Yazar: Simon Hargreaves, Mike Armitage ve Martin Fitz,Gibons
Dünyada bugüne kadar üretilmiş en geniş
kullanım alanına sahip motosikletler
Yeni motosikletler, o kadar hayret verici şekilde mükemmeller ki; bundan birkaç yıl öncesine kadar büyülü aletler olarak görülebilirlerdi. Yine de pek çoğu, spor, tur, şehir içi kullanım veya diğer tek bir konuda gerçekten iyi. Bugün esas yetenek mükemmel çok yönlü motosikleti üretmek olarak görülüyor…
Peki o zaman çok yönlü motosiklet nedir?
Çok yönlü motosiklet NEDİR? ÇOK YÖNLÜ motosiklet nedir? Sorduğunuz için teşekkür ederiz: Geleneksel cevap, tur motosikletiyle spor motosikleti arasında bir yerde olduğudur: “sportif tur motosikleti” diyebiliriz isterseniz. Bu alet, pist gününde garip görünmeyen; fakat yeterince bacak alanı ve depo kapasitesi sunarak iki kişiyi uzak diyarlara, mahkeme celbiyle ayrılık yaşatmadan götürebilecek, spor temelli bir makinedir. Yamaha Fazer 1000 ve Triumph Sprint ST gibi dev hayran kitlelerine sahip modeller bu kategoriye giriyorlar ve bildiğimiz kadarıyla bu motosikletlerin tur kabiliyetleri nedeniyle henüz boşanan olmadı.
Diğer yandan, birkaç yıl önce, şansını denemek isteyen birkaç tiyatrocu, çok büyük bir motosiklet tatiline çıktılar ve bunu filme aldılar. Filmleri, o güne kadar değeri pek bilinmeyen bir alt gruba aitti: BMW’nin GS serisi yıllar boyunca geleneksel motosikletçilerin spor motosikletlerden oluşan at gözlüklerinin görüş alanı dışında kalmış ve Honda Africa Twin, Yamaha Super Tenere ve Triumph Tiger gibi büyük hacimli kardeşleriyle aynı kaderi paylaşmıştı. Ancak, BMW’lerini Rus tundralarından kamyonların kasalarında geçiren bu maceraperestler, GS’in yetkin bir çok yönlü motosiklet (ya da çok “yüksek” motosiklet) olarak gündeme oturmasını sağladılar. Bugün yollarda aşırı yüklü ve donanımlı arazi motosikletlerini yolda görme şansınız, bir Pan-European ya da FJR1300 görme şansınızdan epey yüksek.
Diğer yanda ise Honda CBF1000F ve Suzuki GSX1250 gibi, teknik özellikleri artırılmış düşük bütçeli çok yönlü motosikletler ve Honda Crossrunner ve Yamaha TDM900 gibi karışımlar görebilirsiniz. Bu noktada, her motosikletin çok yönlü olabileceğini görmek için bir adım daha atmanız gerekir; birden fazla konuda iyi olabilen her motosiklet çok yönlüdür. Suzuki GSX-R750’ye bir çift elcik ısıtma ve yumuşak arka çantalar takar ve birkaç bin km yol alırsanız; ya da BMW K1600’ü pist gününe götürürseniz, her ikisi de çok yönlü olur.
Bu en iyi “seri üretim” çok yönlü motosikletler listesini oluşturmak için, 40 yıllık tarihi gözden geçirdik ve tek yeteneği olmayan tüm motosikletlere baktık. Görünüşe göre, beklendiği kadar çok sayıda mükemmel çok yönlü motosiklet yokmuş piyasada (aslında 1980’lerin sonuna kadar hiç yok diyebiliriz); bunun etkilerini listemizde görebilirsiniz. İşte başlıyoruz; esnek kahramanlar. İyi eğlenceler.
25 KAWASAKI Z1000SX
Kağıt üzerinde harika; pratikte daha zayıf; yine de çok yönlülüğü epey hissediliyor.
24 APRILIA FUTURA
açılı V2 spor turcu gelmiş geçmiş en geniş seleyi sunuyor.
23 YAMAHA TDM900
Roadster sürüş pozisyonuna ve uzun amortisör mesafesine sahip paralel iki silindirli mi? Tipik çok yüksek motosiklet.
22 KAWASAKI er-6f
Duyarlı fiyata sahip orta sıklet güzel bacaklar ve tasarım da sunuyor.
21 KAWASAKI ZRX1200S
Fantastik ZRX1200 kaslı motosikleti hayal edin… yarım karenaj ekleyin. Alayım lütfen!
