in

Kaş Sahil Yolu Manzaralı Bir Viraj Cennetidir

Bütün bu 5 günlük geziye sanki sırf Kalkan – Kaş arasındaki sahil yolunda motor sürmek için yola çıkmıştım.

Bizim gibi tutkunlar için nereye gittiğimizin o kadar da önemi yoktur, hangi yollardan süreceğimize bakarız, yol güzelse iş tamamdır. Fethiye’ye vardığımda Öğretmen Evinde konakladım, hemen o günün bitmesini istiyordum, çünkü ertesi gün Kaş sahil yolunda olacaktım. O yüzdem acil olarak hemen gün bitsin istiyordum ki çabucak sabah olsun, ama aynı zamanda da bu ön-sevinci yaşamak için günüm ağır ağır bitsin de istiyordum. Odamdaydım, ertesi günkü sürüşümü düşünüyordum. Kaş sahil yoluna yaklaşmış olmak beni sevince boğdu.Motorum bahçedeydi ve yarınki sürüş için dinleniyordu sanki, yüzümde sevinçli bir çocuğun tebessümleri vardı.

Kaş Sahil Yolu Manzaralı Bir Viraj Cennetidir 1. İçerik Fotoğrafı

 

Motor kullanmak için hava o günler mükemmeldi, Ekim sonuydu, pek soğuk yoktu ve yaz gibi aşırı sıcaklar ve terleme de yoktu, ideal bir motosiklet gezi havası vardı, ama sadece bu 3-4 gün böyleydi. Ara mevsimlerdeki problem havaların çok ani değişmesidir, bir gün yazı diğer gün sert bir kış günü yaşatır.

Önceki yazılarımda bahsettiğim gibi yolculuğum Bodrum, Antik Kent, Sakar geçidi ve Dalyan ziyaretlerimle dolu dolu başlamıştı. Göcek geçidi üzerinden akşam karanlığında Fethiye Öğretmenevine varmıştım. Sabah olduğunda “İşte nihayet beklediğim o gün geldi” dedim. çok keyifliydim, çünkü o gün Kaş istikametine doğru o çok sevdiğim sahil yolundan sürüş yapacaktım. Yamaha Xj6 ımı daha önce hiç o sahil yolunda kullanmamıştım. Keyifle eşyalarımı toplayıp yolculuk için motorumu hazırladım. Sabırsızlığımı biraz bastırmalıydım, çünkü Fethiye’de de biraz gezmek ve vakit ayırmak istiyordum, motorumu sürmek istediğim yollar vardı burada. Açık büfe kahvaltım çok güzeldi, belki de sevincim yüzünden her şey şahane geliyordu bana. Aksiyon kameramın hafıza kartlarının ne durumda olduğundan tam emin değildim, bu gezide bilgisayarımı yanıma almadım, çünkü fazla eşyadan hiç haz etmiyorum, bu sefer laptopumu evde bıraktım.

Kaş Sahil Yolu Manzaralı Bir Viraj Cennetidir 2. İçerik Fotoğrafı

 

