Yazar: Batuhan Emrem
Hollandalı Bozzies Custom Bike
Design tüm yetenek ve enerjisini
Real Steel ile sergiliyor
Custom motosiklet üretmek bir mühendislik becerisinden daha çok sanat anlayışı ve zevki gerektiriyor. Nihayetinde kimse bir custom chopperdan piste çıkıp en iyi tur zamanını yapmasını, yeşil ışık yandığında saniyeler içinde gözden kaybolmasını veya son dönemlerde çok moda haline gelen çekiş kontrol sistemi, anti-wheeling gibi yardımcı elektronik sistemlere sahip olmasını beklemez, önemli olan göz ile ruha hitap etmesi ve seri üretim motosikletlerin asla yakalayamayacağı bir özellik olan eşsiz, biricik bir motosiklet olmasıdır ki onu bir makineden daha çok sanat eseri haline getiren sebep de budur.
Bir custom chopper için geçerli durum her ne kadar bu ise de, eğer diğer özel yapım motosikletler arasında fark yaratmak isteniyorsa yalnızca estetik mükemmellikten daha da fazlasına ihtiyaç vardır. Baltık Denizi’nin kenarında harika işler çıkaran, custom chopper işinde uzman Bozzies Custom Bike Design ekibi ise bu mükemmellik arayışındaki farkı, sanatını mühendisliğiyle harmanlayarak yaratmış. Bu sıradışı motosikleti daha da eşşiz kılan ise şasisinden frenlerine, birçok parçasının Bozzies tarafından özel olarak yapılmış olması.
Real Steel ilk olarak gözleri üzerine sportif çizgileri ve renkleriyle çekiyor ki bunu turuncu, siyah ve beyaz’ın her zaman yaratmayı başardığı hareketli uyuma borçlu. Bu üç rengin tüm motosiklet etrafında oldukça homejen şekilde kullanılması ise sahip olduğu bu enerjiyi bas bas bağırarak gözlere fazla rahatsızlık vermemesini sağlamış. Dragster tipindeki geniş ve alçak gidon aracın bu sportif havayı yakalamasında renginden sonra destek veren en büyük elemanlardan biri. Gidon üzerinde hiçbir manet bulunması ise 6 vitesli otomatik Baker şanzımanın makineye kattığı bir artı olmuş ve böylece debriyaj ve fren hortumları ortadan kalkarak daha temiz ve sade görüntü bir yakalanmış.
Motosiklet her ne kadar olduğu yerde dururken bile etrafına hareket saçıyor olsa da gerçek anlamda hareket etmesini Panhead 110ci motoru sağlıyor. Sol taraftan çıkışı verilen özel çift egzoz ise Bozzies’in eseri. Üzerinde turuncu detayları bulunan ve mat siyaha boyanmış motor bloğu ise aracın genel görüntüsündeki bütünlüğün korunmasını sağlıyor. Real Steel’in en dikkat çekici özelliklerinden birisi de genellikle Buell marka motosikletlerde görmeye alışık olduğumuz tipteki daha geniş olan fren diskleri. Kaliperlerin sıradan frenlerin aksine daha geniş olan bu diskleri iç taraftan ısırdığı bu sistem ile hem motosikletin durdurma gücü gösterişli biçimde gösterilmiş hem de alışılmış bir görüntünün oluşmasının önüne geçilmiş.
Real Steel’in en büyük ve sona sakladığımız özelliği ise tekerleğinde saklı. 300 ve 120 genişlik ölçülerindeki Avon lastiklerin sardığı 19 ve 18 inch jantlar, tasarımları itibari ile motosikletin enerji dolu duruşunu sembolize eden radyasyon işaretini andıran bir görüntüye sahipler. Real Steel’in asıl sürprizi ve Bozzies ekibinin mühendislik eseri ise arka tekerlekte yer alıyor.
Dış tarafta oldukça geniş şekilde konumlandırılan arka dişli farklı oluşunun yarattığı hoş görüntü ve araca verdiği tork dolu izlenimin yanı sıra gerçek sürpriz tekerleğin iç tarafında sakılı. Motosikletin 18 litrelik yakıt tankı, aküsü, yağ tankı, ve hatta çalıştırma sistemi bile burada bulunuyor! Bu fikir çılgınca olsa da aslında oldukça mantıklı bir girişim. Motosikletin böylece gerçek işlevini kaybetmiş olan gövdesindeki deposu ise motorun hava girişi görevini üstlenmiş.
Bozzies ekibi Real Steel ile estetik, özgün fikir ve teknik ustalığı oldukça başarılı şekilde harmanlayarak chopper motosikletlerin doğasında olan “fark yaratma” amacını on ikiden vurmuş.