20 DUCATI ST3
VFR’nin, çekici, hava soğutmalı V2 versiyonu… sayılır. Çok gelişmiş değil; ama yeterince kullanışlı.
19 APTILIA SHIVER GT
Orta sıklet bir motosiklet için epey yapılı ve sağlam bir yol tutuş sunuyor. Yarım karenaj, çıplağa nazaran iki kat daha kullanışlı.
18 HONDA HORNET 600S
Bu güne kadar üretilmiş en kolay uyum sağlanacak orta sıklet. İklim koruması da sunuyor. Sevilmeyecek nesi var?
17 HONDA CBF600SA
Sade ve saldırgan görünüyor, güçlü ve keyifli gidiyor. Kibarca paketlenmiş ve göründüğünden daha eğlenceli.
16 TRIUMPH SPRINT ST
Başarıyla emekliye ayrılmış bir spor motosiklet gibi geleneksel spor tur deneyimi sunuyor. Güçlü, karakter sahibi ve sunduğu seçenekler kullanışlılığını artırıyor.
15 TRIUMPH TIGER 1050
90’ların ortalarından gelen dev bir patika motosikletinin, güçlü, sportif bir çok yüksek motosiklete dönüşmüş hali.
14 HONDA CROSSRUNNER
hibrid VFR800 motoru ve şasisinin, çok yüksek motosiklet kıyafetiyle ve sürüş pozisyonuyla giydirilmiş hali. Garip; ama çok kullanışlı.
13 SUZUKI GSX1250/650, F ve BANDIT
Ucuz ama esnek; basit ama harika; bu model çeşitli karenaj ve motor seçenekleriyle sunuluyor.
12 SUZUKI V-STROM 650
Büyük macera sporcusu tasarımı, çok sayıda çanta bağlayabilme imkânı, müthiş konfor ve zehir gibi bir 650’lik V2 motor.
11 YAMAHA FZS600 FAZER
Eğlenceli, karizmatik, güzel tasarımlı, son derece esnek bir orta sıklet olarak yakında klasik damgasını da hak edecek.
10 Kawasaki Versys
2006’dan günümüze; 649 cc, 8 supap,
Paralel 2 silindir, 61 bg, 188 km/s
Uzun bacaklı, emin adımlar atan ve sadece zenginlere hitap etmeyen Versys, aslında parmak ucunda duran bir ER-6f. Yine de bu küçük fark, onu güvenilir bir çok yönlü motosiklete çeviriyor. Yüksekliği onu, benzinciler arasında kat edilen 320 km boyunca daha lüks bir mekân haline getiriyor ve ayakları da yerden gelecek her türlü sıçramaya karşı daha yukarı taşıyor. Boynunu büktüğünüzde çılgın bir supermoto gibi yön değiştiriyor. Ön camı yükselttiğinizde, daha “je ne sais quoi, mais mon aeroglisseur est plein de anguilles” diyemeden kendinizi güney Fransa’da buluyorsunuz.
Öneri: En kısa zamanda standart lastikleri değiştirin.
Versys (Versatile System [Esnek sistem]in kısaltması). Bunu düşünmesi için birilerine para ödenmiş. Basitçe Kawasaki 650 Colin de diyebilirlermiş.
9 Honda VFR1200F
2010’dan günümüze, 1237 cc, 16 supap, V4, 152 bg, 251 km/s
Mesih değil; ama çok hoş bir motosiklet. Honda bize iki tekerlek üzerinde gelecek bir mucize vaat etmemiş olsaydı, VFR1200’ün doğumu daha kolay olurdu. Bu arkadaş biraz büyük, biraz uzun, biraz ağır; ama ne makine! Sanırım şaft aktarma, kaba kıvrımlar ve yanlara takılan çantalar sportif yönünden biraz ödün veriyor, değil mi? Bunu bir de Ron Haslam’a söyleyin; test motosikletimizi Siverstone’da haşata çevirdikten sonra o kadar etkilenmişti ki; bu aletle kulüp yarışlarını bile kazanabileceğini söyledi.
Öneri: Remus Hexacone slip-on susturucu. Önyargıları bir kenara bırakın. Kulak tıkaçlarınızı çıkarın. Aklınızı da bırakın
En iyi çok yönlü: El aleti
Kurbağacık, her hangi birinin alet çantasında bulunabilecek en kullanışlı alet olmalı (Simon H’nin bahsettiği ayarlı pense değil). Doğrudur, kurbağacık neredeyse ayarlı pense kadar kaba saba ve kullanımı zor bir alettir; ama biraz olsun kibarlığı vardır ve sadece çatalınızın en altındaki 12 mm’lik somunu yuvarlatmakla kalmaz, daha ince işlere de gelirler. Tek bir bilek hareketiyle bir çekice dönüşebilir, biraz daha güç isteyen tornavidayı sıkıca tutabilir ve ucundaki yuvarlak delik, kısa bir anahtarın boyunu uzatarak daha kuvvetli dönmesini sağlayabilir. Son olarak da eğer yeterince kaliteliyse onu bir anahtar olarak kullanabilirsiniz (ama fren balatasını değiştirirken kaliperi sıkmak için kullanamazsınız).
