Intermot’da tanıtılan ve bugünlerde üretimine başlanan yenilenmiş,
geliştirilmiş, başı çeken S1000R’nin yanı sıra BMW, 2015 yılı için yeni nesil
sıvı soğutmalı (bir parça da hava soğutmalı) wasserboxer 1170cc dohc
sekiz-valfli yere paralel ikiz motoruna sahip iki yepyeni modeli tanıttı.
Bu motor iki yıl önce R1200GS ile ortaya çıkmış, daha sonra R1200RT’de de görev almıştı. Şimdi ise Alman üreticinin ilk ortaya çıktığı 2006 yılından bu yana 50.000 adet sattığı ve havayağ soğutmalı eski motora sahip R1150R naked motosikletin yeniden tasarlanmış hali olan R1200R için de güç kaynağı olacak. Bu durum, R1200R’in BMW için önemli bir kar kaynağı olduğu anlamına geliyor. R1200R, BMW’nin ürün gamında yer alan en kilit modellerden biri olmasına rağmen, ne yazık ki çok satan R1200GS’in gölgesi altında kalıyor. Üstelik şimdi, 2005 yılında üretimi durduğundan bu yana listede eksik olan, yarım giydirilmiş ve aynı platformu kullanan R1200RS ile birlikte yola çıkıyorlar. İspanya’nın güneşe doyan Akdeniz kıyısında yazın turist akınına uğrayan, kışın ise ülkenin diğer malum yerleri yağmurla yıkanırken ılık ve güneşli bir hava süren Benidorm’da Aralık ayında yapılan R1200R’nin basın tanıtımında RS’den yana bir işaret yoktu. Ancak işler bu sefer farklı gelişti; Casta Blanca’nın arkasındaki tepelerde yeni modelin sahip olabileceği tüm opsiyonel ekipmanlara sahip versiyonuyla yaptığım 190km’lik sürüş boyunca yağan sağanak kısa aralıklarla yağınca, zayıf kış güneşi ıslanan yeni dökülmüş kasaba asfaltını kurutmaya yetmedi, Aslında bu durum ‘gerçek hayat’ sürüşünün beklenmedik bir testi de oldu. Çünkü böylece BMW’nin inanılmaz güvenlik hissini tecrübe etme şansı buldum. Daha önce hiçbir motosikletle böylesine ıslak koşullarda kendimi bu kadar güvende hissetmemiştim. Sanki R1200R, boxer motorunun silindir başlarıyla beni kollarına alarak sarmış ve korumaya söz vermişti.
Nasıl olur? Motosikletimin üzerinde standart ABS bulunuyordu ve çalışacağını biliyordum. BMW bu sistemi 25 yıl kadar önce 1988’de motosiklet kullanımı için ortaya çıkarmıştı. Aradan geçen sürede sürekli olarak geliştirdi. Opsiyonel Pro Riding modunun bir parçası olan iyi geliştirilmiş çekiş kontrol sistemine sahip olduğumu biliyordum. Yani Benindrom’un kasaba merkezindeki dönel kavşakta buz kadar kaygan yaya geçidi işaretlerinin üzerinden geçerken bile gazı açsam endişelenmem gerekmiyordu. Kuru havada olduğundan daha temkinli davranan, daha uysal gaz tepkilerine sahip Rain modum vardı. Bütün bu yeniliklerin arasında en iyisi ise, sadece 2007’de ilk olarak BMW’nin bir seri üretim motosiklet olan HP2’de kullandığı yarış pistlerine ait powershifter değil, şimdi bir boxer motorda ilk kez kullanılan S1000R’nin de paylaştığı downshifter sistemine de sahiptim. Yarış pistlerinden gelen bir başka özellik olarak downshifter, harekete geçtikten sonra tekrar duruş pozisyonuna geçene kadar debriyajla hiç uğraşmayacağınız anlamına geliyor. Yine de bu sistem yardımıyla vites küçültürken temiz şekilde geçiş yapabilmek için gazı kapalı tutmak gerekiyor. Vites yükseltmede ise son iki vites arasındaki geçişler ilk üç vitese göre daha yumuşak.
Ama gerçekten bu BMW, güvenlik konusunda bir kusursuzluk örneği olduğu gibi kardeşi S1000R üzerinde geliştirilen elektronik yardımcılarla eğlenceli olma konusunda da öyle olduğunu söyleyebiliriz. Üstelik bu, BMW’nin boxer ailesinde bir ilk. Dışarıdan bakıldığında her şeyi ile ortada, pek de değişmeyen bir naked gibi görünse de, elektronik ön-yük ayarlı yarı-aktif süspansiyon, tavrınıza veya koşullara göre değişebilen elektronik sürüş modu seçenekleri, ayarlanabilir çekiş kontrolü ve ABS, quickshifter, autoblipper, ASC/Automatic Stability Control (hızlanma sırasında daha güvenli yol tutuşu için), anahtarsız çalıştırma, cruise control, ikikademeli elcik ısıtma ve çok fonksiyonlu yol bilgisayarı gibi opsiyonlara da sahip. Eğer tüm bu 21.yy’nin elektronik zamazingolarıyla uğraşmak istemiyorsanız BMW; sanki teknoloji diyeti yapan Triumph Tiger 1050 Sport’un boxer seçeneğiymiş gibi, size daha ucuza minimum elektronik kitli baz model bir R1200R’i satacaktır. Ancak tüm bu opsiyonel özellikler eklendiği halde yeni R1200R, diğer hiçbir iki silindirli roadster motosikletin sunamadığı ölçüde teknik bir sofistikelik sunuyor. BMW bu motosikletle çıtayı yükseltmiş.
