At İle Mi Motorla Mı?

Yazar: Pervin Ozulu

Nasıl gezmek isterseniz gezin, beygir gücünüz ne olursa olsun hiç fark etmiyor desek bu duruma tam uyar.

Uzun yolda olunca nelerin karşımıza çıkacağını hiçbir zaman önceden
tahmin edemeyiz. Bu sefer de yine hiç duymadığım bir olayın tam içinde buldum
kendimi.

Belki de bu tarz sürprizler yüzünden uzun yol ve bilmediğim yerlerde
gezmek çekiyor beni. Ne kadar İstanbul’daki hızlı şehir hayatından uzaklaşsam o
kadar çok heyecan ve macera hissediyorum. Her yeni gezimde birbirinden
güzel olaylar çıkar karşıma.

Karadeniz yollarındayken atı ile yürüyen garip birisiyle karşılaştım.
İkimiz birbirimizi merak ettik açıkçası. O bir at ile yürüyordu, fakat bir
köylü gibi değildi, tuhaf bir şeyler vardı. O da beni görünce tuhafına gitmişti,
kadın bir motorcuyu buralarda bu tenha dağlık yollarda görmek şaşkınlığa
neden olmuştu. Medeniyet görmüş biri olduğu duruşundan ve tavırlarından
belliydi. O atını durdurdu ben de motorumu. Efendi efendi gayet güzel sohbet
etmeye başladık, Türkçe Almanca ne dil varsa kullandık. Avusturya’dan gelen bu
arkadaş bir Türk’tü, Mustafa Oğuzhan. Avrupa’yı yayan gezmeye karar vermiş ve hem
otostop yaparak yol almış ve sonra internet sitesinden bir at satın almış. Tüm
Avrupa’yı bu at ile gezeceğini anlattı bana.

Neden ama? Sanırım herkesin sorusu
bu olurdu. Önceden tüm yaşantıyı biliyor olmak, toplumun koyduğu kurallardan
uzaklaşmak istediğini anlattı. Annesi bile destek vermiş hatta annesi bu fikri ona vermiş. Bilinmeyene doğru bu farklı yolculuk tebrik edilmelidir. Acaba şu an nerelerdedir?

Nasıl gezmek isterseniz gezin, beygir gücünüz ne olursa
olsun hiç fark etmiyor işte. Yeter ki doğa olsun, özgürlük olsun, ister iki
teker ister sadece macera ruhu. Yaşamak budur bence. Yaşamak.