Her yıl, fuar öncesinde “bari bu fuar öncekine göre daha iyi olsun” diye bir bardak suda fırtına koparıp konuyla ilgili kim varsa herkesin dikkatini çekmeye çalışıyoruz.
Her yıl, fuar öncesinde “bari bu fuar öncekine göre daha iyi olsun” diye bir bardak suda fırtına koparıp konuyla ilgili kim varsa herkesin dikkatini çekmeye çalışıyoruz. Amacımız; az da olsa yurtdışındaki örneklerine benzer, herkesin mutlu ayrılacağı bir fuar deneyimine sahip olmak. Ancak, uyarı ve önerilerimizin bir çoğu havada asılı kalıyor…
Bu yıl, motosiklet fuarını dolaşan ziyaretçiler arasından rastgele seçtiğimiz kişilerden görüşlerini aldık; gördük ki fikirler belli bir noktada buluşuyor.
“Açıkcası yetersiz buldum, ekipman bana yeterliymiş gibi gözükmedi. Olmasını istediğim ise motosiklet markalarının kendi orjinal giysilerini ve diğer aksesuarlarını getirmeleri.”
“İlk kez motosiklet fuarına geliyorum, 150-250 cc arası scooter bakıyorum. Fuarda fiyatların daha düşük olacağını bekliyordum ancak markalar ciddi bir indirim yapmıyorlar. Fuarda Çin malı motosikletler çok fazla, beni rahatsız eden bu.”
“ Tıkış tıkış, insanlar üst üste. Merdivenlerde ezilme tehlikesi yaşadı çocuğum, eziyet oldu bu fuar, geldiğimize değmedi hiç”
“Aslına bakarsanız beğenmedim, Harley Davidson bile yok ancak ortalık Çin malı motor kaynıyor. Kesinlikle Avrupa’daki gibi değil. Bisiklet ve motosikletler aynı fuarda, oysaki ikisinin de ayrı ayrı sergilenmesi gerek. Fiyatlar ise cazip ancak 2013 model motosiklet yok.”
“Geçen yıllardakiyle aynı fuar, fiyatlar da aynı, neredeyse hiçbir değişiklik yok.”
Katılımcı firma yetkilileri arasında ise “Fuar olmasa da olur”cuların her geçen yıl arttığını görüyorum. Ancak biz, fuarın motosiklet sektörü için “zurnanın zırt dediği yer” olduğuna inanıyoruz . Ancak zurnadan istenilen sesi alabilmek için kafamızı kumdan çıkarmamız gerekiyor. Önceki yıllarda sektörün iki başlılığından kaynaklı art arda yaşanan verimsiz fuarlar dönemini, sektörün sağduyulu yöneticileri sayesinde geride bırakmıştık. Ancak, şimdi de tek çocuk sendromuna yakalandık. Şartları iyileştirme çabaları yetersiz kalıyor. İster bunu alt yapı eksikliği diye tanımlayın, ister üst yapı. Görünen köy kılavuz istemez. Bugünden itibaren MOTED başta olmak üzere ilgili herkes, maddi ve manevi olarak üzerine düşeni yapmalı ve motosiklet sektörünün ihtiyaçlarını karşılayacak, daha da önemlisi motorseverleri mutlu edecek bir fuar organizasyonu için harekete geçilmeli.
Bu güne kadar gördüğümüzün aksine fuar, satış panayırından daha ziyade bir motosiklet şenliği olmalı! Motosiklet dünyasının özgürlükçü ruhunu yansıtan, eğlenceli, müzikle iç içe geçmiş, coşku dolu bir festival olmalı. Sadece motosiklet almak isteyenlerin değil, herkesin keyifle dolaşacağı, daha da önemlisi eğleneceği bir dünya yaratılmalı. Bu arada hizmet veren fuar firmalarının da hakkını yemeyelim, onlar iyi niyetli olarak ellerindeki mekan ve imkanlar doğrultusunda çaba harcıyorlar süphesiz; ancak hem katılımcılar hem de ziyaretçiler olarak bizlerin beklentisi çok daha fazla.
Beklentilerimizi karşılayabilmek için öncelikle mevcut mekanı tartışmaya açılması gerektiğini düşünüyor ve soruyoruz: Neden İstanbul Park motosiklet dünyasının aradığı fuar alanı olmasın? Ulaşım rahatlığı, geniş kullanım alanı, test parkurları, yarış pisti, büyük eventlere olanak veren modern alt yapısı ve daha nice özellikleriyle İstanbul Park, hem motosiklet sektörüne aradığı hayat öpücüğünü verebilecek, hem de motorseverlerin keyifli bir gün geçirmelerini sağlayabilecek özgün bir yer. Eylül ayında İstanbul Park’ta Kenan Sofuoğlu’nun da yarıştığı Dünya Supersport Şampiyonası’nın pozitif etkisini de düşünecek olursanız, oluşabilecek ilginin yoğunluğunu kestirebilirsiniz.
Bu bağlamda tartışılması gereken bir başka konu da fuarın zamanlaması! Sezonu öne çekmek amacıyla saptanan bu tarih, gerçekten işe yarıyor mu, bunu da gelecek sayıda masaya yatırıp analiz edeceğiz.
Motorunuzun ve yaşam sevincinizin hep “on” olması dileğiyle…