Menu
in

Deus Ex-Machina’dan Sörfçüler için “Sea Sider”!

Yazar: İlker Genç

Deus Ex-Machina’nın son oyuncağı, Honda C70 üzerine tasarlanmış Deus Sea Sider, sört tahtası taşıyabilme yeteneğine sahip.

Eğer bir sörfçü iseniz, kendinizi dalgalara atacağınız deniz çok yakınınızda değilse sörf tahtanızı taşımak için doğal olarak otomobil kullanırsınız. Ama bu kadar zora girmeden “Keşke daha pratik bir taşıma yöntemi olsa!” cümlesini kim bilir kaç kere kurmuşsunuzdur.
Ne yazık ki bu model pek yakınlarda değil, Bali’de Deus Ex-Machina tarafından fonksiyonel bir amaçla tasarlanmış. O ulvi amaç, sörfçülerin sörf tahtasını taşımak!


Deus Customs, bu projenin daha çok bisiklet gibi hissettirmesi için komşu adalardan birkaç nostaljik bisiklet parçasını kaynak olarak kullanmış, karışıma koymadan önce gidon ve ön far gibi parçalar iyileştirme yoluna gidilmiş. Bisikletten esinlenen bir diğer parça da ön sepet. Özel metal bir çerçeve kesilerek, modele mükemmel nostaljik bir dokunuş vermek için işlemden geçirilmiş ahşap çıtalarla etrafına kaynak yapılmış.




Deus Customs, motosiketi mümkün olduğu kadar hafif tasarlamak istedikleri için Japonya’dan ithal jantlar kullandıklarını belirtiyor. Gereksiz parçalar çıkarılarak genelde her şeyi mümkün olduğu kadar basit ve bir amaca yönelik tutmak hedeflenmiş. Sörf raflarının yanı sıra egzoz da el yapımı dizayn edilmiş.

Deri sele, küçük bir deri dükkanında yapılmış ve bisiklet gidonu, birkaç küçük Japon anahtarı ile takılmış. 



Deus yetkilileri, atölye kapısından girer girmez, “Sea Sider” ı kimin test edeceği konusunda tatlı bir tartışma yaşadıklarını itiraf ediyor. Ardından test eden her kişi, ağzı kulaklarında bir şekilde atölyeye geri dönmüş. Bir bisiklet havasına sahip model, Deus’un Bali’deki stüdyosunda sergileniyor. Deus’un Medya Direktörü tom Hawkins; “Daha önce yaptığımız bir şeyi, biraz farklı bir yaklaşımla yeniden değerlendirme zamanı olduğuna karar verdik. Bu yüzden sürpriz bir seçim ile mütevazı Honda Super Cub C70’i temel aldığımız “Sea Sider” karşımızda. Canggu çevresinde kendimize yeni bir surf-commuter tasarlamak istedik. Önceleri, off-road yeteneğine sahip olması gerekiyordu fakat çevredeki yollar artık asfaltlandı. Bu yüzden bu yeni tasarımın daha çok bisiklet havası hissettirmesine karar verdik.”

Güneydoğu Asya’da yaşasak ve sörf yapsak, ne kadar pratik bir motor olurdu diyebilirdik.
Gün batımında dalgaları yakalamaya giderken ulaşım için daha iyi bir şey düşünülemezdi sanki.

Cevap bırakın