Yazar:
Asude olam dersen eğer gelme cihane
Meydane düşen kurtulmaz seng-i kazadan
Bi-baht olanın bağına bir katresi düşmez
Baran yerine dürrü güher yağsa semadan. (*)
Yetkisiz Servis
çarpıldım…
Çok çarpıldım, çook. Evdeki ütüyü tamir etmeye çalışırken, gülücükler dağıtarak konuşan o neşeli kızı görünce, otomobil çalışırken buji kablosunu tuttuğumda, Kazancı Bedih’in gazel okuyuşunu ilk dinlediğimde, motorumun elektrik tesisatını tamir edeceğini söyleyen ama beceremeyen ustalara… hepsine çarpıldım.
Editör işaret ediyor; vaktimiz ve yerimiz sınırlı imiş. Özel hayatımı bir kenara bırakıp konumuz olan motosikletle ilgili kısma geçiyorum.
temel elektrik
Rivayet odur ki, Temel, ayakkabısına dolan kumu temizlemek için bir eliyle elektrik direğine tutunmuş. Tek ayak üzerinde durarak çıkartıp eline aldığı ayakkabısını ve çorabına yapışan kumlardan kurtulmak için de ayağını sallamaya başlamış. Dursun, gördüğü manzara karşısında yerden bulduğu bir sopa ile Temel’e var gücüyle vurmuş. Amacı, elektriğe kapıldığını zannettiği Temel’i direkten uzaklaştırmakmış!
Temel elektrik konusunda anlatmaya çalışacaklarımın bir kısmını daha evvelki yazılara serpiştirmiş olabilirim. Aynı şeyleri tekrar anlatırsam bana da elektriğe kapılmış Temel muamelesi yapmayacağınızdan emin olmak istiyorum…
akü…
Motorumuzun çalışması için gerekli elektriğin fazlası aküde depolanıyor; elektrik üretimi, tüketime yetmediğinde de eksik kalan miktar aküden tamamlanıyor. Eğer motorumuzda ayak marşı (kick start) yoksa ilk çalıştırma enerjisini de aküden temin ediyoruz. Akü bakımlarımızı zamanında ve yeterli şekilde yapmak, elektrik konusunun başında gelmeli.
Öncelikle akünün yeri nerededir, nasıl sökülüp-takılır konusu var. “Aman canım, bana ne akünün yerinden? Servise götürdüğümde gerekli bakımı yapıyorlar nasıl olsa.” diyenlerden misiniz? O zaman şu hikayeyi dinleyin: Sabah saat 05.00’te yola birlikte çıktığım arkadaşımın motoru hiç bir sorun çıkartmadan çalıştı. Gideceğimiz yere vardık, bir kaç saat boyunca motorları çalıştırıp stop ettik. Bir ara yerdeki çamur yüzünden kayan arkadaşım, olduğu yerde motoru yere devirdi. Motoru kaldırıp çamurları temizledik; çalıştırmak için marşa bastı. Aküde hiç güç yok!!! Motoru düşürdük diye bize gücendi mi acaba diye düşünürken bir yandan da elektrik bağlantısında bir kopma veya kısa devre olup- olmadığını kontrol ediyoruz ama hiç bir kablo sorunu yok. Sonuçta farkettik ki motor yan yattığı sırada akü suyu, tahliye hortumundan boşalmış. Akünün yerini bildiğimiz için bulabildiğimiz en saf suyu (pet şişede satılan içme suyu) ilave ederek seviyeyi tamamladık. Marş motoru bir anda çalışmaya başladı. Bu kadar basit bir konuyu çözebilmek sizin de elinizde. Yeter ki akünüze ulaşmayı bilin.
Aküler bir kaç çeşit. Eğer akünüz jel akü veya ağzı tamamen kapalı (full sealed) model ise anlattığım sorunu yaşama ihtimaliniz yok. Ancak yine de yerini bilmekten hiç bir zaman zarar gelmeyecektir. Akünüz hangi model olursa olsun sonuçta hepsi de kimyasal tepkime ile enerji üretmekte/depolamaktadırlar. Dolayısıyla, kimyasal tepkiyi azaltan veya yavaşlatan sebepleri ortadan kaldırmak, motorunuzu arada çalıştırararak veya akünüzü kullanmadığınız zaman çıkartıp şarjda tutarak ömrünü uzatabilirsiniz. Sulu akü tabir edilen akünüzün su seviyesini de kontrol edip eksik miktarı tamamlarsanız akünüz sürekli gerekli gücü üretecektir.
