Yazar: Cem Batırbaygil
Harley-Davidson’ın 2016 Touring
modellerini önünüze serseler ve deseler
ki Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman’ı
içine alan 600 km’lik oldukça keyifli bir
rotada dilediğin motosiklete binebilirsin.
Maddenin fazla alınması hali, tıp
literatüründeki deyimiyle “overdose”
durumunu tetikleyecek yoksunluk krizi,
an itibariyle devreye girer.
Söz konusu yolculuğu hayal etmeye başlarsınız. Kışın ortasında bahardan bir gün yaşayacaksınız bu bir. Arap yarım adasının iki önemli ülkesinden geçecek, Osmanlı’nın izini sürecek, Arap kültürü ile demlenecek, Dubai’de doğu ve batı çelişkisinin hasını görecek, geleneksel Arap yiyeceklerinden tadacak ve bu özel tur için bir araya gelen dünyanın ünlü motosiklet yazarlarıyla birlikte yol alacaksınız; bunlar da overdose etkisini artıran diğer yan unsurlar. Yazıyı derinleştirmeden bir konuya netlik getirelim; sevirsiniz ya da sevmezsiniz, gıcık kaparsınız ya da ölesiye taparsınız; kabul edelim ki, Harley-Davidson’ın motosiklet dünyasında ayrı, özel bir yeri var.
Efsane olmak için bir asrı aşan bir süredir yollarda, özgürlük sloganını bayrak etmiş bir marka. Amerikan kültürünün en büyük ve en etkin sembollerinden biri, söz konusu olan. Onu diğerlerinden ayıran bir başka özelliği ise kimimize gürültü, kimimize ise şarkı gibi gelen eşsiz motor ve egzoz sesi.
Discover More-Daha Fazlasını Keşfet!
Harley-Davidson markasını zihnimizdeki motosikletler için ayrılan imaj bölümüne oturttuktan sonra gelelim, elde ettiği şöhreti “Discover More-Daha Fazlasını Keşfet” sloganıyla daha üst noktaya taşımak için organize edilen etkinliğe. Türkiye’den sadece Motoron’un özel olarak davet edildiği, Avusturya, Almanya, Avustralya, Belçika, Polonya, Hollanda, İngiltere, Norveç, Güney Afrika, Rusya ve Fransa’dan da gelen 20’ye yakın motosiklet test pilotu ve yazarının katıldığı bu “Basın Etkinliği”nde Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki çölün tam ortasında kurulu Bayran Tree Hotel’de bir araya geldik. Ancak, bu öyle çok da kolay olmuyor; Avrupalı turistlere kıyak kabulünden açılan özel pasaport kontrol noktalarından biz Türkleri geçirmedikleri için, 4 saat uçak yolculuğunun üzerine 1,5-2 saat pasaport kuyruğunda beklemeyi göze alıp geldik, bu da biline!
Organizasyon Harley-Davidson Avrupa’nın insiyatifiyle gerçekleşmiş olsa da gidonun başında Harley-Davidson Dubai vardır. Ve baştan söyleyeyim ki, “vallahi-billahi” de Arap misafirperverliğinin en güzel örneğini sundular. Serde bir de motorcu olmak olunca, evrensel barış ve dostluk köprüleri kolayca kuruluyor. Farklı ülkelerden ve kültürlerden gelsek de Harley-Davidson’ın baskın kültürü altında buluştuk. Süphesiz tüm sohbetler motosiklet ve motosiklet seyahatleri üzerineydi. Ancak tek bir istisna vardı ki yeri geldiği için söylemeliyim. Suriye Krizi ekseninde “Ne olacak bu dünyanın hali?” konulu popüler tartışma, gece yarısı çölün ortasında da hedefini 12’den vurmayı başardı. Tartışmanın en iyi tarafı, herkes motosiklet kültüründen beslendiği için amasız, lakinsiz “Barış”tan yanaydı. “Lakiiin” barış sabahın ilk saatlerinde bozuldu ve “soğuk savaş” çıktı.
Otelin giriş kapısının önüne dizilmiş 2016 model touring Harley- Davidson’ları kibarca kapma mücadelesi anında başladı. Neyse ki arz ve talep dengesi o kadar iyi ayarlanmıştı ki, kimse açıkta kalmadı.Üstelik modelleri değiştirerek kullanma imkanı hatırlatılınca; soğuk savaş yerini “HOG” kardeşliğine bıraktı. Neyse ki ortada bizden başka motosiklet çetesi olmadığı için “sulh ve sükun” içinde yolculuğumuz başladı. Sabah rotası, Birleşik Arap Emirlikleri ile Umman sınırının ortasında yer alan 1.910 metre yüksekliğindeki Jebel Al Jais dağı. Kışın -3 dereceye kadar ısı düştüğü vaki olduğundan uyarmadan edemedi Dubaili dostlar. “Aman dikkat üşütmeyin!” Hani biz neyse de Kuzey Avrupalılar için sürreal bir uyarı oldu bu. Araplara göre kış, bize göre bahar havasında başlayan yolculuk, otobana çıkmamızla birlikte gerçek bir Harley-Davidson şovuna dönüştü.