Bir hafıza kartım bozulduğu için zaten yeni bir kart almam gerekiyordu. Kart ile ilgili herhangi bir sorundan dolayı sahil yolunda sürüş çekimi yapamazsam kahrımdan perişan olurum sanırım. Fethiye merkezinde her şey mevcut, çarşıdan kolaylıkla bulurum, ancak daha çok erkendi. Mağazalar açılıncaya kadar etrafı gezmek en mantıklısıydı. Erken saatte ettiğim kahvaltıdan sonra ilk önce Çalış plajına gittim, kilometrelerce uzun ve geniş harika bir kumsalı vardır, bölgenin en güzel plajlarından biridir. Motorumu manzaranın beğendiğim bir yere çektim. Kumsalda iki kişi balık avlıyordu, denizde ufak bir tekne duruyordu, deniz çarşaf gibiydi ve içme suyu kadar berraktı. Kumsalda bir kadın köpeğini gezdiriyordu, denizin karşı tarafında sabah pusuyla dumanlı dumanlı dağlık bölge görünüyordu. Bu sakinlik bana çok huzur verdi, motorumun duruşu o huzurlu tabloda daha bir hoşuma gitti. Bu manzaranın içinde ona hayran hayran baktım ve “Kara çocuk, sen her yere yakışıyorsun ya…” dedim. Seyir keyfimden sonra gitme ve motor sürme zamanım gelmişti. Sessizliği motorumun marşına basmamla bölmüş de olsam kimseyi rahatsız etmedim, çünkü Diversion’un egzos sesi çok yumuşaktır, kibardır ve sessiz sayılabilecek kadar az gürültü yapması benim için konfordur. Evde İstanbul’da bazen çok erken saatlerde yola çıkarım, motorumun rahatsız edici sesinin olmaması benim için önemlidir, bu detay motorumu sevme nedenlerden biridir. Çalış plajından ayrıldığımda Fethiye merkezine vardım, 12 km sonrasında Ölüdeniz’e gelmiş olurdum, ancak daha öncelerinden gezdiğim için bu sefer zamanım da dar olduğu için uğramadım. Ölüdeniz Türkiye’nin en güzel tatil cennetlerinden birisidir. Görmeyen ve hiç gitmemiş olanlara tavsiye ederim, mutlaka görülmesi gereken muhteşem bir yerdir. Yollarda olmak ve sürüş yapmak istediğim için Kayaköy istikametine giden istikamete saptım, daha önce gittiysem de yapılan yeni yolları merak ediyordum. Çalış Plajından 20 km civarı mesafededir. Kayaköy’e gitmeden önce Çalış Plajındayken karşıda gördüğüm o yüksek yerlere çıktım biraz, liman ve marina üzerinde yukarıya doğru tırmanan bir yol var, oraya geçtim ve Fethiye’yi karşıdan görüyordum artık, yükseklerden manzara izledim. Motoru yine sanki o da o manzaraya bakıyormuş gibi park ettim. Nedir bu motorların bizden çektikleri, illaki hep o da seyir yerinde olacak, o da manzaranın parçası olacak. Fethiye’nin doğası, manzarası ve zengin tarihi nefes kesicidir, özellikle Lykia Anıt Mezarları ve Kaya Mezarları çok meşhurdur.

Kaş Sahil Yolu Manzaralı Bir Viraj Cennetidir 3. İçerik Fotoğrafı

 

Kayaköy eski taş yapıların olduğu bir mahalledir ve 5 bin yıllık bir tarihe sahiptir, çok değerli bir açık hava müzesidir. Bugünümüze kadar gelmiş en geniş görsel şölenlerindendir. Oraya kaç sene önce ilk gittiğimde her kalıntıya ve eve dokunmak istemiştim, mahalleyi koşarak gezmeye başlamıştım, çünkü bitecek gibi değildi. Taşlara çıktım, indim, evlere girdim, pencereleri ve odaları inceledim, ama olacak gibi değildi. Her yeri görmek mümkün değildi, çok fazla tarihi ev ve kalıntı var. Ortalarda durup kollarımı açıp oracıkta 360 derece dönmüştüm sonunda. Şimdi ise Kayaköy yolunda sürüş yapmak için gelmiştim, yol çok başarılı yenilenmiş bence, eskiyi bildiğim için şu an ki hali çok farklı geldi bana ve çok hoşuma gitti. Sürüş yapmak ve o keskin virajlardan geçmek çok zevkliydi. Yol tırmanma şeklindeydi, bol yeşillik, ağaç ve manzara vardı. Bazı virajlar U şeklindeydi, en keyiflisi bunlardır zaten bence. Böyle bir virajın birinde yolun kenarında müsait bir yerde durdum. Virajın yukardan fotoğrafını çekmek istiyordum, bunun için yine toprak ve kayalar üzerinden yukarıya tırmandım. Bütün virajı ve motorumu tek bir karede görmek istedim. Bu yolculuğumda yaya tırmanışlarımdan dolayı dağcılığı da sevebileceğim sporlardan biri olduğuna kanaat getirdim. İstediğim açıdan fotoğraf çekmek için kaç kez yükseklere tırmandım bile bilemiyorum şu an. Tekrar motorumun yanına geldiğimde sürüşe devam edecektim, yolun aşağısında kocaman bir kamyonun geldiğini gördüm, az sonra zaten virajı dönecekti ve beni geçip yoluna devam eder diyordum, kaskı takıp montumu ilikliyordum daha, kamyon şoförü benim olduğum yere yaklaşınca fark edilecek şekilde sürüşünü yavaşlattı, hem de rampada olduğu halde.