Bir gün motorumun kornasına bastığımda çıkan çatlak ses, 5 yıldır kullanageldiğim akümün artık ömrünü doldurmaya başladığını düşündürttü. Gerçi kış sezonunda aküyü söküp arada şarj ederdim ama 5 yıl da kısa bir zaman değil. Uzun bir tura çıkacağımı düşünerek yeni akü aldım, şarj ettim, motora taktım. Kornaya ilk bastığımda aynı çatlak ses yine geldi. Korna, aküden ciddi miktarda elektrik çeker. Yepyeni akünün arızalı olduğunu düşünürken kornanın bağlı olduğu ayağı kotrol etmek geldi aklıma. Korna, bağlı olduğu yerden gevşediği için çıkan ses, sürekli çatlamaktaymış. Eski akü ne mi oldu? Aküsü “gerçekten” bitmiş bir arkadaşımın motoruna taktık, 1 yıl kadar da o arkadaşım kullandı aküyü. 1 yılın sonunda motorunu satarken benim verdiğim aküyü değiştirmeye gerek bile görmemişti. Akünüzü, bakımını düzenli olarak yaparsanız uzun yıllar kullanabilirsiniz.
sarf malzemeleri
Sigorta kutunuzun yeri nerede? Far, fren ve sinyal lambalarınızı nasıl değiştirirsiniz? Bu işler için de servis çağırırım demeyin artık! Yolda lambalarınızdan birisi çalışmadığı vakit eksik aydınlatma ile yola devam etmeyeceğinizi varsayıyorum. En çok bir tornavida ile basitçe değiştireceğiniz lambanın yedeğini taşımak veya ilk benzin istasyonundan temin edip değiştirmek çok basit bir iş. Yeter ki motorunuzun hangi lambaları kullandığını bilin. Lamba modelleri çok çeşitli. İlk resimdeki lambalardan hangisinin sizin motorunuzda kullanıldığı, kullanım kitapçığınızda yazılıdır. Kitapçığınız yoksa bile boş bir vakitte lambaları söküp modellerini belirleyin, her yerde bulunmayan özel lambalar kullanmanız gerekiyorsa servisten yedeklerini temin edin.
İki arkadaşımla birlikte uzun yoldayız. Hava karardı, farları yaktık. Kimimiz önde kimimiz arkada değişerek yola devam ediyoruz. Bir ara arkadaşlarımdan birisinin kuyruk lambasının yanmadığını fark ettim. İlk benzin istasyonuna girip lamba satın alıp çalışmayan ampulü yenisiyle değiştirdik.
Bir zaman sonra aynı ampul yine bozulmuş ve motorun sahibi arkadaş da yeniden ampul değiştirmiş. Ancak bu kez frene basınca park lambaları da yanmaya başlamış. Hemen teoriler ürettik: motorun kablo sisteminde bir bozukluk var, şase almıyor, kontağı açınca içeride kısa devre yapıyor vs. vs. Elektrik (ve elektronik) konularından daha çok anlayan bir arkadaşımız geldi atölyeye. Sorunu ona da anlattık. Önce ampulü söküp baktı ve bizlerin o Profesör Öklitus tavırlarımızı ve tüm karizmamızı yerle bir eden cümleyi sarfetti: “Yanlış ampul takmışsınız!” Gerçekten de ampul olması gerekenden farklı bir model. Ampul yuvasındaki karşılıklar ile ampulün dibindeki uçlar karşılıklı gelmiyor; hatta kısa devre yapıyor.
ipucu: Her zaman en basit noktadan başlayın. En basit şey çalışmadığı veya yanlış çalıştığında, çok karışık sorunlar varmış gibi görünür. Basit düşünün!
İkinci resimdeki ampullere dikkatli bakın. Birbirlerinin aynısı gibi görünüyorlar değil mi? Değil!!! Büyük olan ampullerden soldaki tek filamentli, sağdaki ise çift. Ampulün metal kısımlarındaki tırnaklara (küçük çıkıntılara) dikkatli bakarsanız sağdakinin tırnaklarının “şaşı tırnak” olduğunu göreceksiniz. Aynı şekilde sağdaki büyük ampulün dibinde çift kontakt var.
Şimdi de küçük ampullere bakın. Tırnaklardan şaşı olan yok. Ama diplerine baktığınızda bir tanesi tek, diğeri çift kontaktlı model. Ampullerin görünüşleri sizi her zaman yanıltabilir. Motorunuzdan çıkan ampulü, yenisini aldığınızdan emin olmadan atmayın.
