in

Aprilia RS 125 Extrema, 2011 – 125cc Türkiye Şampiyonu

Aprilia RS 125 2011 senesinde standart halinde, hiç bir değişiklik yapılmadan TMF Pist Şampiyonası’nda yarıştı ve şampiyon oldum.

1994 senesini hatırlayan var mı?

Çok acayip bir seneydi. ABD ve Rusya Devlet Başkanları Clinton ve Yeltsin arasında imzalanan silahsızlanma antlaşması ile soğuk savaş sona eriyordu. Tansu Çiller (o kimdi yahu?) hükümeti 5 nisan kararlarını açıklamış, türk lirası %14 kadar devalüe edilmişti.

Kriminal bakımdan olayların ayyuka çıktığı bir seneydi; Ergun Köknel, Yahya Demirel, Engin Civan ve banka hortumculuğu o yıla damgasını vuran konulardı.

Ayrton Senna Formula 1 yarışında San Marino’da ölmüş, Justin Bieber Ontario Kanada’da doğmuştu.İstanbul’da telefonlarda Asya-Avrupa yakası alan kodu yoktu. 

Otomobil ve motosiklet plakalarında İstanbul’da 3 harf-2 rakamlı düzene geçilmişti

Sina Afyoneri Mototaş ile çalışıyordu. İşte tam o zamanda, 19 yaşındaki genç bir motorcu arkadaş, Resink Deniz, Mototaş’tan içeri girdi. O dönemde Sina Afyoneri, Süleyman Memnun ve motosiklet dünyasının önde gelen motorcu isimleri, dönemin revaçta motosikleti 2 zamanlı Aprilia RS 125 ile Körfez Pisti’ndeki ilk defa düzenlenen pist yarışlarına katılıyorlardı. 

Alüminyum delta şasi, muz şeklinde arka maşa, çekici renklere sahip aracın kuru ağırlığı 115 kilogramdı. Motosiklet 93 senesinde üretilmeye başlanmış, full power versiyonu tam 34 beygir güç üretebiliyordu. 

Eurosport’tan gördüğü tekniklerle dizlerini sarkıtarak tozlu virajlara giriyor, kendi deyimiyle “apaçilik” yapıyordu. 

Resink de kafasına koymuştu, bu motordan istiyordu. Hatta fırsat bulursa, o da yarışanlarla birlikte Körfez Pisti’ne çıkacaktı. 

Motoru aldı. Eurosport’tan gördüğü tekniklerle dizlerini sarkıtarak tozlu virajlara giriyor, kendi deyimiyle “apaçilik” yapıyordu. 

Heyecanlıydı. Yarışlara katılamamıştı ancak birkaç defa Körfez Pisti’ne gitmiş, yarış izlemişti.

Alalı henüz bir kaç ay bile olmamıştı ki, uzaktan belediye temizlik aracını gördü, panikle frene bastı. Motor devrildi, belediye aracının altına girdi. 

Resink sağlamdı ama, RS’in hali içler acısıydı. Karenajlar ve göstergelerde kırıklar vardı. Motosiklet söküldü, ustadan ustaya bir kaç ay dolaştı. Yedek parçalar temin edilemedi, Resink canından bezdi. 

Ataköy’de bir apartmanın kömürlük bölümüne, üstü örtülerek kaldırıldığında 1994 yılının sonbaharıydı, kilometresi 9 bini gösteriyordu.

2010’a geldiğimizde kendi aramızda 2 zamanlılar üzerine konuşurken, Resink kendi motorunun akıbetinden bahsetti. 

Bir kaç arkadaş motoru oradan çıkartıp onarmayı, ve en azından Riva virajlarında gazlamayı düşündük. Resink, dile kolay, tam 16 yıldır motoru olduğu yerde adeta unutmuştu. 

Dunlop lastikleri tam 18 yaşındaydı ve neredeyse yere yapışmıştı.

