormanın içinden geçiyor. Asfaltın tutuculuğu enfes, Caponord ise kendisine hayran bıraktıracak kadar güzel gidiyor. Gazlıyorum şahlanıyor, frene neredeyse hiç dokunmuyorum, lastiklerin tutuculuğu ise acayip.

Spor turing versiyona oranla 19 inçlik ön lastik ve telli jantlarla motoru çok daha konforlu buldum. Tavşanlı’ya vardığımızda etrafımızı bir toz duman ve çevredeki kül dağları sarıyor. Kömürle çalışan Tunçbilek Santrali, bu güzel bölgeyi toza dumana boğmakla meşgul. Hele o her tarafı kaplayan kül dağları, çok acayip. Açıyorum gazı, sağa, Harmancık’a doğru gazlıyoruz. Bu arada Yamaha Tracer ile gelen bir arkadaş var. Kendi motorunun süspansiyon ayarlarından çok hoşnut değil. Motorları değişiyoruz. Hep arkalardan 100-120 ile gelen Eren, Caponord’a geçince önden 160’larla gitmeye başlıyor. “Napıyorsun yahu” diye sorduğumuzda da “ben değil, motor gidiyor” diyor. Harmancık’tan güneye, Simav’a dönüyoruz. Bu yol, şimdiye kadar gerek Avrupa’da, gerekse Türkiye’de sürdüğüm yollar arasında en beğendiğim yollar sıralamasında 1. sırayı zorlayacak nitelikte.Ancak yolun mükemmelliği, sadece doğası, yol özellikleri, çevresinin güzelliği ile değil, Caponord sayesinde kendisini gösteriyor.

Yamaha Tracer ile gelen bir arkadaş var. Kendi motorunun süspansiyon ayarlarından çok hoşnut değil. Motorları değişiyoruz. Hep arkalardan 100-120 ile gelen Eren, Caponord’a geçince önden 160’larla gitmeye başlıyor. “Napıyorsun yahu” diye sorduğumuzda da “ben değil, motor gidiyor” diyor.

Rally mi, yol motoru mu?

Travel Pack modeline göre daha maceracı duran Rally’yi toprakta test etme imkanımız olmadı. Ralli yarışçısı bir arkadaşımızdan görüş aldık, “aklı başında olan hiç bir insan 60-90 bin liralık, 1200’lük motorla zorlu araziye girmemeli” dedi. Gerçekten de bu motorlardan beklenen biraz da toprakta gidebilmesi olduğuna göre, Türkiye’nin görece hoplamalı zıplamalı yollarında nasıl performans gösterdiğine baktık. Gerçekten de Rally, adına yakışacak biçimde gazlayarak, bozuk da olsa her türlü asfalt yol üzerinde konforlu sürüşe olanak sağlıyor. Arkamdakilerin en büyük şikayeti TP versiyonunda standart olarak bulunan çamurluğun bu versiyonda bulunmaması sebebiyle arkaya çok fazla taş fırlatması. Özellikle yakın sürüşlerde, Eren’e göre biraz da lastiğin deseni sebebiyle, yol üzerindeki taşları makinalı tüfek gibi arkaya fırlatıyor.

Harmancık-Simav arasındaki köy yolunda, zaman zaman 150 üzeri hızları görebilmek, Caponord için iş değil. Acayip gidiyor, hiç frene gerek kalmaksızın hart diye dönüyor, en dar virajlarda yavaşlayıp hızı düşürseniz bile hemen toparlayıp hızlanıyor. Motor kısmında açıklamasını okuyabileceğiniz egzoza eklenen rezonatör sayesinde motorun gaz tepkileri ve hassasiyeti Travel Pack’e oranla çok yumuşamış. Bu eklenti sayesinde motor 90 derecelik V2’sine rağmen 70 km/s sabit hızda 6. viteste hiç silkelemeden seyahate imkan veriyor. Bu durum da Rally’yi son derece rahat bir yolculuk motoru haline getiriyor.

