“Abla, o motor sana biraz büyük değil mi?” , “Siz isterseniz başka bir motor alsaydınız …”
Boyum 1.55m. 52-54 kg civarındayım. Kendimi bildim bileli ufak tefek bir kız oldum. Ama sevgili babam bana düşünsel ve fiziksel anlamda her konuda hep dedi ki, belki kendisine sorsalar hatırlamaz bile 🙂 ,” Benim kızım her şeyi yapabilir. İstediğin her şeyi yapabilirsin yeter ki iste.”
Küçüklüğümden itibaren kayak, bisiklet ve yüzmeyle uğraşmam, kendi malzememi kendim taşımam, boyumdan büyük oğlan çocuklarıyla yarışmam ve babamın bu sözleri, hep o inadı işledi içime; niye yapamayayım ki?!!! ve şükür bir şekilde hep yaptım.
Ufak tefek bir kadın olarak, koca motorlara binmeyi hayal etmek, özenmek ve benzincisinden, hocasına, tamircisinden, satıcısına kadar hep benzer sözler işittim. Buna rağmen, (Yanlış anlaşılmasın, motor sürmeye başladığım gibi 1000cc’lik motorlar almaya veya sürmeye kalkmadım, eğitim süreçlerinden sonra ilk satın aldığım 250cc’lik “beginner friendly” motorlar için söylediler bunları 🙂 ) hep gülerek cevap verdim; “Ne var yani yapamaz mıyım:)”
Sizi tanımayan, sizi öğrenmeyen insanlara asla kulak asmayın.
Elbette ki zorlandım, hepimizin zorlanacağı şeyler hep olacak. Ama bu, beni güçlendiren ve öğreten bir şey. Benim gibi olan herkesi güçlendiren bir şey.
Öğrenmenin sonu yok. Güçlenmenin de.
Yeter ki insanın içinde o ateş yanmış olsun, kim olduğunu, ne istediğini biliyor olsun. İşte o zaman, durmadan öğrenmeye de, güçlenmeye de hayır demiyor.
Durmadan öğrenmek, çıtaları adım adım öğrenerek yükseltmek gerek. Sürerek, öğrenerek, okuyarak, inceleyerek, gözlemleyerek, izleyerek, dinleyerek, paylaşarak, kulak vererek.
Ama unutmamak lazım ki, hiçbir şey bir anda olmuyor.
Bu işte ölmenin en kolay yolu, bir anda olduğunu düşünmek.