Kaş Sahil Yolu Manzaralı Bir Viraj Cennetidir 4. İçerik Fotoğrafı

 

Yol genişti, yani ben kesinlikle yola mani olmuyordum ne de başka bir durum vardı. Meğer “Helal olsun” demek için rampada yavaşladı ve bir de “Tebrikler” anlamında bir işaret yaptı. Ben de teşekkür etmek için elimi kaldırdım ve yavaş yavaş hazırlanmaya devam ettim, ta ki kamyon gözden kayboluncaya kadar.

Tırmanışım biraz daha devam etti, sonra iniş başladı ve sonra Kayaköy tabelasını gördüm. Vardım aslında, ama o taş evlere henüz ulaşmamıştım. Bu sürüşte varmak diye bir amacım yoktu, burada yollarda motor kullanmak için gelmiştim. İnanılacak gibi değil, ama Kayaköy’e gelip o tarihi yeri görmeden döndüm. Yola doyamadım ve ara vermek hiç içimden gelmedi. İçimden ne geliyorsa onu yapmak istedim, o yüzden Kayaköy tabelasındaki köy ortamına geldiğimde motorumu döndürdüm, buraya gelmiş olmak bu kadarıyla yetmişti. Ayrıca gün kısa ve zamanım azdı, Kaş yolları beni bekliyordu derken virajlı yollara geri dönmüştüm bile ve tırmanmaya başlamıştım tekrar. Bir virajın bitiminde ahşap bir piknik masasında bir aile vardı, termosta çayını kahvaltısını getirmiş piknik yapıyorlardı. Tek gezerken en büyük sıkıntım, kendimin de olduğu bir fotoğraf çekebilmektir. Özellikle manzaranın ama kimsenin olmadığı o tenha yerlerde birinden bunu istemek çoğu zaman mümkün olmuyor, çünkü kimse yok. Tripotlu kameram da artık yok, yenisini henüz almadım.

Kaş Sahil Yolu Manzaralı Bir Viraj Cennetidir 5. İçerik Fotoğrafı

 

Herhangi birini görsem bile kafama uymayan biri gibi ise “Fotoğrafımı çekebilir misiniz?” diye sormam hiç, bir de bu huyum var. Gördüğüm bu 3 kişilik çekirdek aile hoşuma gitti, onlara sorabilirim diye içimden geçti, fazla düşünmeye gerek yoktu. Manzara ve yol da fotoğrafa uygundu, o yüzden durdum. Ben onlara yakın yerde durunca doğal olarak onlar da bana baktı, kimdir, neden durdu gibi sorular vardı tabii ki. Kaskımı çıkarttım, selam verip kendimi tanıttım ve neden durduğumu söyledim. Herkesin yüzünde bir rahatlama gördüm ve güzel bir sohbet başlamıştı. Misafirperverlik burada da karşıma çıktı, sofralarına davet ettiler hemen. Ben fazla rahatsız etmek istemediğimi söylediysem de işe yaramadı. Kibar davetleri devam etti ve kabul etmemek çok ayıp olurdu, “Peki, bir çay alırım o zaman” dedim. Türk adet ve örflerimizi yaşadım o anlarda. Ne mutlu Türküm diyene, ne mutlu bu topraklarda olduğumuz için. Yurtdışını da biliyorum, gördüm, yine de kendi ülkem Türkiye’m de gezmekten son derece haz alıyorum.