8 KTM 990SMT
2009’dan günümüze, 999 cc, V2, 115 bg, 232 km/s
Tiger 1050’den daha hafif, daha seksi ve daha iyi üretilmiş; bir GS kadar konforlu ve her yönüyle sürücüsünü kendine Multistrada kadar bağlayan bir motosiklet. Gırıldayan 990, hırçın dinamizmle, detaylara önem veren, düşünceli pratikliğin gerçeküstü bir karışımı. Aslında bu mümkün olmamalıydı (yaramaz, taşkın bir motosikletin üzerine sürülmüş bir mantık cilası); ama SMT güvenilir ve aynı zamanda da insanı kahkahalara boğacak kadar da çılgın olabiliyor.
Öneri: Orijinal yan çantalar sağlam değil. Yan ürünleri seçin.
7 BMW F800ST
2006’dan günümüze, 798 cc, 8 supap, paralel ikiz, 84 bg, 224 km/s
800 cc’lik bir spor tur motosikleti üretmek 2006 yılında pek mantıklı bir karar değildi. Görünmez bir tasarım, olgun renk seçimleri, yarı sportif duruş, ABS ve çanta; yaşasın, BMW logosu taşıyan güzel bir çok yönlü motosiklet daha ürettik. Sonra biraz daha derinlemesine baktık. Paralel iki silindirli motor, Honda’nın V4’ünden daha az tüketirken, %25 daha çok güç üretiyordu. Kayışlı aktarma sistemi, yine yeni bir icatmış hissi veriyordu ve Buell’inkine benzer dayanıklılık sorunları taşımıyordu. Yepyeni haliyle VFR’den daha ucuzdu, sigortacıları daha az korkutuyordu ve 40 kg daha hafifti. Düşünecek olursak, hala da öyle olduğunu söyleyebiliriz. Trafikte ince ve hamarat; uzun yolda geniş bir alan ve uzun bir menzil sunuyor; bozuk arka yollarda ise cesur, eğlenceli bir spor motosiklete dönüşüyor. Evet, eğlenceli. Muhtemelen en büyük sürpriz bu motosiklet oldu.
Öneri: Unutmayın, benzin pompası sağınızda olacak.
En iyi çok yönlü: Çanta
Yumuşak çantalar spor motosiklet sürücülerinin düşmanıdır. Sevgili hafif motosikletinizi çantalar, kutular ve çeşitli saçmalıklarla kaplamak istemezsiniz. Depo üstü çantalar önünüzü keser. Yumuşak yan çantaları takıp sökmek ö-m-r-ü-n-ü-z-ü-a-l-ı-r. Arka seleye takılan çantalar, düşüp arka lastiğe dolanma riskinden dolayı sürekli stres yaşatır. Bu da yanmayacak, düşmeyecek ve hareketinizi kısıtlamayacak sırt çantalarına kaldığınız anlamına geliyor. Kriega R30 su geçirmez, büyük hacimli ve konforlu. Herhangi bir eşyanız içine sığmazsa, evde bırakın. Ölmezsiniz.
6 Honda CBF1000F
2010’dan günümüze, 998 cc, 16 supap, sıralı dört silindir, 102 bg, 230 km/s
Honda kalite, detay, kullanışlılık ve her motosikletinin çok yönlü kullanışlılığıyla meşhurdur ve CBF1000F de bunun bir kanıtı. 600 ve 1000’lik modeller her zaman sorunsuz, düzgün tutumlar sergilemiştir; ama 2010’da geliştirilen model son derece kabiliyetli. Sıralı dört silindirli türbininden alınan daha fazla güç, daha büyük depo ve geliştirilmiş şasisiyle, (ayarlanabilir) sürücü alanı, dillere destan sürüş kalitesi, harika göstergeler ve en dengeli, sorunsuz yol tutuşu sunuyor. Suzuki GSX gibi motosikletler bunun yanında hantal çirozlar gibi kalıyor. Her yolda, her durumda 1000F güven içinde ilerlemenizi sağlıyor.
Öneri: Sıkıcı olduğu konusundaki yorumlara aldırış etmeyin.
