Kıştan artık yavaş yavaş çıkıyoruz, birçok motosiklet kışlık uykusundaydı, uyandırma zamanı geldi. İlk an motorun marşı basmayabilir, aküsü bitmiş olabilir. Bu ufak meşguliyetler kışın motor kullanmaya ara vermiş motorcular için ayrı heyecandır bence, çünkü yeniden başlayan motorsiklet sezonun hazırlık dönemidir, bunun da tadını çıkartmalı insan. Peki kendimiz ne durumdayız?
Beden olarak biz de kışlık modundan çıktık mı? Kış boyu kilo almış ve reflekslerimizin yavaşlamış olabileceğini unutmamalıyız. Birçoğumuz aslında motor kullanırken harcadığımız eforun farkında bile değil. Bu farkındalığa sahip olmayı öneririm, çünkü motorsiklet bir spordur, adrenalin içeren bir açık hava sporudur.
Açık havada yapılan koşu bile kapalı bir fitness centerdeki koşu bandındaki koşudan çok daha fazla enerji ve dayanıklılık gerektirir ve çok daha sağlıklıdır. Açık havada yapılan her sportif aktivite sağlık ve fayda olarak bize geri döner. Kışın motora uzun ara verenler ilk binişlerinde mutlaka daha temkinli ve kısa mesafe sürüşü yapmalı, hemen uzun bir geziye çıkmamalı.
Hangi spora ara verirsek verelim, yeniden başlangıçlarda mutlaka bir alışma süreci oluyor. Motor kullanmak hepimizi öyle ya da böyle daima mutlu eder, herkesin kendine göre ve kişiliğine göre motosiklet sürmek için çeşitli nedenleri var. Kimisi dostlarla beraber olmak için, kimisi grubuyla etkinliklere katılarak kalabalıktan mutlu oluyor veya bolca sürüş yapmak ister.
Ruh ve beden sağlığımız iyi olduğu sürece daha kaliteli bir yaşantımız olur. Biz mutluysak kendimizle daha barışık oluruz ve olumlu tavırlarımızdan çevremiz de nasibini alır. Mesela çok gergin, yoğun ve sürekli stresli olan hızlı iş ortamımda “İyi ki varsın” sözünü çok duyarım.
Bizler gerçekten fark yaratıyoruz. Motor kullanarak efor sarf ettiğimizi fark etmeden bile sürüş esnasında formda ve zinde kalıyoruz. Özellikle uzun mesafelerde ve zor koşullarda çok daha fazla enerji tüketilir. İnanılmaz iştahımız ve bitmek bilmeyen yemek yeme ihtiyaçlarımız bunun bir kanıtıdır. Sürüş bittiğinde o tatlı yorgunluklar yok mu? Fabrika ayarına dönüyor ve resetleniyoruz işte. Motor sürmek hem ruhumuzu hem fiziğimizi genç ve dinamik tutuyor. Reflekslerimiz daha çabuktur ve kaslarımız daha güçlüdür.
Gözlem, hızlı algılama, düşünme, değerlendirme ve olasılıkları tahmin ederek çabuk karar vermeyle ister istemez beyin jimnastiği yapıyoruz. Beynimizin sürekli pür dikkat çalışıyor olması sağlık açısından çok faydalıdır. Ayrıca hissettiğimiz zafer duygularıyla ve aldığımız keyif ile gelen mutluluk ruh sağlığımızı etkilemektedir. Yaşadığımız heyecanlarla vücudumuzdaki adrenalin kan akışını hızlandırıyor, bu aynı anda daha fazla oksijen demek. Adrenalin kan damarlarını genişleterek vücudun acı hissini azaltmasıyla bilinir, aynı zamanda bedenimizde bulunan kaslar gerilir.
Adrenalin kişiye farkında olmadan ekstre bir güç vermiş hissi uyandırır. Adrenalin reflekslerde hareketlerin hızlanmasını da sağlar. Bu saydıklarım özellikle uzun yollarda veya yarışlarda daha çok etkili oluyor. Motor ile kısa mesafelerde daha çok efor sarf etmek için, yani spor yapmak için bozuk araziye girin ya da bol tümsekli yollarda sürün. Tümsek yaklaşınca seleden az kalkın, bacak kaslarınızı çalıştırın, motorun gövdesini bacakların arasına hapsedin, dizler kırık, tam düz ayakta durur gibi durmadan sürüşe daha fazla zorluk katabilirsiniz. Motoru bacaklarınızın arasında sıkıştırın, bırakın kaslar gerilsin, motor üzerinde bu şekilde egzersiz yapabilirsin. Tümseklerin üzerinden geçerken at biner gibi atın üzerindeki Jokey misali gibi, bu şekilde sürüşe eğlence bile katmış olursunuz, motorla bütünleştiğinizi hissedin.
Motosikletiniz için bile bu çok yaralı bir davranıştır. Bunu biraz tenha yollarda yapmak daha güvenlidir, çünkü ayakta durunca aynalardaki göz teması olmayacaktır. En çok eforu arazilerde cross motor kullanarak harcanır. Düz yolda da bu egzersizlere devam edebilirsiniz, denemediyseniz deneyin, çok eğlenceli. Hadi, hep beraber eğlenceli sürüşlere kontak açalım…