Yazar: Ahmet Köseoğlu
Gaziantep’te 2004 yılında başladığı
motosiklet ithalatını 2007 yılında üretime
çeviren Kuba Motor, ülkemizde motosiklet
sektöründe standartları belirliyor
2004 yılında motosiklet ithalatı ile sektöre adım attıklarını ifade eden Kuba Motor Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Karakurt, 2007 yılında ilk üretim iznini alan ve uygulayan firma olduklarını söyledi. Gaziantep 4. Organize Sanayi Bölgesi’nde yüzde 100 yerli sermaye ile kurulmuş işletmede dört ayrı bantta yıllık 120 bin adet otomatik ve vitesli motosiklet üretim kapasitesine sahip olduklarını kaydeden Karakurt, “25 bin metrekare kapalı, 15 bin açık alan olmak üzere toplam 40 bin metrekare alanda faaliyet gösteriyoruz. 180 kişilik üretim ve yönetim ekibimizle faaliyet gösteren ulusal ölçekte bir firmayız. Yurt çapına yayılmış 300 adet bayiimiz ve 400 adet servis ağımız sayesinde her an her noktada nihai motosiklet kullanıcılarına ulaşmayı başarıyoruz” şeklinde konuştu.
MUSTAFA KARAKURT KİMDİR?
Dört yıldır Kuba Motor’da Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışıyor. Mesleği ekonomist. Kendi deyimiyle iyi bir motosiklet tutkunu. Favori sınıfı 1000 cc ve üzeri racing motosikletler. Motosiklet tamiri ise en büyük hobilerinden biri. Kendini bildi bileli motosikletle ilgili. Öyle ki 18 yaşına girdiğinde ilk yaptığı iş A2 sınıfı ehliyet almak olmuş.
Karakurt, “Gelecek yıl sektörde yüzde 30 net büyüme hedefindeyiz” dedi. Markanın ürün çeşitlerinden bahseden Karakurt, “Klasik ve sport vitesli, Racing, Choopper, Atv, Scooter, Cup ve Cross sınıfında 100 cc ile 600 cc arasında birbirinden değişik modellerde üretim yapıyoruz. Kalitemizden asla taviz vermeden kullanıcı istek ve beklentilerini azami ölçüde karşılamayı ilke edinerek, dünyaca tanınmış Japon ve Tayvan firmalarıyla Ar-Ge ve proje ortaklığına gidiyoruz. Firmamız kalitesini bir üst sınıfa taşıyarak Türkiye’de standartların yükseltilmesi yönündeki çalışmalarına ve gelişim sürecine hızla devam ediyor” dedi. Karakurt “İthalat dönemiyle birlikte başlayan ve kısmen günümüze kadar devam eden belirsizlik ortamının netleşmesi, kalite-fiyat-hizmet denklemin yeniden şekillenmesi, içinde bulunduğumuz motosiklet sektörünün daha istikrarlı bir yapıya kavuşturulması ve hak ettiği noktaya taşınması, bunu yaparken de ticari kaygılardan uzak, ülke ekonomisine katma değer oluşturulması, varoluş sebebimiz olmaya devam edecek” açıklamasında bulundu.
“İstikrarlı yükselişimiz sürüyor”
Sektördeki istikrarlı yükselişlerini devam ettirdiklerinin altını çizen Karakurt, ” Kuba Motor olarak İstikrarlı yükselişimizi devam ettiriyoruz. 2011 yılında da pazar payını en çok artıran ve yapısal büyümeyi gerçekleştiren marka olduk. Geçen yedi yıllık süreçte kaydettiğimiz muazzam büyüme ve gelişme oranı sayesinde bugün sektörümüzün en yenilikçi, belirleyici ve yön verici markası haline geldik. Her yıl olduğu gibi ürün gamını nihai kullanıcı istek ve beklentilerine paralel olarak geliştiren firmamız, ister ekonomik bir ulaşım aracı, isterse bir yaşam biçimi olarak algılansın hayatlarında motosiklete yer açan her yaştan kullanıcıların tüm ihtiyaç ve beklentilerine cevap vermenin mutluluğunu yaşıyoruz. Motosiklet kültürünün ve bilincinin ülkemizde yerleşmesine katkıda bulunmayı amaçlayan sosyal sorumluluğumuzu daima göz önünde tutuyoruz” diye konuştu.
Mustafa Karakurt, “Firmamızın yönetim anlayışı, mamul ve yedek parça kalitesine verdiği önem ile satış sonrası hizmette zamanında, eksiksiz tedarik ve bunu destekleyici müşteri memnuniyet takibi ile çizgisinden sapmadan emin adımlarla hedeflerine yürüyor. Ülkemizin mevcut genç ve dinamik nüfus yapısı göz önüne alındığında ortaya çıkan potansiyele paralel son yıllarda yakalamış olduğu siyasi ve ekonomik istikrarın da etkisiyle artan refah düzeyinin tabii sonucu olarak motosiklet modellerine ve donanımlarına ait standartlar yükseliyor. Kullanıcı beklentilerinin artması, üretici firmaları şimdiye kadar pazara sunulan ürün gruplarını geliştirmeye ve yeni modeller oluşturmaya zorluyor” şeklinde konuştu.