Büyük bir heyecanla, 4 kişilik bir ön taarruz ekibiyle Aprilia RS 125 e bakmaya gittik. Motoru alıp bir atölyeye götürmek için yanımızda römork da vardı.

Apartmanın kömürlüğüne indik, turuncu bir örtüyü kaldırdık. Altından küçük, tozlanmış bir mücevher çıktı. Dunlop lastikleri tam 18 yaşındaydı ve neredeyse yere yapışmıştı. Motor, şasi ve genel aksamda bir sorun görünmüyordu.

Aprilia RS 125
Solda heyacanla motoru römorka bağlarken, sağda ise göstergesi 9000 km

Motorun kafa demiri epeyce yamuk, yolcu selesi de eksikti. Ön kısmı tamamen çıplaktı,  bütün giysileri ve ön karenaj sökülmüş, bu parçalar ayrı bir torbaya konularak motorun yanına konulmuştu. 

Resink bu karenajları yaptırdığını, boyattığını unutmuş, bazı parçalar eksik, ön camın bazı bağlantı noktaları kırıktı.

Genele baktığımızda, yapılamayacak hiç bir şey yoktu.

Motoru kömürlükten çıkartıp römorka attık, aramızdan birinin atölyesine götürdük.

Bir heyecan ilk gece epeyce uğraştık, bütün sıvıları değiştirdik. Su soğutmalı motorun sistemi temiz görünüyordu. Radyatörde ezik vardı ancak delik değildi. Karbüratörü temizlediğimizi sandık, benzin koyduk.

Bir akü bağlayıp çalıştırmayı denediysek de başarılı olamadık. 16 yıl yatmış bir aracı tekrar canlandırmak epeyce emek ve mesai gerektiriyor. Bunun haricinde bazı teknik konularda deneyime ve özel aletlere de ihtiyaç var. 

İlk bir kaç gündeki çabamız sonunda motor çalışmamaya devam edince, işin orada ve sadece bizim emeğimizle olamayacağına kanaat getirdik.

Vespa Merkez Servis’in sahibi, yakın arkadaşımız Apo “getirin o motoru, burada bir bakalım” 


Bir çok motorcu gide gele kendi motor ustasıyla dost olur, ticaret haricinde sivil hayatta da görüşmeye başlar. İşte tam bu uğraşlarımız esnasında, uzun yıllardır 2 zamanlı motorlarla uğraşan, Vespa Merkez Servis’in sahibi, yakın arkadaşımız Apo “getirin o motoru, burada bir bakalım” dedi. 

Motoru kabul etmekle kalmadı, bize atölyesinde küçücük de olsa bir yer açtı. Arkadaş grubumuz bu işlere meraklıydı. Apo’nun da çok vakti yoktu. Şöyle bir çözüm bulduk: motor o küçücük alanda duracak, Apo bize bilgi ve teknik destek verecek, motoru biz yapacaktık.

Merkez Serviste RS 125'i lifte çıkardık

2010 yılının mayıs ayında işe koyulduk.

İşten arta kalan kısa zamanlarda atölyeye giderek eksikleri tamamlamaya başladık.

 Öncelikli ihtiyacımız  bitik Dunlop lastiklerin değişmesiydi. RS125’in yeni versiyonu Türkiye’de satılıyor, ancak lastikleri piyasada yok. 110/70 ön ve 150/70 arka lastiği aynı desende bulmak imkansız gibi. Sonunda Pirelli’den Rosso ve Rosso II alarak işi çözdük.

Motorun aküsü yok. Apo’daki çeşit çeşit aküleri deneyerek yerine tam oturan bir tane bulduk (YTX-9A-BS). İlk çalıştırma denemelerimiz başarısız. 

Apo duruma müdehale ederek 34mm’lik Dell’orto karbüratörü parçalara ayırıyor. Bütün memeler zaman içinde bir şekilde tıkanmış. 

Hepsini tek tek çelik fırçası teliyle açtık. 

