Menu
in

Kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!

Uzun bir süredir, gündem denk geldikçe motosiklet dünyasının sorunlarını bu köşeden dile getirip sık sık birlik çağrısında bulunuyorum. Bunu yaparken motosiklet kullanan herkesin aynı ruh halinde olduğunu var sayıyorum. Motosiklete binmenin insanda yaşama ve doğaya dair pozitif hisleri açığa çıkardığını, motosikletin verdiği hazza karşın alınan ölümcül risklerin motosiklet kullanıcıları arasında görülmez bir bağ oluşturduğunu düşünüyorum. Motosiklet kullanmanın yan etkisi diyebileceğim bu insani tutum, doğal olarak düşüncelerimizi de biçimlendiriyor ve bazen gerçeği bütünüyle kavramamızı engelliyor.

Bugüne kadar motosiklet dünyası derken motosiklet markalarını, bayilerini, kulüpleri, federasyonu, sektör derneklerini, kullanıcıları kısaca herkesi aynı potaya sokuyordum. Sektöründen söz ederken de işin ticari boyutunu göz önünde tutuyor; kullanıcı dernekleri ile bizzat kullanıcıları bu grubun dışında tutuyordum. Ancak bu biçimsel ayrım, az önce dillendirdiğim gibi zihinsel ve duygusal nedenlerle birbirinden pek de ayrılmıyordu. Öyle ki, örneğin İstanbullu motosiklet kullanıcıları için oldukça önemli olan köprü geçiş ücretlerinin motosiklet kullanıcılarının talepleri doğrultusunda yeniden ayarlanmasına destek vermeleri için MOTED ve TMF’ye çağrıda bulunabiliyordum.

Bu karışıklığın temel nedeni, motosiklet dünyamızın bir gecekondu gibi derme çatma, bir o kadar hassas ve kırılgan bir yapıya sahip olması. Motosiklet dünyamıza şöyle bir bakalım. Motosiklet derneklerinin kurulması sürecini düşünün, daha 10 yılını bile doldurmayan yüzlerce derneğimiz var. Motosiklet federasyonumuzun özerk bir kuruluş haline gelmesinin tarihi ise 2003. İlginçtir, İngiltere’de yarış organizasyonları yapan ilk kuruluş olan ACU- Auto Cycle Club’ın kuruluş tarihi 1903. Bizden tam bir asır önce kurulmuş. Üstelik kuruluşunun altıncı ayı dolmadan 18.000 üyeye sahip olmuşlar. Bu rakam bizim dernekler için şimdilik hayal sınırının bile ötesinde. İngiltere motosiklet federasyonu-BMF ise kuruluşunun 50. yılını çoktan doldurdu. Motosiklet dünyamızın ne kadar genç olduğunu ortada. İngiltere’nin en büyük motosiklet kullanıcıları derneği MAG- Motorcycle Action Group, 40 yılı aşkın bir süredir, motosiklet kullanıcılarının isteklerini resmi kanallardan dile getiriyor; hükümet politikalarını belirleyebiliyor. Bizim bu noktaya gelmemiz için 40 fırın ekmek yememiz gerekiyor desem “cuk” oturur.

Tamamen siyaset üstü bir kuruluş olan MAG, kendine “en demokrat benim” diyen bizdeki siyasi partilerden bile daha demokratik bir örgüt yapısına sahip. Ülke çapına yayılmış örgütü, üye sayısının çokluğu ve ses getiren eylemleriyle MAG, en güvenilir kuruluşlar arasında yer alıyor. Bizde motosiklet fuarları motosiklet üretici ve ithalatçılarının tekelindeyken İngiltere’de fuar MAG’in kontrolünde yani motosiklet kullanıcıların.

Gelelim gecekondu diye tanımladığım çarpık yapılaşmaya. Türkiye’de önce kullanıcı dernekleri kuruldu, sonra kullanıcı dernekleri antreman yapacakları pistleri yokken ve hatta kimilerinin gerçek anlamda profesyonel sporcuları bile yokken federasyon kurulmasında rol oynadı. Bugünkü federasyon, tüzüğüne uygun olarak motosiklet sporlarını geliştirmeye çalışıyor. Bu gerçeğe rağmen, biz ondan motosiklet kullanıcılarının sorunlarını çözmesini bekliyoruz. Amaçları kar etmek olan motosiklet şirketlerinin bir araya gelerek oluşturdukları derneklerden tüketici haklarını korumalarını istiyoruz.

Hani herkesi birlik olmaya çağırdık ya, yanlıştan dönüyorum; motosiklet kullanıcıları ve dernekleri sözüm size! Taleplerinizin gerçekleşmesini istiyorsanız, fark edilmek istiyorsanız iş bizzat size düşüyor. Herşeyden önce kullanıcılar olarak siz birlik olmayı becermelisiniz. Nazım’ın dediği gibi dilim varmıyor ama kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!

Motorunuzun ve yaşam sevincinizin hep “on” olması dileğiyle…

Cevap bırakın