Yazar: Vedat Kürşün
Doğru lastik seçimi önemlidir ama lastikleri taşıyan jantlar
çoğu sürücünün aklına bile gelmiyor. Acaba işe yaradıkları
sürece nasıl jant oldukları ehemmiyetsiz midir yoksa önemi
gizli kalmış bir oyuncudan mı bahsediyoruz?
Yekpare mi tel mi?
Süspansiyon sistemine ilave olarak bir sönümleme sunmasından ve hafif olmasından dolayı arazi motosikletlerinde tel jantlar kullanılıyor. Ama bu tip jantlarda lastiğin içine bir de iç lastik takmak gerekiyor ve yüksek performanslı asfalt sürüşlerinde istenen verimi veremiyorlar. Neredeyse geriye kalan tüm motosikletlerde ise yekpare jantlar kullanımda. Bunlar hem daha dayanıklı hem de iç lastik olmadan da kullanmaya elverişli oluyorlar ve temelde döküm veya dövme diye imal edilme yöntemlerine göre ikiye ayrılıyorlar.
Benim motorumdaki jant nasıl bir şey?
Çoğu motorun üzerinde gelen standart jantlar çelikten yapılırlar ve dökümdürler. Bundaki en büyük etken, çeliğin dayanıklı ve ucuz olması. Daha yüksek kaliteli ve sonradan satın alabileceğiniz jantlar ise magnezyumun veya alüminyumun farklı metallerle alaşımından üretilen ve genellikle döküm yerine dövme tekniğiyle yapılan jantlardır. MotoGP gibi üst seviye sportif klasmanlarda karbon fiber jantlar da kullanılıyor ama yüksek maliyetleri sebebiyle bunlar yol kullanıcılarının alternatifleri arasında yoklar.
Döküm veya dövme. Ne fark eder?
Döküm tekniği düşük maliyetli ve seri üretime uygun bir tekniktir. Ancak metalin ergiyecek kadar ısınması tekrar soğuduğunda yapısal anlamda sağlamlığını belli oranlarda yitirmesine sebep olabiliyor. Dövme tekniğinde ise üretim maliyeti daha yüksek olsa da daha sağlam bir yapı elde ediliyor. Bu ilave sağlamlık da daha az malzemenin kullanılmasını dolayısıyla daha hafif jantların üretilmesine olanak sağlıyor. Geçmişte savaşlarda kullanılan kılıçların döküm değil dövme tekniği ile yapılmış olmaları bu konuda bir fikir verecektir.
Jantımın hafif olması ne işe yarıyor?
Konu süspansiyon olduğunda jantların ağırlığı tahmin edildiğinden de daha önemli oluyor. Süspansiyonun iki ucu vardır. Birinde yerle teması sağlayan aksamlar, diğer uçta ise üzerinde seyahat edilen araç. Bu yerle temas eden kısma “yaysız ağırlık veya yaysız kütle” denir. Yaysız ağırlığın düşük olması tekerleğin yol yüzeyini takip etme yeteneğini arttırır.
Yoldan gelen her etki, öncelikle bu yaysız kütle tarafından emilir ve tepkiyle karşılanır. Bu ağırlığın düşük olması demek tekerleğin gelen etkilere hızlı uyum sağlayarak süspansiyonun işini azaltması demektir. Bunun dışında, jantların hafif olması frenleme ve ivmelenme esnasında olumlu etki yaratacağı gibi gidonla motosiklete yön vermeyi de kolaylaştırır.
Jantımın kaç kollu olduğunun önemi var mı?
Bu konuda elle tutulur bir veri yok. Çünkü kolların sayısının dışında; yapımı, kalınlığı, malzemesi ve tasarımı gibi pek çok etken var. Genel olarak görsel estetik ve disklerin soğumasına yardımcı olacak aerodinamik yapı göz önünde bulundurularak tasarlanıyorlar. Eğer kendinize yeni bir çift jant alacaksanız kolların sayısına değil jantın ağırlığına, fiyatına ve göz zevkinize bakın.
Jantım yamuldu. Tamir ettirmemin sakıncası var mı?
Bu zor bir soru. Eğer jantınızda hafif bir eğilme varsa işinin ehli bir usta ve firma daha düşük bir faturayla kurtulmanızı sağlayabilir. Ancak yırtılmış, çok eğrilmiş veya erimiş bir jantın tamiri görsel açıdan mümkünmüş gibi dursa da tamirat sonrası jantın orijinal haline göre daha zayıf, kırılgan ve istenilen güvenlikperformans standartlarından uzak olması kaçınılmaz. Bu durumda atmanız gereken adımı sağduyunuz belirleyecektir.
Son not: Otomobillerde olduğu gibi motosikletlerde de her iki tekerleğin aynı hizada ve üzerinde lastik olduğu halde jantın tam dengede olması çok önemlidir. Motorunuzun rot ve balans ayarını yaptırdınız mı? (Bu ayar her lastik değişiminde yenilenmeli)