Heyecanlıyız. Marşa bastık, evet, işte çalıştı!! 

Aprilia RS 125, 2 zamanlının o nefis tıkırtısı, bolca duman, tam sentetik yağ kokusu…

Çürümüş ön fren hortumunu Apo’nun deposunda bulduğumuz aynı ölçülerdeki yeni bir çelik fren hortumu ile değiştirdik. 

Kitabında yazan bujiyi(NGK BR10EG) Maslak Oto Sanayi Sitesi’nde bulduk, tırnak aralığını ayarlayıp taktım. Kafa demiri çok yamuk, biraz düzelttik, hararet göstergesi kırık. Farın takılı olduğu kafa karenajını yamuk demire oturtup aynalarını taktık. 

Sünger hava filtresi parça parça dökülüyordu. 

Rastlantı eseri 2010 RS125 ile bu motorun motor altyapısı açısından hiç bir farkı olmadığını keşfettik. Hava filtresi Ferco Motor’da vardı, İstinye’den alıp taktım; 10 euro. Hava filtresinden sonra depoyu oturttum, benzin bağlantısını yaptım. 

Resink 1 aylık bir arama sonucunda baba evinde kalan odasında kayıp ruhsatı buldu, sevindik.

İlk Sürüş

Yıllar yılı zorunlu trafik sigortası yaptırmadınız mı? 

Yeniden yaptıracağınız zaman, yaptırmadığınız yılları da toplayıp neredeyse tamamını ödettiriyorlarmış. Bu açıdan korktuk, ancak korkulan olmadı; 207 TL’ye yeniden sigortalattık. Lakin siz korkun, sigorta yaptırmayı unutmayın.

Motorun herşeyi hazır gibiydi. Karenajlarını oturtmak epeyce zamanımızı aldı. Karenajları taktığımızda ön lastiğin neredeyse karenajlara temas ettiği görüldü. Gidon düzken temas yoktu, ancak sağa ya da sola tam dönüşlerde, lastik karenaja temas ediyordu. Kısa bir test sürüşüne çıktık, sol ön amortisörün keçesi patladı. 

Yaptığım araştırmalar sonucunda Marzocchi amortisörün keçesinin, X9 500’de kullanılan Marzocchi amortisördekiyle aynı olduğunu gördüm. 

Keçe Ferco Motor’da vardı. Bir sevinç aldım, takacaktım ama o da nesiydi?

Bu motor hani belediye aracının altına girmişti ya, anlaşılan o ki ön çatal boruları hafifçe yamulmuştu. Ana tüpler sağlamdı ama, iç tüpleri tornaya bağladığımızda eğri olduğunu gördük. 

Normalde bunların düzeltilmesi tavsiye edilmiyor, ancak yenisini bulmak da çok kolay değil, preste hafifçe düzelttik, yeni keçelerle taktık. Evet, şimdi karenaj ve lastik mesafesi daha iyiydi, en azından temas yoktu.

 

Motoru canlandırma aşamasında şansımız da çok yardım etti. Bir sabah sahibinden.com’da “RS 125 için çıkma parçalar” ilanı gördük. Satıcının verdiği adres bize yakındı, atladık gittik. 

Üretim tarihi etiketine göre bizim motorla neredeyse aynı tarihte üretilmiş

Yardımsever bir arkadaş çıktı. 2 tane RS 125 almış, amacı ikisini toplayıp tek bir motor ortaya çıkartmakmış. Çok uğraşmış ama ikisinden de bir sonuç alamamış. Yedek parça olarak aldığı ve şimdi parçalarını sattığı motor, göstergenin arkasındaki üretim tarihi etiketine göre bizim motorla neredeyse aynı tarihte üretilmiş, belki de aynı banttan çıkmıştı. 

Bu eksik motorun üzerinden bizim işimize yarayabilecek ne varsa, çok uygun bir fiyatla satın aldık. Yeni bir kafa demiri, sağlam gösterge grubu, sağlam zincir koruma, sağlam bir debriyaj kolu bizim motorun yamuk olan ön kafa görünüşünü mükemmel hale getirdi.