Arka arka Z formasyonda dizilmiş 20’i aşkın motosiklet olanca gürültüsüyle ilerlerken, Arap Emir’lerinin konvoyları kadar dikkat çektik yollarda. Yolculuk yaptığımız yerleri tanımlardan hep kullandığımız bir deyim vardır. Pek sık kullanırız “Dağ taş her yer yemyeşil” diye. Hah! işte, Jebele Al Jais yoluna girdiğimiz andan itibaren burada her yer dağ taş! O dediğimiz yeşil de pek yok! Vahşi, sert bir doğa var. Buna rağmen yol boyunca keçilere rastlıyoruz. Her an yola atlamaları mümkün olduğu için tetikteyiz. Yol yavaş yavaş, kıvrılmaya başlıyor, rakım yükseldikçe virajlar tatlı sert bir hal alıyor. Bu noktada Harley-Davidson’ların güvenli yol tutuşları iyiden iyiye ortaya çıkarken overdose olmanın etkisiyle hafiften başdönmesi de başlıyor; tabi bunun, bitmek bilmeyen virajlardan olma olasılığı da oldukça yüksek.
Ve nihayet zirvedeyiz.
Arap dünyasının hırçın ve zorlu iklim koşullarını ifade eden çıplak bir doğa ile karşı karşıyayız. Hava buz gibi ama bizim için değil tabi; Araplar için. Bize göre hava hoş. Zirveden kolaylıkla görülen virajlı yolları sanki hiç geçmemişiz gibi birden heyecanlanıp kullandığınız motosikletleri değiştirme telaşına düştük. “Sen bunu, Street Glide’ı al, ben Road King’e bineyim.” “1200 T’nin anahtarı kimde?” “Heritage’e binmek isteyen yok mu?” “Bak bunu alıyom ha, sonra kim aldı demeyin” … diyalogları eşliğinde virajlı yolları bir süre için test parkuruna çevirdik.
Zirvede kurulmuş bir piknik masası etrafında toplanıp pizza gibi üçgen kesilmiş pideleri götürdükten sonra, gidonumuzu Umman sınırına çeviriyoruz. Bürokrasi her yerde aynı, evraklar, vizeler, harçlar, ruhsat kontrolleri, biraz zorluk çıkarma, biraz kolaylık gösterme ve nihayet Umman topraklarındayız.Benzer virajlı yollardan ilerlerken kendimi bir an için Antalya Kaş arasında ileriyor hissettim. Sol yanımızda deniz, sağımızda yol yapımıyla ortaya çıkan hırçın bir duvar. Art arda birbirini takip eden inişli çıkışlı kimi keskin, kimi uysal virajları aşarak gün batımında ikinci konaklama yerimize ulaştık.
Umman’ın güneyinde yer alan küçük bir sınır ve sahil kenti olan Khasab’tayız. Ata Musandam Hotel’ine geldiğimizde üzerimizde tatlı bir yorgunluk vardı. Bir gün içinde aşırı dozda Harley-Davidson kullanmıştık üstelik bir de modelleri fazla karıştırdık. Öyle ya da böyle bağımlılık yaratma ihtimaliyle birlikte Harley-Davidson’ın 2016 Touring modellerini test etmemiz ve daha da önemlisi Harley-Davidson kültürünü deneyimlememiz için düzenlenen bu basın organizasyonu, Harley- Davidson’un bir motosikletten çok daha fazlası olduğunu gösterdi.
TURDAKİ 2016 TOURING’LER
1200T
Custom Tourer’da olması gereken herşeye sahip. Alçak sele. Premium ayarlanabilir süspansiyon. Evolution 1200 motor.
SWITCHBACK
Çift kişilikli bir motosiklet. Zıtlıkların birlikteliği. Hafif, çevik, çift sele. ABS ve Twin Cam 103 motor.
HERITAGE SOFTAIL CLASSIC
Köklerine bağlı bir tasarım. Gizlenmiş süspansiyon. Yüksek verimliliğe sahip Twin Cam 103 motor. Cruise Control. Yeni Elektronik Gaz Kontrol sistemi .Yeniden tasarlanmış sele, yeni heybe yapısı ve çamurluklar.
ROAD KING
1965’lerin başından beri yollarda. Şimdi, 103 kübik inç güce sahip. Çift halojen ön farlar. Tek tuşlu yan çantalar. Obsiyonel ABS’li Reflex Linked Brakes fren sistemi. Hava ayarlı süspansiyon.
ROAD KING CLASSIC
Tel jantlar, beyaz yanaklı lastikler ve deri çanta ile gerçek bir klasik.
ELECTRA GLIDE ULTRA LIMITED
Batwing Tourer. Hava akımı sağlayan, titreşimi önleyen granaj. Premium BOOM! Sürücü ve artçı için 6.5 GT Box dokunmatik ekran eğlence sistemi ve Navigasyon. 6-Speed Cruise Drive vites. Çift soğutmalı Twin Cam 103 motor. ABS’ye bağlı electronic cruise control, LED Daymaker Farları, çantalar, bagaj bölmeleri, geliştirilmiş sele.
