Yazar: Moe
Husqvarna’nın uzun süredir merakla beklenen
iki yeni modeli 701 Enduro ve holigan kardeşi
701 Supermoto’yu test etmek için
Lagos Portekiz’deyiz.
Tarihçe
İsveç’in güneyinde yer alan, Huskvarna şehrinde kurulan ve kurulduğu şehrin ismini alan “Husqvarna” markasının tarihi, daha bisikletlerin bile icat edilmemiş olduğu 1600’lü yıllara dayanıyor. İlk önce tabanca ve tüfek üretmeye başlayan firmanın amblemine baktığınızda namludaki “Gez ve Arpacık”dan esinlenilmiş figürü hala görebilirsiniz. 1896 yılında ise, diğer birçok motosiklet firması gibi, Husqvarna da motosiklet serüveninden önce bisiklet üretimine başlamış oluyor.
Marka ilk motosikletini, daha doğrusu “motorlu bisikleti”ni ise 1903 yılında üretiyor ve o yıldan günümüze kesintisiz olarak üretim yapan en eski marka olma unvanını da elinde bulunduruyor. Lafı fazla uzatmadan flash forward yapalım ve yazarlarımızdan Batuhan Emrem’in kaleme aldığı markanın devir tarihine şöyle bir bakalım:
• 1977’de İsveç’in bir başka büyük kuruluşu olan Electrolux, Husqvarna’yı satın alıyor.
• 1987’de Husqvarna’nın motosiklet bölümü, bir başka motosiklet üreticisi olan İtalyan Cagiva tarafından satın alınarak MV Agusta bünyesine katılıyor. İtalyan Husky’ler olarak bilinen motosikletlerin üretimine, Varese’deki fabrikada başlanıyor. Durum böyle olunca markanın tamamının İtalya’ya taşınması ile Husqvarna’nın çekirdek geliştirme ekibi, markanın köklerinin İsveç’te kalması adına firmadan ayrılarak 1988’de Husaberg’i kuruyorlar.
• Milenyumdan sonra, 2007 yılında Alman üretici BMW, off-road motosiklet gamını genişletmek için Husqvarna’yı satın alıyor.
• Son olarak 2013’te Husaberg’in sahibi Pierer Industries AG Husqvarna’yı satın alarak, birbirinden kopan bu iki markayı tekrar bir araya getiriyor. Bu sayede Husqvarna motosikletlerinin rengi tıpkı Husaberg’ler gibi yeniden İsveç bayrağının Husqvarna yı renklerine bürünüyor.
Not: Yine Pierer Industries’in sahip olduğu Kiska, KTM ve WP süspansiyonlarının isimleri, muhtemelen bu satırdan itibaren karşınıza bolca çıkıyor olacak.
Husqvarna 701 Enduro
Bu İsveç bayrağı renklerinden nasibini almış, beyazlar içerisindeki yakışıklı motosiklet Kiska dizayn stüdyosu tarafından “yeniden” tasarlanmış olsa da, aslında KTM 690 Enduro R’dan devşirilme bir model. Öyle ki; biraz detaylı kurcaladığınızda hala motor bloğunun sağında solunda “KTM LC4” damgasını görebilmek mümkün. Her ne kadar adında 701 geçiyor olsa da, motor hacmi KTM 690 Enduro R’da olduğu gibi aslında 690cc. Markaların marketing departmanlarından çıktığını öngördüğüm bu cikcilli numaralandırmalar şu aralar çok revaçta; falan 701, feşmekan 959, dartanyan 301. Yahu şunların santimetreküp ayarındaki gerçek hacmini direkt yazıverin, en azından altımızdaki küheylanın ciğer ölçüsü yürüsün, değil mi? Biz konusu açılmışken motor bloğuna şöyle bir yakından bakalım.
Sıvı soğutmalı, SOHC, tek silindirli, 7000 devirde 67 beygir max. güç üreten ve 6500 devirde de 67Nm’lik bir max. tork değerine sahip motor bloğu, motosikletin hafifliğiyle beraber oldukça atik bir sürüş karakteristiği vaat ediyor. Bir Husqvarna motorunda ilk kez kullanılan ride-by-wire teknolojisi sayesinde 46 mm’lik Keihin gaz kelebeklerinin kontrolünü 3 mod ile elinizin altına alabiliyorsunuz; Standart, soft (yumuşak kullanım) ve advanced (Extreme sürüşler için ileri seviye sürüş modu) KTM’nin imzası haline gelen boru şasi, turunculu firmanın geleneği sürdürülecek şekilde bu modellerde de karşımıza çıkıyor. Ayrıca hem şasi parçaları hem de süspansiyon sistemlerinde kardeş firma WP’nin imzasını görüyoruz. WP tam ayarlanabilir süspansiyonlara yakından baktığımızda; ön ters teleskopik takımda sağ amortisörden geri sekme ayarı, sol amortisörden ise sıkıştırma ayarı yapılabiliyor.