“Hedef, motosiklet kullanım oranının artması”
Bugün tüm dünyada modernleşmenin göstergelerinden biri kabul edilen motosiklet kullanım oranının Türkiye’de de arzulanan seviyelere gelebilmesi gerektiğini kaydeden Mustafa Karakurt, “Bunu yaparken de eğitimli kullanıcıların sayısının artırılması, daha yaşanılabilir bir dünya için çevre bilincinin gelecek nesillere aktarılması ve milli ekonomimize yapılacak her katkıyı mukaddes sayan bir anlayışla hareket etmemiz gerekiyor” dedi. Karakurt, “Motosiklet kullanım oranının Avrupa standartlarına çıkarılması için dernekler (Moteder ve Moted) sürekli olarak çalışıyor. Motosikletin pratik, ekonomik ve çevreci özelliklerinin vurgulanması gerekiyor. Motosiklet kullanım oranının medeniyet ölçütlerinden birisi olduğu insanımıza anlatılmalı ve aktarılmalı” görüşünü dile getirdi.
Röportajımız esnasında gördüğümüz Kuba Motor’un kurucusu Bekir Müjdeci’den kısa bir sektör değerlendirmesi aldık.
KUBA MOTOR’un yönetim kurulu başkanı Bekir Müjdeci, motosiklet sektörü üzerindeki kara bulutların dağıldığını, vergiler ve teşvikler konusunda olumlu adımların atılması durumunda sektörün büyük bir atılım yapabileceğini, hatta kısa zamanda %100 yerli kendi motosikletini üretir duruma geleceğini söyledi.
Bekir Müjdeci: “Otomotiv sektörü kadar biz de %100 yerli motosiklet üretimi konusunda iddialıyız”
Bekir Müjdeci: “2005 ve 2006 yıllarında Çin’den yapılan ithalatlarla motosiklet sektöründe satışlar 600.000’e kadar çıkmıştı. 2006 yılının haziran ayında yapılan ek vergi artışları, ithalatta fon koyulması bazı firmaların sektörden çekilmesine sebep oldu.
Tüketici tarafından yetersiz satış sonrası hizmetin alınması ve vergi sonrası artan fiyatlar, 2007’de motosiklet satışlarını 118.000’e kadar geri çekti. 2007 yılında yerli üreticilerin üretime geçmesi ile yeni bir dönem başladı. Sanayi Bakanlığı’nın kayıtlarında da görebileceğiniz gibi ilk üretime geçen firma KUBA MOTOR’dur. Sonrasında diğer firmalar üretime başladı. Tabi ilk üretim “montaj üretim” olmasıyla beraber şu an üretilen bir motosikletin yaklaşık %35’i yerli aksamlar ile üretilmektedir. Bu yeni dönemin başlamasıyla TUİK verilerine göre 2010 yılında satılan motosiklet 135.579 adet. 2011 ilk sekiz aylık rakamları ile değerlendiğimizde görüyoruz ki, yılsonunda seneyi %50’yi aşan bir büyüme ile yaklaşık 210.000 adet motosiklet satılmış olacak. Önümüzdeki yıllarda büyüme artışımız yıllık %20–30 bandında olacağını ön görüyoruz. Biz ülke olarak 600.000 adetleri gördük. Firmalar artık birbirleriyle “Düşük Fiyat” yerine “Kaliteli Üretim” ve “Düzgün Satış Sonrası Hizmet” kulvarında rekabet ediyor. Bu da önümüzdeki yıllarda Türkiye olarak iddialı adetleri yakalayacak olmamızın en büyük göstergesidir. Motosiklet satışında ülke olarak çok geri durumdayız. Bizimle aynı nüfus büyüklüğüne sahip olup milyonlu adetlere ulaşan ülkeler var. Örnek vermek gerekirse İran ile aynı nüfusa sahibiz İran’ın 1 milyon adet motosiklet satışı var. Mısır aynı şekilde, Brezilya 2 milyon adet, Endonezya 3 milyon motosiklet satıyor. Biz sektör olarak %100 yerli motosikletimizi üretebilecek güçteyiz.” Otomotiv sektörü, %100 yerli otomobil üretebilmek için devletten 2 milyar dolar teşvik istiyor. Oysa biz de diyoruz ki otomobile istenilen teşvik rakamlarının 100’de ikisine, rakamsal olarak söylemek gerekirse 40 milyon dolar teşvik verilmesi durumda bir değil, 4 farklı modelde %100 yerli motosiklet üretebiliriz. Motosiklet sektörü bu birikime ve enerjiye sahiptir. Otomotiv sektörü yerli üretim konusunda iddialı olduğu kadar, bizde motosiklet sektörü olarak, yerli motosiklet üretimi konusunda tasarım dahil, tamamı Türk mühendis ve teknisyenlerin emeğiyle yüzde yüz yerli bir motosiklet üretebiliriz, yeter ki önümüzdeki engeller kaldırılsın.”