R1200R’ın 101×73 mm Boxer motorunun yeni bir 2-1 egzoz sistemi var, hafiften daha büyük hava kutusu ve tekrar elden geçirilen hava girişleri sayesinde 7.750 devir/dk’da 125 beygir güç ve 6.500 devir/dk’da 125 Nm tork ile GS kostümlü kardeşinden biraz daha fazla güç üretebiliyor. 109 beygir ve 115 Nm değerlerine sahip önceki Oilhead motora kıyasla bu büyük bir adım, ancak sıvı-soğutmalı motorunda da geçen yıl R1200RT ile tanıtılan ve biraz ağır olan krank mili bulunuyor. Bu durum, gaz tepkisi iyi ve RBW gaz ayarları stok olarak iyi ayarlanmış olduğundan çok coşmadan yine de heyecan verici bir performans ile lezzetli bir hızlanma anlamına geliyor. Yeni BMW epey çabuk ancak oraya çok hızlı varamıyor. R1200R GS ve RT kardeşlerinden daha hızlı ve bunu elbette 18 litrelik deposu tam doluyken 231 kg gelmesine borçlu. BMW yeni hava kutusu ve egzozun düşük devirlerde artık daha da fazla güç sunmayı sağladığını söylüyor. Motor kesinlikle torklu, şehirde gezerken bile 5. viteste şanzımanla oynama ihtiyacı duymadan, 1.800 devir/ dk kadar düşük devirlerden itibaren debriyaja dokunmaya gerek olmadan rahatça çekiyor. Yeni R1200R’nin, boxer motoru kendine destek elemanı olarak kullanan yeniden tasarlanmış bir tüp çelik trellis şasisi bulunuyor. Onu daha dar ve sportif bir kuyruk bölümü tamamlıyor. Ancak en çabuk göze çarpan şey BMW’nin en belirgin olan özelliği olan Telelever süspansiyonun aksine tercih edilen geleneksel ters çatal oluyor. Bu motor, BMW 1993’te bu tasarımı tanıtıp R1100R’da kullanmaya başladığından beri markanın ters çatallı bir ön süspansiyona sahip ilk boxer motosikleti. Aslında bu sistem ilk olarak 1980’lerin ortalarında Birleşik Krallık’ta Saxon Engineering’den Nigel Hill tarafından icat edildi. Ne yazık ki buluşunun patentini almadığı için, BMW aynısını kendi motosikletleri için kopya ettiğinde bir gelir elde edemedi.
Nigel’in Saxon-Triumph’u yenen ve iki yıl yarıştığım Britten’ının tasarımını geliştirmesinde sorumlu biri ve aynı şekilde geliştirdiği Motodd Laverda’sını da daha önce sürmüş biri olarak bu sistemin, frenlemeyi süspansiyon operasyonundan ayırmasıyla elde ettiği yarar konusunda ikna olan biriyim. Bu sistem frenlemeyi oldukça geç, sert şekilde virajın içine kadar yapmayı ve süspansiyonun yoldaki engebeleri yutmasını sağlıyor. Ancak ön tekerlekten gelen geri bildirim, ön amortisörün dikkatlice ayarlanmış olup olmamasına göre bağımlılık gösteriyor. Yani durum böyle olunca BMW’nin neden yeni motosikletinde bu sistemden vazgeçtiği konusunda kendi komplo teorilerimi üretmeye hazırdım.