Arka tarafta ise yine WP linkli monoşok bir model tercih edilmiş. Oldukça torklu ve atik olan motosiklette kaydırmalı debriyaj ve dağ bayıra çıkınca kapatılabilen yeni jenerasyon Bosch ABS sisteminin standart olarak yer alması ayrıca sevindirici. Bu sayede yüksek bantlarda vitesi agresif bir şekilde düşürseniz bile arka lastiği kilitleme korkusu olmadan, daha akıcı bir şekilde vites pedalı ile oynayıp virajınıza/ manevranıza bakabiliyorsunuz. Görevini denediğimiz kadarıyla gayet başarılı bir şekilde yerine getiren Adler Power Torque (APTC) hidrolik kaydırmalı debriyaj, güvenlik hanesine bir artı yazdırmanın yanı sıra, sağladığı yumuşak debriyaj kolu hissiyatı ile konforunuza da katkıda bulunuyor. Şehir içi sürüşlerinde büyük kolaylık…
Enduro modelinin 21 inç ön ve 18 inç arka tel jantlarında gelen Continental TKC 80’ler arazide gayet başarılı. Zorlu zeminlerde arka tekerden güven verici ve tutarlı bir şekilde tutuş yakaladığınızı hissederken, önde tek papatya disk ile desteklenmiş fren sisteminin de yardımıyla elinizin altındaki bir avuç dolusu durduruş gücüne dilediğiniz gibi hükmedebiliyorsunuz. Çevik bir motor, başarılı WP süspansiyonlar, yere çivileyen Brembo frenler (önde iki, arkada tek piston disk), işçilik detayları ve malzeme kalitesi bu motosikletlerde kaliteden ödün verilmek istenmediğini hissettiriyor. Lansmanda bu motosikletler ile alıp seyahate çıkılabilmesi için depoların büyütülmesi, ergonomilerin geliştirilmesi, sele rahatlığı vs. anlatılmasına rağmen, yine de pratikte bir kaç sıkıntısı mevcut.
4 zamanlı • tek silindirli • 690 cc • 67 bg, 13 litre • sele yüksekliği 910 mm (890mm) 6 vites • ağırlık 145 kg
Örneğin, aynı segmentteki birçok modelde alışıldığı üzere, gösterge tablosunda neredeyse hiç bir bilgi yok, minimal olarak sürat ve tripmetre mevcut. Yakıt veya devir göstergesi bulunmuyor, rezerv depoya geçtiğinde ise neyse ki bir uyarı ışığı yanıyor! Bu devirde seyahate çıkmak isteyen, maalesef bu bilgilerden daha fazlasına ihtiyaç duyuyor. Ve her ne kadar test parkurunda çok kullanmaya ihtiyaç duyulmasa da, fark ediyoruz ki redline’a doğru artan devir ile aynalardan aldığınız görüntü netliği ters orantılı olarak değişiyor. Çözülemeyecek türden olmasa da küçük bir sorun.
İki modelde de sıfırdan tasarlanan sele, KTM’ninkinden daha konforlu ve kaliteli bir his uyandırıyor.
Husqvarna 701 Supermoto
Kiska’cıların maharetli ellerinden çıkan diğer bir model Husqvarna 701 Supermoto’nun da, KTM 690 Enduro R’ın supermoto kardeşi olan 690 SMC R’dan devşirildiğini duymak bizde olduğu gibi sizde de şok etkisi yaratmayacaktır diye tahmin ediyoruz. Ailenin yakın kuzenleri KTM 690, Enduro R ve 690 SMC R modelleri; yakın zamanda dönmemek üzere başka galaksilere yelken açarken, yeni ve dinamik Husqvarna 701 Enduro & Supermoto’nun Avusturya orijinli ailenin yeni gözbebekleri durumuna gelecek gibi görünüyor. Doğruluğu kesin olmamak ile beraber aldığımız duyumlar, 2016 senesinden itibaren bu iki modelin, KTM tarafından satışa sürülmeyeceğini yönünde.
