Yazar: Bora İlhan
Kawasaki, geçtiğimiz günlerde 250cc sınıfında sunmayı planladığı motosikletler ile bu piyasayı ciddiye aldığını göstermişti. Ancak görünüşe göre bu daha yanlızca bir başlangıç.
Kawasaki, 2008 yılında gideren kötüleşen dünya ekonomilerini, ve küçük hacimli motosikletlere olan ilginin giderek artmasını göz önünde bulundurarak, 1987 yılından beri ürettiği EX250 modelini makyajlayarak günümüze uyarlamış, ve bunun sonucunda Ninja 250 modelini ortaya çıkartmıştı. Bu model 2012 yılına kadar öyle başarılı oldu ki, Avrupa’da küçük hacimli motosiklet klasmanının tekrar yeşermesine katkıda bulunduğu su götürmez bir gerçek.
2012 yılında kullanıcılardan gelen eleştiriler doğrultusunda hareket eden Kawasaki, Ninja 300’ü piyasaya sürdü. Motosiklette en çok eleştri gelen noktalardan biri olan gösterge tablosu, artık daha modern ve kibar bir tasarımla değişmiş, ve 90’lı yılların Japon arabası havasından kurtulmuştu. ABS ve kaydırmalı debriyaj gibi genellikle yüksek hacimli motosikletlerde bulunan bir çok özelliğin eklenmesiyle, Kawasaki daha uzunca bir süre küçük hacimli motosiklet klasmanında var olacağını hissettirdi.
Ancak işin Türkiye ayağında, işler pek beklenildiği gibi gitmedi. Motorun hacminin 300cc’ye çıkması, bir üst vergi dilimine girerek %37’lik ÖTV oranı ile “cezalandırılması” demekti. Bu yüzden Ninja 300, henüz selefi kadar başarıya ulaşamadı.
Şubat ayı, Kawasaki için yeni bir sayfa olarak da görülebilecek bir motora ev sahipliği yaptı. Ninja 250RR Mono adıyla piyasaya sürülen yeni tek silindirli 250cc’lik motosiklet, 28 beygirlik gücü ve 151kg’lık ağırlığı ile doğrudan dişlerini Honda’nın CBR250R’ına bilemişti. İlk başta yalnızca Asya pazarında piyasaya sürülmesi planlanan bu motor, Ninja 300’den %30 oranında ucuz oluşu ile Avrupa’da da başarılı olabileceğinin sinyallerini veriyordu.
Ve geliyoruz günümüze. Kawasaki, geçtiğimiz günlerde tekrar bu sınıfta bir atak yapacağının sinyallerini vermeye başladı. Ninja 250RR Mono’nun çıplak bir türevinin Avrupa’da patent alması için başvurulması üzerine, piyasalar tekrar çalkalanmaya başladı. Dizaynda, Z serisinden alınma keskin ve kaslı hatlar ve göze çarparken, motosiklete verilecek ismin “ER-2N” olacağı düşünülüyor.
Acaba, 90’lı yıllardaki 250cc’lik olan, ve büyük hacimli kardeşlerini aratmayan motorların olduğu bir piyasanın dönüşüne mi tanıklık ediyoruz?