5 Triumph Tiger 800XC
2011’den günümüze, 800 cc, 12 supap, sıralı üç silindir, 84 bg, 208 km/s
Eskiden rakipsiz olan Sprint ST’nin yanından dörtnala geçen Tiger 800XC, bu güne kadar üretilmiş en esnek Triumph. Tümseklerden sekerken, apekslerden geçtiğinde göründüğünden daha mutlu görünse de asfalt yolları, yol temelli motosikletlerin çoğundan daha büyük başarıyla alt ediyor. Pist gününde bu motosikletle geride kalmazsınız. Tura çıktığınızda da zorlanmazsınız. Tek depoyla 320 km menzil, büyük miktarda eşya taşıma kapasitesi, geniş oturma alanı standart konfor seçenekleri. En çok yönlü kullanım alanı sunan çok yönlü motosiklet 800XC’yi yenmek gerçekten zor.
Öneri: Çok yüksek motosiklet olduğunu bilin; patika motosikleti değil.
4 Ducati Multistrada 1200
2010’dan günümüze, 1198 cc, V2, 142 bg, 237 km/s
Macera motosikletleri hala iyi satıyor. BMW R1200GS’in üretimini yetiştiremiyor, Triumph Tiger 800’le voliyi vurdu, Yamaha, Honda ve Suzuki’nin rakip modelleri var.
Dikkatinizi çekerim, Ducati farklı bir oyun oynuyor. Bir GS özentisi tasarlamak yerine, dünyayı dolaşacak katırı, kendi yöntemleriyle inşa ettiler. Multistrada’nın koca bir gagası, yan çanta bağlama noktaları, enduro benzeri bir sürüş pozisyonu, yarı dişli lastikleri olsa da o aslında yeni bir tür her işi yapan uzmanların ilk örneği.
Yönlendirmesi süper hafif, ayrıca üstün gaz tepkileri ve orta devir gücü sunuyor, yani sportif. Tur işini de başarıyor; çünkü oturuş şekli konusunu mükemmel şekilde ele almış. Yeterli yolcu alanı, etkili bir ön camı ve Ducati’nin ürettiği en iyi aynaları sunuyor. “S” versiyonunu alırsanız, şehir içinde takılmak için bile sürüş modu var. Ayrıca, derelerden sıçrayarak geçemese de “enduro” modu çamurda fazla yanlamamasını sağlıyor. “Çok yönlü” kavramı sözlüğe girecekse, yanına “bkz. Multistrada” yazmaları gerekir.
Öneri: Dunlop Sportsmart’lar harika
3 Yamaha FZS1000/FZ1
2001’den günümüze, 998 cc, 20 supap, sıralı dört silindir, 120 bg, 249 km/s
Arada bir, bazıları, hedefi tam on ikiden vuran bir motosiklet üretirler ve zamanlaması da mükemmeldir. Sadece doğru motosiklet değil, doğru motosiklet, doğru zamanda. Fazer 1000 harika bir örnek.
Son nesil bir spor motosiklet motorunu eski teknolojiye sahip fakat yetenekli bir şasiye takmak, sonra da ona bir roadster sürüş pozisyonu vermek o kadar da efsanevi bir davranış değildi. Bandit 1200’de ve 90’larda ZR, GSX ve CB’nin 750 cc’lik versiyonlarında bunu görmüştük zaten.
Ama Fazer doğruyu yakaladı, tam da sürücülerin kullanışsız, deli işi spor motosikletleri sorgulamaya başladığı anda. R1 motoru, sulandırılmış, pörsük bir eski karması değil. Ciddi bir makine. Şasi ilham vermiyor; ama iyi çalışıyor. Tasarım kaslı ve şık olmak arasında doğru dengeyi yakalıyor. Bakması zevk veriyor, yavaş sürmek zevk veriyor, sert sürmek zevk veriyor, bozuk yollarda keyifli, selenin üzerinde bir gün geçirdikten sonra bedeni mutlu ediyor, sevmek istediğiniz zaman garajda insana zevk veriyor.
2006 yılında baştan yaratılan Fazer spora daha fazla önem vermeye başladı; ama her iki motosiklet de geçek anlamda her isteğinizi yerine getirir. Kolaylıkla.
2 BMW R1100/1150/1200GS
1993’ten günümüze, 1085 cc, 1170 cc, 71-87 bg, 195-217 km/s
“Dev patika motosikleti” sıra dışı bir konsept olmalıydı, fuarlarda insanların merakla izlediği; ama satın almadığı bir konsept. Eski teknolojiye sahip olmakta inat eden (hava soğutmalı), heyecanla dışarı fırlamış silindirler, garip bir süspansiyon sistemi ve rahatsız edici tasarımı bir araya getirirseniz, motosiklet kesinlikle çabucak unutulur.