Çoğu yeni model motorlarda, sigorta kutusunda, yedek sigorta bulunur. Motorunuzda kullanılan sigortaların değerlerini belirleyin. Yeni sigortalarda, kullanılan renkler de sigorta değerini belirlemekte yardımcı oluyor. Örneğin 1 amperlik sigorta siyah, 15 amperlik sigorta kırmızı renk plastikten yapılmış varsayalım. Eski sigortanın üzerindeki değeri okuyamıyorsanız bile aynı renk sigorta aldığınızda çok büyük ihtimalle doğru değerde sigorta takmış olacaksınız. (Resim 3: Sigorta çeşitleri)
tesisat nedir, röle kime benzer???
– Abi, motora sis lambası taktırdım.
– Röle koydurdun mu?
– Ustaya sordum, gerek yok dedi.
– Elektriği nerden aldı pekiyi?
– Deponun altında bir kalın kablo vardı. Onu kesip aradan ek yaptık. Üzerini de bir güzel bantladık. Hiç bir fark görünmüyo; hatta eskisinden sağlam oldu.
– …
Bir hafta sonra.
– Alo, abi benim motor yandı.
– Nasıl yani! N’oldu?
– Evvelki akşam sisleri yaktım, gidiyorum. Bir anda elektrik kesti makine. Sonra deponun altından bi duman çıkmaya başladı. Depodaki benzin alev almaya başlayınca yoldan taksici çevirdim ama yangın tüpü yokmuş. Bir başka arabadan tüp bulduk o da boş çıktı. Göz göre göre yandı motor.
(Bu senaryodaki olaylar ve kişiler tamamen hayal mahsulü olup gerçek hayatla olan benzerlikler tamamen tesadüftür ve gerçekleşmeyecekleri anlamına gelmez.)
Röle (veya role), bir elektrik devresinin kontrol ettiği ve bu kontrol ile diğer bir devrenin açılıp kapatıldığı bir çeşit elektrik düğmesidir. Neden iki tane elektrik devresi kullanarak tek bir devreyi açıp kapatıyoruz? Cevaplar: 1) Elektrik akımının çok yüksek olduğu devrelerde, devreyi açıp kapatmak için kullanacağımız eletrik düğmesi o yüksek akıma karşı dirençli olmayabilir. Daha az bir akımla elektrik düğmesini çalıştırırız. Elektrik düğmesinin hattına bağlı olan röle, daha yüksek akım çeken ikinci hattın açılıp kapatılması için GÜÇLÜ bir anahtar görevi görür. 2) Mevcut elektrik tesisatına en az müdahale ederek yeni bir elektrik hattı çeker, bu yeni devreyi de röle vasıtasıyla açar kapatırız. Dolayısıyla, motorun mevcut elektrik tesisatını çok az keser biçeriz, örnekte olduğu gibi sis lambası bağlamak ve bunun enerjisini almak için yeni bir tesisat kurarız. Dolayısıyla sis lambalarımızın tesisatında bir kısa devre olursa motorun ana tesisatına zarar vermemiş oluruz. Bu yeni tesisatın açma-kapama düğmesi de kullandığımız röle olur.
Pekiyi, bu kadar röleden bahsettik de bu röle nasıl çalışır; neye benzer? Çoğunlukla kullanılanlar mekanik röleler olduğuna göre onlardan bahsederek röleyi anlatmaya çalışacağım. Röle içinde bir elektro mıknatıs bulunur. Rölenin tetikleme uçlarına elektrik verdiğimizde bu elektromıknatıs çalışır ve bir plakayı çekerek diğer plakaya temas etmesini sağlar. İşte bu birbirlerine temas eden iki adet plakanın uçlarına da yüksek akım kullanacağımız diğer devreyi (örneğin sis lambalarımızı) bağlarız. Dolayısıyla, az bir akım vererek yüksek bir akım devresinin tamamlanmasını sağlarız. Yüksek akımı verdiğimiz elektrik tesisatını da akümüzden doğrudan doğruya alırsak, motorumuzun elektrik tesisatına müdahale etmemiş oluruz. Röle kapalı bir kutu, hangi bağlantının ne işe yaradığını nasıl bileceğiz? Rölelerin üstlerinde, hangi ayakların hangi devreyi çalıştırdığının şemaları yer alır. Bu şemaya bakarak ve biraz da elektrik bilgisiyle kolayca röle bağlantısı yapabilirsiniz. Ancak her şeyi iki hatta üç kez kontrol etmenizi tavsiye ederim.
arıza tesbiti
Yola çıkmadan evvel tüm gösterge ve lambalarınızın çalıştığından emin olun. Açıkta, toza ve pisliğe maruz kalan kablo bağlantılarınız varsa bunları temizleyin, iletkenliği arttıran spreyler sıkarak pas veya korozyon oluşmasını önleyin.
