Yazar: Özlem Köseoğlu
Maceracı Ruhunu “TRAX Riding” Markası Altında “Eğitim” ve “Motokoçluk” Hizmetleriyle Buluşturan İSİM: Burak Ercan “Motosiklet”, “Eğitim”, “Enduro”, “GS Trophy”, “Motokoçluk”, “Heyecan”, “Güven”, “Keyif”…. Tüm bu kelimelerin karşılığını Burak Ercan ile alacağınız eğitimde fazlasıyla bulabilirsiniz.
Kendisiyle konuşurken bu işi ne kadar severek yaptığını bir çırpıda anlayabiliyorsunuz. Burak Ercan için “Eğitim” ve “Motokoçluk”, işten öte önemli ve zevkli bir hayat felsefesi anlamına geliyor. Heyecan dolu röportajımıza hazırsanız başlayalım…
Motoron: Burak Bey merhaba, öncelikle sizi daha yakından tanıyalım.
Burak Ercan: Motosiklet ile iç içe olan hayatım, 14 yaşında scooter’lar ile başladı. Üniversite eğitimi için Amerika’ya gittiğimde ise Michigan’da “Midwest Police Motorcycle Training” denen Harley’ler ile çılgın bir eğitim yapan ekiple beraber çalışma fırsatı buldum. Üniversiteye giderken 6 ay kadar burada çalıştım. Burada güvenliğin ne kadar önemli olduğunu, motosiklet sürüşünün hayat boyu sürecek bir öğrenim süreci olduğunu öğrendim. Üniversite bittikten sonra Amerika’dan Japonya’ya taşındım ve 3 sene kadar Japonya’da yaşadım. 1999 senesinde hazır Tokyo’dayken, Japonlar’ın motosiklet eğitimini nasıl yaptığını merak ederek tamamen kendimi geliştirmek amacıyla motosikletli polis eğitimlerine katıldım. 2000 yılında Türkiye’ye geri döndüm, okuduğum dal Televizyon ve İletişim olduğu için Tanıtım Direktörü olarak NTV’de kamera arkası bir işte çalışmaya başladım. Sonrasında 2005 senesinde ulusal bir kanalda yayınlanan “Motokeyf” isimli motosiklet programımı yaklaşık 120 – 130 bölüm hazırlayıp sundum.
Bu sıralarda 2004 yılında BMW Borusan Otomotiv, BMW Rider Acamedy’nin kurucu eğitmeni olarak eğitmenlik hayatıma başlamış oldum. Bu süreçte, TV programım ile BMW rider Academy eğitmenliğim eş zamanlı olarak devam etti. 2009’da, BMW Riding Academy’den Yamaha’ya geçiş yaptım ve böylece benim için 3 yıl süren Yamaha Riding Academy’nin (YRA) oluşumunu da başlatmış oldum. Sonrasında kendi markam “TRAX Riding” adı altında daha butik anlamda, tecürebelerimi insanlara farklı bir şekilde yansıtmayı tercih ettim. Böylece “Motocoaching” yani “Motokoçluk” adını verdiğim birebir eğitimler, butik, ekstrem macera turları, Onroad ve Offroad olmak üzere ileri seviye eğitimler, yurt içi ve yurt dışında özellikle birebir eğitimler düzenlemeye başladım.
M: Hangi tarzda ve seviyede eğitimler verdiğinizden bahsedelim?
B.E.: “TRAX Riding” markası altında Başlangıç Eğitimi vermiyorum. Bu amaçla gelen öğrencileri, diğer markaların eğitimlerine yönlendiriyorum. Benim daha çok tercih ettiğim, temel sürüş becerilerine sahip kişilere, işin inceliklerini ve yeni teknikleri aktarabilmek diyebilirim. “Güvenlik” ve “Performans” sürüşünü bir araya getirip İleri Seviye Eğitim’ler vermek şeklinde özetleyebilirim. Bunu da “Onroad” (Asfalt) İleri Seviye Sürüş Gözlem Eğitimleri ve diğeri de Enduro yani “Offroad” Eğitimleri olarak ikiye ayırıyorum. Offroad Eğitimler’de, belki sıfırdan başlattığım öğrencilerim oluyordur. Ama özellikle asfaltta, tecrübeli sürücüler ile birebir ya da en fazla üç öğrenci ile birlikte çalışıyorum. Onroad kendi içerisinde de ikiye ayrılıyor. Tamamen telsiz bağlantısı ile bir “Tam Gün Birebir Sürüş Gözlem veya İleri Seviye Sürüş Eğitimi”, hakimiyet ve kontrol eğitimi verdiğim ilk 2-3 saatini trafiğe kapalı alanda geçirdiğimiz bir evre. Daha sonra virajlı, asfaltın tutuşunun güzel olduğu yollarda, İleri Seviye Sürüş Eğitimi ile sürüş tekniklerini uyguluyoruz.