Bu durumda turunculu 690’lar, İsveç bayrağı renkleri ile bezenmiş 701’lere bayrağı devir ediyor ve en azından aynı grup çatısı altındaki segment rekabetinin kapısını da kapatmış olacaklar. Motor bloğuna kısaca bakacak olursak, Enduro modelinde olduğu gibi, Supermoto 701’de 690cc tek silindir, sıvı soğutmalı, 6 vitese sahip, APTC hidrolik kaydırmalı debriyaj ve ride by wire sistemi ile gelen 3 farklı sürüş modu ile desteklenmiş bir motor bloğu bizi karşılıyor. Özellikle bu motor bloğunun, aynı bloğun revize halini kullanan ve yaklaşık 75’lik bir güç üreten 2016 KTM Duke 690 R’dan önceki “en güçü tek silindirli motor”a sahip olduğunu hatırlatmakta fayda var, bu bir zamanların rekortmen motorunun hala müthiş keyifli olduğu fikrini ise kesinlikle değiştirmiyor.
Ne demişler mey biter saki kalır; isim gider, performans baki kalır! Enduro modelinden farklı olarak bu “asfalt holiganı”nın fren sistemlerinde, supermoto pist simülasyonları da düşünülerek bir iyileştirilmeye gidilmiş. Önde, Brembo’nun 4 piston kaliperi 320mm’lik etli ve tekli bir diski ısırırken; arkada ise 240mm’lik diski aynı markanın tek piston kaliperi durdurmayı başarıyor. Yine ABS ile desteklenmiş, ancak Enduro modelinden daha başarılı bir fren performansına sahip olan bu beyaz atlı, günlük yol kullanımlarında, panik fren vs. senaryolarında yüzlerde çiçek açtıracak ya da ABS’si kapatıldıktan sonra “Sizleri pistlerde görmek isteriz!” diyen supersport’lu arkadaşlara, pistlerde taş çıkarttıracak cinsten… İki modelde de sıfırdan tasarlanan sele, KTM’ninkinden daha konforlu ve kaliteli bir his uyandırıyor.
KTM’nin 690 Duke’unda da bulunan 2 kanallı ve kapatılabilir Bosch 9M+ ABS sistemi, Supermoto modelinde de yerini alıyor. Motosikletin yol ile temasını kuran yegane iki bölgesinde ise, genetiğine uygun bir şekilde 17 inçlik tel jantlar ve özel Continental ContiAttack Supermoto lastikler tercih edilmiş. Soğuk hava/ zemin’de bile oldukça hızlı ısınan yumuşak lastiklerden hem önde hem de arkadan fazlaca geri bildirim alabilmek mümkün, çok beğendik. Ancak ıslak zemine geçince işler maalesef 180 derece değişiyor diyebiliriz. 701 Enduro ile olan diğer farklılıkları şasi geometrisi ve ergonomide küçük değişiklikler, peg’lerdeki çıkarılabilir plastik parçalar, daha uzun vites aralıkları olarak özetleyebiliriz. İki model arasındaki bu değişiklikler küçük rötuşlarmış gibi görünse de, motosikletlerin karakteristiğinin ayrıştırılmasında adeta bir “kelebek etkisi” yaratmış.
Öncelikle Enduro beklendiği gibi daha yüksek oturuş pozisyonu ve daha yüksek şasi-zemin mesafesi ile zorlu arazi şartlarına göre tasarlandığı için, pratikte ergonomik sıkıntılar çektirebiliyor. Hele biraz da kısa boyluysanız, bu tür motosikletler ile boğuşmak durumunda kalabiliyorsunuz. Ancak Supermoto modelinin daha da alçaltılmış sele, şasi yükseklikleri sayesinde daha doğal ve rahat bir oturuş pozisyonu elde edilmiş. Hareket mesafesi kısalan ve yolda sportif sürüşlere imkan tanıyan WP süspansiyonlar oldukça başarılı. Bununla beraber peg’lerde ve gidonda kullanılan ekstra plastik damper görevi gören malzemeler ve uzun vites aralıkları sayesinde Supermoto, “dağ keçisi” kardeşine göre çok daha akıcı.
KTM’nin 690 Duke’unda da bulunan 2 kanallı ve kapatılabilir Bosch 9M+ ABS sistemi, Supermoto modelinde de yerini alıyor.
701 Supermoto, değişen şasi geometrisi, süspansiyonlar, vitesteki değişiklikler ile beraber yere daha sağlam basan lastikler ve daha yüksek sürtünme katsayısına sahip “alışık olduğumuz” karayollarında daha stabil ve rafine hissettiriyor. Bolca ıslak, yer yer kuru Portimao pisti ve çevresindeki denemelerimiz, motosikletlerin güç aktarım hissiyatlarını da verimli bir şekilde sınamamıza olanak tanıdı. Ride by wire teknolojisinin daha ilk kez motosiklet üzerinde kullanıldığı zamanların bir çok örneğindeki (ve ne yazık ki hali hazırda kullanılan bazı modellerdeki) on/off veya yerli yersiz tahmin edilemeyen tepkilerden, 701 platformunda bir eser bulunmuyor. Bu özellikle düşük tutuş senaryolarında, motosikletten kestirilebilir, akıcı ve keyifli bir geri bildirim olarak size dönüş yapıyor.
