Ana sayfa yazımda, kendini bütün hissetmekten bahsetmiştim.
Benim gibi insanlar için bazı anlar, kendini tek ve bütün hissettiğin, odaklandığın, odaklandığın şeyden başka hiçbir şey düşünmediğin ve tüm sinir uçlarınla, tüm nöronlarınla konsantre olduğun, her şeyinin birbiriyle bağlı olduğu o anlar, bazen en kıymetli kesitleri olabilir hayatın. Nitekim o kesitlerde yanlış yaparsan, hayatın sona erebilir, ciddi şekilde sekteye uğrayabilir. Ama bu bir “adrenalin junky” olma durumu değil. Bununla karıştırmamak lazım.
Sadece bütün hissettiğin anların kıymetini bilmek ve o anı yaşamak.
Bunu ilk kayak yaparken hissettim, süratle, 95-100 derece eğimde konveks bir yamaçtan aşağı inerken konsantre olmaktan, sinir hatlarında iletimin en hızlı durumda olmasından başka çaren yok. Kasların o an sana derhal cevap vermeli. Yoksa…? yoksası tatsız. Fakat işte o anda girdiğin mental koridorda, senin rüzgarından, içindeki uğultudan başka hiçbir şey yok. Bu hal, bence eşsiz bir hal.
Aradan yıllar geçtikten sonra, motora binmeye başlayıp, motorla hakikaten bütünleştiğimi hissettiğim ilk vakitte, işte o eşsiz hali, sanki göğsümden dışarı uğrayıp, vizörümün önünde beni çekmeye başlayan enerji kütlesiyle hissettim. Yine o koridora girmiştim, hem de çok daha süratlisine. Ve kim bilir kaç sene o koridordan hiç çıkmayacaktım…
Yorumlar
Loading…