Geçtiğimiz günlerde otoyol geçiş ücretleri en sonunda motosikletler için olması gereken seviyeye çekildi. Yani, artık köprüden geçen küçücük motosikletler otomobil ücreti ödemeyecek. Elbette destekliyorum. Buna rağmen otoyollardan kaçak geçen dangoz tekerdaşlarımı elbette desteklemiyorum.
Yeni yılda ehliyet kriterleri de değişti. Artık ehliyeti cebine koyan 1000RR alıp ölümle dans edemeyecek. Ehliyet sınıfları üçe ayrıldı. A, A1 ve A2 olarak. Buna göre 24 yaşını doldurmamış ve/veya en az iki yıldır A sınıfı ehliyeti olmayanlar A2 alamayacak. 16 yaşını bitirmiş bir genç hayallerindeki racing’e ulaşmak için en az iki yıl deneyim sahibi olmak zorunda. Daha trafiği okumasını bilmeden gönlünün ve bütçesinin elverdiği motosiklete ulaşmak tehlikesi kısıtlandı. “Devletin birinci önceliği vatandaşının canını korumaktır” ilkesinden hareketle destekliyorum.
Karayolları hız sınırlarının “eşyanın tabiatına aykırı” olacak şekilde düzenlenmesini, bu kurallara olan uyumu kösteklediği için, motosikletlerin kamyonlarla aynı süratte gitmesi kuralının pratikte motosikletleri korumak yerine daha çok tehlikeye attığı için desteklemiyorum.
Eskiye oranla motosiklet ehliyet sınavlarında pratik istenme kriterlerinin zorlaştırılmasını destekliyorum. Yine de bu içeriğin motosiklet kullanmak için yeterli olmadığı görüşümü savunarak özellikle trafiğin okunması ve anlaşılması bakımından daha da zorlaştırılması gerektiğini düşünüyor ve sınavları kifayetsiz bularak, mevcut durumu desteklemiyorum.
Özellikle İstanbul trafiğinde bisiklet kullanımının yaygınlaştırılması için devlet/belediyeler eliyle yapılanları destekliyorum. Ama bu fiziki şartlarda, havanın bu kadar kirli olduğu bir ortamda, hiçbir yol önlemi alınmamışken sadece ışıklı panolara “Bisikletler sağ şeridi otomobillerle birlikte paylaşır” yazmanın dalga geçmek olduğunu savunarak elbette desteklemiyorum.
Trafik polislerinin ehliyet ve kask uygulamalarını şartsız destekliyorum. Hatta kafaya takılan kaskın aksesuar olmayıp koruyucu nitelikte olması gerektiğinin de denetlenmesi gerektiğini söyleyerek başında pet şişeyle gezen kalın kafalıların bu ince denetlemeye tabi tutulmamasını desteklemiyorum.
Performans egzozların kabul edilebilir sınırlar ötesinde ses çıkaranlarının söktürülmesine yönelik tüm uygulamaları desteklerken, motosikletlerle birlikte satılan orijinal arka çantaların pizza taşıma kutusu muamelesi görerek söktürülmek istenmesini bir türlü anlayamadığım için desteklemiyorum.
Motosikleti aldığımızda legal olan bir şeyin bir yönetmelik değişimiyle (Ruhsatlarda selenin tek koltuk yazarken artık iki kişilik yazması gerekliliği gibi) yasak hale gelmesini anlayamadığım için desteklemiyorum. Bu yüzden, üreticiden bilmem ne raporu alıp trafik tescil şubelerinde elde ruhsat değişiklik için gezinmeyi kesinlikle desteklemiyorum.
Büyük geneli sağduyulu olan cefakar moto-kurye kardeşlerimin her ortamda motosikletçilere yardımcı olmasını minnet ve şükranla destekliyorum.
Geçtiğimiz günlerde üzerime çıkmaya çalışmakla yetinmey ip arabasından 32- 34 anahtarla kendince beni tamir etmek üzere inen ve karşısında durup tek vurma şansı olduğunu ve sonrasında o anahtarı uygun yerde kullanacağımı söylemek zorunda kaldığım trafik canavarı örneğiyle motorları önemsemeyen tüm ayıları ilelebet desteklemiyorum.
Yeni yılda sağlığınız yerinde olsun, gerisi laf güzaf.