Her ne kadar motorun debriyajı şehir içinde biraz sert gelse de, hızlı vites değişimleri esnasındaki dozajını çok beğendik. Motorun çekişi de çok acayip. Her ne kadar tork ve güç eğrisinde düşük devirde bir boşluk varmış ve güç düşüyormuş gibi görünüyorsa da, Caponord sürücüyü tatmin edebilecek kadar kaslı bir motora sahip.Bu durum patlamalı, harlamalı ve gürlemeli egzoz ile birleşince, her türlü yol koşulunda sürücü çoşuyor. Bu egzozu nasıl homologe ettirmişler, bilmiyoruz, yine bir İtalyan mucizesi herhalde.

Anadolu yolları taştan, Rally çıkarttı bizi baştan…

Motorun üzerinde standart gelen Metzeler Tourance Next’ler harika iş görüyor. Yol koşulu ne olursa olsun, ABS’yi hiç devreye sokmadık, çekiş kontrol belki bir iki kere pırpır etti, sürekli gazladık. Travel Pack modelindeki 17 inçlik sokak lastiklerine oranla bu lastikler hem daha iyi yol tutuyor, hem de bozuk yollarda 19inç ön lastik yolda daha fazla sürüş konforu sağlıyor. Lastiklerin en önemli özelliklerinden birisi de yeni üretiliyor oluşları. Eskiden 110 profil ile üretilen ön lastikler şimdi spor endurolar için 120-19 profil ile, 150-17 arka lastik ise 170-17 profil ile üretilmeye başlanmış.

Rally’deki lastiklerin ölçüleri de böyle. Bu sayede virajlarda daha çok yatabilecek profile sahip oluyorsunuz. Simav, hemen yanıbaşında kocaman bir dağın bulunduğu enteresan bir Anadolu kasabası. Buradan dağ yoluna sardırıp Salihli yönüne gidiyoruz. Artık hava kararmaya başlıyor, Caponord Rally’de standart olarak gelen sis farlarını açıyorum. Zaten kendi farları bir harika, sis farları ile birlikte adeta ışıyarak seyretmeye başlıyorum. Farların düğmesi çok iyi tasarlanmış ve gidona entegre edilmiş. Güneş indiği için hava soğumaya başlıyor, bir heves elcik ısıtma düğmesini dürtüklüyorum, bir numara yok, sonradan hatırlıyorum ki motorda elcik ısıtma hazırlığı ve düğmesi var ama elcik ısıtmaların kendisi opsiyonel. Neyse ki dev gibi elcik korumalar var, bu sayede ellerim soğuktan bir nebze de olsa korunuyor. Rally hem hızlı yolda, hem de ara yolda, her türlü virajda kendisini harika hissettriyor.

Bütün yolculuk boyunca bir kere bile korkutucu bir viraj hissiyatı yaşatmaması motorun başarısını gösteriyor. Elektronik süspansiyon sistemi ADD sayesinde her türlü Anadolu yolunda uçan halı tadında seyretmek mümkün oldu. Ergonomik olarak bakıldığında, gidonun konumunu da, 3 test sürücüsü tarafından da beğenildi. Akşam iyice indiğinde, yolumuz Salihli’de son buluyor, gece yatakta bir sağa bir sola döndüğüm o enfes virajları görüyorum.

Motor

90 derecelik V2 motora sahip Caponord’un motor hacmi 1197 cc. Aprilia bu motoru 2010’dan beri geliştiriyor ve Dorsoduro’da kullanıyor. Dolayısıyla dayanımını ve problemsizliğini oldukça iyileştirmiş durumda. Oldukça modern bir teknolojiye sahip motorda sübaplar zincirler yardımı ile hareket ettiriliyor. Har hor egzoz gürültüsünün yanına motorun biraz gürültülü iç çalışma sesi de eklenince, Aprilia’nın üzerinde insan kendini süper spor kullanıyormuş gibi hissediyor. Magneti Marelli’ye yaptırılmış olan ateşleme sistemi silindir başına çift buji ve çift enjektör ile çalışıyor.