Kaş Sahil Yolu Manzaralı Bir Viraj Cennetidir 6. İçerik Fotoğrafı

 

Başka bir gezimde bir köyden geçerken etrafa daha rahat bakmak için durmuştum, yaşlı bir teyze yanıma gelmişti, onunla sohbet ettim. Yüzünde sayısız çizgiler vardı, o teyzenin ne çok yaşanmışlıkları ve hikayeleri vardır diye içimden geçti onu dinlerken, konuşurken yüzündeki tebessüm hiç kaybolmadı, hep gülüyordu. Gözlerimin dolduğu bir cümle söylemişti, gezgin olduğum için evine davet etti yemek ikram etmek istedi ve ”Soğanım peynirim var, uyarsa buyur gel misafirim ol” dedi. O anlarda hissettiklerimi şu an bunu yazarken yeniden yaşıyorum ve yine gözlerim doldu. “Soğanım peynirim var, uyarsa buyur gel misafirim ol” dedi ya… Yemeği azıcık da olsa paylaşmak istedi, bu ne büyük bir yürektir. Gezilerde her yerde misafirperver insanımızla karşılaşıyorum ve her birinin ayrı yeri ve unutulmayan anısı var. Fotoğraf çektirmek için Kayaköy yolunda o ailenin yanında durduğumda çok sevimli bir misafirperverlik ve aile saadeti ile karşılandım. Güleryüz ve saygı vardı, sofrada ne varsa paylaşıldı, teşekkür ederim o güzel yüreğiniz için, benim de yüreğim iyilikle doldu.

Kaş Sahil Yolu Manzaralı Bir Viraj Cennetidir 7. İçerik Fotoğrafı

 

Bu vesileyle Gülsün ile tanıştım ve iyi bir arkadaş edindim, görüşmeye devam ediyoruz, annesi ve babası ile de tanışmış oldum bu şekilde. Böyle sade aile ortamlarını seviyorum, manzara eşliğinde doğanın tadını çıkarıyorlardı. Kayaköy manzaralı o kahvaltı keyfi bir arkadaşlığa vesile oldu resmen, fotoğraf çekmek ikinci planda kalıvermişti. Gülsün de motorumla fotoğraf çekilmek istedi, bir kat daha mutlu olmuştum. Yolcu yolunda gerek diye fazla durmadan yoluma devam ettim, Fethiye’ye doğru ve merkeze indim. Bir hafıza kartı almak için büyük bir bilgi-işlem mağazasına girdim, mağazadaki genç görevli şaşkın bana baktı. Beni tozlu topraklı gezgin motorcu halimi görünce uzun yoldan geldiğimi tahmin etti ve neden şaşırdığını anlattı: “Daha bu sabah az önce arkadaşlarla sizin gibi yollarda gezi yapmak istediğimizi konuştuk ve hayalini kuruyorduk” dedi, “Tam da bu sohbetin üzerine siz gelince şaşırdım” dedi. O hayalinin gerçekleşme umudunu desteklemek için “Bu belki bir işarettir, belki en kısa zamanda bu hayaliniz gerçek olur.” dedim. Kartımı aldım ve yolda yemek yemeği belki unuturum diye yanıma yiyecek erzak aldım. Peynir, ekmek ve içecek doldurdum çantama ve yola çıktım.

Kaş Sahil Yolu Manzaralı Bir Viraj Cennetidir 8. İçerik Fotoğrafı

 

