Yazar: Alişan Fidan
Avusturyalı üretici KTM’in bu sınıfta çok sevilen RC390’ını daha önce hem pistte hem de yollarda kullanmış ve çok beğenmiştik. Euro4 için gelen güncellemelerden sonra motorda yapılan değişiklikler acaba RC390’ı nasıl etkiledi? Hepsi yazımızda mevcut…
KTM’in bu motosikleti Avrupa’da A2 ehliyetlilerin ve kaliteli fren, süspansiyon, vb gibi ekipman arayanların isteklerine cevap vermek üzere üretti. Ayrıca üzerinde Moto3 sınıfında kullanılan süspansiyonların kullanılması ile KTM, pist sürücülerinin de kalbini fethetti.
Motoru eskisinden daha sıkı Euro4 emisyonlarına uydurabilmek için bir sürü değişiklik yapılmış. Gücü yine 44 beygir olarak kalmış ama motoru ilk çalıştırdığımda sesinin eskiye nazaran biraz daha sakinleşmiş ve daha naif bir karaktere büründüğünü farkettim.Euro3 strandartlarına uygun eski modeli biraz daha sesli çalışıyordu. Euro4 emisyon kuralları egzoz desibelini de regüle ettiği için burada bir değişikliğe gidilmiş. Egzoz alt taraftan yana taşınmış. Pistte sürerken eskiden altta olan egzoz ve alt sakalın yere yakınlığı yere sürtme gibi çeşitli sıkıntılar yaratıyordu.
Bu yeni egzoz sayesinde alt tarafın yerden yüksekliği biraz artmış ve böyle bir problem kalmamış. Böylece kazandığımız birkaç derecelik yatma açısı pistte dizler yerde giderken bizi “alt sakal sürter mi acaba?” endişesinden kurtardı. Ayrıca yerden yüksekliğin artması ülkemizin yol şartlarında alt tarafın sürtmesi ihtimalini biraz daha aşağıya çekiyor. Egzozun altta olması her ne kadar ağırlık dengesini ortaya toplaması ve görünüş açısından şahsen sevdiğim bir özellik olsa da yana alınmasının birçok getirisi olduğunu da unutmamak gerek.
Motora KTM’in PASC adını verdiği bir kaydırmalı debriyaj eklenmiş. Bu debriyaj sayesinde agresif şekilde vites düşürürken motorun arka lastiği kitlenmeden çok stabil bir şekilde yavaşlayabiliyorsunuz ve tabi bu da doğal olarak pist sürenize anında yansıyor. Çok faydalı bir değişim olmuş. Bu arada PASC kaydırmalı debriyajı Euro3’lü KTM RC390’larınıza da direkt olarak takabildiğiniz bilgisini de vermiş olalım… Ayrıca eklenen Ride by Wire’da (elektronik gaz kolu) eski telli sistemin atikliğini hiç aratmıyor. Gazın dozajlaması çok rahat ve doğal. İçinde saklı olan her beygiri bu müthiş ayarlanmış gaz kolu sayesinde neşter keskinliğinde ayarlayabiliyorsunuz. Hem yakıt ekonomisi hem de sürüş kalitesi olarak bu sistem çok şey kazandırmış.
Ride by Wire sistemi tam yapılamadığında cidden telli sistemi çok aratıyor fakat Avusturyalı üretici bu işi gayet güzel kotarmış.
Oturuş pozisyonu sürücü için yine Euro3’lü RC ile aynı fakat artçının koltukta daha konforlu şekilde oturabilmesi için peglerin yerleri ile biraz oynamışlar ve artçı koltuğu kısmına 12mm daha sünger eklemişler. Kiminin şikayet ettiği, kiminin ise çok sevdiği tam yarış tarzı sürücü oturuş pozisyonunda ise hiçbir değişiklik yapılmamış. Ben bunun konfor çekinceleri ile değiştirilmemesine çok sevindim çünkü RC390 gerçekten Moto3 kanını taşıyan ve bunu sürücüsüne tam anlamıyla hissettiren bir motosikletti. Öyle de kalmasına çok sevindim.
Aynalar biraz daha genişlemiş ve arkayı artık daha iyi gösteriyor. Sürücü koltuğuna ilk geçtiğimde şeklini şemalini biraz yadırgasam bile fayda açısından bakıldığında yapılan geliştirmelerin sürücülerin istekleri doğrultusunda yapıldığı çok bariz çünkü eski nesil ile arasındaki arkayı görebilme rahatlığı farkı gece ve gündüz gibi!
Euro3’lü versiyonunu test ederken beğenmediğim tek noktası olan frenlerini de KTM boş bırakmamış. Eski nesildeki 300MM’lik Bybre üretimi frenler biraz daha büyüyerek 320MM olmuş. ABS üzerinde biraz daha çalışılmış ve Brembo’nun radyal dört pistonlu kaliperleri kullanılmış. Bosch tarafından üretilen ABS sistemi eskiden olur olmadık yerlerde sürekli devreye giriyordu ve insanın gerçekten sinirini bozuyordu. Burada yapılan değişiklikler çok yerinde olmuş ve kullanılan yeni disk ile motosikletin durma gücü bir tık daha ileri seviyeye geçmiş. En sevdiğim değişikliklerden biri ön fren oldu. Pistte de dibine kadar zorladığımızda eski frenler bir süre sonra ısındığını belli ediyordu fakat çok sert geçen bir seansın sonlarında dahi bu yeni frenler ile bir ısınma ve süngerleşme hissi yaşamadım.
Trellis şasisi ve oldukça hafif olan 147KG’luk ağırlığı da değişmeden kalan KTM RC390, bu değişimlerle beraber çok daha güzel bir karaktere bürünmüş. Pistte ve yollarda oldukça zorladığımız RC390’ın performansına hayran kalmamak elde değil. Yakıt ekonomisi ve performansı ile göz dolduran bu modeli test etmek istiyorsanız KTM Spormoto’da bir test motoru mevcut. Tüm bu değişiklikleri ilk elden test ederek siz de tecrübe edebilirsiniz…