Birisi yola çıkarken tembih ederiz ya hani “Aman dikkatli ol” ve “Tamam, olurum” denir ya. Peki gerçek anlamda ne kadar dikkatliyiz? Sadece sözde mi kalıyor? Dikkatsizliğin asıl nedenini, ne zaman ve nasıl başladığını bilirsek büyük bir adım önde oluruz. Dikkatsizlik sadece dalgınlık değildir. O da bir sebeptir tabii, ama çok daha sinsi başka nedenleri daha vardır. Bir şeyi yaparken, bu her ne ise, bu işlevi yaparken ne kadar uzmanlaşmış da olsak, defalarca da yapmış da olsak bu hiç fark etmez, zaten o sinsi dikkatsizlik aslında tam da bu yüzden başlar.
Uzmanlaştığımızı düşündüğümüzde ve rutine dönüştüğünde başlar. Bir şeyi çok iyi öğrenmiş olmanın verdiği rahatlık ve rutine dönen işler tehlikeye girer : “Artık bu işi gözüm kapalı yapıyorum” hissi ve rahatlama doğal bir insan psikolojisidir, ama dikkatsizliğe neden olabilir. Alışkanlık başladığında ve artık süreklilik kazandığında zor işler bile kolaylaşır ve rutinleşir. Rutinleştiğinde kendiliğinden dikkat mekanizması zayıflar. “Nasıl olsa bu işi biliyorum, öğrendim ve hep yapıyorum” düşüncesiyle rahatlama başlar, bu çok doğaldır. Alışkanlık fark etmeden dikkatsizliğe neden olduğu için bu kırılma noktasını bilmek önemlidir. Motosiklet dünyasının dışından bu konuya bir örnek vermek istiyorum. Evdesiniz ve akşamın geç saatlerinde kapı zili çaldı, kimseyi de beklemiyorsunuz diyelim. “Bu saatte kim gelmiş olabilir ki?” “Kim o?” diye diafondan sorarım, siz de yapıyorsunuzdur. Cevaba göre davranırım “Pizza siparişinizi getirdim” derse, ama ben sipariş vermediysem “Sipariş eden kişinin zilini çalın lütfen” derim ve kapıyı açmam. Sütçü, sucu da gelse, ben çağırmadıysam apartman kapısını açmam. Kime geldiyse o kişinin açması doğrudur, çünkü yalan olma ihtimali nedeniyle sırf binaya girmek isteyen kötü niyetli biri de olabilir bu kişi, dikkatli olmak lazım. Komşularıma da böyle yapmalarını öneririm.
Emniyet amaçlı kapımı açmadan apartmanın içini aydınlatabilmek için ışık tesisatı döşedim. İçeriden kullanabileceğim bir açma kapa anahtarı yerleştirdim ve kendi katımı aydınlatan ilave bir lamba monte ettim. Kamera sistemi de olsa, bazen çalışmayabiliyor veya herhangi bir sebepten karanlık olabiliyor, “tak” içeriden ışığı açıp apartmanda kapı önümü kontrol edebiliyorum bu şekilde. Gördüğünüz gibi dikkatli olmayı çok severim. Bu kadar dikkatliyken ben, bakın ne yaptım. Kapı zilim çaldı, kapımda birisi vardı, delikten bakmadım ve sormadım. Çok dikkatliyim ya, rutin ve sistemimi oturttum ya hani, o yüzden içim rahat, gelen kişi bir komşudur diye “pat” diye kapıyı kocaman açtım. Tanımadığım kötü bakışlı boncuk satan tuhaf kılıklı bir adam karşımdaydı. “Apartmanın içine nasıl bir yabancı girdi?” sorusuyla uğraşırken asıl kendi dikkatsizliğime sinir oldum. Bir komşu apartman kapısını soru sormadan öylesine açmış. İlk saniyede daha hemen gözünü kaydırıp evimin içine bakmaya çalışırken aynı anda hızlıca kapıya yaklaştı. Boncuk moncuk satmıyordu, boş bulunma durumlarını fırsat bilen kötü niyetli insanlar var ne yazık ki. Panik yapmadan gerekli şekilde müdahale ettim. Dövüş sporlarını bilirim…dermişim… Motosiklet kullanıcıları çok daha hızlı, soğukkanlı ve kararlıdır. Peki, gelelim bana. Hani o kadar dikkatliydim? Ne oldu? Rutinleşmek ve “Her şey kontrol altında zaten” dememin sonucunca “Nasıl olsa komşudur” diyerek rahat davranmak dikkatsizliğe sebep oldu. Başka bir gün apartmanda sensörlü ışıklar söndükten sonra karanlıkta zilim çaldı. Kameradan baktım, dış kapıda kimse yoktu. Apartman karanlık olduğu için içeriden lambayı açtım, bir kadın kenarda saklanıyordu, çiçek desenli uzun eteğinin ucunu gördüm. Ses etmedim, ışık sensörlü olmadığından tekrar kendiliğinden sönmeyince kadın tedirgin oldu, sonra koşarak kaçtı. Benim hakkımda “Bu kız psikopat mı?” demeyin, sadece biraz normalin dışındayım.
Neden ve nasıl dikkatsiz olduğumuzu bilirsek ve o farkındalığa sahip olursak hem sürüşlerimizde hem yaşantımızda daha güvende oluruz.
Yorumlar
Loading…