Motosiklet sporlarında birçok farklı yarış sınıfı bulunuyor. Bunlardan birisi pist yarışlarıdırUzunlukları dörtbeş bin metreleri bulan, çeşitli kavis ve virajları olan, hatta hafif kot farklılıkları ile yarışçıları gülümseten tarzdaki görünümleri ve yarış esnasında seyircilere yüksek heyecan yaşatan önemli yatırımlardır bu eserler…
Bu pistler aynı zamanda sosyal açıdan zaman geçirilen tesisler olarak hizmet vermektedirler. İzleyenlerin tribünlerdeki koltukları oldukça rahattır. Her türlü yeme-içme ve diğer ihtiyaçlar düşünülmüş ve buna göre inşa edilmişlerdir. Keza yarışçılar için güvenli bir pist ve güvenli bir sürüş yapma fırsatı yaratan spor alanlarıdır. Buralarda yalnızca yarışlar düzenlenmez aynı zamanda doğru ve düzenli antrenman yapabilme imkanları da mevcuttur. Nitekim, bu pistlerde Dünya çapında ünlü sürüş eğitimi veren okullar devreye girmekte ve yüksek kaliteli yarış eğitimi verilmeye çalışılmaktadır.
Yukarıda sözünü ettiğim özelliklerden çok daha fazlasını barındıran bir pistten söz etmek istiyorum bu ay. Orada, motosiklet ailesi olarak çok önemli faaliyetlere imza attık. MotoGP ve R6 Cup gibi yarışları televizyonlardan binlerce kişi izledi. Türkiye’de İstanbul’da böyle bir pistin varlığı neredeyse düşman çatlattı. Formula1 yarışlarını da düzenledik. Ama sonunda pisti kiralayanla, kiraya veren arasına kara kedi girince pist bir anda sanki açıkta kaldı gibi oldu. Sözünü ettiğim pist zaten yazı başlığından anlaşıldığı üzere İstanbulPark’tır.
Taraflar neden anlaşamadı da Bernie Ecclestone burada F1 yapmaktan vazgeçti? Kuşkusuz buradaki yarış için, kendisinin başkanı ve aynı zamanda CEO’su olduğu şirkete önemli miktarda para talebinde bulundu. Çok veya az, bunu tartışmak yerine İstanbul’da bir önemli yarış var mı yok mu ona bakmak gerekir bence. İstenen para kedisine ödenmeyince Formula1 İstanbul’dan uçtu gitti…
Bu arada, motosiklete gün doğdu diye düşünürken o hayallerimiz de uçtu gitti. Sebebi konusunda hala net cevaplar alamadığımız bir tartışma sonucu yıllardır İstanbulPark’ta motosiklet pist yarışları yapılamıyor. Ve kabul etmeliyiz ki pistte yarışan sporcularımız için bu çok önemli bir kayıptır. Bu sezon 5 ayak olarak yapılacak olan bu yarışların hepsi İzmir’de düzenlenecek. Muhteşem bir pist şurada dururken tüm yarışları, boyu kısa, birkaç virajı tehlikeli, kaçış alanı sınırlı olan bir yerde yapmayı okuyanlarımın yorumlarına bırakıyorum.
Geçtiğimiz sezon iğrenç bir darbe girişimi nedeni ile bir çok spor dalı bundan olumsuz etkilendi. Pistte yeterli sayıda yarış yapamadık. Yeni sporcularımızı kendi pistlerimizde göremedik. Yurtdışına gidenlerimizin başarılarını alkışladık. Ancak hepimize düşen görev daha çok sayıda sporcu yetiştirmek, bunları pistte eğitmek ve daha sonra uluslararası arenada yarışmalarını sağlamaktır.
Tüm bunların yanı sıra yarış planlamalarında farklı bir yapılanmanın gerçekleşmesi üzerine de çalışmalıyız. Yarışlar yalnızca bir yerde değil birkaç merkezde yapılmalıdır. Sıklıkla duyduğumuz “Yok şurada pist yapılıyor, yok burada pist yapılıyor” gibisinden haberler yerine önce var olan pistimizi kullanmayı denemeliyiz. Bu hassasiyetin TMF tarafından olduğu kadar İstanbulPark Yönetimi tarafından da değerlendirilmesini pistte yarışan sporcularımız adına ben istiyorum.