Yazar: Moe
Atalarımızın dediği gibi; Ucuz etin yahnisi yavan olur, ya da ne kadar ekmek o kadar köfte… Bu atasözünü bir çok alanda layıkıyla kullanmak mümkün, ilaçlar olsun, cep telefonu olsun, ikinci el motosiklet alırken olsun aklınıza ne gelirse! Biz Türkler çok uyanık insanlarız, herhangi bir eşyaya bakarken bu niye ucuz ya da şu neden bu kadar pahalı diye sormadan edemeyiz, içimizi yer bir kere! Ama gerçekten güvendiğimiz bir ürünü piyasa fiyatının yarısına aldıysak da keyfine doyamayız…
Peki sağlığımızı, hatta canımızı emanet ettiğimiz motosiklet kıyafetlerinde durum nasıl? Gelin birlikte bakalım.
Atalarımızın bu sözlerinin etkisi, motosiklet giyim sektöründe daha da anlam kazanıyor; çünkü burada bahisler oldukça büyük, hayatınız söz konusu! Gün geçtikçe büyüyen bu pazarda ise sürücüler hangi markadan ne beklentilere gireceğini biraz daha kesin çizgiler ile belirleyerek, giderek bilinçli hale geliyor.
Hangi markaların daha fazla “güvenlik” hissiyatı verdiğini sorsak, her motosiklet sürücüsünün ortak cevap vereceği bir kaç firma ortaya çıkacaktır eminiz. Ancak maalesef, bu güvenlik o kadar da ucuza gelmiyor. Ve özellikle hevesli “genç” kitle, bir an önce kaliteli ama ucuz koruma seçenekleri ararken buluyorlar kendilerini. Bunu da; aşağıda fotoğraflarını da görebileceğiniz, yaşanmış “gerçek” bir örnek ile açıklayalım:
Sahte ürün solda, orijinal ürün sağda
Genç ve çaylak sürücü, daha yeni aldığı motosikletinin yanına park etmiş “tecrübeli” bir motosikletliyi görür bir gün.
“Güzel motosikletmiş” der ihtiyar motosikletçi, gencin motosikletini göstererek.
“Teşekkür ederim, alalı çok olmadı.” der bizim çaylak da.
“Yenisin ha, o zaman dinle” der ihtiyar, ve sokağın bir aşağı ucuna bir de yukarısına kaçamak bakışlar fırlatıp, gizemli bir ses tonuyla; “Daha önce hiç Dainese derilerini duymuş muydun?” der.
Genç motosikletçi elbette Dainese ismini duymuştur. İki tekere gönül vermiş her sürücü bu markayı bilmez miydi? Bizim çaylak bu tür derilerin hayalini kursa da, en üst seviye bir korumayı karşılamaya o an için gücü yetmezdi maalesef…
Çocuk bildiğini gösterircesine kafasını sallar.
İhtiyar, kendisini duyabilecek biri var mı diye çevresine şöyle bir bakınır ve genç adama fısıldar:
“Şansa bak ki, elimde iki parçalı tulumlar var. Hem de direkt olarak fabrikadan çıkma… Bilirsin, fabrikanın arka kapısından çaktırmadan çıkarılanlardan… Sana gerçekten reddedemeyeceğin bir teklif yapabilirim!”
Taklit ürün, iç astarından bile kendini ele veriyor: Kalitesiz, baştan savma dikişler ve kalitesiz malzeme yukarıda görülüyor…
Ceketin alt kısmındaki Velcro’lar (cırt cırtlar)… Orijinal ürünü ayırt etmek son derece kolay.
Biraz düşündükten sonra, “Çalıntı mı bunlar?” diye sorar çaylak motorcu, enayi yerine konacak adam değildir tabi!
“Hayır!” der ihtiyar, korkuyla kollarını kaldırır. “Ben bir hırsız değilim! Al, istersen bu da kartım. Ben resmi bir dağıtıcıda çalışıyorum. Bu modeller stok sonu, ve fabrikada artık fazlalık oluşturuyorlar. Gereksiz stok, gereksiz maliyet anlayacağın… Fabrika bunları içerideki çalışanlarına ayrıca dağıtıyor, onlar da bir şekilde farklı ithalatçılara ulaştırıyorlar. Benim arkadaşım da bana vermek üzere senede iki defa İtalya’ya gidiyor bu şekilde…”
Elbette genç adamın fabrikanın aslında Ukrayna’da olduğunu bilmesine imkan yok. Ve böyle bir durumda bu “arkadaşın” Kiev’e gitmesi gerektiğini bilmesine de…
İlgisini çekmiştir, “Ne kadar peki?” diye sorar genç adam.
“Bak evlat, önemli olan; piyasadaki en koruyucu kıyafetler ile kendini güvende hissetmendir bana kalırsa… Şöyle diyelim, sana pantolon ve ceket takımını 1000 liraya veririm. Hem de full kanguru derisi.”