Fakat 2011 yılında hiçbir şeyi öngöremiyorsunuz. Çirkin şehir içi motosikletleri, şehrin göbeğindeki oto parklarda yatıyor. Düşük kilometrede, noktasız güzellikler sadece güneşli Pazar günlerinde sokağa çıkıyor. Uzun yol için tasarlanmış cruiserler teneke kutular gibi ses çıkararak feribotla bir yerlere geçiyor. Birkaç sessiz kahraman da lastiklerini çamura batırıp macera motosikleti deneyimini sonuna kadar yaşamaya çalışıyor.
GS ise sadece yol dışında da gidebildiği için müthiş bir genel kullanım motosikleti değil. Tüm kusurlarına rağmen, tam anlamıyla şartlara uyum sağlayabilen esnek bir yol motosikleti. 1100 modern tasarıma geçiş yaptı, 1150 şöhreti yakaladı, 1200 ise noktayı koydu. Çok yönlü motosiklet anlayışımızı değiştirdiler, tanımı genişlettiler ve pek çok kopyaya ilham kaynağı oldular. Hiç birinin BMW’nin yarısı kadar bile başarılı olamaması durumu açıklıyor.
Öneri: Sıradan olmaktan korkmayın.
1 Honda VFR750/800/VTEC
1986’dan günümüze, 748 cc, 16 supap, V4, 92 bg, 241 km/s
Evet, bunu tahmin etmek zor olmadı. Bunu yazacağımızı çoktan tahmin etmiş olmalısınız. Sadece başkalarından farklı olmak için sahte sonuçlar yayınlamak istemeyiz: Honda VFR bu güne kadar üretilmiş en iyi çok yönlü motosiklet.
Örneğin Tiger 800XC kadar esnek olmadığını öne sürebilirsiniz. Triumph pistte VFR’nin tozunu yutar, yolda yakalar, toprakta ise kıçını tekmeler. Fazer 1000’in sürüş pozisyonunun daha hoş olduğunu savunabilirsiniz. Multistrada’nın daha kuvvetli olduğunu ve daha iyi yol tutuşa sahip olduğunu söyleyebilirsiniz. Fakat çok yönlülük amorf bir konsepttir ve derin yararlılık atmosferinin dağıldığı şu günlerde en iyiyi ölçmenin sadece bir yolu var: hangi motosiklet daha çok kişiyi, daha uzun süreler memnun etti? Bunun tek bir cevabı olabilir.
Honda’nın kül olan V4 hanedanlığından 1986 yılında doğan VFR750 asla bir spor motosiklet olmadı. O, RC30’un rolüydü. Yeni yarış replikalarının performansıyla yarışmakta isteksiz VFR, daha önce var olmayan yeni bir Pazar yarattı. En başından itibaren çok yönlü bir motosikletti o. Kullanışlı, pratik, gösterişsiz, pist odaklı olmayan; ama tur için de tasarlanmamış. İstediğimizin hoş motosikletler olduğunu bilmediğimiz zamanlarda üretilmiş, sadece ve gerçekten çok çok hoş bir motosiklet.
Yıllar geçtikçe VFR biraz büyüdü, yeni şasi tarzına, daha iyi lastiklere ve daha keskin frenlere kavuştu. Tasarım değişti; ama gerekli hatlar korundu: zayıf tam karenaj, sportif sayılabilecek sürüş pozisyonu, yönetilebilir yol tutuş ve performans. 1998 yılında motor büyüdü ve yakıt püskürtme sistemi eklendi. 2002 yılında tasarım daha keskin hatlara kavuştu ve motora VTEC değişken supap zamanlaması eklendi. Ancak prensipler aynı kaldı. Yüz binlerce müşteri tarafından satın alındı ve hiç birinin motosikletinden pişman olduğunu hayal bile edemiyorum.
Honda VFR’yi üretmeye ve sütünü sağmaya devam ediyor. Son zamanlarda Crossrunner’ı piyasaya çıkardılar; özünde 2012 yılı için yeniden paketlenmiş bir VFR. Bir yıl önce başrolde daha büyük, daha ihtişamlı VFR1200 vardı. Gelecek yıl 1200 Crosstourer VFR temasının başka bir varyasyonu olacak.
800’ün bunların hepsinden daha uzun yaşayacağına bahse varız.
Öneri: Bir egzoz takın ve o V4’ün sesini dinleyin.