Motoru trafiğe kapalı bir alanda kullanmaya başladık. 

Zaten kötü durumda olan benzin musluğu su koyuverdi, benzin kaçırmaya başladı. Honda CG125 musluğu yerine uydu, değiştirdik. 

Ferco Motor oldukça indirimli bir fiyatla komple Gianelli performans egzozu verdi, değiştirdik, motor sesi mükemmel oldu. Karbüratördeki bir arıza yüzünden motor fazla benzinden boğuluyordu, şamadıra ayarı yaparak bu arızayı da giderdik.

Aprilia RS 125 - Sinan Özgen Yarış Öncesi Gridde

Her geçen gün biz biraz daha öğrendik, motosiklet biraz daha iyi hale geldi. İşçiliği o kadar kaliteli ve iyi ki, 16 yıl hiç çalışmamış olmasından ötürü mükemmel çalışamasa da sürücüsünü memnun edecek kadar iyi sürüş özelliklerine sahip. 

Rotax tarafından üretilen motoru, tam sentetik 2 zamanlı yağ kullanıldığı sürece oldukça dayanıklı. Ülkemizde fazla dayanıklı olmamasının başlıca sebepleri uygun olmayan yağ kullanımı ve ihmal edilen bakımları. 

10 bin kilometrede bir piston segmanlarının, 20 bin kilometrede bir de hem piston hem de segmanların değişmesi gerekliliği, Türk motorcusunun kabus görmesine neden oluyor.

Bu genç kız ile 2011 senesinde standart halinde hiç bir değişiklik yapmadan TMF Pist Şampiyonası’nda yarıştık

Aprila RS 125
Sinan Aprilia RS 125 ile İstanbul Park'ta
Aprilia RS 125 İstanbul Park'ta Pist Şampiyonasında

125 sınıfı Moto GP motosikletlerinin replikası bu değerli motosikletlerin sürüş kalitesi de ancak doğal rotaları olan yollarda, yani pistte kullanıldığı zaman ortaya çıkıyor.

Bu genç kız ile 2011 senesinde standart halinde hiç bir değişiklik yapmadan TMF Pist Şampiyonası’nda yarıştık ve 4 ayak sonrasında şampiyon olduk.

Bu süreç boyunca eskiden açık olan www.moto-park.com forum ekibi olarak amatör bir şekilde çalıştık, kendi kendimize sponsor olduk.

RS125 Extrema halen Motoron’un İstanbul Park’taki pist günlerinde piste çıkıyor ve şaşkın bakışlar altında harikalar yaratıyor.

Sinan Özgen Aprilia RS 125 ile Motoron Pist Günlerinde

İkinci Görüş, Ezine Volkan

Pazar sabahın körü. İn-cin çift kale maç. Ateşehir’in üzerinde nazlı bir bulut. Saatin dijitleri gergin gergin duruyor. Serin bir rüzgar dolanıyor yanaklarda. Sanço’yu bekliyorum.

Birden sinirli bir vızıldama geliyor. Ardından yelkovan kararlılığında sık aksak egzoz tonu. Bir sis bulutunun içinde beliriyor kaskının içinde gözleri gülen Sanço ve bıyık altından dudak büren RS.

Ezine Volkan - Aprilia RS 125 Üzerinde

Kaskı takıyorum. Eldivenleri giyip Hornet’e biniyorum. Gerginlik had safhada. Önce bir göbek etrafından dönüyoruz. Yol yukarıya doğru çıkıyor. 

Sanço önümde. İkinci vitesteyim. Önce hülyalı bir duman görüyorum, sonra bir çığlık vızıltı, Lionel Messi gibi kayboluyor Sanço.. Vzzzzzmmzzbbbzzz.. 

