Menu
in

Hayal Kırıklığı Yaşatmış 10 Motosiklet!

Zamanında büyük umutlarla ortaya çıkmış, fakat sektörde beklenen ilgiyi göremeyen ya da hayal kırıklığı yaşatan bazı modellere göz atalım…

10- 1990/2000 Suzuki Katana 600

Suzuki için kötü bir kombinasyon denilebilir. Her ne kadar Katana güvenilir bir sığınak olsa da spor odaklı bir motosiklet olmayı başaramamıştı. Ulaşım anlamında bakıldığında, Katana bir kaya gibi güvenilir idi fakat spor odaklı bir motosiklet olarak doksandan vuramamıştı. Orijinal Hans Muth tasarımı Katana’lar değil, 1990’larda ve 2000’lerde GSX600F olarak bilinen modellerden bahsediyoruz. Hans Muth tasarımlarına diyecek yoktu. 

9. Ducati Multistrada 1100

Değişik ve biraz da böcekimsi bir görünüşü ile en korkunç Ducati seçilmeye aday bir model var karşımızda. Fakat söylenilenlere göre, bir kere sürmeye başladınız mı, tipinin ne kadar çirkin olduğunu farkedemiyormuşsunuz. Bu da Multistrada 1100’ün etkileyici bir performans ve konforla kilometrelerce yol alan harika bir motosiklet olduğu gerçeğini anlamamıza yardımcı olmakta. Sadece az bir kesimin bakmaya doyamadığı motorun tipine baktığınızda, sanki “Mühendislerin işi çıkmışta, motorun tasarımını yarım bırakıp gitmişler” gibi bir his uyandırdığı da ayrı bir gerçek. 

8. 2006 Kawasaki ZX-10R

Kawasaki ZX-10R’ın 2006 modelinin motor hacminin, bir önceki versiyonuna göre daha büyük ve ağır olmasına rağmen, motorunun yırtıcılığı ile o zamanlar için bile, en hafif ve en esnek model olduğu bilinirdi. 2006 modeli hızlı olsa da hantal doğası, onu ister istemez bir adım geride bırakmıştı. 

7. 1992 Suzuki GSX-R600

Her zaman heyecanla kullanılan “Gixxer” ifadesi, bu aile üyesi için ne yazık ki geçerli olmadı. Suzuki, GSX-R deneyimini, orta segmentte denemek isteyen sürücüler için, GSX-R600 modelini tanıtmıştı. Pist için üretilmiş versiyonu iyi işlere imza atsa da üretim versiyonunun iyileştirilmeye ihtiyacı vardı. 600, daha büyük ve yarışçı abisinden yavaş olmakla kalmayıp aynı zamanda daha da ağırdı. Her iki oranda da kazan/kazan felsefesinin tam tersi oluyordu.

Cevap bırakın

6. Bimota Vdue

Mükemmel olmaya yakınken çuvallayan bir motosiklet arıyorsanız, Bimota Vdue, tam da bu tanımların adamı diyebiliriz. Diğer firmalardan ödünç almak varken, firmanın motor üretmekteki tek girişimini burada görüyoruz. Kağıt üzerinde, mükemmelliğin reçetesi sayılabilecek iki formülü vardı: birincisi 500cc motor hacmi olması, bir diğeri ise iki zamanlı olması. 

Fakat gerçekte, tam anlamıyla bir facia denilebilirdi. 1997 senesinde yapılan testlerde, yakıt enjeksiyon sistemi çuvallamaya yakın bir sistemdi. İşin aslı Bimota, bu modelini asla olması gerektiği gibi düzgün işleyememişti. Zaten hemen ardından 2003 senesinde firmanın, tekrar canlanana kadar bir süreliğine iflas durumu gerçekleşmişti. 

Cevap bırakın

5- Suzuki Marauder

Cruiser modellerin, size göreceli ve konforlu bir seyahat yaşatması gerektiği anlamına geldiği bilinir. Suzuki Marauder modeli, bu kuralın biraz dışında tutulabilirdi. Marauder, ters çatalları, 800cc V-Twin ve canlı görünümü ile birlikte iyi bir motosiklet olabilirdi. Fakat acı gerçek, modelin hedefi pek istediği gibi tutturamaması sonucu olmuştu. Yapılan çoğu testte, kötü selesinden dolayı “beş dakika içerisinde rahatsızlık vermeye başlandığı” söylenmekteydi.  

Cevap bırakın

4- Honda Pacific Coast PC800

Bir motosikleti, hem aynı zamanda sevip hem de aynı zamanda nefret edebilir misiniz? İşte, bu cümle PC 800 için geçerli olabilir. Epeyce bir eşya taşıyabilecekmiş görüntüsünün yanında, zamanında test yapan kişiler tarafından “Motosikletlerin station wagon”u olarak adlandırılmıştı. Bunu ister iltifat ister kötü bir tanım olarak algılamak ise okuyanlara kalmış bir yorum. Yine de PC 800’ün tam olarak işlenmemiş ve biçimsize yakın bir motosiklet olduğu inkar edilemez bir durum. Kaslı ve geniş bir yapısının ötesinde pratikliği de su götürmez bir gerçekti. Yine testlerinin gerçekleştiği dönemde, PC 800 modelinin maxi-scooter modellere benzetildiğini de hatırlatalım.

Cevap bırakın

3- Ducati Streetfighter 1098

Ducati’nin ortaya çıkardığı modelleri arasında, güzel ve çekici Monster ile Savaşçı Kulübü’ne üye Streetfighter modelleri arasında seçim yapan tutkunları olmuştu. Doğal olarak Ducati Streetfighter 1098’in motorunun çok güçlü olduğunu belirtmeliyiz, fakat güç uygulamasının düşük hızlarda gergin ve ürkek olduğu da yapılan test sonuçları  arasında yer aldığını da eklemeliyiz. Sert ve dikkat çekici debriyajı, yüksek selesi, kaygan pegleri ve sağ topuğunuzu hafifçe dışa doğru zorlayan aşırı derecede sinir bozucu bir egzoz kalkanı sizi karşılıyor. 

Cevap bırakın

2- Confederate America GT

“İsyanın Sanatı” sloganıyla yola çıkan Amerikalı firmadan, güzel görünümlü bir Cruiser: Confederate America GT. Bilindiği gibi butik markaların bazı sıkıntılara gebe kaldığı tahmin edilebilen bir durumdur. Uzun, alçak ve cılız görünümüyle “Yaramaz çocuk” imajı ile çıkan Confederate America GT modeli, ne yazık ki sızdıran benzin kapağı, titreşim sorunları gibi önemli zayıf yönlere sahipti. Ama görünüşe baktığınızda sağlam bir Cruiser görünümü ile kalbinizi çalmaya aday bir motosiklet gibi görünüyordu. 

Cevap bırakın

1-Cleveland Cyclewerks Tha Heist

Butik markalardan söz etmişken, Cleveland Cyclewerks markasından da bahsetmeden geçmeyelim. İyi tasarımlı ve uygun fiyatlı motosikletleri ile bu küçük şirket gereken önemi hak etmişti. Tha Heist modelinin, narin ve güzel bir kuyruk yapısı olduğunu belirtmeliyiz. Uzun yol ya da hız tercih edilmediği taktirde, iyi bir model olarak göze çarpabiliyordu. Fakat yapılan testlerde, titreşimden dolayı bazı parçaların gevşediği de zamanında aktarılan bilgiler olarak hafızalara kazınmıştı. 

Cevap bırakın

Cevap bırakın