“Sakin ol, seni temin ederim bu sunulan paketle ilgili.” diyor R1200R’ü retro görünüş ve bastırılmış modern tarzı arasında kalan keskin çizgiden sorumlu BMW Motorrad Tasarım Şefi Edgar Heinrichs. “Motosikletin görüntüsünü sıkı ve kompakt tutmak zorundaydık. Telelever’in ihtiyaç duyduğu fazla alan buna izin vermiyordu, çok eklemli ve uzun görünüyordu. Böylece hem bunda hem de RS’de geleneksel çatal kullanma yoluna gittik. Ama inan bana, Telelever ölmedi! Sadece dinleniyor ve gelecekte ona sahip başka BMW modelleri de olacak.” Eh iyi o zaman… Islak yol şartları sebebiyle, BMW’nin şasi paketiyle teleskopik çatalının farklı yol tutuşu parametrelerini keşfetme ve yakından tanıdığım Telelever ile kıyaslama fırsatım olmadı. Gümüş renkte olanlar ayarlanabilme özelliği olmayan 45 mm Marzocchi süspansiyonlu standart modeli sembolize ediyor. Sachs tarafından geliştirilen Dynamic ESA’lar (Electronic Suspension Adjustment) ise altın renge sahip. Road ve Dynamic olarak fazladan iki geri sekme ayarı ile Dynamic ESA sürüş şartlarına göre geri sekmesini otomatik olarak ayarlıyor. R1200R’nin çok yüksek etkili radyal dörtpiston Brembo kaliperleri önde 320 mm’lik çift ve arkada 276mm tek disk ile birlikte çalışıyor. Ayarlanabilen Bosch ABS standart olarak bulunuyor ve ıslak şartlarda da çok iyi çalışıyor. Ayarlanamayan Marzochhi süspansiyonlara sahip modeli deneyemedim, ama ESA donanımlı Sachs versiyonu gerçekten mükemmeldi. Hava şartlarının sınırları zorlamama engel olduğunu bir kez daha hatırlatıyorum. Ancak Road ve Dynamic modları hem gaz tepkisi hem de genel karakter olarak hissedilir şekilde farklı olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca çatalın gömülmesiyle kuyruğun havalanması otomatik geri sekme ayarı ile minimum seviyede. BMW yoldaki pürüzlerin üzerinden adeta süzülüyor, burada teşekkür yumuşak ayarlı ESA sistemine gidiyor. Ancak bir grup sensor, sistemi sürekli kontrol ediyor; ani hızlanma veya frenleme esnasında süspansiyonlar sertleşiyor.
Ayaklıklar beklediğimden biraz daha geriye konumlandırılmış. Yine de bu sebeple kaçınılmaz olan öne doğru eğilme durumu, uzun bir sürüşün ardından bile bileklerde ağrıya sebep olmadı. Ama bu durum, BMW’nin sportif yanını da hissetmeyi sağlıyor. 20’şer mm’lik kademelerle 760-820mm arasında dört farklı sele yükseklik ayarı bulunuyor; ben 800mm olarak kullandım ve 1.80 boyum için uygundu. Yeni BMW biraz uzun bir motosiklet, 1.515mm’lik aks mesafesiyle açıkçası bir cruiser sınıfına bile girebilir. Buna rağmen R1200R sahip olduğu geometriden beklenmeyecek kadar iyi bir sürüşe ve yol tutuşuna sahip. Yönlendirme kesinlikle hafif değil, ama bu ağır veya tembel olduğu anlamına gelmiyor. Yani İspanya’nın tepe yollarında BMW’yi bir taraftan diğerine yatırmak çok zor bir iş değil. Bu motosiklet kıvraklık ve stabilite arasındaki çok uygun bir denge kurmayı başarıyor. Böylece güven yaratarak onu sezgilerinizle, bir bakıma oto-pilot varmış gibi sürmenizi sağlıyor. Çok iyi işlenmiş ve düzenlenmiş. Ön tarafta herhangi bir rüzgar koruması bulunmamasından ötürü her sağanakta sırılsıklam olmama rağmen Benidorm, otobanında yaptığım kısa sürüşlerde BMW’nin geride kalan ayaklıklarının sebep olduğu oturuş pozisyonundan dolayı, rüzgara karşı otomatik olarak karşı koymuş oluyorsunuz.
Yeni R1200R, BMW’nin yeni Boxer motoru için bir başka kaliteli, sofistike ve çok yönlü mesken, tıpkı kendisinden önceki 50.000 selefi gibi her gün ve her yerde kullanılabilen popüler bir araç olduğunu kanıtlamalı. İngiltere’de standart R1200R fiyatının 10.250 pound olduğu duyuruldu. Yalnızca Cordoba mavisi rengindeki bu model ABS, ASC çekiş kontrolü ve iki güç moduna standart olarak sahip. R1200R Sport’un fiyatı ise 11.060 pound; kırmızı şasi üzerinde beyaz gövde ve depoda “R” logosula geliyor. Donanım olarak ise Dynamic Traction Control, Gear Shift Assist Pro ve karakteristik bir karter kapağı bulunuyor. Son olarak metalik gri renkteki R1200R Exclusive versiyonu 11.910 pound; yarı-aktif süspansiyonu, ESA standartken opsiyon olarak Comfort, Touring ve Dynamic paketleri sunuluyor. Isıtmalı elcikler, cruise control, orta sehpa, krom egzoz, 12V çakmak, GPS ve bagaj askıları, LED ışıklar, genişletilmiş bilgisayar fonksiyonları ve dahası…
Kesinlikle ucuz değil, ancak BMW’nin yakalamak istediği daha olgun ve anlayışlı müşteri sınıfı için doğru rotada. Güzel motosiklet! Sadece dijital devir saati ve analog hız göstergesi (ve dijital yazılar çok küçük!) koymaları yazık olmuş. Tam tersi olmalıydı.
Yorumlar
Loading…