Bunun daha uzun olanı ise “Bir Gece İki Tam Gün Birebir Sürüş Gözlem veya İleri Seviye Sürüş Eğitimi” oluyor. Bir gece iki günün geçtiğimiz de ise olay, “Motokoçluk” boyutuna geçmiş oluyor. Öğrencimi, üç gün ve ötesi sürüşlerde, yurt dışına çıkarıyorum. Konaklama ve yemek gibi organizasyonları ben ayarlıyorum. Bu rotalar arasında Bulgaristan dağlarındaki virajlı yollar ve Yunanistan’daki sahil şeritleri gibi cazip seçenekler bulunuyor. Paralı anayol ve otoyol yerine bu rotaları daha da cazip kılan yerli halkın bile bilmediği dağ yollarını tercih ediyorum. Tamamen kişiye özel olduğu için öğrencinin eksik ya da yanlışlarını tespit edip, onu daha ileri seviyeye taşımak için gereken çabayı sarf ediyoruz. Aynı şekilde Enduro operasyonları da bu şekilde gerçekleşiyor. Fakat Enduro’da biraz daha farklı bir dokunuş var. Bazen öğrencilerimi alıp BMW Motorrad’ın İspanya, Valencia dağlarında bulunan Enduro Eğitim Merkezi’ne götürüyorum. Orada Enduro’ya hazırlanmış motosikletlerle 6 gün boyunca keyifle eğitimimizi yapıyoruz.
M: Eğitimlerde kullanılan motosikletler desek?
B.E.: Öğrencilerin, asfalt eğitiminde kendi motorları olmasını tercih ediyorum ama uçakla gittiğimiz lokasyonlarda kiralık motorlar organize ediyorum.
M: BMW ile olan ilişkinizden ve en çarpıcı aktivite, GS Trophy’den bahsedelim.
B.E.: Öncelikle lisansım ve sertifikasyonum anlamında Uluslararası BMW Eğitmeniyim, Türkiye BMW Borusan Riding Academy ile dostluk dışında hiçbir ilişkim bulunmuyor. Almanya BMW’ye bağlı Uluslararası Tur Operatörü olarak BMW’nin Uluslararası Branşı’na hizmet veriyorum. Kendi tur programlarım haricinde, oradan da eğitmenlik ve tur operasyonluğu (tur kılavuzluğu) ile ilgili zevkle kabul ettiğim teklifler gelebiliyor. Tüm bunların yanı sıra, BMW İspanya’nın Offroad ve Onroad Eğitmeni’yim ki bundan oldukça gurur duyuyorum.
GS Trophy’ye gelelim: BMW Motorrad, dünyanın el değmemiş uzak lokasyonlarında iki senede bir, markanın en önemli operasyonlarından birisi olan BMW GS Trophy Enduro macerasını düzenliyor. Dev organizasyon BMW GS Trophy’te kazanmaktan ziyade, bu aktivitenin bir parçası olmak bile heyecan verici. Dünyanın 19-20 ülkesinden bir araya gelen amatör ruhlu yarışmacılar, bu işin can damarı olan “Marshal” denilen 10 hakem (gözetmen) ve basın mensupları ile 100 kişiye yakın bir grup oluyor. Dünyada ilk ve tek Türk olarak bu hakemlik görevi bana verildi. Korku ve heyecanla kabul ettim çünkü gerçekten çok zorlu bir işti. Bu yarışta yer alan hakemlerin görevi, sadece bayrak sallamak değil. Aksine GS Trophy’de görev alan hakemler, yarışçılarla birebir hatta daha fazla efor sarfeden ve sorumluluk gerektiren bir görev üstlenmiş oluyorlar. 2016 senesinin Şubat ayında Güney Afrika’nın kazandığı GS Trophy, Tayland’ta dağlarda ve ormanlarda 3,000 kilometrelik etap şeklinde gerçekleştirilmişti. Yarışın sonunda yarışmacılar, beni GS Trophy 2016’nın en iyi hakemi olarak seçmişlerdi. Bu duyguyu size tarif edemem, inanılmaz bir mutluluk ve gururdu benim için.
M: Turlarınıza gelecek olursak, 2017 Programınızda neler var? Turlardan bahsetmişken, katılmak isteyen kişilerin neler yapması gerekiyor?