İki modelde de tek silindirin titreşimi rahatsız edici derece olmasa da, Enduro modelinin tekerlekleri dolayısıyla düz zeminde daha fazla titreşim hissetmek durumunda kalıyorsunuz. Supermoto modelinde ise düz profil lastikler ve titreşime karşı alınan ek önlemler ile tek silindirin “patlama” etkileri minimize edilmiş. Enduro modelinin lastiklerinden bahsetmişken, fotoğraflardan da görülebileceği üzere lastikler yol/arazi sürüşlerini optimize edebilmek adına aslında o kadar da derin dişli değiller. Bu, daha derin dişli lastiklerin yol açacağı daha fazla titreşimin ve düz yoldaki düşük mekanik tutuşun önüne geçerken; arazide ise yeterince derin olmayan bu dişler istendiği zaman “yan yan yan yan-la-mam lazım, daha yol almam lazım” nağmeleri eşliğinde kolaylıkla keyifli anlar yaşattırabiliyor.
Torklu motor karakteristiğine rağmen standart modda oldukça affedici bir sürüş karakteristiği sunulmuş.
Motosikletlerin arka bölümünde yer alan yakıt tankı sayesinde önün baş etmesi gereken yük azaltılmış ve yön değiştirme/manevra hissiyatına katkı sağlamış. Ayrıca arkaya alınan yakıt deposu motosikletin daha ince tasarlanmasına olanak tanımış, bu sayede özellikle ayakta sürüşlerde motosikletin önüne daha fazla kayabiliyorsunuz. Son tahlilde, şehirde monoton trafikte sıkıldığımda apaçilik yapayım, ince yapısıyla ve atik motoruyla aradan kaçayım, hafif olsun, sürüş modlarıyla değişen kendi ruh halime uysun, otobana çıktığımda da baymasın diyorsanız 701 platformu sizi büyük ölçüde tatmin edecektir.
Arazide uçmalı kaçmalı senaryolar hayallerinizi süslüyorsa Enduro 701, yoğun olarak şehir içinde kullanacağım arada piste girerim ya da tekerdi, powerdrift’ti biraz haytalık yaparım, biraz da tekniğimi geliştirimim diyorsanız, genetiğine daha uygun olarak Supermoto 701 düşünmeniz gereken alternatifler arasında yerini alabilir. Husqvarna Türkiye Distribütörü Trial’dan aldığımız bilgiye göre her iki modelin de satış fiyatı 13.000 Euro olacak ve Ocak 2016’nın ilk haftası stoklara girecekmiş. KTM versiyonlarından çok daha uysal ve kullanıcı dostu olan, ancak hala sürücüsünü fazlasıyla heyecanlandırmayı başaran bu Avusturya kırması İsveçlileri yılbaşından sonra biz de sokaklarda görmeyi heyecanla bekliyoruz. Özellikle Supermoto 701’in bekleyenlerin azımsanmayacak sayılarda olduğunu biliyoruz. Eğer bu modellerden herhangi birini düşünüyorsanız, elinizi çabuk tutmanızı ve Trial Motosiklet ile bir iletişime geçmenizi tavsiye ederiz (www.trial.com.tr)
Teknik Özellikler
(Enduro/Supermoto)
Motor tipi: 4 zamanlı, tek silindirli, 690 cc
Güç: 49 kW (67 bg)
Çap x Strok: 102 mm – 84.5 mm
Marş motoru: Elektrikli
Vites kutusu: 6 Vites
Debriyaj: APTC(TM) hidrolik kaydırmalı debriyaj
Elektronik sistem: Keihin EMS(motor yönetim sistemi) destekli çift enjeksiyonlu ride-by-wire gaz kelebekleri
Frame tipi: Krom-molybdenum çelik tübüler şasi
Ön süspansiyon: WP ters teleskopik Ø 48 mm
Arka süspansiyon: WP Pro-Lever linkli monoşok
Suspension yolu ön/arka: 275 mm (215mm/250mm)
Ön Fren: Brembo 2 piston radyal kaliper, 300 mm disk (4 piston kaliper, 320 mm disk)
Arka Fren: Brembo 1 piston kaliper,240 mm disk
Dingil mesafesi: 1504 ± 15 mm
Zeminden yükseklik: 280 mm (270mm)
Sele yüksekliği: 910 mm (890mm)
Yakıt deposu: 13 litre
Ağırlık: 145 kg
Distribütör: Trial – www.trial.com.tr