Sağ bileğimi sonuna kadar bastırıyorum. Üç – dört.. Sanço ileride dönmek için sinyal vererek yavaşlıyor. 

Sonra ben alıyorum RS’i… Ataşehir’i ne zaman terkettiğini farketmediğim bulutun peşine ikinci köprüye doğru kapanıyorum. Motor pornosu diye birşey varsa, o bu olmalı. Nefesim kesildiğinde, sağdaki çıkışa geri dönmek üzere giriyorum. Diz biraz dışarı, popoyu kaydır, sağ omzu gevşet, ileriye uzat başı.. Otomatik portakal.. O anda JLo’ya dirsek atan Rossi oluyorum, Laverty’i paralayan Kenan oluyorum, ortalığı duman eden Marquez oluyorum..

Beklediğim yere geri dönerken, bir fazla vites düşürüp, gaza abanmak gibi bir gaflete düşüyorum. Orda olman lazım. 

Depo çeneme yaklaşırken, bir tepik, ok gibi uzuyor cihaz… 

Bir tepik daha… Olmuş bu cihaz.

Aprilia RS 125, Tarihçesi

Aprilia RS 125 Extrema, 1992-1995

2 zamanlı Rotax motorlu bu araç gerçek bir Moto GP replikasıydı. Kullanım kolaylığı, hata kabul etmesi, hafifliği ve kısıtlanabilir gücü sayesinde genç sürücüler arasında çok popüler oldu. 

Popülerliği günümüzde de özellikle Avrupa’da devam etmektedir. Ülkemizdeki yaşayan örneklerinin sayısı bizimki dahil 2-3’ü geçmez. 34 beygir güç üretir.

Aprilia RS 125 Extrema, 1992-1995

Aprilia RS 125 1996-1998

Temelde motosikletin altyapısı aynı ancak elbiseleri daha yumuşak hatlıydı. Keskin köşeli ön farın kenarları yuvarlak çizgili hale getirilmiş, analog göstergelere elektronik bir ısı göstergesi eklenmişti. 

İtalyan biracısı Nastro Azzuro sponsorluğunda Valentino Rossi’nin şampiyonluğu kazandığı renklere boyalı örnekleri ara sıra sahibinden.com’da görülüyor. Türkiye distribütörü o dönemde jant üreticisi Cevher Motor’du.

Aprilia RS 125 1996-1998
Aprilia RS 125 1996-1998

Aprilia RS 125 1999-2005

Altyapı yine aynı kalmış, giysiler iyice yuvarlak hale getirilmişti. Sinyaller de bu modellerde yuvarlaktır. Önceki iki modelde 3 kollu olan jantlar bu modelde 5 kolludur. Türkiye’ye Metro Motor ve Motomax tarafından çok az sayıda getirilmiştir.

Aprilia RS 125 1999-2005
Aprilia RS 125 1999-2005

Aprilia RS 125 2006-2010

Altyapı genel olarak aynı olmakla birlikte, gövde panellerinde büyük yenilikler vardır. RSV1000R versiyonuna benzetilerek çift ön far konmuş, ön frene radyal kaliper yerleştirilmiş, jantlar çok kollu tasarlanmıştır. 2004’ten itibaren firmanın Piaggio’nun eline geçmesi sonrasında 2006’da model Euro 2 normlarına uygun hale getirilmiş, 2008’de Euro 3’e geçilerek gücünü 4 HP kadar düşüren bir ateşleme elektroniği kullanılmıştır (28HP’den 24HP’ye). Ferco Motor tarafından 2006-2008 yılları arasında getirilmiştir. Piyasada bulmak kolaydır.

Aprilia RS 125 2006-2010
Aprilia RS 125 2006-2010

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Cevap bırakın

    Bir cevap yazın

    E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Loading…

    0

    Motoron Dergisi Ekim 2012 Sayısı, Sayı 87

    Motoron Dergisi Kasım 2012 Sayısı, Sayı 88

    REKLAM