Yazar: Batuhan Emrem
Döneminin teknolojik modellerinden olan CX 500’e retro bir dokunuş.
Kingston Custom ekibi yeni bir proje için gözüne eski bir CX 500’ü kestirmiş. Bu motosiklet, 60’lı yılların sonları 70’li yılların başları arasındaki dönemde dünyadaki motosiklet pazarının yeni kralı olmaya başlayan japon motosikletlerinden birisi ve bu motosikletler arasında başı çeken Honda’nın geliştirdiği önemli modellerden birisiydi. Bu dönemde Honda, birçok farklı motor bloğu konfigürasyonunu denemiş ve CX 500 ile günümüzde örneklerini sıklıkla Moto Guzzi’lerde görebildiğimiz enine yerleştirilmiş sıvı-soğutmalı (Guzzi’lerin aksine) çift silindirli V motoru CX 500 modelinde kullanma kararı almıştı. 1981 yılına gelindiğinde ise Honda, CX 500’ün motorunu turbo beslemeli hale getirme girişiminde bulunmuş böylece turbo CX 500’ün gücüyle birlikte fiyatı da artmıştı. Ne yazık ki turbolu motosiklete olan ilgi fazla olmadı ve bu özel motosiklet yalnızca iki sene üretilebildi.
Gelelim Kingston Custom tarafından bir café-racer haline getirilen bu özel yapım CX 500 Retro’ya. Yapıldığı dönemde asla eskiyi andıran bir motosiklet olmak için üretilmedi. Tam tersine çağına göre ileri teknolojiye sahip bir naked motosiklet olma amacıyla geliştirildi. Bu sebeple ona retro bir görüntü kazandırmak pek de kolay değil. Ancak buna rağmen Kingston ekibinin iyi iş başardığı söylenebilir. Motosikletin retro ve daha klasik bir görüntüye sahip olmasında en büyük etken elbette boyası. Metalik kahverengi rengiyle boyanan gövde şasi ve jantlar ile istenilen klasik hava yakalınılırken aynı zamanda daha elegans bir görüntü elde edilmiş. İkincil renk olarak seçilen kemik rengi ise deponun detaylarında ve egzoz borusunda kendisini göstererek motosikelti sütlü kahve kıvamına sokuyor.
Tek kişilik sele café-racer’ların olmazsa olmazı. Alman custom ustaları bu konuda da seçimlerini klasik tarzı pekiştiren ve gövde rngine yakın bir kahverengi deri seleden yana kullanmış. Motorun yanından kafa çıkartan silindir başlarından uzanan egzozlar önce aşağıya doğru eğilirken daha sonra mat siyah renkteki susturucularla yukarı doğru yükseliyor. Bu şekilde CX 500 Retro’nun güçlü ve agresif bir görüntü kazanmış ki böyle olması oldukça doğal; ne de olsa bir café-racer. Kahverengi elciklere sahip alçak gidonu ile yarışçı kimliğini belli eden retro yarışçı önde 19 inch ve arka 16 inch ölçülerine sahip yıldız formundaki özel jantları Avon lastiklerle donatılmış. Bu ölçüler yarışçı modellerde pek tercih edilecek türden değil, bu sebeple ona daha çok bir cruiser havası kattığı bile söylenebilir ki önde bulunan siperlikli tek far motosiklete Amerikan bir Harley-Davidson bakışı veriyor.
Kingston Custom ekibi tarafından yaratılan CX 500 Café-Racer aslına bakılırsa pek bir yarışçı gibi durmuyor. Ona daha çok gençliğinde sokaklarda fırtına gibi esip birçok café’nin bitiş çizgisine ilk sırada gelen eski bir şampiyonun artık emekliye ayrılıp daha sakin ve elegans bir hayat süren havası hakim. Hey gidi günler hey… Biz bu yaşlı kurta saygılarımızı sunuyor, onu hazırlayan Kingston Custom’a ise şapkamızı çıkartıyoruz.