Oğlum Atahan’a geçen yıl bir KTM RC390 aldık. Çok yakışıklı bir motor. Anlatmıştım daha önce; 2016’da aldık ama motorun 2014 model olduğunu ruhsatı alınca öğrendik, lastikleri havasız göndermişler bizi filan.
Neyse; geçen yıl iki motor İtalya gezdik tozduk, sorun yok. Motor 10 bin km’lere geldiğinde şanzıman gacırtılar eşliğinde ve bir viteste takılı kalarak imha oldu. Doğal olarak en yakın yetkili servis olan ve sahibini simaen tanıdığım, Maslak Sanayi’de Moto X’e gittik. Ağustos ayıydı. Yani yılın en sıcak ayı. Bıraktık çıktık, haber bekliyoruz. Oğlum, okulların açılmasına yetişir mi ümidinde.
Motoru yılbaşına doğru kar yağarken aldık. Daha doğrusu almayı denedik. İlk hamlede motorun sol pegi yoktu. “Aaaaa, dün çaldılar herhâlde, yoksa yeni denemiştik” dediler. O sırada şanzımanı yıkamak için sanırım benzinin çekildiğini anlayınca Atahan sanayinin dibindeki Opet’e giriyor ama bir salınım var motorda. Arka teker sıkılmamış. ARKA TEKER SIKILMAMIŞ.
Yani normalde eline odun alıp dükkandan içeriye dalman için insanın oğlunun bu sebeple kaza yapması gerekmiyor. İçeride tanıdığımız insanlar var. “Çırak sıkmamış, kem küm”lerinden sonra neticede peg takıldı, benzin alındı, lastik sıkıldı gittik. Gittik ama yağ ışığı yanınca ertesi gün tekrar geri döndük. Uzman arkadaşlar üzerinde çalıştı, aradılar, oldu dediler yine kar yağarken motoru aldık getirdik kapalı bir yere koyup bıraktık.
Geçen ay bir hafta sonu havaların 15 dereceyi bulacağı belli olunca Atahan motoru aldı…. Ama alamadı çünkü yağ boşalmıştı. Servisteki arkadaşımız geldi yağ koydu gitti. Atahan da gitti, müdahaleden sonra motoru aldı ama alamadı. Yağ ışığı tekrar yanınca “Yağ filtresi şişip kaçırmış ama yağ filtresi yok sonra bakalım” dendi. Hazırlıklıyız tabi, önceden aldığımız yağ filtresini alıp getirdik. Taktılar, Atahan çıktı, aynı benzincide yağ ışığı tekrar yandı, tekrar döndü, tekrar yandı…. “Bu elektronik galiba bırakın bakalım” dediler, bıraktık.
Öyle bir bıraktık ki bir daha almayacağız. Yani oradan satılık o motor artık. Kısaca özetlemek gerekirse şunlar oldu. Şanzıman kırıldı. 5 ayda yapıldı. Pegsiz motor teslim edildi. Benzin yok olmuş, uçtu sanırım. İyi ki benzin yoktu arka tekeri sıkmamışlar benzincide onu fark ettik. Yağ ışığı yandı. Motoru gelip aldılar. Yağ ışığı tekrar yandı ama filtreleri yokmuş. Filtre götürdük ama yağ ışığı tekrar yandı.
Bu liste kesinlikle daha uzayacaktı eminim ama biz artık pes ettik. Bu arada “Sıralamada hata yapmış olabilirim çünkü bir servis kaydı, makbuz, garantiden yapılan işlem, değişen parça kodu, yeni takılan parçanın ne kadar garantisi olduğu filan hak getire. Unut. Yok öyle bir şey. O yüzden hatırladıklarımız kadarını yazıyorum.
Sahibini bildiğin, içindeki insanları tanıdığın, iyi kötü başına gelenleri yazacak birinin motoruna yapılan işlemlerden bahsediyorum. Elbette bir ayrıcalık beklentim yok ama eziyet de etmeyin be kardeşim. Bir ara kendi kendime dedim ki herhalde benimle “Kaffa” geçiyorlar. Açıkça sordum, yok değilmiş. Baya bildiğin yukarıdaki işleri yapmak için çalışmışlar yani.
Bu memleketin maalesef tek ve en büyük sorunu büyük çoğunluğun işini sevmemesidir. Herkesin kendini daha yukarılara layık görmesidir. Tüm bu duygular içerisinde çalışmamak için çalışmaktır.
Gerçekten artık kızgın olmaktan öteye üzgünüm.
Yorumlar
Loading…