Rally versiyonunda, standart versiyondan farklı olarak özel bir egzoz yanma odası tasarlanmış. Aprilia bu egzoz için özel bir ateşleme haritası da yaparak sistemin optimum çalışmasını sağlamış. Aprilia mühendislerinin “rezonatör” dedikleri bu parça, motorun daha esnek ve sessiz olmasını sağlıyormuş. Bu rezonatörü, motorlarında bu parça bulunmayan diğer Caponord kullacıları da aksesuar olarak alıp motorlarına takabiliyorlar. Bakım masraflarına bakacak olursak, Caponord’un yağ değişimi her 10.000 kilometrede bir veya yılda bir defa yapılıyor. Bu bakımlar esnasında 3 litre yağ değişimi, buji ve hava filtresi kontrolü yapılıyor. 20 bin kilometrede bir de sübap kontrolünün yapılması yeterli. Böyle baktığımızda Caponord’un bakım masraflarının oldukça düşük olduğunu söyleyebiliriz.

Yürür aksam

Spor turing versiyonu ile karşılaştırıldığında Rally’de dikkat çeken en önemli değişiklik önde 19, arkada 17 inç olan telli jantlara takılmış tubeless lastikler olarak görünüyor. Aprilia’nın eski ETV1000 Caponord’da da kullandığı bu jantlar gerçekten harika görünüyor. Motorlar standart olarak Metzeler Tourance Next ile donatılmış olarak geliyor. Asfaltta harika iş gören bu lastikler toprakta da sürüşte problem çıkartmasa da, daha ağır koşullara girmek istenirse jantlara Continental’in TKC70 gibi dişli lastiklerini de takmak mümkün görünüyor. ABS sistemi, bu jantlara uygun biçimde dizayn edilmiş. Ön tekerlek büyüdüğü için de şasi geometrisinde hafifçe değişikliğe gidilmiş. Ön çatal açısı biraz arttırılmış. Elektrik süspansiyon sistemi ADD spor turing versiyonu Travel Pack’teki ile hemen hemen aynı. Aprilia süspansiyon sisteminin 40 bin kilometrede bir elden geçirilmesi gerektiğini, süspansiyon yağlarının değiştirilmesini öneriyor. Her yıl yapılan bakımda süspansiyon elektronik programı hakkında güncelleme olup olmadığı Piaggio’ya ait diagnostik cihazı ile kontrol ediliyor.

Elektronik

Ride by wire, yani bütün modern motorlarda olan elektronik bir motora bağlı gaz kolu ile donatılmış olan Caponord’da, bu sistem sayesinde çeşitli ateşleme haritaları kullanabiliyorsunuz. Rain modunda iken motor 100 beygir, Tur modunda yumuşak tepkili 125 beygir, Spor modunda ise yine 125 beygir ama bu defa oldukça ateşli bir 125 beygir güç üretiyor. İnsan Spor ve Tur’da kullandıktan sonra Rain’e pek geçmek istemiyor. Lakin gerçekten yağmurlu veya sabah kırağısı yağmış yollarda Rain modu çok iş görüyor. Ateşleme haritaları eliniz gazda olmadığı müddetçe istediğiniz her durumda, hatta yüksek hızda bile değiştirilebiliyor. Travel Pack versiyonuna benzer şekilde çekiş kontrol sistemi Rally’de de kapatılabiliyor. Bu sistemin kapatılabilmesi sayesinde toprak yollarda yanlaya yanlaya gidilebiliyor.

TP versiyonundan farklı olarak bu modelde ABS de kapatılabiliyor. Bu sayede toprakta motoru kontrol etmek kolaylaşıyor. Motorda hız sabitleme sistemi de mevcut. Aktive etmesi bize biraz güç ve karışık geldi ama var mı derseniz, var. Alışılabilir. ACC adı verilen hız sabitleme sistemi hızı sabitlemiş sürerken bazı rakiplerinde olduğu gibi hızı değiştirmeye izin vermiyor. Sistemi boşaltıp istediğiniz hıza kendiniz ayarlayıp tekrar kurmak gerekiyor. Elektronik süspansiyon sistemi ADD, Sachs tarafından üretiliyor ve gerçekten iyi çalışıyor. Sürekli yol durumunu ve süspansiyonun durumunu elektronik olarak kontrol eden sistem, duruma göre sertleştirme veya yumuşatma yapabiliyor. Bu sistemin çalışması için programlanmış sürücü, sürücü artı yolcu gibi programları kullanabildiğiniz gibi, sürekli aktif ölçüm yaptığı otomatik modu da kullanmak size kalmış.

