Doğu bölgesinin en önemli üreticilerinden biri olan Bajaj, Pulsar 200NS’in başarısından sonra KTM ile olan ortaklığı sayesinde yeni bir motosiklet geliştirdi. Fakat bunu akrabası olan KTM gibi naked değil bir power cruiser olarak tanıttı. Çok tartışıldı, çok merak uyandırdı ve biz de artık dayanamayıp gidip test ettik…
Şimdi öncelikle “power cruiser” nedir onu bir açıklayalım: Normal bilinen cruiser tipinden biraz daha farklı olarak daha kaslı gözüken, dik oturuşlu, güçlü bir motora sahip ve viraj kabiliyeti de iyi olan bir motosikletten bahsediyoruz. Aslında buna en iyi örnek olarak Ducati Diavel’i verebiliriz. Zaten Dominar’ın da bir çok yönde Diavel’den esinlenmeler taşıdığını da görebiliyoruz…
Öncelikle motoru 373cc ve alt blok olarak KTM Duke 390 ile aynı. Peki ne farklı? Öncelikle üst kapak daha uzun ve Duke’da olduğu gibi aluminyumdan değil dökümden yapılmış. Piston’un yanma odası içinde gidip geldiği mesafe daha uzun olduğu için biraz daha az devir çeviriyor ama bunu tamamen alt devirden itibaren dopdolu tork vermesi amacıyla yapmışlar. Bu ayarlamalar sayesinde motor 35 beygir fakat 35 NM’de tork veriyor. Ayrıca konulan 3 bujili sistem sayesinde daha verimli yanma ve yumuşacık gaz tepkileri elde edilmesi amaçlanmış. Bunda da başarılı olunduğunu düşünüyorum. Bunlara ek olarak bir de kaydırmalı debriyaj eklenmiş.
Şehir içinde gezerken bu tork olayı müthiş işe yarıyor. Sürekli vites düşürmeye gerek duymadan araçların arasından 2. ve 3. vitesleri kullanarak geçmek mümkün. Bu büyük bir rahatlık olmuş. Aynı zamanda bu torku sayesinde 80-90 ile giderken 6. viteste biraz gaz vererek hemen 110-120 aralığına geliyorsunuz bunu da beğendim. Üç bujili sistem sayesinde gaz tepkileri yumuşak ve yakıt tüketimi de gerçekten düşük. Sakin gittiğinizde 2.8LT/100km ortalama ile gezmek mümkün. İşi biraz cıvıttığınızda bile tüketimi 3.5 litre üzerine çıkartmak biraz zor. Deposu 17 litre ve normal kullanım ile bir depoyla 350KM yapmak mümkün. Nispeten düşük bir devir olan 9000’de devreye giren kesici ve elcikler ile seleye gelen titreşim biraz can sıkıyor. Bunlar dışında motorla ilgili hiçbir problem yok. Yumuşak gidişi, torku ve düşük yakıt tüketimi ile günlük kullanımda çok mutlu edeceğini düşünüyorum.
Tasarımı muazzam. Öndeki LED farlar müthiş güzel aydınlatıyor ve görünüşü de bir o kadar iyi. Motosiklet oldukça kalıplı duruyor. Stoplarda da LED kullanılmış ve Diavel’in esintileri burada iyice fark ediliyor. Tasarımda en beğendiğim şeylerden biri ise motosikletin jantları oldu. Mat siyah ile boyanan jantların kenarları tıraşlanarak oradaki metalin gözükmesi sağlanmış. Yine burada da bir Diavel esintisi görmek mümkün ama kim ne derse desin çok yakıştığını ve motosiklete kaliteli bir görünüm kattığını düşünüyorum. Kullanılan metalik boya da çok güzel gözüküyor. Sonuç olarak plastik parça kalitesi, birleşim yerleri, kaynak noktaları ve boya kalitesi bir Japon motosikletten aşağı kalır değil hatta benzer klasmandaki bazı motosikletlerden daha iyi. Her şey yerli yerinde ve Bajaj’ın parça ve işçilik kalitesi için özel olarak uğraştığı belli oluyor.
