Türkiye Motosiklet Federasyonu eski başkanı Süleyman
Memnun, Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında oldukça geride
kaldığımız motosiklet sporlarının, ülkemizde yaygınlaşması için
motokrosa özel önem verilmesi gerektiğini düşünüyordu.
Türkiye’deki coğrafi yapının ve iklimin dört mevsim motokros yapmaya uygun olduğunu, motokrosun ekonomik açıdan da avantajlar sunduğunu farklı toplantılarda dile getirmişti. Bu amaçla aralarında Dünya Motokros Şampiyonası’nın da bulunduğu bir takım etkinlikleri hayata geçirmişse de çalışmaları, gerçekçi bir zemine oturmadan görevinden ayrılmıştı.
Bu yıl TMF yönetiminin, Süleyman Memnun’un bu fikrini benimseyip konuya biraz daha konsantre olduğunu görüyoruz. Bunda İstanbul Park pistinin federasyona kapılarını kapamasının ne kadar etkisi var bilinmese de, bu konuda izledikleri yol ve yönteme bakmaksızın söyleyebiliriz ki, TMF’nin enerjisini ve ilgisini doğru bir yöne kanalize ettiği bir gerçek.
Amerika’yı yeniden keşfetmeye hiç gerek yok; sadece İngiltere örneğine bakarak doğru yönü kestirmek olası. İngiltere’de bizim için hayal noktasındaki rakamlardan bazılarına şöyle bir göz atalım;
Off road kategorisinde sporcu sayısı 60 bin civarında ve yılda 5 bin civarında etkinlik düzenlenmekte. Bizdeki sayının 10’lar basamağına ait olduğunu düşünürseniz aradaki farkı daha iyi anlarsınız. İngiltere’de yılda satılan cross motosiklet sayısı ise 25 binlerde dolaşmakta. Bu kadar büyük sporcu sayısı, ülke geneline yayılmış yüzü aşkın pisti ve birbiriyle yarışan etkinlik organizasyonları ile tabana yayılmış olan motokros sporuna İngilizlerin ilgisiz kalması şüphesiz düşünülemez. Ki öyle de oluyor; İngiltere’de yılda 1milyon 700 bin kişi motokros etkinliklerine katılıyor.
Aynı istatistiki bilgilere pist yarışları için baktığımızda ise sporcu sayısının 60 binlerden 2 binlere, etkinliklerin de 5 binden 200’e kadar düştüğünü görürüz. Sadece bu rakamlar bile Türkiye’de ilgiyi tabana yaymak amacıyla off road sporlarına yönelmemiz gerektiğini göstermektedir. Rakamların bu kadar etkileyici bir büyüklükte olmasında süphesiz İngiltere’de motosiklet sporunun oldukça köklü bir geçmişe sahip olması var. Ancak, “tarihi farkı bir talihsizlik” haline getirmeden bu açığı zamanla kapamak mümkün. Bu anlamda her şehirde belediyenin veya valiliğin imkanları doğrultusunda kullanılmayan bir devlet arazisinin motokros pistine dönüştürülmesi ve o bölgedeki motosiklet kulübünün kullanımına açılması, öncelikli hedef olmalıdır. Kişisel çabalarla da olsa, ülkemizde bir yandan bürokrasiyle, diğer yandan ekonomik sorunlarla boğuşarak yarışlar düzenleyen kulüplerimiz yok değil. Türk motosiklet sporunda önemli birer adım olan bu etkinlikler, destek mekanizmalarının yasalarca oluşturulmaması halinde uzun soluklu olamayıp tarihin tozlu raflarında yerini almak zorunda kalacaktır.
Bu nedenle tüm motosiklet kulüpleri, plan ve projelerin havada uçuştuğu belediye seçimleri öncesinde, başkan adaylarıyla temasa geçip onlardan “gençlerimiz için motokros pisti yapacağım” vaadini almalılar. Seçim sonrası ise bunu yasal bir zemine oturtmak için konunun takipçisi olmalılar. Aksi halde, yeni bir yıla girdiğimiz şu günlerde yine aynı konuları konuşmaya devam ederiz; “N’olacak bu memleketin hali?” diye.
Motorunuzun ve yaşam sevincinizin hep “on” olması dileğiyle..