Cunda Kampı

Motosiklet kullanmanın asıl keyfi uzun yola çıkınca anlaşılır.
Özellikle de Asya’ya doğru sürmenin heyecanını giden bilir sadece.

Uzun yola çıkan motosiklet kullanıcılarının sayısı son yıllarda oldukça arttı. Yine de doğuya giden çok az gezgin var aslında. Bu kişilerin pek çoğu ile sosyal medya sayesinde haberdar oldum. Bir kısmıyla tanışma fırsatım oldu, bir kısmıyla da sadece yazışarak iletişimde oldum. Özellikle Orta Asya Pamir Dağları’nda yaşadığım tecrübeleri yazıp paylaşmam diğer gezginlerle tanışmamı kolaylaştırdı. Zaten herkes kendisinden sonra yola çıkacaklara elindeki tüm bilgileri veriyor. Yüz yüze tanışmasa da bu dayanışma çok önemli.Uzun yola gidenlerin ortak özelliği herhalde çok kalabalık halde yola çıkmayı sevmemeleri.

Motosiklet festivalleri ya da Tenere kampları gibi katılımın yoğun olduğu etkinlikler farklı şehirlerde yaşayan gezginleri bir araya getirmek için iyi bir fırsat oluyor. Yoksa bu gezginleri bir arada görmek pek mümkün olmuyor. İşte bu sebeple Ekim ayında sadece uzun yol yapanların, özellikle de doğuya sürünlerin buluştuğu bir kamp düzenlendi. Asya, Afrika ve Amerika kıtalarını motosikletleriyle dolaşan yaklaşık 15 gezgin kendi aralarında organize olarak Cunda (Alibey) Adası’nda buluştu.

Tarihi biraz aceleyle kararlaştırılmış bir kamp olduğundan bazı arkadaşlarımıza uymadı, haber vermeyi unuttuklarımız da oldu maalesef. Hatta bu kampa gelip gezginlerin yol hikayesini dinlemek isteyen bir çok arkadaşımız da olmuştur aslında. Belki onlara haber vermemek biraz ayıp oldu ama aslında iyi niyetle düzenlenen bir organizasyondu bu. Egolarını yok etmiş bu insanların kimseyi küçümsediğinden değil, belki ilk kez baş başa kalma istediğinden kaynaklanıyordu bu tercih… Kampı bir kişi ya da bir kulüp düzenlemediğinden herkes tanıdığı uzun yol yapan arkadaşını davet etti.

Ekip zaten harikaydı, şansımıza hava da şahaneydi. Ekim ayının başı olmasına rağmen çok güzel bir havaya denk geldik Cunda’da. Kampa katılanların çoğunun Cuma’dan yola çıkabilmesi sayesinde 3 gün boyunca herkes birbiriyle daha samimi olma şansı yakaladı. Kamp boyunca konuşulan konuların çoğu yol hikayeleriydi. Bir de gelecek yıl planlanan yolculuklardan bahsedildi tabi. En çok da dünya turundan yeni dönen Levent (Bikerelturco) Koçoğlu’nun hikayelerini büyük bir heyecanla dinledik. Bu kamp aynı zamanda Güney Amerika’ya yola çıkacak olan Namık Kemal Başbay’a (motoyol) uğurlama kampı gibiydi.

3 gün boyunca kampa katılanların anlattığı yol hikayelerinin video çekimleri de yaptık. Bunları www.yoldancik. com’da bulabilirsiniz. Buluşma mekanımız “Cunda Ada Camping” sezon sonu olduğundan bomboştu. Normalde burası kamp, karavan ve ağaç evlerde konaklayanların bir arada olduğu ve yer bulmanın oldukça güç olduğu bir tesis. 3 gün boyunca sanki tesisi ve plajı kapatmış gibi olduk, çok şanslıydık. Kampa Türkiye’nin farklı şehirlerinden gelen bir sürü arkadaşımız oldu. En uzun yolu ise kampı düzenleyenlerden biri olan Trabzon’dan Sedat Bozkurt yaptı.

İstanbul’dan gelmesi beklenen arkadaşlarımız işlerini ayarlayamadığı için, Cunda’ya kadar tek başıma sürdüm. Neyse ki dönüş yolunda Çağlar Erkenci (motoroman) ile beraber yol aldık. Hatta dönüşü bir gün daha uzatıp Pazar gecesi Saros körfezinde kamp yaptık. Kömür Limanı’nda yaptığımız kamp da çok keyifliydi. Yaz aylarında insanların üst üste doluştuğu koyda bizden başka kimse yoktu. Gece karanlığında vardığımız Kömür Limanı yolu çok ürkütücüydü. Sabah kalktığımızda ise pazartesi günü iş yerine kampta olmanın huzuru vardı ikimizde de.

Cunda Adası’na nasıl gidilir?

İstanbul’dan yola çıkanlar için iki seçenek var.Eğer Çanakkale üzerinde giderseniz Eceabat ya da Kilitbahir feribotunu kullanıp merkeze ulaşacaksınız. Buradan D550 karayolunu kullanarak önce Ayvalık, ardından da 15 dakika uzaklıktaki Cunda’ya ulaşabilirsiniz. İkinci alternatif ise daha uzun. Önce Körfez – Yalova – Bursa üzerinden çevre yoluyla Balıkesir’e, oradan da D230 ve D550 karayollarını takip ederek Cunda’ya ulaşabilirsiniz. Ankara üzerinden kara yoluyla yolculuk yapacaklar için Polatlı – Eskişehir – İnegöl – Bursa üzerinden Balıkesir, oradan da D230 ve D550 karayollarını takip ederek adaya ulaşabilirsiniz.Ankara – Cunda arası yaklaşık olarak 680 km’dir. Ya da Bursa – Eskişehir – İzmit üzerinden de benzer güzergahlar kullanılabilir.

Cunda’da Nerede Kalınır?

Cunda’da kamp yapmanızı tavsiye ederim. Bunun için ilk seçenek bizim kamp yaptığımız Ada Camping. Cunda’daki en bilinen ve güzel kamp alanı. Çadır konaklama fiyatı uygun olsa da yeme içme bir kamp alanı için oldukça pahalı. Yakınında bir market olmadığı için hazırlıklı gitmekte fayda var. Zaten burası artık bir kamp alanından çok plaj ve konaklama tesisine dönüşmüş durumda.

Ada Camping’in yanında da Cunda Mokamp yer alıyor. Burası da tam bir kamp alanı değil aslında, ama yeri çok güzel. Son seçenek ise Ayvalık’ın Sarımsaklı tarafında yer alan Çamlık Camping. Herşeyi bulabileceğiniz bir tesis değil, bir gerçek bir kamp alanı istiyorsanız tercihiniz burası olsun. Kamp yapmak istemeyenler için de hem Cunda’da hem de Ayvalık’ta çok güzel taş evler var. Tabi fiyatları biraz tuzlu, karar size kalmış. Daha fazla kamp ve yolculuk yazısı için yoldancik.com’u takipte kalın.