Eski model bir otomobilimizin sol arka kuyruk lambası arızalanmıştı. Lamba grubunun kapağını söküp ampulü değiştirdim. Sonuç yine aynı. Ampul diplerini kontrol ettim, korozyon veya temassızlık yok. Bu sırada yaşlı otomobilimizin sinyal kolu ömrünü doldurmuştu ve yenisiyle değiştirdik. Kafamda hemen yeni bir önerme oluştu: Farları kontrol eden kol da ömrünü doldurdu; değiştirmek gerek. Kolu değiştirdim ama sonuç yine aynı. Kablolarda bir kopma mı var diye düşünerek kablo demetini soymaya başladım ama o kadar sağlamdılar ki çabamın faydasız olacağını anladım. Polisten bir kez de ceza yedikten sonra hayatımıza yeni bir sorun daha eklenmişti. Bir gece sabaha karşı babam yatağımı sarsarak uyandırdı beni:
– Kalk, kalk! Sonunda buldum.
– Baba, gecenin saat 2’sinde neyi buldun? Git yat lütfen.
– Lambanın neden çalışmadığını buldum!
– Neden????
– Sigortaları kontrol etmeyi unuttuk.
– …
ipucu: Her zaman en basit noktadan başlayın. En basit şey çalışmadığı veya yanlış çalıştığında, çok karışık sorunlar varmış gibi görünür. Basit düşünün!
restorasyon çabaları
Daha evvelki yazılarımda bahsetmiştim. Motor restorasyonunu yaptıramadığım ustalar sayesinde bir atölye edinip kendi restorasyonunu kendin yap kampanyası başlatmış ve bu kampanya zaman içerisinde kendi motorunun bakımlarını da kendin yap şekline dönüşmüştü. Restorasyon hüsranlarımın bir tanesini de elektrik tesisatının yenilenmesinde yaşadım. Elektrik tesisatını elden geçiren ustadan motorumu teslim aldım. Yola çıkmak için gidonu sağa çevirdiğim anda ön taraftan önce bir duman, arkasından ciddi bir yanık kokusu gelip tesisatın yandığını farketmemle birlikte kontağı kapatmam bir oldu. Gidonu sola çevirip gerisin geri tamirciye girdim.
Baştan da söylediğim gibi konumuz özel hayatım olmadığı için ustayla aramda geçen diyaloğu buraya aktarmayı gereksiz buluyorum. Sonuçta motoru sağa dönüşlerde alev almayacak derecede tamir edip evime geldim, elektrik tesisatını yenileme işine bizzat giriştim. 6 volt manyeto ateşlemeli, elektronik devresi olmayan, platinli motorun tesisatını baştan yapmak büyük sorun yaratmadı; aksine elektrik tesisatı konusunda tecrübe edinmeme vesile oldu. Bu vesile ile bana bu imkanı sağlayan değerli tamircilere bir kez de buradan saygılarımı sunmayı borç biliyorum. Ustalara saygı kuşağına burada son vermeden evvel bir olay daha anlatmak isterim.
Şaşı tırnak lambaların bir özelliği vardır. Lambayı sadece bir şekilde takabilirsiniz. Ters şekilde takmaya çalışırsanız farklı yüksekliklerdeki tırnaklar buna izin vermez. Yani elektrik bağlantınız doğru ise lambayı “mecburen” takacağınız şekil sonucunda parkları yakınca daha az ışık, fren yaptığınızda daha fazla ışık verir. Restorasyon konusu motorun elektrik tesisatını bizzat yenilerken arka lambayı söküp içinin aynasını temizlemek istedim. Ampulü çektim ama çıkmadı; sıkışmış. Biraz zorlamayla ampulü aldım ki ne göreyim? Elektrik bağlantısı ters yapılmış, frene basınca mum gibi bir ışık yanacak, park lambasını yakınca arkadaki sürücünün gözünü alacak derecede parlak ışık. İyi de benim lambalarım normal çalışıyordu? Kulaklarını çınlatmayı bir borç bildiğim o sevimli usta, elektrik kablolarının yerini değiştirmektense ampulün şaşı tırnaklarını kesmiş ve başka şekilde takılmasın diye imal edilmiş olan lambayı ters şekilde takmayı başarabilmiş.
(*)Eğer mutlu ve sakin olmak istersen bu dünyaya gelme, Hayat meydanına bir defa düşen kaza taşından kurtulamaz. Gök yüzünden yağmur yerine inci mücevher yağsa, Talihi kötü olanın bahçesine bir tanesi bile düşmez. (Ziya Paşa’nın Terkib-i Bentlerindendir. Kazancı Bedih tarafından da gazel formunda bestelenmiş ve seslendirilmiştir.)
Yorumlar
Loading…