Kadran tasarlanırken 13 bin devire kadar gösterge konmuş. Bu beklentileri biraz yükseltiyor ve motor 9000 de kesiciye girdiğinde biraz hayal kırıklığına uğruyorsunuz. Bunun dışında kadranda 2 adet tripmetre, KM sayacı, hız göstergesi, yakıt göstergesi ve saat var. Vites göstergesinin olmaması yeni başlayanlar için biraz eksi bir durum. Kadran güneşte de rahat okunuyor. Bir de depo üzerine ufak bir gösterge paneli yapmışlar. İlk fotoğraflar çıktığında burada bir hız göstergesi olacağı gözüküyordu fakat sanıyorum maliyetsel düşünceler ile bundan vazgeçilmiş. Buradaki ekrana motor ile ilgili uyarı ışıkları konmuş.
Oturuş pozisyonu dik ve sele oldukça rahat. Hem artçı hem de sürücü için bolca alan var. Kullanılan sele kaplaması kaymıyor ve sürücüyü tutuyor. Özellikle artçı selesini geniş tutmuşlar ki buraya yolculuk yaparken kuyruk çantası, kamp ıvır zıvırı, yol gereksinimleri gibi şeyleri rahatça bağlayabilelim ve artçımız da yolculuk yaparken geniş sele sayesinde kendini rahat ve güvende hissetsin. Kullanışlılığa oynayan güzel bir detay olmuş.
Sürüş sırasında motosiklet beklediğimden çok daha aktif ve isteklerime karşılık verir cinsten. 43MM’lik ön süspansiyonlar KTM Duke 390 ile aynı çapta fakat Duke’ta olduğu gibi ters bağlanmış ve sert bir süspansiyon yerine düz bağlanmanmış ve biraz daha yumuşak bir süspansiyon kullanılmış. Virajlarda beklediğimden çok daha iyi ve yatırmak istediğinizde hiç mızmızlanmayıp isteklerinize tam şekilde uyup çizgisini de hiç kaybetmeden gidiyor. Benim sürüş sırasında en önem verdiğim şeylerden biri olan viraj performansından Bajaj Dominar 400 başarıyla geçti. Yumuşak tarzda olan süspansiyonlar virajda iyi iken bozuk zeminde de iyi iş çıkartıyor. Hindistan yolları bizim yollarımızdan 10 kat daha beter olduğu için Bajaj burada Ar-Ge yapacak bolca zamana sahip olmuş olmalı.
Üzerindeki MRF lastikler için firmanın çok uğraştığını ve özel bir hamur kullandığı bana iletilmişti ve ıslak performansını deneyemedim fakat kuru zeminde bence gayet iyi. Gayet agresif şekilde girdiğim virajlarda bile hiç yüzümü kara çıkartmadı.
Frenler ABS ile donatılmış ve bu ABS sistemi Bosch tarafından üretilmiş. 320MM’lik ön ve 230MM’lik arka disk frenlerin ısırma hissi güzel. Durmak istediğinizde çok rahat bir biçimde durabiliyorsunuz. ABS’yi 1-2 kez devreye soktum ve okuyucu çözünürlüğünü beğendim. Mükemmel çalışıyor hiçbir sıkıntı yok.
Sonuç olarak Bajaj Dominar 400’ü genel olarak çok beğendim. Parça kalitesi ve güzel görünümü benden kesinlikle geçer not aldı. Biraz titreşim harici motorda da hiçbir sıkıntı görmedim. Özellikle son zamlardan sonra 18,900 liralık fiyatı ile verdiği donanıma kıyasla ucuz kaldığını net bir şekilde söyleyebilirim. Eğer günlük kullanmak için hem güçlü hem parça kalitesi iyi hem de düşük yakıt tüketimine sahip bir motosiklet arıyorsanız Bajaj Dominar 400 sizin aradığınız çözüm olabilir. Şu sıralar test sürüşlerine de açık. Aklınıza takıldıysa gidip bir test etmenizi mutlaka öneriyorum…