Müthiş fiyat, öyle değil mi? Hem tamamen güvenlik ile ilgili, piyasanın en iyisi, üstüne kanguru derisi; hem de o kadar da “duygusal” değil…
Genç motorcu da öyle düşünür. Birbirlerinin maillerini ve telefon numaralarını alırlar. Ve alışverişi yapacakları yer ve zamanı kararlaştırırlar…
Çaylak sürücünün yapacağı tek şey; bedenini ölçmek, parasını çekmek ve deri takımını almak üzere buluşma yerine gitmektir. Bu kadar basit.
Ceketlerin kol kısımlarını yukarıdaki fotoğrafta görmek mümkün… Sol taraftaki sahte ürün, sağdaki ise orijinal Dainese.
Sahte ürün yaka/boyunluk kısmı…
Alışveriş pürüzsüz şekilde gerçekleştirilir… Deriler Dainese’dir, her tarafında “Dainese” yazdığına bakılırsa…
Genç adam mutluluktan havaya uçmak üzeredir. Sadece inanılmaz bir fiyat ile ihtiyacını gidermemiştir, aynı zamanda deri ile müthiş bir tarz yapmıştır. Hem de en iyi markalardan biri ile!
Ancak şöyle “ufak” bir sorun vardır ki, aldığı parçaların orijinal ürünler ile uzaktan yakından alakası yoktur!
Çaylak motorcunun almış olduğu “güya orijinal” Dainese’ler, Pakistan’ın Sialkot şehrinde üretilen “çakma” diyebileceğimiz derilerdendir. An itibariyle Sialkot’ta 200’den fazla motosiklet giyim şirketi kayıtlıdır. Ve gerçek manada binlerce küçük şirket, bu “motosiklet giyim” şirketlerine futbol topu malzemelerinden bisiklet giyime, “güya orijinal” Dainese’lerden Alpinestars’lara mal tedarik ederler…
Bu şirketler bir çok popüler online alışveriş sitelerine de ilan verirler .Hatta yukarıdaki örnekteki genç kardeşimizin yaptığı gibi, üstüne birde “pozitif rep/yorum” alırlar…
Motosikletine ilk önce sağlam birer lastik almakta bile güçlük çeken; hiç bir şeyden şüphelenmeyen, saf ve genç sürücüler bu kitle için kolay hedeflerdir… Gençlerin “marka” takıntısı da kendilerini kolay lokma haline getiren bir diğer etmendir bu konuda… Bu en kaliteli şirketlerin “ucuz” ürünlerini gördükleri anki bakışı bile, bu tür uyanık şahısların gözünde “Çabuk paramı alın!” diye bağıran bakışlardan bir farkı yoktur.
Ve alınan bu vasıfsız deriler, ilk kaza anında paramparça olur… Ya da “marka düşkünü” gençler için daha kötüsü, grupları içerisinde aldıkları derilerin çakma olduğu ortaya çıkınca, “gururları” paramparça olur… Sonuç; her türlü hüsran.
Orijinal ürün solda, sahtesi sağda. Ucuz fermuar, yamuk esneme panelleri ve kaymış dikişler göze ilk batan ayrıntılar.
Eğer neye baktığınızı iyi biliyorsanız pantolonları da ayırt etmek oldukça kolay. Orijinal üstte, sahte ürün altta…
Soldaki sahte ürünün ne olduğu belli olmayan(?) slider’ı amatör bir şekilde tutturulmuş… Dizinizi yere koyunca yerinde kalır mı dersiniz?
Bu olayların doğruluğu, gerçekten “resmi” tedarikçilere sorulduğunda ise, “arka kapıdan çıkma Dainese” gibi, ya da “fabrikadan sızdırılmış Sidi bot” gibi bir şeyin söz konusu bile olamayacağı anlatılıyor. Bu tür ürünlerin sahte üretim olduğu açıklanıyor ve alınan bu tür ürünlerin pazardan alınan bir kazak, yelek değil; derinizi, etinizi ve kemiklerinizi koruyan kıyafetler olduğunu unutmamak gerektiği belirtiliyor…
Bu durumda yazımızın başındaki “ucuz etin yahnisi yavan olur” atasözünü bir daha hatırlatmakta fayda var…
Kişisel Görüş: Siz siz olun, alabileceğiniz en güvenli ve sağlam ürünlere yönelin. Evet, ilk bakışta bu “kaliteli” ve nereden geldiği belli ürünler pahalı gelebilir… Ancak şunu düşünün, elinizin, ayağınızın, bacağınızın, kafanızın; yani vücudunuzun değeri nedir? Ameliyat masrafları ve sakatlığın? Motosiklet en ufak sakatlıkla bile bir daha sürülemeyecek bir araçtır, bu yüzden lütfen güvenliğinizi ihmal etmeyin. Ve yaz-kış mutlaka kask, bot, eldiven, motosiklet ceket ve pantolonu giyerek aracınızın selesine oturun…
Motoron ailesi güvenli ve kazasız sürüşler diler!
Yorumlar
Loading…