STREET GLIDE SPECIAL
Klasik bir Harley Davidson tasarımı. Batwing grenajlar. 6.5 inç dokunmatik ekran eğlence sistemi ve BOOM! Box 6.5 GT ses ve Navigasyon sistemi. Spor rüzgar korumasını, inceltilmiş susturucu ile 2-1-2 çift egzozu. Twin Cam 103 motor.
ROAD GLIDE SPECIAL
Uzun yolda aranan fonksiyonlar. Twin Cam 103 motor, tek tuşlu yan çanta. Premium BOOM! Navigasyon ile 6.5 GT dokunmatik ekranlı eğlence sistemi. Çift Daymaker Reflektör LED ön farlar, Ayarlanabilir arka süspansiyon.
ROAD GLIDE-ULTRA
Uzun yolları konfor içinde katetmeyi isteyenler için. 4 inç daha genişletilmiş alan, ekstra bagaj bölmesi ile premium Tour Pack taşıyıcısı. Aerodinamik rahatlık ve BOOM! Navigasyon sistemine yerleşik olan kanal başına 25 vat 6.5 GT Ses Sistemi. Çift soğutmalı Twin Cam 103 motor. Speed Cruise Drive vites
TRI GLIDE ULTRA
Harley-Davidson’un üç tekerlikli motosikleti. 4 hoparlör, GPS ve renkli dokunmatik ekran ile Premium BOOM! 6.5 GT eğlence sistemi kutusu, 6 galon yakıt tankı, 6-speed Cruise Drive geçişleri, electronic cruise control ve 6.8 kübik feet depolama alanı. Çift soğutmalı Twin Cam 103 motor çekiş gücü.
Harley-Davidson’un Başdöndürücü Tarihçesinden
1903 yılında henüz 21 yaşında olan William Harley ve mahalle arkadaşı Arthur Davidson ilk motosikletlerini üretip Harley Davidson adını verdiklerinden bu yana çok büyük aşamalar kaydedildi. 1904 yılında Chicago’da ilk satış mağazasını açtı ve ardından bir yıl sonra 14 Temmuz Bağımsızlık Günü kapsamında yapılan motosiklet yarışında birinci geldi. Adı yavaş yavaş duyulmaya başladı. Birinci Dünya Savaşının başlamasıyla firma orduya motosiklet üretmeye başladı. Artık ünü dünyaya yayılıyordu. 1925 yılına gelindiğinde Amerika Birleşik Devletleri’nde 2500 polis Harley-Davidson kullanıyordu. Yıllık 28 bin motosiklet üretimiyle en büyükler arasında yer alırken Büyük Buhran denilen ekonomik krizden sağ çıkmayı başardı. Hemen ardından da patlak veren İkinci Dünya savaşı ordunun verdiği siparişler nedeniyle onu tekrardan zirveye çıkardı.
BMW’nin ürettiği Boxer motoru zorlu savaş koşullarında daha iyi performans sergilemesi üzerine XA modeli ile dengeyi sağlayan Harley- Davidson, savaş sonrası hiç beklemediği bir yerden darbe aldı. Japonlar herkesin satın alabileceği uygun fiyatta motosiklet üretmeye başladılar. Mali krize giren Harley-Davidson Amerikan Machinery Foundry’a satıldı. Rekabet şartlarına ayak uydurmak için kaliteden taviz veren Harley-Davidson pazardaki payını kaybettiği gibi itibarını da kaybedince 1981 yılında 13 yatırımcıdan oluşan bir şirkete satıldı. Harley-Davidson’a 1983 yılında hayat öpücüğünü veren ABD’ye ithal edilen 700cc ve üstü motosikletlere konulan %45 gümrük vergisi oldu. Kendini toparlayan Harley-Davidson o günden sonra olağanüstü bir pazarlama etkinliği içine girdi.
Hollywood filmlerinde boy gösteren yegane motosiklet markası oldu, ünlerin altına Harley-Davidson’lar çekildi. Boy boy fotoğrafları dergi ve gazeteleri süsledi. İlki 1908 yılında Chicago’da gerçekleşen Harley-Davidson kullanıcılarının toplu gezisi, markanın 95. Yıl dönümünde “Come Home” sloganıyla Harley-Davidson’ın doğum yeri olan Milwaukee’de tekrarlandı. 125 bin kişinin katıldığı bu dev etkinlik, dünyaya Harley- Davidson’ın gücünü gösterdiği kadar motosiklet kültürünün ana damarı olduğunu da kanıtladı. Harley-Davidson 1983 yılında kurulan HOG’lar yardımıyla dünyanın her yerinde örgütleniyor. Dünyanın her yerinde Harley-Davidson kullanılabileceğini kanıtlamaya çalışıyor. Harley-Davidson tutkunlarını dünyanın farklı lokasyonlarında farklı rotalar çizerek dünyanın güzelliklerini keşfetmeye, rüya gibi bir macera yaşamaya çağırıyor.
Yorumlar
Loading…