B.E.: Size bahsettiğim Motokoçluk ve birebir yurt içi ve yurt dışı eğitimlerin dışında sene boyunca Mart sonundan Kasım’a kadar serpiştirdiğim 3-4 günlük, 10 günlük hatta 14 günlük Alp Dağları’na kadar grup turları bulunuyor. İlgilenen kişiler, mail adresimden, Sosyal Medya hesaplarımdan, telefonumdan direk benimle iletişime geçebilirler. Biliyorsunuz eğitmenlik ve öğrenci ilişkisi, hizmetten memnun kalındığı zaman eğitmen-katılımcı ilişkisinden çok bir dostluğa dönüyor. İşte internet sitemizden grup turlarımızı takip eden arkadaşlarımız, daha önce benimle tecrübe yaşamış kişilerden oluşuyor. Benim dünyama ilk defa adım atacak kişiler ise birebir Motokoçluk kısmını tercih ediyorlar. Burada Motokoçluk ile grup turları arasındaki en büyük fark, olayın içine enjekte edilmiş eğitim boyutu diyebiliriz. Internet sitemi açıp baktığınızda gördüğünüz grup turlarındaki amaç güzel yollarda keyifle gezmek ve yol yapmak.
M: Sizden eğitim almak isteyen motosiklet tutkunlarının nasıl bir prosedür izlemesi gerekiyor?
B.E.: Bilirsiniz sektörde, daha çok fısıltı koruluğu gibi kulaktan kulağa referanslar oldukça büyük önem taşıyor. Genelde benimle temasa geçen kişiler, referanslarla telefonumdan bana ulaşabiliyorlar. Bu da benim çok hoşuma gidiyor ve işimi doğru yaptığımı hissettiriyor. Telefonum her zaman açık, bana rahatlıkla ulaşabilirler.
M: İstanbul dışından bir kişi, sizden eğitim almak istediğinde işler nasıl yürüyor?
B.E.: İstanbul dışında eğitimler için daha çok kapalı alan tarzı ve ardından gözlem sürüşü gelebilecek şekilde, en azından iki günlük ve grup eğitimi tercih ediyorum. Gitmesine kesinlikle giderim ama tek kişiye gidişim, ulaşım ve konaklama maliyeti açısından rakamları yükseltiyor.
M: Gelecek için proje ve planlarınız nelerdir? Varsa vermek istediğiniz mesajlar?
B.E.: DRD Motorbikes ile TRAX Riding markasının eğitim ve seyahat konusunda bir çözüm ortaklığı bulunuyor. Yani TRAX Riding, DRD Motorbikes’a eğitim ve seyahat anlamında operasyonel olarak çözüm üretiyor olacak. Beraberce güzel işlere imza atacağız.
Eğitmenlik konusunda ise gerçekten hakkıyla yaptığınız zaman, bu işin inanılmaz yorucu ve ciddi sorumluluk gerektirdiğini söylemeliyim. İki teker üzerinde 200 beygirlik araçlardaki sürücülere eğitim veriyorsunuz ve insanlar canlarını size teslim ediyorlar. Pistin kenarında durup “Kafanı sağa çevir”, “Debriyaja bas” demek yerine yıllarca öğrencilerimin arkalarından tutarak, kan ter içerisinde kalarak hep peşlerinde koştum. Dışarıdan bakınca dünyayı geziyorum gibi görünüyor ama inanın perde arkası çok farklı ve yorucu. Diğer eğitmen arkadaşlarımıza da bu işin gerçekten ciddi sorumluluk ve emek gerektiren bir iş olduğunu hatırlatmak istiyorum. İnsanlara bir şeyler öğretebildiğim zamanki tatmin ve mutluluk duygusu anlatılamaz. Özellikle Türkiye içinde sürücülere eğitimler vererek, onları daha güvenli sürüşe yöneltebilmek, bu tutkuları yaşarken en azından eğitimlerle sıkıntılardan bir nebze uzaklaştırmak ana görevlerimizden birisi. Bunu yapabildiğim sürece yapmaya devam edeceğim. Hedefim, hacmi biraz küçültüp daha butik olarak bu işe devam etmek.
Sürücü dostlarımıza da tutkularını güvenli bir şekilde sürdürebilmek için en başından en sonuna kadar kesinlikle eğitim almaları gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Çünkü motosiklet eğitmeni olmama rağmen her gün trafikte yeni şeylerle karşılaşabiliyorum. Asıl problemler ve tehlikeler, “Ben bu işi bitirdim” dediğinizde başlıyor. Aksesuarlara dünyanın parasını verirken eğitimin, asla ihmal edilmemesi gerektiğini ve kendilerine yapabilecekleri en iyi yatırım olduğunu düşünüyorum.