Sonunda Kaş güzergahındaydım artık, içim kıpır kıpırdı. Fethiye Kalkan arasındaki yol denizden uzak iç taraflardan geçiyor. Kalkan’a vardığımda heyecanım zirveye ulaşmıştı, artık denize çok yakındım ve sahil yoluna girmiştim. Yolun tertemiz asfaltı, tatlı virajları tam istediğim gibiydi, ilerledikçe keyifim arttı. Yamaha-Diversion akıp gidiyordu, gerçekten inanılmaz güzel bir yol ve muhteşem ötesi bir manzara. Motosiklet sürme cenneti diyebilirim. Az sonra dünyaca ünlü doğa harikası olan Kaputaş Plaj’ına varmıştım. O turkuaz rengindeki deniz beni benden aldı, kıyıya vuran beyaz dalgaların sesi yukarıya kadar geliyordu. Orayı görünce sanki uzun zamandan beri görmediğim bir dosta kavuşmuş gibi oldum. Motoru müsait bir yerde tam köprü üzerinde geniş ve kuytu kenardaki boşluğun içine uygun bir yere park ettim. Burası motorum için güvenliydi, her yerden görünmekteydi ve yolu engellemiyordu. Yolun diğer tarafında dev kayalar var, o kayalıklar bir kanyon edasıyla dimdik gökyüzüne doğru yükseliyor. Nereye bakacağımı şaşırdım resmen ve en güzeli bu manzarada Diversion Xj6 yı görmekti. Böyle yerlerde park etme konusu çok önemli, hele ki burası gibi virajlı yerlerde hem tek gidiş geliş ve hem kenarda emniyet şeridi olmayan yollarda çok titiz olmak gerekiyor. Motor nasıl olsa fazla yer kaplamaz deyip park konusunu hafife almamak lazım. Özellikle böyle çok riskli yollarda durma ve park yerini çok dikkatli seçmek gerek, sadece durmak için bile etrafı iyi değerlendirmek lazım. “Motor ne kadar yer kaplar ki?” veya “Aman bir şey olmaz” dememeliyiz. Öncelikle motorun durduğu yer trafiği engellememeli, hele ki özellikle böyle riskli bölgelerde. Her yer müsait olmadığından kafamıza göre her an her yerde durmamalıyız. Araç sürücüler sürekli pür dikkat yola bakmayabilir, bakmıyor zaten. Bunu baştan varsayınca alınacak önemler kendiliğinden geliyor, ama eğer dersen “O beni görür, görsün veya görmek zorundadır” o zaman bence bir sorun var. “Araba sürücüsü motorumu görmek zorunda” bakış açısında kitlenirsen bir tedbir mekanizman azalmış olur. Ben iyi vakit geçirmek istiyorum, o yüzden araba sürücüsüne düşen sorumluluğu kolaylaştırmak için fazladan düşünüp fazladan önlem alırım. Bunun ne zararı var ki? Ne kaybım olur? Bugüne kadar hiç bir kayıbım olmadı bu yaklaşımımla.

Kaş Sahil Yolu Manzaralı Bir Viraj Cennetidir 9. İçerik Fotoğrafı

 

Motoru kimseyi rahatsız etmeyecek şekilde düşünceli park edince siz hiç farkında olmazsınız bile, ama bunu görüp fark edenler var ve bunun için teşekkürler ve takdirler aldığınızı bilin derim. Araba sürücüsüne “O beni görür” diye güvenmeyin, bunu baştan kabullenmek bizim için çok daha yararlı olur, ona göre daha dikkatli oluruz. Arabayı sürenin gözü manzaraya kayabilir, dalgın olur ve yolda uygunsuz duran bir motoru vaktiyle fark etmeyebilir, park ederken bunları mutlaka düşünmek gerek. Virajdan çıkar çıkmaz manzara çok güzel de olsa “Durma devam et”. Ben kaç defa biraz ileride müsait yer olduğunda durup geri yürüdüğümü bilirim, sırf orada beğendiğim manzaranın fotoğrafını çekmek için. Temkinli olmak iyidir, zararı yoktur. Önce güvenlik sonra keyif gelir.

Kaş Sahil Yolu Manzaralı Bir Viraj Cennetidir 10. İçerik Fotoğrafı

 

Kaputaş Plajında güvenli bir yerde park ettikten sonra etrafta fotoğraf çekmek için koşan garip bir kişiydim artık. Kumsala inmek için tam tamına 187 basamaklı merdivenle iniliyor. Çevreyi gezdikten ve fotoğraflarımı çektikten sonra kamp için ve motorumu da yanımda park edebileceğim bir yer var mıdır diye bakındım ve istediğim gibi yeri hemen buldum. Tam plaj manzaranın üzerinde en kenarda büyük bir kayayı gözüme kestirdim ve tam orada motoruma park için uygun yer ve gölge yapan bir ağaç vardı. Bir motorcu gönlü daha ne ister ki…

Kaş Sahil Yolu Manzaralı Bir Viraj Cennetidir 11. İçerik Fotoğrafı

 

