Düzce’den geliyorum geçenlerde.Sıkıcı otobanın ortalarındaarkamda bir motor belirdi. İnsanlimitleriyle gidip ortam müsait oldukça araç geçtiğim için olsa gerek arkamda bir dakikadan az bir süredesıkıldı.
Bir sağ yaptı sonra bir sol, baktı olmadı tüm yolu enine katedip emniyet şeridinden gazlayıp geçti. Yol biraz ileride emniyet şeridi dahil tıkalı olduğu için çok gidemedi. Kendini en sola benim önüme de atamadı. Haliyle ben insan şeridi olan solda kaldığım için onu geçmiş bulundum.
Vay efendim at kaçtı torba düştü, son düzlükte biniş çizgisine yaklaşan ikinci yarışçı gibi araçların arasından bir yer bulup beni bir dakika içerisinde ikinci kez geçti ki aldığı riski üst seviye olarak değerlendiriyorum.
Bunu genellikle pizzacılarda görmeye alıştığımız için VFR’li kardeşimden beklenmedik bir çıkış oldu biraz ama yine de buraya kadar normal. Sonra çok uzun zamandır beni geçen motorlarda gördüğüm ama o güne kadar bilinç altımda kalıp kendime cümleleştirmediğim bir şey fark ettim. Arkadaş beni geçtikten sonra sol eliyle ayağını kaşımaya başladı. Yani diyor ki “Ulan seni motorcu diye salondaki kütüphaneye biblo olarak koyarım ben. Tek elimle kullandığım bir motorla bile geçerim seni. Hatta kaşına kaşına geçerim. Seninle yarışmadım, ben kaşınarak normal gidiyorum, sen beceriksizliğin nedeniyle arkada kaldın. Aha da kaşındım işte”
Bugüne kadar bu sublimilal mesajı öküzlüğümden ya da zaten otobanda hiç yarışmamam nedeniyle almamış olmalıyım. Bu fikri mucibim yüzünden mutlu oldum tabi. Yıllardır motorda insanın nerelerinin kaşındığını bilen biri olarak diz kapağından ayak bileğine kadar olan alanın neredeyse hiç kaşınmayacak organ bölümleri listesinde olması nedeniyle yadırgamışımdır hep bu durumu. Genellikle ss kullanan kardeşlerimde rastladığım bu durumun egosantrik komplikasyonları üzerine parçalı fikir uçuşmalarıyla Ataşehir gişelere kadar geldim ki önümde bir maksi scooter belirdi. Arkada bir bayan oturuyor. Arkadaşların ikisinde de şort ve bez ayakkabı var. Çorap bile yok. Kasklar tamam, monta benzer bir şey var ama korumalı mı değil mi bir fikrim yok. Yeni arka çantaya taktığım HGS’yi deneyeceğim için gişelerden normalden biraz daha hızlı geçeceğim, bakalım okuyacak mı? O sırada yanlarından geçtim ve kornanın cılız sesi duyulmaz diye başımla selam verdim. Allah’ım az sonra aynı şey oldu. Scooter hastaneye organ yetiştiren paramedik acelesiyle bir otoban canavarına büründü.
Sol şerit açık olduğu için hızlandım. Biraz daha hızlandım. Sonra limitlerimi geçtim. Bir dakika okuyucu arkadaşım, heyecan yapmayın, burada bir deney yapıyoruz. Süratimi buraya yazıp deney nedeniyle ceza yemeyeyim ama bir otoban ve scooter limitlerinin üzerinde olduğum kesin. Tam arkamda ve aynamdalar. Yarışıyoruz ya. Bir dakikadan az süren bu drag durumundan sonra ortaya geçip yol verdim tabi. Motorun arkasındaki kız uçacak neredeyse. Kullanan genç rider top gibi olmuş, rüzgar alanını küçültecek ya. Bütün rüzgarı kız yiyor haliyle. Sonra.
Yanımdan geçtiler veeeeee. Rider, sol eliyle uzanıp, diziyle ayak bileği arasında kalan o alanı kaşımaya başladı. Hafifçe o da yavaşladı, şeridin nispeten sağına geçerek yaptığı eylemin görünebilir olmasını sağladıktan sonra bir güzel kaşındı. Bu hafif sağa geçmenin ikinci en alt mesajı ise “Yarıştık ve geçtim. Şimdi nereye istiyorsan oraya gidebilirsin”
Tüm o adrenalini kendi yaşamamış. O sırada ağzı kurumamış. Kaşınmanın bir rahatlık ve gevşeme eylemi olduğunun bilinmediği ve arkada bıraktığı adamın hayatı boyunca hiç kaşınmadığını sanması gibi cahilce kombinasyonları sıralamayayım bile. Penicilinin ateş düşürdüğünden emin olan Fransız edasıyla deneyin tutma sevincini ama bunun saçmalığının şaşkınlığını yaşayarak benzinciye kadar geldim. Adetim değildir ama oturup birşeyler içip düşündüm.
Egosu yüksek ve tatmin problemli bir ruh altyapısı olduğunu yıllar önce anladığım motosiklet sevdasındaki bu gereksiz eylemi, henüz olgunlaşmamış az kilometreli yeni motorcu kategorisinde alt başlık olarak tasnifliyorum. Bu kaşınma durumunun motorcu camiası için bulaşıcı bir uyuz olmaması adına diyorum ki yarışmayın ve kaşınmayın kardeşim; delirdiniz mi?
Yorumlar
Loading…