Sonuç

Türkiye’de 20.900 Euro etikete sahip Caponord için Ferco oldukça cazip ödeme imkanları sunuyor ve şu ara için özel bir kampanya uyguluyor. Kurun çok değişken olması sebebiyle net bir şey söyleyemiyoruz ancak, Rally’yi Ocak 2016 itibarı ile 60 bin tl altında bir fiyata satın alabiliyorsunuz. Satın almak istmeyenler için Ferco çok cazip kiralama kampanyaları sunuyor.Motorun artısı eksisine bakacak olursak, dayanımının yüksek oluşunu, konforunu, fiyat/ performansını, gazlamasının güzelliğini artılar kısmına yazdım.

Eksilere gelince, daha önce kullandığım düz Capo’ya göre aynı kalan yakıt tüketimini (belki biraz daha düşürülebilirdi), sert debriyajını, Rally olmasına rağmen ağırlığı ve ergonomisi bakımından toprak sürüşe çok da uygun olmamasını, orta ayak ve arka çamurluğun bulunmayışını sayabilirim. Rakipleri ile karşılaştırdığımızda Caponord’un en önemli üç avantajının; fiyatının cazip, motor performansının yüksek, motorunun problemsiz olduğunu söylemek mümkün.

Her ne kadar kağıt üzerinde KTM ve Ducati’den 25 beygir daha zayıfmış gibi duruyorsa da, bu modeller ile sürerken hiç de geri kalmıyor. GS’in Adventure modelinin karşılığı gibi duruyorsa da, ona göre çok daha narin görünen bir motosiklet olması sebebiyle sürücüsünü hiç bir şekilde korkutmuyor. Her ne kadar kimi sürücü arkadaşlar tarafından Ducati Multistrada kopyası veya gereksiz GS taklidi gibi görülse de, Aprilia Caponord kesinlikle kendine has özellikleri ve sürüş keyfi olan bir motosiklet. Bunu keyif de “aman işte bu da fena bir motor değilmiş” gibi genel geçer bir keyif değil, sürücünün ağzını kulaklarına vardıran sırıtmalar oluşturan cinsten. Dolayısıyla bu fırsatı kaçırmamanızı, vakit bulursanız Ferco’daki test imkanını değerlendirmenizi öneriyoruz.

Teknik Özellikler

Motor: Aprilia 2 silindirli, 4 zamanlı boyuna 90° V-çift motor, çift üstten kam mili ve karma zincirli/dişli sistemli, silindir başına 4 sübaplı Ride By Wire ve 3 motor haritası (Spor, Gezi, Yağmur)

Hacim: 1197 cc

Max Güç: 8.000 devir/dk’da 125 beygir gücü (92 kW)

Max Tork: 6.800 devir/dk’da 115 Nm

Besleme: Elektronik enjeksiyon

Soğutma: Sıvı

Ön süspansiyon: Tamamen ayarlanabilir Sachs 43 mm baş aşağı çatal. Hidrolik sekme damperi ve basınçlı damper; ADD (Aprilia Dinamik Damper) ile elektrik kontrol

Arka süspansiyon: Sachs dinamik tekli amortisör.Yay ön yükleme ve hidrolik sekme damperi ve basınçlı damper; ADD (Aprilia Dinamik Damper) ile elektrik kontrol

Ön Fren: Ø 320 mm paslanmaz çelik yüzer çift disk Brembo M432 4 pistonlu radyal tek gövdeli kaliperler. Metal örgülü fren boruları.

Arka Fren: Ø 240 mm paslanmaz çelik disk.Brembo tek pistonlu kaliper. Metal örgülü fren borusu.

ABS sistemi: Continental iki kanallı devre dışı bırakılabilir ABS sistemi

Ön tekerlek: 3.00”” X 19”

Lastik: 120/70 R 19”

Arka tekerlek: 4.50”” X 17”

Lastik: 170/60 R 17”

Sele yüksekliği: 840 mm

Yakıt deposu hacmi: 24 litre – 5 yedek yakıt

Egzoz çıkışı: Euro 3

Elektronik yönetim: Ayrı ayrı devre dışı bırakılabilir gelişmiş çekiş kontrolü (ATC) ve kilitlenme karşıtı sistem (ABS)

Distribütör: Ferco Motor www.fercomotor.com.tr