in

Hudut Önceliği

Park etmiş araçlarının içerisinde püfür püfür klimasını
açmış, müziğini dinleyerek bekleyenlerin arasından 32 derece sıcakta astronot
gibi giyindiğin kıyafetlerinle ilerlemeye çalışırken haliyle sucuk gibi terliyorsun.
Yetmiyor, motorun fanı açınca aşağıdan bir fön makinesi gibi elbise üzerinden
tütsüleniyorsun. Adı bende kalsın, bir sınır kapımızdan bahsediyorum. Sonra
gümrük muhafaza ablamız “Ayıp olmuyor mu bu kadar insana, herkesin önüne
geçiyorsun” diyor.

İngiltere ve Kuzey Avrupa ülkeleri hariç neredeyse
hepsinin birçok sınır kapısından geçmişimdir. Ayağı yere basacak oranda
sallıyorum ama sanırım 300-400 kez bu geçişi yaşamışımdır. Bir kez
Montenegro’ya Adriyatik tarafından girerken bariz gıcıklıkla karşılaştım bir
kez de Hırvatistan’a. O da kulak tıkacım nedeniyle söylenenleri anlamamamdan
kaynaklanmıştı. Bunların haricinde her defasında motosikletimle kuyruğun en
önüne geçmiş ve hem kuyrukta bekleyenlerden hem de görevlilerden sempati
görmüşümdür.

Elbette sınır kapısına 30 motosiklet yığılıp herkesin
önüne geçip saatlerce ortalığı bloke etmekten bahsetmiyorum. O zaman da birer
birer aralara serpişip geçildiğine şahit olmuşumdur. Hatta bizzat görevliler
tarafından bu şekilde yönlendirildiğim grup gezilerimi hatırlıyorum.

Elbette kimsenin hakkının yenmesini, saygısızlık
edilmesini istemem. Ama motosikletlerin geçiş önceliği hele bu gibi durumlarda
her zaman vardır. Kimsenin aracından inmeden tıkır tıkır geçiş yapması gereken
yerde insanları öbek olarak ellerinde pasaportlarıyla o bankoda kabul ediyorsan
geçmiş olsun. Önce oradaki düzensizliği gidermen gerekir.

Kışın sıcakta, yazın serinde, müziğini dinleyip rüzgar
sesi duymadan gitmenin konforuyla; kendi başına ayakta duramayacak, doğal
şartlarla birebir bütünleşen bir araçtan bahsediyoruz burada. Kısacası bir araç
kuyruğu varsa motosikletler otomobillerin önüne geçer, nokta. Bu durum; ister
sınır kapısında olsun ister vapur kuyruğunda, ister otoyol gişesinde olsun
ister otopark girişinde öncelik motosikletindir.

Bunun için bir genelge olması, kanun maddesi yazılması
gerekmez. Bu, medeniyet ve empatiyle gelişen bir ikram biçimidir. İkramlar
ihtiyaca binaen düzenlenir. Elinde bisküvisi olmayana bir tane ikram edersin.
Ayakta olana boş koltuğu sunarsın. Sulandırmak istemiyorum ama buradaki ihtiyaç
bir anlamda acizlikle, yetersizlikle de ilgilidir.  Neredeyse her durumunda motosiklet ve
sürücüleri avantajlıyken konu beklemek olduğunda doğal olarak korunmasız
olmaları nedeniyle üzeri kapalı araçlara göre daha savunmasızdır. Burada sadece
bir konfor eksikliğinden bahsetmiyorum. Öyle olsaydı yazın klimasız araçların
klimalıların önüne geçmesi gerektiği gibi daha da detaylara girebilirdik.

Bunu sadece kişilerin araç tercihi olarak değerlendirip;
“Bana mı sordu motosiklete binerken, beklesin dingil” diyen kitlenin bu
yaklaşımının bize mahsus yeni bir kültür ürünü olduğunu düşünüyorum. Çünkü
birinin bize göre daha avantajlı duruma geçmesinin hazmedilemediği ve tüm
ayrıcalıkların sadece bize sunulması gerektiği yanlış algısının altında
gizleniyor her şey.

Bu yüzden havalimanı kuyruklarında
bebekli çocuklu aileleri kenardan çağırır görevli. Acizlik, ihtiyaç, ikram
üçgeni tam olarak aynı gerekçeyle girer devreye. Ama ne var ki tüm bu
sıralamaları yapmak için öncelikle gerçekten hak, hukuk, hakkaniyet, adil olma
gibi içsel evrimlerin tamamlanmış olması gerekir.

Zor tabi haliyle.

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0

Hiç İstemediğiniz Halde Limitlerinizi Zorladığınız Oldu Mu?

İçimizdeki sevgi yeter!

REKLAM