Bu harika kamp fırsatı kaçmazdı, botlarımı çıkartıp pantolonumun paçalarını yukarıya kıvırdım ve terliklerimle turist havasındaydım artık tamamen. Motorumdan yiyecek erzakımı çıkarttım ve o kenardaki kayanın üzerinde o manzaraya karşı pikniklerin pikniğini yaptım, kumsal tam ayaklarımın altındaydı, kuşbakışı. Arkamda motorum, kulağımda denizin sesi, gözümde manzara ve elimde ekmeğim, daha ne olsun arkadaşlar. Hayat minik şeylerle böyle güzel olabiliyor işte. Bu kamp faslımdan sonra tekrar botlarımı giyinip yoluma devam ettim, kıvrımlı sahilde sürüşün tadını çıkarttım. Bu gezimde bir kez Bodrum’da bir kez de Sakar Geçidinde yaptığımı burada da yaptım. Sahil yolundan komple geri gittim, aynı sürüşü tekrar yapmak için Kalkan’a geri gittim. Bu gezimde bununla beraber bu üçüncü geri dönme sürüşüm oldu. Geri gidip tekrar aynı yolu sürme fikri nereden çıktı onu da bilmiyorum. Yine bir çocuğun oyunu gibiydi her şey, çok keyif aldım. Tekrar dönüp esas Kaş istikametime devam ettim sonunda. Akşam olmaya başlıyordu artık, Kaş’a yaklaşmıştım. Tam varmak üzereyken yol çalışması nedeniyle sahilden giriş kapalıydı, yukarlara tırmandım ve köylerin arasından başka yollardan Kaş’a ulaştım. Ufak ve sevimli ilçeye geldiğimde ilk olarak meydana indim. Canım dondurma çekmişti, tepsi üzerinde taze taze yapılan meyvalı bir dondurma standı gördüm, mutlaka denemeliydim tabii, eskiden burada böyle bir dondurma görmemiştim.

Kaş Sahil Yolu Manzaralı Bir Viraj Cennetidir 12. İçerik Fotoğrafı
Kaş Sahil Yolu Manzaralı Bir Viraj Cennetidir 13. İçerik Fotoğrafı

 

Eskiden dalış için gelirdim Kaş’a, buradaki denizin dünyası muhteşemdir. Dalışa başlamak için de çok ideal bir yerdir, demedi demeyin sonra. Motorunuzla gelin, dalış yapın. Dondurmadan sonra konaklamak için bir yer bulmak için motorla gezindim biraz. Şöyle sevimli bol çiçekli doğal bir yer karşıma çıksın istiyordum. Çarşıdan yukarıya doğru çıktım, tırmandıkça çarşıdan uzaklaşmıştım, oteller ve pansiyonlar gördüm, ama hemen “Evet, burası olsun” dediğim bir yer görememiştim. Ara yollara girdim, hem geziyordum aynı zamanda, sonra bir köşede pembe çiçeklerle sarılmış kocaman bir bina gördüm, merakla oraya sürdüm ve orası bir pansiyon olduğunu görünce sevindim ve hemen park ettim, etrafa biraz bakındım sonra içeriye girdim. Geniş açık bir alanda oturma yerleri vardı, doğal bir ortam vardı ve çevresi çiçek duvarlarıyla sarılıydı. Bir abla yerde oturuyordu, önünde kilolarca yeşil zeytin vardı, kendi mahsulleri olan zeytinleri bir şişe ile kırıyordu… tak tak… İşte burası tam aradığım yer, yerimi bulmuştum. Beni görünce “Hoş geldin” deyip bana baktı “Neredensin, nerelerden geliyorsun sen böyle?” dedi. “Başkaları da var mı, tek misin yoksa? İnanamıyorum sana…” dedi. Hemen ayaklanıp bana bir kahve ikram etmek istedi. “Zahmet etme lütfen, gerek yok” dedim, “Odanız var mı, onu sormak istiyorum” dedim. “Odayı filan bırak şimdi” dedi, “Önce sen bir kahve iç ve dinlen, yoldan geliyorsun sen” dedi. Şimdi ben yine mest olmuştum bu düşüneli karşılamaya, ya ben çok duygusalım ya da olay gerçekten çok güzeldi, sanırım her ikisi de var. “Kahveni al ve terasa çık” dedi. Oradan gün batımı manzarasını izlememi istedi, ben de öyle yaptım. Ne kadar güzel bir yere gelmişim, denizdeki adacıkların hepsi görünüyordu ve güneşin batmasını izledim.

