MotoGP’de ilk olarak Ducati takımında gördüğümüz sonrasında diğer takımlar tarafından da benimsenip kullanılan kanatlar ne işe yarıyor?
Bu kanatların temelde iki avantajı var. Viraj çıkışı, kalkış gibi ani hızlanmaların olduğu yerlerde motosikletin ön tekerinin yerden kesilmesini engellemek ve frenleme sırasında ön tekerin yere daha iyi basıp daha güçlü fren yapmasını sağlamak.
300 km saat hızla giden bir kanat tehlikeli görünüyordu.
Kanat kullanımını ilk defa 2015 sezon öncesi testlerde Ducati takımında gördük. 2016 yılında ise neredeyse tüm takımlar tarafından benimsendi ve farklı tasarımlarla uygulanmaya başlandı. 2016 sezonunda bazı pilotların güvenlik endişesi duyarak FIM’ e bildiride bulunması sonucunda FIM bu kanat yapısının kullanılmasını yasakladı.
Bu karar kimileri tarafından Ducati’nin avantajını kaldırmak amaçlı olduğu şeklinde yorumlansa da 300 km saat hızla giden bir kanat gerçekten tehlikeli görünüyordu.
2018 yılı Sepang testlerinde ise bu kanatlar evrim geçirmiş ve pistlere geri dönmüştü. Kanatçıkların dikey bir başka kanat ile birleştirilerek güvenli bir şekilde kullanılabileceği açıklandı.
MotoGP’de kullanılan kanat nasıl çalışıyor?
Bu kanatların çalışma prensibi uçak kanatları ile aynı olarak düşünülebilir fakat burada tam tersi pozisyonda konumlandırılarak elde edilen kuvvetin yönü değiştiriliyor. Uçaklarda kanat nasıl yukarı doğru bir kaldırma kuvveti üreterek uçağın uçmasını sağlıyorsa burada tam ters yönde bir kuvvet ile motosikletin yere daha fazla basması sağlanıyor.
Peki bu kanatlar neden sadece motosikletin ön tarafında?
Hızlanma ve frenleme esnasında motosikletin ağırlık merkezi sürekli değişir. Kalkış ve viraj çıkışları gibi hızlanmanın olduğu yerlerde ağırlık merkezi arkaya kayarken, viraj öncesi frenlemelerde öne kayar.
Viraj çıkışındaki hızlanmalar o kadar anidir ki motosikletin ağırlık merkezi arka teker mili hizasını geçer ve ön teker yerden kesilir. Bu her ne kadar artistik görünse de kontrol kaybolduğu için yarışçılar tarafından istenmeyen bir durumdur. Pilotlar bunu önlemek için hızlanmadan feragat edip motosikletin güç limitlerinin altında bir hızlanma ile yetinirler. Yani bir nevi hızlanma güçten ziyade ön tekerin yerden kesilmesi ile sınırlanmış olur.
Ön tarafa eklenen kanatçıklar ön tekerin üzerine yük bindirerek hızlanma sırasında ön tekerin yerden kesilmesini engellerler. Bu sayede pilotlar viraj çıkışlarında gazı daha agresif kullanabilirler.
Bir diğer avantaj ise frenlemede.
Bilindiği gibi frenlemede aslan payı ön frendedir. Hatta ani frenlemelerde motosikletin ağırlığı tamamen ön teker üzerine taşınır ve tek fren ön fren olur. Ön tekerin üzerinde ne kadar yük varsa o kadar yüksek tutunma olur ve dolayısı ile o kadar fazla frenleme kuvveti oluşturabilir. 300 kmh ile frenlemeye başlarken kanatçıklar ön tekere 30 kg basma kuvveti uygulayabilir. Motosikletin ağırlığına ek olarak kanatlardan gelen bu baskı kuvveti frenleme kuvvetini arttırır ve yarışçıların daha geç frenlere asılmasına olanak sağlar.
2 avantajın yanında 3 dezavantaj!
Yeni kanat tasarımlarıyla daha kompakt hale gelen kanat yapısı hala bir çarpışmada 300 kmh hızla giden bir bıçak kadar tehlikeli olabilirler.
Kullanılan kanatlar yere basma kuvvetini oluştururken üzerlerinden geçen havayı da bozarak kanat arkasında türbülans oluşturuyor. Bu türbülans arkadan gelen motosikleti dengesizleştirerek güvensiz hale getiriyor.
Bir diğer dezavantaj ise kanatların pilotları fazla yorması. Ön tarafın yere daha fazla basmasından dolayı pilotlar motosikleti viraja yatırabilmek için daha fazla kuvvet harcamak zorunda kalıyorlar.
Yorumlar
Loading…