Kaş Sahil Yolu Manzaralı Bir Viraj Cennetidir 14. İçerik Fotoğrafı

 

Odaya geçtiğimde ve eşyalarımı yerleştirdiğimde odanın ücretini hemen ödemek istedim, ama para almak istemedi o an, “Sabah da ödersin” dedi, “Ne acele ediyorsun ki, biz kaçmıyoruz ki, hep buradayız” dedi. Beni bir gülme tuttu o an, o ablanın doğallığı yüzünden sarıldım ona. Ne güzel yürekli insanlar var böyle. Herkesin karşısına hep iyi insanların çıkmasını diliyorum.Güneş battıktan sonra motoruma binip merkeze indim. Yol kenarındaki lambaların sarı ışıkları sokaklara çok güzel bir renk veriyordu, Kaş’ gece motorla gezmek gerçekten güzeldi. Sezon bittiği için pek kimse yoktu, yürüyüş yapan tek tük kişiler vardı. Çok net hatırlamıyorum, ama bir dondurma daha yedim galiba o akşam, sonra arkadaşlarıma hediyelik eşyalar bakayım dedim.

Kaş Sahil Yolu Manzaralı Bir Viraj Cennetidir 15. İçerik Fotoğrafı

 

Ben burayı çok seviyorum, sahil yol sürüşünü çok sevdim, hediyeler alasım geldi içimden. Motorlu gezilerde ilave eşya satın almak bazen problemdir, alınan eşyanın hassaslığı ve ebat çok önemli. Hem motorda ne kadar yer kaplayacak hepsini düşünmek lazım. Hediye seçerken hem kime ne alsam, ama daha da önemli olan kriter çok hassas olmayan ve yer kaplamayan şeyler olmalıydı, bu kriterlerle hediye seçmek daha da zorlaşmıştı. Zaten hediye almak başlı başına zor bir iştir, ama vaz geçmedim. Kaş motifli bardak altığı ve nihaleler buldum, bilezikler de aldım, minik para cüzdanları da aldım, kendime de aldım, hiç eksik kalmayayım ben de sakın. Hepsi her kritere göre on numara uygundu. Fazla yer kaplamadan ve bozulma derdi olmayan güzel ürünlerdi. Gezi için yola çıkarken çantaları asla sonuna kadar hıncahınç doldurmam, yolda alınacak su veya yiyecekler için hep boş yer bırakmalı, hediyelikler için de bolca boş yerimin olması çok güzeldi. Otelime döndüğümde uykum gelmişti, odam çok şirindi, tertemizdi ve fiyatı kahvaltı dahil 65 TL idi.

Kaş Sahil Yolu Manzaralı Bir Viraj Cennetidir 16. İçerik Fotoğrafı

 

Gezimin benim için en güzel günü sona ermişti, o kadar çok hayalini kurduğum o sahil yol sürüşü geride kalmıştı artık, yaşanmıştı ve bitmişti. Zaman bu kadar çabuk akıp gidiyor işte, bir hayal iken bir bakmışsın geçmişten bir parça oluveriyor, o hayal artık bir anı, bir hatıra olmuştu. Sürüşün ve manzaraların etkisi hala üzerimdeydi, hatta yüzümdeki tebessümler hiç gitmiyordu. Ertesi sabah Kaş’ı bırakıp Antalya’ istikametine devam edecektim. Zaten fazla günüm kalmamıştı, Antalya sonrasında evime dönüş yoluna başlamam gerekiyordu artık, ancak hava da şansıma harika devam ediyordu ve gezimden çok keyif alıyordum. Yoksa Antalya’dan dönmesem de Mersin’e kadar devam mı etsem? Karar vermedim, hele bir yarın olsun bakarım duruma göre dedim, planım yoktu. Gezimi uzatmaya karar verirsem ilave izin alıp gezimi Mersin’e kadar uzatabilirim, ama şu an bunun kararını gerçekten vermek istemedim, her halimle bu şekilde bugünün keyifiyle çok mutluydum, harika bir sürüş yapmıştım ve güzellikle 3. günümü bitirdim.

Gezimin devamında nasip neyse o olacaktır zaten, yeter ki sağlık olsun, yol olsun. O yol artık beni nereye götürüyorsa…

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0

Trafikte Saygının Önemi

MotoGP 2018 Sezonunda Ne Olacak?

REKLAM